SABIR VE NAMAZLA ALLAH'DAN YARDIM DİLEYİNİZ

SABIR VE NAMAZLA ALLAH'DAN YARDIM DİLEYİNİZ


Dünyanın yükü bindikçe biniyor omuzlarımıza. Hele birde müminsek hayat daha da acımasız. Yirminci asır. Ah o asır yokmu, diyor merhum şair. Yirminci asır ve mütakip zaman içinde İslam coğrafyası her türde sıkıntı ile acımasızca kuşatıldı. Fikren, siyaseten zaptedemedikleri bölgelere cebren girdiler. Adları, Ahmet, Mehmet olup kalpleri batıya dönük şahısları satın aldılar ve cemiyetleri kendi modern mengenelerinde sıktılar. Satılık zihniyetlerin fayda vermediği toplumlarda ise ülkelerini tanklarıyla, toplarıyla zapt ettiler.

Hangi coğrafyada yaşarsk yaşayalım müminler ağır sıkıntılar içindeyiz. Hepimizin başına bombalar yağmıyor belki, ama sahip oldukları dahili bedbahtlar imanımızı bombalıyorlar. Topraklarımızı zapt edemedilerse de gelecek nesillerimizi çalıyorlar. Ülkemiz garblı zalimlerce işgal edilmesede insamız ekonomik ve sosyal sıkıntıların altında inim inim inliyor. Zenginimiz ayrı, fakirimiz ayrı dertlerin pençesine itilmiş bir haldeyiz.

Sıkıntılarımızdan, kederlerimizden kurtulmanın yoluda birlik ve beraberlikle geçer. Üzerimize sağnak sağnak gelen bu tek dişi kalmış canavara karşı vahyin ışığında birleşmekten gayrı bir yol var mıdır? Sıkıntılarımızın, dertlerimizin doruğa çıktığı bu modern çağda (!) yüce Allah (cc) bizi Bakara suresinin 45. ayetiyle kucaklıyor. Allah kullarına doğru yolu gösteriyor. " Sabrederek ve namaz kılarak yardım dileyin. Ve kuşkusuz o Allah'a saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir. "

Ayeti celilede geçen İstiane kelimesi yardım istemek demektir. Bu istek ise ancak insanın tekbaşına üstesinden gelemediği görevler ve karşısında duramadığı felaketler açısından söz konusu olabilir. Çünkü gerçekte Allah'tan başka yardım edebilecek kimse yoktur. Şu halde üstlendiği görevler açısından insana yardım etmek, onu sağlamlaştırmak, sürekli Allah ile iletişim halinde olmasını sağlamak ile olur. İnsanın zorlukların üstesinden gelebilmesi için Allah'a yönelmesi kendini O'na ve O'nun yoluna adaması gerekir. Bu ise sabır ve namazdır. Bize şahdamarımızdan daha yakın olan yüce Mevla bu ayeti celilede zorlukların felaketlerin karşısında en sağlam yolu kullarına göstermektedir. Bu yol sabır ve namazdır. Yardım dilemenin en güzel yolu bu iki olgudur.

Sabır her olağan üstü gelişmeyi, her sıkıntıyı ve tasayı insanın gözünde küçültür. Tahammül edilebilir hale sokar. Allah'a yönelmek ve O'na sığınmakla da iman ruhu uyanır ve insanın zihnine şu anlayış egemen olur. İnsan yıkılmaz bir dayanağa ve yerinden kopmaz bir sebebe dayanmaktadır.

Bu yol zan olunduğu kadar da kolay değildir. Sabır ve namaz ayeti celilede ifade edildiği üzere "... Allah'a saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir." Peygamber efendimiz (sav) ve şerefli ashabı ve mübarek ehlibeytinin yolu budur. Zorluklar karşısında yılmamak ve zalimler karşısında dimdik durmak için sabırla ve namazla Allah' tan yardım istemek. Musibet nereden gelirse gelsin, zalimler guruhu ne derece kuvvetli olursa olsunlar Allahtan kuvvetli değildirler. Mü'min ve mü'mine müslümanlarda her zorluğun, belanın, musibetin ve her felahın,aydınlığın yaratıcısı yüce Allah'a sığınmak ve ancak ondan yardım dileyerek sıkıntılarını aşacaktırlar. O ne güzel bir vekildir. Allah bize yeter.

BİLAL ATIŞ


Konular