ÇOCUK YAŞTA AŞKIN PENÇESİNE DÜŞÜRÜLEN ÇOCUKLAR.

İnsan dünyaya sadece mahlukatı sevmeye gelmedi. Hele acı, keder ,üzüntü ,felaket ,bela gözyaşı, ölüm getiren birilerini sevmeye hiç gelmedi.Acı ve keder vermeyen rabbini sevmeye onları da rabbi için sevmeye geldi. Rabbi için seven acı çekmez ama nefsi için seven acılar çeker. Çünkü sevecekleri ve sevdikleri elinden çıkıyor ve gidiyor ya o sevgilerine yetişemiyor ya sevdiği onu sevmiyor yada o sevdiğine ulaşamıyor yada sevdiği şeyleri elde edemiyor hepsi zarar veriyor.Yanlış yerde kullanılan sevgi ve muhabbet hayatını batırıyor, hayat ışığını söndürüyor.Dünyasını karartıyor.

Sevmenin manasını ve zamanını bilmeyenler neyi kimin için sevmeleri gerektiğini bilmeyenler çok belalara giriftar olurlar.Şu zamanda hayatı sadece sevmek olarak algılayan yada algılatan ve yada dayatılan ne kadar kız çocukları vardır küçük yaşta sevginin amansız pençesine düşüp, kendini yakan… Ne kadar evli kadın vardır aşkın pençesine düşen hayatını mahveden. Ne kadar kız vardır sevdiğine çocuk yaşta namusunu veren. Ne kadar kız vardır rabbini sevmeyi öğrenmeden bir erkeği seven. Ne kadar kız vardır ilkokul yaşında aşkın kördüğümlerine dolanan. Ne kadar kız vardır ki kendisini sevmeye sevilmeye mecbur bilen. Ne kadar kız vardır çocuk yaşında büyükler gibi hareket etmeye kendisini zorlayan. Ne kadar kız vardır ki küçük yaşında sevmeye şartlandırıldığı için sevmeye kendisini mecbur bilen. Ne kadar kız vardır ki sevgilim yoktur demekten utanan. Ne kadar kız vardır aklını fikrini dersten alıp aşka veren. Ne kadar kız vardır ki, yalancı çocukça aşklar ile aklı bulanan. Ne kadar kız vardır ki birçok erkek elinden aşk adına geçen. Ne kadar kız vardır ki doğru sevgiliyi ararken erkekleri eskiten. Ne kadar kız vardır ki evliliğine kadar bir çok erkeğin elinin kiri olan. Sevgi ve aşk evlilik zamanına saklanması gerekirken zamanında önce kullanılıp değerini düşüren ne kadar insan vardır.Nice sevgiler var

ki,zamanından önce sevginin değerini yitiriyor ve düşürtüyor flört ile kirletiyor. Daha ilköğretim çağında olan ne kadar kız vardır ki, tv ler, gazete telkinleri, şarkıların ,aşka çağıran nidalarına aldanıp çocuk yaşında büyük gibi hareket etmeye,yaşından büyük görünüp erkek sevmeye,yaşından önce sevmeye kendini şartlandırıp erken yaşta kadınlığa adım atan..



Maalesef zamanımızda karma eğitim,filmler ve şarkılar yüzünden aşk ile tanışma yaşı beş veya on beş yaş olmadığı halde bu yaşlara kadar düşmüştir.Bu yaşlarda aşkın pençesine düşen zavallı çocuklar her şeyini yitiriyor.Bu telkinler yüzünden çocuk denilen yaşta hormonlar salgılanmaya başlıyor. Bluğ çağı aşağı yaşlara düşünce daha fazla hareketlenen duygular ve hisler yüzünden o kız ve erkekler kendilerini bulutların üzerinde dünyanın en mutlu insanı görüyor. Kalbi, aklı, fikri o erkek yada kız için çarpıyor. Gece ve gündüzü bir oluyor. Sevgiliyle yatıp sevgiliyle kalkıyor. Küçük yaşında sevgili tuzaklarına düşüp kirleniyor. Çocuk yaşında sevgisine namusunu feda edip kirleniyor. Çocuk yaşında gözünü kırpmadan kaçıyor ve hayatını yakıyor. Küçük yaşında sevgilisinin eliyle satılıyor. Küçük kalbi vehim ve hislerine aşk adını takıyor bu haliyle kendisini tozpembe bulutların üzerinde aşk şarkıları söylüyor. Kendisini dünyanın en mutlu insanı sanıyor. Sevmek yaşı gelmeden sevmenin tuzağına düşüyor. Bu misali aşk aleminin büyüsü çabuk bitiyor. Bir bakıyor aşkına karşılık verdiği için namus mevhumu gidiyor. Nice zavallı kızlar çocuk denecek yaşta kaybediyor namusunu. Çocuk yaşta feda ediyor aşka iffetini. Çocuksu ve gevşek hislerine mağlup oluyor. Zamanı gelmeden kızların küçük omuzlarına aşkın ve kederin acısını yükleyerek yüklerini ağır ediyorlar.Hedefi gayesi ve amacı okumak,ahlak sahibi olmak,meslek sahibi olmak,iş sahibi olmak olan çocuğun gayesi amacı hedefi sapıyor.İleride anne olacak olan kadınların hayatları çocuk yaşta bozuluyor. Mutsuzluklarının temeli, ihanetlerin temeli, boşanmaların temeli daha çocukken atılıyor. Aşk ve flört ile tanışan kızlar büyük oluncaya kadar kaç tane aşk fırtınalarına tutuluyor. Ne kadar kirleniyor. Belki kaç tane aşk defteri açıp günahla kapatıyor. Elindeki beyaz temiz sayfaları kirletiyor. Sonra üzerlerine çizik atıyor ama kara kalıyor, izi kalıyor, kap kara oluyor. İleride mutsuz, hayali karışık anne oluyor. Geçmişin hatıralarına, acılarına ,aşklarına takılıp kalıyor. Hazır zamanda geçmişin lezzetin bulamayınca mutsuz oluyor.Eski hayali aşıklarla zihnen eşini aldatıyor.Kırık dökük bir nesil,ihanetçi bir nasil,aldatan bir nesil,ahlaksız bir nesil,hayasız bir nesil,huzursuz bir nesil meydana geliyor.Bugün avrupanın hali buna şahittir.Aile mevhumu bitmiş orada.

Çağdaşlığa ve medeniliğe daha çocuk yaşta çocukları kurban etme yerine, onların akıl, kalp ve ruhları korunsa, analar ve babalar oturup çocuklarıyla aşk filmleri izleyerek onların erken olgunlaşmalarına sebep olmasa, onların moda ile zamansız süslenmeye meyillerini kırsa, karma eğitimli okullara göndermeyip onları küçük yaşta aşkla tanıştırmasa, çocukların aklına ve fikrine sadece ulvi ve kutsi hedefler koyup onların heva ve heveslerini terbiye edecek şeyleri tatbik etseler çocuklar iffetli, edepli, temiz ve hayalı olarak büyüyecekler. Zamansız aşkların, sevgilerin, fırtınalarına kapılıp rüzgâr gibi savrulmayacaklar. Evlilik yaşına kirsiz ve günahsız olarak tertemiz geldikleri zaman temiz nesiller yetişecek. Kadınlar sevmeyi, ağlamayı, kahrolmayı ve kirlenmeyi çocuk yaşında maruz kalmayacak. Kadınlar mutlu olacak, aşkı zamanında, mevsiminde ve vaktinde yaşayacaklar. Kemale ermiş olarak zamanında aşk meyvesini yiyecekler. Meyveyi çiğ yiyen karın ağrısına düşer. Meyveyi olgunlaşmadan yiyen acılığını ağzında hisseder. Mevsiminden önce elbiselerini değiştiren ya üşür yada yanar. Öyle de zamanı gelmeden, duyguları olgunlaşmadan ve, mevsimi olmadan gelen aşk da öyle zarar verip kalp ve ruh ağrısı yapar.Küçük omuzlara manevi azapları yükler ve mutsuz eder.Zamansız fırtınalara ,zamansız sağnaklara tutulmak gibi onlarda zamansız aşk ve sevgi sağnaklarına tutulup batma tahlikesi geçirirler..Çocuklara öğretilecek en güzel öğreti.Her şey zamanında ve vektinde güzeldir.her şeyin zamanı ve vakti vardır.Her şey vakti gelince yapılmalıdır.Her şey olgun her şey kemale erdiği zaman güzeldir.Bu telkinler ve düşüncelerle büyütülen ve sevginin ve aşkın ve muhabbetin mahiyeti öğretilen çocuklar.Küçk yaşta en,küçük yaşta baba,küçük yaşta aşık,küçük yaşta maşuk,küçük yaşta flört ve zina artığı olmazlar.İffetlerini,namuslarını ve şereflerini elmas bilip onu ucuza bozdurmazlar.