İlahi yardımdan endişe duyanlar ancak dinden taviz verirler.
Bir zamanlar cemaatteki bir kardeşe şöyle demiştim bak şu ismi lazım olmayan cemaatin elemanları bizi bir gün gelecek radikal olmakla suçlayacaklar,bizimle aynı kitabı okuduğunu söyleyen bir cemaat sarığımızı,çarşafımızı,davamızı,helal haram arasındaki şüphelileri terk etmemezi,helal yoldan kazanmayanların yardımını almamamızı,kızları karma okullarda değilde medreselerde okutmamamızı,evlerde haremlik selamlık uygulamamızı radikallik olarak görecekler.şimdi sizin bu sözünüz ve sizin gibi onlarcasını aynı şeyi söylemesi sözümü haklı çıkardı,acaba gerçekten bizler radikalmiyiz,onlar taviz vere vere batıyamı yaklaştılar ki artık bizim nebevi giyimimiz,yaşatımız,hal ve hareketimiz onlara aşırı gelmeye başladı.biz sadece peygamberin sarığını takıyorduk,hanımlar peygamber hanımları gibi giyinmeye çalışıyordu,üstadımız gibi helal yemeye içmeye çalışıyorduk ve halbuki islamda radikallik yoktu,eğer radikallikle suçlanıyorduysak peygamber efendimiz,sahabileri ve üstatlarımız radikal mi oluyorlardı,Haşa ve kella.Buyurun bu yazıları siz ve sizin gibi düşünenler harmanladığım yazıları vicdanınızla okuyun.
.Hadisi şerifte buyuruyorki; eğer siz kuşlar ın tevekkülü gibi tevekkül etseydiniz asla açlık çekmezdiniz çünkü onlar sabah yuvalarından aç çıkar akşam karınları doymuş olarak gelirlerdi.Tevekkülü yitirmişsiniz.
Zaten günümüz bayanlarin burnunu hayvaya kaldiran bu çalışma teşviki olmadımı....boşanmalarin %51 i bu yüzden olmuyor mu...eko su var diye en ufak bir maraza bile gelmeden soluğu adliye binasinda buluyorlar..
çünkü.Özgürleşmişsiniz.
Bir bayan yakınına soruyor niçin okuyorsun çalışıcam ve hizmet edicem" dedi. öenmli makamlara gelmek istiyordu hizmet için... gerçekten amacın bu mu doğruyu söyle, yoksa nefsine mi ağır geliyor ? dedim. "nefsime de ağır geliyor aslında" dedi. bu insanlar kandırılıyor mu diye düşünüyorum? hizmet etmek bahanesiyle onların nefislerini yaşamalarına yardımcı oluyorlar. bu kızlara yardım edilmese, yönlendirilmese bu kızlar bu kadar sizce adım atabilirler mi böylesine kötülük dolu bir zamanda ? Bilmiyorlar ki başkaları tarafından cinsel dinsel ve ekonomik yönden sömürülüyorlar.
Efendimiz asm buyurmuyorlar mı : bir günaha vesile olmak, onu işlemiş olmak gibidir !
Rızasını Allahın razı olduğu şeylerde aramayıp sonra Allahın razı olmasını beklemeye hakkımız hiç yok.inşallah konuşan hakikattir.bizim içimizi ,ruhumuzu sızlatan acaba dini mübini yüceltmek için çırpınan insanların önüne bidalar ve tevekkülsüzlük ve sadakatsizlik çukurlarını veya duvarlarını koyan gafillerin yaptıklarından dolayı onların içini sizlatmıyor mu?!bize lazım olan Hz ibrahim gibi sadakat ,iman, teslimyet ruhunu göstererek ateşe girmek için bile bir saniye düşünmeyen insan modelidir. en ekmel,yüce ,ulvi ,hakiki din olan islamdan taviz vermeyendir.
islamın hizmete ihtiyacı yoktur insanın kulluğa ihtiyacı vardır ve başörtüsüde müslüman bir bayanın kulluk görevidir. bu görevini( islama hizmet amacıyla!) nasıl aksatabilirki... hem böyle bir hizmet olayı varsa bile Allah bir görevi yerine getirirken diğer bir görevimizi aksatmamızı istermi? bir farzı arka plana atmamızı istermi bu çok mantıksız. yani siz dininizin bir emrini yerine getirmek için diğer bir emrini nasıl aksatabilirsiniz ki!biz niyetlerimizde samimi olalım Allah bize yardım edecektir... ÜZÜLMEYİN, GEVİŞEMEYİN EĞER İMAN ETMİŞSENİZ MUHAKKAK ÜSTÜNSÜNÜZDÜR..(ALİ-İMRAN 139)
Aslında okumaya mecbur edilecek erkek evlattır. Çünkü ancak okuyarak önemli mevkilere (dünyevi) gelebilirler ve gelmeleri de gereklidir. Tabi ilk önce maneviyat verilecek ve bu maneviyat var olduğu sürece ikincisi için çalışılacak.
Kız evlat için ise, okutup makam mevki sahibi yapma zorunluluğu yoktur. Ona lazım olan İslâmi ilimlerdir. Kocasına iyi bir eş olma, çocuklarına iyi bir anne olma bunlar zaten okullarda öğretilmiyor. O İlmi de Annesinden tahsil edecek.
Vakti zamanında eğer bu tavizler verilmeseydi iş bu noktaya gelmezdi . Demek ki en büyük derdimiz taviz vermek, dini zamana uydurmak isteği... oysaki zamanın kendisi dine tabidir, olması gerekende odur.
Tüm bu zulümler yüksek yerlerden yapılmakta... halkın çoğuda ne yazıkki hakikat noktasında beyhude yaşamaktalar. bi taraflara adam getirmek, koymak çare olamaz. Allah Rasulude (sav) en alttan başladı, en yakınlarından başladı... o halde bazı kesimlerin zihniyetine kapılıp falanca yerde adam olsa tüm bu zulümler biterdi demek ne kadar abes bir düşüncedir. İranda örtü zoruınluluğu var... bizimkisinin tam tersi, sizce kadınlar olması gerektiği gibi örtünüyormu? altlarda kotlar, üstlerde kısa bluzler saçın yarısı açık, adı örtündü. cahili kandırmak basittir. ilim vermek lazım, ameli ilim ama. ve bir de şu "aşağılık" kompleksinden kurtulmak ve aslında bu dinin ve bu dinde teslimiyetin asıl şeref kazandırdığını anlatmak lazım... işe çevre, akraba, hatta aileden başlamak lazım. halkın çoğu gelenek görenek diye değil, yada falan öyle diyor diye değil, tam bir bilinç ile yaşarsa o zaman üsttekiler bişey yapamaz... ama adamlar bakıyor zaten aşağı çökmüş, onlar biz ne dersek diyelim yapıyorlar diyor....
ilim yok, taviz var, aşağılık duygusu var... üst taraf değişse ne çıkar? baskı ve zulümle olmaz... ilim lazım...
ismi lazım değil, vakti zamanında bir cemaatteydim. burada ki insanlar hummalı bir çalışma ile devletin her kademesinden yerlere adam sokmaya çalışıyorlardı. kızları, erkekleri... bu şekilde güya devletimiz İslamın emirlerini yaşamak konusunda özgürleşecek, baskılar kalkacakdı.... ve çeşitli adamalrda mutlaka girmişlerdir bir yerlere, hala da çabalıyorlardır... ama bu insanların çoğunda, nerdeyse tamamına yakınında bir şeyler eksikti, neydi biliyormusunuz ? hakikatler, ilim, ihlas... kızlar ayrı bir küfrün içinde, erkekler ayrı bir küfrün içindeydi...çalışmak uğruna kapılıyken açılan kızlar vardı üniversitede, erkeklerin hali de feci, hepsinin kolunda bir kız, kızlarda kapandık zannedilerek giyilen daracık kıyafetler, pardesü bile yok... o nedenle yaşamak isteyen yaşar, ben yaşayanları gördüm,kendilerine yapılan tüm baskılara rağmen yaşayanları gördüm, hayretle ağzım açık kaldı... bildiğimi sandığım şeyler aslında hep yalanlardan ibaretmiş, hakikatler çok farklıymış... eğer düşünceniz hakikat noktasında birilerinin bir yerlere gelmesi ise olabilir belki.... ama birincil çözüm yine de değil bana göre! balık baştan kokar sözünü çok defa duydum kardeşim merak etmeyin. ama İran örneğini de vermiştim... siz yasaları değiştirebilirsiniz, kuran kurslarını açıp, cemaatleşmeyi serbest bırakabilirsiniz, kıyafete yönelik baskıları kaldırabilirsiniz, ama sizde şu sözü duymuşsunuzdur kardeşim "zor olan nefsin değişmesidir"... İmanın kuvvetleşmesidir.sosyal ve içtimai hayata girdikten sonra dava hizmet diyen insanların makam,mevki,para kariyer endişelerini hizmete tercih edip başkalaşmaları ve kaybolup gitmeleri.
İlahi yardımdan ne kadar endişe duyarsanız yardım o kadar eksilerek gelir! ilahi yardıma güvenmek, tutunmak; bu öyle sağlam bi ipki...tutunun, ve öylece kalmak lazım.!endişeler kumkuması insan azıcık yüreğini ferah tutsa; acaba okumaya müsade etmeyen ailelerin kalbini evirip çevirmeye gücü yetebilecek kim?
İşte...mesele burda; yardımın geleceğini 'tavizsiz' beklemek...hayal ürünü değil bunlar, tecrübelerden kalanlar...istikameti yükle kalbine, duayı ekle diline, ihlası azık et kendine...beka tecellisi var mıdır dünyada?ölmeyen insan mı var? ne baki kalmış?ferahlık zamanları mı, darlık zamanları mı? geçmeyen ne var, bitmeyen ne var? bir eşya bile durdukça eskirken, ona bile daimilik yüklenmemişken, ne sürura ne hüzne bakilik verilmemiştir...yani demem o ki; herşey 'geçer' en geçmez sanılan bile...insan en sevdiğinin ölümüne alışabiliyorsa, alışamayacağı, dayanamayacağı hiçbir şey yoktur!
Burdaki taviz ile alınan diploma ahirette hangi mertebeye mukabildir? ahiret diploması nerden alınır ya da...
müslüman bir bayanın örtüsünü vererek karşılığında alacağı şey ilim değildir,veya örtüsünü vermeyince kaybedeceği şeyde kesinlikle ilim değildir,olsa olsa diplomadır ve diplomayla elde etmek istediği işidir,parasıdır.
Üçüncüsü,''İlim mi,başörtüsü mü?''dayatmasıyla kendisinden istenilen şey de sadeca başörtüsü değildir,müslümanca bir hayettır.Velev ki sadece başörtüsü olsa bile,örtünmenin bizim yanımızda değerinin ne olduğunu,terazinin diğer kefesindeki nelerden daha ağır basacağını ilan etmiş durumundayız.
Müslüman bir bayanın örtüsünü ve müslümanca kimliğini vererek karşılığında alabileceği şu yeryüzünde hiçbir şey yoktur.Evet,müslümanca kimliğini ve örtüsünü vererek alacağı her şey:Fe bi'se ma yeşterun-Ne kötü bir alı veriştir!Hazreti Meryem Validemiz,sonradan kazandıklarıyla değil,Allah'ın kendisine verdiklerini,fıtratına yüklediği değerleri koruduğundan dolayı bütün bir yeryüzünün en seçkin kadını kılınmıştır!
Verilmekte olan örtünme mücadelesinin kazanılabilmsi için artık şu andan itibaren örtünen bir bayanın örtüsüne olan imanı öyle bir noktaya ulaşmış olmalıdır ki;
''Vallahi terazinin bir kefesine Güneşi, Ayı, Dünyayı,Dünyadaki bütün diplomaları,sertifikaları madalyaları,alkışları,paraları ve makamları koysalar,diğer kefesinede örtüyü koysalar,vallahi benim yanımda örtü ağır basar!''
Evet,o bir kaç yüz gram ağırlığındaki örtü,mümin bir bayanın yüreğinde böyle bir makama sahip olmalıdır!Daha sonra bu inancını başta örtü düşmanları olmak üzere bütün bir dünyaya ilan etmelidir!
Hatırlarsanız,dün Allah'ın Rasulü (s.a.v) Mekke müşriklerinin kendisine yaptıkları teklife böyle cevap vermişti.Davasından vazgeçmesi karşılığında kendisini Mekke'nin en zengini yapacaklarını,başlarına reis yapacaklarını,en güzel kadınla evlendireceklerini söylemişlerdi.Rasulullah:''Bir elime Güneş'i bir elime Ay'ı koysanız,vallahi bu davadan vazgeçmem!'' buyurmuştu.Bugün bizlerden vazgeçmemizi istedikleri dava,inanınız aynı davadır.Fakat ne ilginçtir ki,karşılığında Rasulullah'a (s.a.v) teklif edilen şeyler bile teklif edilmiyor.
Evet,bir müminin yanında örtünmenin değeri böylesine örçülemez olmalıdır,kimse pazarlığa yeltenmemelidir!Abartığımızı zannediyorsanız,yanılıyorsunuz.Çünkü bu gerçekten böyledir!Dünya hayatı,ahiretle kıyaslandığında kelimenin tam anlamıyla gülünçtür,basittir,az bir faydalanmadır,küçücük bir menfaattan ibarettir!Muhammedi ölçüye göre:''Eğer Allah katında şu dünyanın sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı, ondan kafirlere bir yudum su bile içirmezdi!''
Fe bi'se ma yeşterun:Ne kötü bir alış-veriş?
İmanlarını,imani değerlerini dünya ve dünya malı karşılığında satanları ve dünya ile değiştirenleri,dünyevi bir şeyler elde etmeye çalışanları Allah Teala bu şekilde niteliyor.Evet,İslami bir değeri terkederek karşılığında aldığın şeyin miktarı ne olursa olsun,Allah katında o:''Fe bi'se ma yeşterun''dur.
SÖZÜ TUTULMAYA EN LAYIK OLAN ALLAH DEĞİL MİDİR?
Kabirde ayaklarımızı uzatıp huzur içre yatabilmek için koşmak lazım, derd çekmek ve derdi kabre bırakmamak lazım, müslümanın tatili kabirdedir demişti ehli hikmet...
hayatını kurtarmak üniversite okumak diye anlıyan cahil kesimler dandik bölümlere yerleştigi ve o bölümü bitirdikten sonra iş bulamadıgı ve yine okumuyanla aynı statüye sahip oldugu görülmektedir ama okuması ona ne katmıştır bilinmez ama çogu insanın yolunu kaybettigi görülmüştür Allah hepimizin sonunu hayr eylesin .
BİR BAYANIN İBRETLİK SÖZLERİDİR ŞUNLAR: “okumaktan,öğrenmekten zarar gelmez bu doğru.fakat nerede ve hangi şartlarda eğitim aldığın önemlidir.ben şuan bir kuruma bağlı olmasa da öğretmenlik yapıyorum.başta kayınvalidem olmak üzere yaşadığım yerde okuma-yazma bilmeyenlere okuma-yazma öğretiyorum.isteyenlere osmanlıca öğretiyorum.oturduğum mahallede çok sayıda kur'an dersi alan var.tüm günüm dolu yani.peki ben bu durumda çalışmış oluyor muyum?evet.peki benden okuma yazma öğrenenler okumuş oluyor mu?evet.
öyleyse şunu anlamak lazım önce: arkadaşların karşı olduğu şey okumak değil;okurken kendini ve dinini kaybetmek.üstelik hadisle sabit olan bir durum da var: harama bakmak unutkanlık yapar! her öğrendiğini unutan insan boşuna okumasın .
aklına,yaşayışına hayran olduğum zat diyorki: helal dairesi geniştir,keyfe kafi gelir.harama girmeye lüzum yoktur !
Geleceğe dair endişeleri sıklık ile hangi mahluklar dile getirir (mahluk =yaratılmış olan) (..)Kimlerin diline pelesenk olmuştur yarına ve rızka dair endişe kimler çiğner bu iğrenç sakızı ....kimler helal haram gözetmeksizin ezer iffetsizce koruması gereken sınırları..
Şunuda belirteyim ki başlarını açanlar; başörtüsü mücadelesine ihanet etmişlerdir ve bu ihanetleri neticesinde zalimler daha da azmışlardır...Ama onların mantığına bakacak olursak başını hizmet için bile açmayanlar ihanet etmişlerdir.acaba bu sözü yüzlerce sahabiye sorsaydık kime hak verirdi.hizmet için başını açanlara mı,yoksa hizmet için bile olsa harama girememek için başını açmayanlaramı.başını açanlar hizmet için açtıysalar,başını açmayanlar hizmete ihanet mi ettiler.
Mücadele edin ama Allahın takdir ettiği tarzda,peygamberin gösterdiği metodla,mücedidlerin getirdiği silahlarla.
Hani İbrahim Aleyhhisselm vardı nemruta ve babasına karşı tevhid davasında asla geri adım atmadı,,nemrutun yaktığı büyük ateşe karşı pervasızca durup ateşe severek girdi,sizin kör mantığınıza bakılırsa o zat hatamı etti.dininin gizlice yaymak,tedbirli davranmak varken,kendini ateşe attı,ama onun sadakati ve imanı o ateşi ona güllük gülüstanlık etti.yakmadı,demek imanı hakiki elde edeni hiçbir küfür ateşi yakmaz.insan iman ve ihlas zırhını giymeyip taviz verse en küçük ateşler bile onu yakar.
Hani Ashabı kehf gençleri vardı hakikati haykırmak yolunda ne ailelerini ne çocuklarını feda etmekten çekinmediler.kıvırmadılar,taviz vermediler.taviz oyunları yapmadılar.emronulduğu gibi dosdoğru oldular.allahı razı ettiler ve mağarada 300 küsür sene uyudular,ama uyandıklarında hak dinin allah tarafından yayıldığını ve her tarafa hakim olduğunu gördüler.onlar vazifelerini yapıp vazifei ilahiye karışmadılar.acaba onların gittiği yol yanlışmıydı,devmleti ele geçirmek makamları ele geçirmek mevkileri ele geçirmek için hakikatleri gizleyip,taviz vermemekle hatamı ettiler.ihanetmi ettiler dinlerine,soruyorum garip güruha,hatamı ettiler.Haşa ve kella,
Hani Ahmet Bedevi Hazretleri vardı akşama kadar evin damında direk gibi otururdu.ama her müslümanında imdadına koşardı.o allahı razı ederdi allahta onu halka razı ettirirdi.o şimdi hatamı ediyordu damlarda durarak,hatamı etti.Haşa ve kella
Hani imam azam diye büyük müçtehidimiz vardı,zamanın yönetimi onu kadı yapmak istemişti o zat bu zalim yönetimin kadısı olmayı red etmişti,ret etmenin sonucu hapishanede dövülerek şehit edilmişti,o zat sizin mantığınızla bakınca hata etmiş olmuyormu,halbuki dine hizmet için böyle bir makamı kabul edip,kendi adamlarıyla doldurabilirdi,yönetimi yavaş yavaş ele geçirebilirdi,millete hizmet için bazı şeyleri kabul edebilirdi,ama o zat bilirdi ki, vazifemi yaparım Allahın vazifesine karışmam,böyle yapmakla hatamı etti.Haşa ve kella
Hani büyük Müçtehid Ahmet bin Hanbel Hazretleri vardı, zamanın Abbası halifesi o zatı yakalatıp hapse atmış ve Kuran mahluktur demesi için zorlamıştı,ya böyle bir fetva verecekti yada hapiste kalacaktı,o zat fetvayı vermektense hapsi tercih etmişti.sizin kör sakat topal mantığına bakılsa hata etmiş olmuyor mu.dine hizmet için,milletin imanını hizmet için devleti bu zalimlerden kurtarmak için,Kuran mahluktur deseydi ona hiçbir vebal yoktu,dememekle şehitliği kabil etmekle hatamı etti,taviz vererek hizmet etmek varken,Ama o zat bilirdi ki dinin sahibi Allahtır,istese dininini bir facirin eliyle de yüceltir.vazifesini yaptı Allahın vazifesine karşımadı.böyle yapmakla hatamı etti.Haşa ve kella,
Hani Bediüzzman hazretleri vardı,küfür devletine karşı deccal sistemine karşı tek bir adam olarak geri adım atmadan,şaşırmadan,susmadan.korkmadan davasını haykırdı,sizin kör sakat topal mantığınıza göre böyle davranmakla hatamı etti.hapisleri ,sürgünleri,zindanları,işkenceleri tercih ederek hatamı etti,halbuki daha dikkatli davranabilirdi,sarığını çıkarabilirdi,namazını kazaya bırakabilirdi,dinin hatırı için şapkayı başına koyabilirdi,ama yapmadı,geri adım atmadı,dinin izzetini,şerefini ayaklar altına atmadı,hapishanelerde,zindanlarda,sürgünlerde bile olsa dini mübini küfür düzenine bırakmadı,mason köpeklerin tahhakümüne boyun eğmedi,kimsenin maşası olmadı,oyuncağı olmadı,zalim kafir papalarla,hahamlarla el ele gezmedi,tek başına öyle bir külli hizmet etikti bugün eserleri fikirleri davası bütün dünyayı fet etti,milyonlarca insanın İslam ve hizmet dairesine vesile oldu,çünkü o zat bilirdi ki galip etmek etmemek,hidayet vermek vermemek,islamı getirip getirmemek,Allahın vazifesi benim vazifem sadece tavizsiz çalışmaktır.gerisine karışmamaktır.Allah istedimi bir adamın eliyle de islamı yayar,Allahın dini izzetlidir,izzetli bir din izzetli mücahidler ister,böyle yapmakla hatamı etti.Haşa ve Kella
Bizler hizmet diye bidalara taraftar olarak,delalet vadilerine düşerek,istinat ve istimdat kalelerini şaşırarak mı hizmet edeceğiz.bu tarz hizmetlerle yapılan tek şey var maddi ve manevi fütuhatların,manevi feyizlerin,duaların önün kesmekten başka bir çaba yok elimizde.Asrın imamına harfi harfiyen uymayan cehalet ölümü üzerine ölür.diyor hadis.dikkat edin hakiki imama diyor.sahtelerine değil.
Bir hadisi şerifte vardır ki Ahir zamanda Bir camide bin kişi namaz kılacak ama içlerinde bir tane makbul olacak.insanlar gömleğini çıkarır gibi imanlarını çıkaracaklar.ne kadar dehşetli bir hadisler değimli,acaba bu 1000 tane müslümanın imanını böyle sallantıda olmasına sebeb olan nedir.demekki iş sadece namaz ile bitmiyor,kimse beni şu bu namaza başlattı deyip te övünmesin,o namaza başlattığın adamın itikadını.imanını sağlamlaştırmadığın için o adamın imanı sallantıda,çünkü o namazdan üstün tutuldu hizmet,adam olsunda yığınlar olsunda mantığı ile hareket edildi.şimdi soruyorum mevkileri mi tutmak makamlara mı gelmek önemli yoksa imanları sağlamlaştırmak mı önemli,küfrün ateşi göklere kamet etmiş siz o ateşe karşı iman suyunu tutacağınıza her dem ihanet üflüyorsunuz bilerek yada bilmeyerek.demek ki çokluk önemli değil yığınlar yetiştirmek önemli değil,o insanlara hakiki iman kazandırmak önemli,o camideki namazı makbul olmayan insanlar kimlerdir.senin onu bunun cemaatindeki insanlardır.baş açarak,namazları kazaya bırakarak,helal harama dikkat etmeyerek,tahkiki iman kazanılmaz.emredildiği gibi dosdoğru olmakla kazanılınır.
Yıllardır eğitim camiasının içindeyim,hizmet adına öğretmenliğe başlayan bir çok bayanın bu yolda iffetini,hayasını,edebini yitirip sosyal ve içtimai hayatta kaybolup gittiklerini gördüm.şahsi kaygıların,mevki makam para vb gibi kaygıların hizmetin yerini aldığını gördüm,ne kadar basitleşip bayağılaştıklarını gördüm,erkek öğretmenlerle göz göze diz dize muhabbetlerini gördüm,bu halleri beni kahrettikçe bunları hizmet diye evlerinden çıkarıp hayasızlaştıranlara lanet okudum.namazlarını feda ettiklerini gördüm,para hırsının onları bencilleştirdiğini gördüm,şefkat hislerini öldürdüğünü gördüm.çalışmayan örtülülere bakınca çalışan bayanların neleri kaybettiğini gördüm.doğum sonrası aylık izinlerini bitirmeden çocuğunu sütten keserek Annesine en muhtaç olduğu bir zamanda annesi tarafından terk edildiklerini gördüm.çünkü Anne alışmıştı para kazanmaya,çalışmaya,çocuğunun yanında bile 3 ay duramamıştı.atmıştı bakıcının sahte kucaklarına,koşmuştu fasık hain adamlarla çalıştığı ortama,
İnsanları mevkileri makamları solcular masonlar dinsizler mi tutsunlar diyerek aldatıp tavize sevk etmeyin aldatmayın yıllarca içinde bulunduğum eğitim camiasında hiçbir solcu öğretmenin çocukların aklına kendi fikirlerini enjekte ettiklerini görmedim.bırak çocuklara kendi çocuklarına bir böyle bir şey yapmadılar,zaten yüz öğretmenin içinden belki bir kaçı solcu yada koministi.ama solcu bile olsalar iyi eğitimciydiler.şimdinin idealsiz gayesiz öğretmen yığınlarından daha iyidiler.hakiki eğitimciydiler,sizin masallarınızda dediğiniz gibi kimseye zulm eden insanlar değillerdi.Allahtan korkun insaflı olun bu milleti dinsiz kominist yerine koymayın,70 milyon içinde sayıları 500 bini geçmeyen sabetayist denilen Yahudi vardır.bunların çoğusu ya sanat sinema edebiyat medyada yada ülkenin dış işlerinde üniversitelerini tutmuşlardır.bunlarında sonu gelmiş durumdadır.birde soyları tükenmek üzere olan koministler solcular kalmışlardır. Ülke nüfusuna vurunca bunların sayısı tükenmek üzeredir.sanki bütün daireleri makamları bunlar işgal etmişler gibi bir masalla insanları uyutmayın,bugün bir sürü açık bayanlar ,öğretmenler,hemşireler,doktorlar,vb gibi meslek sahibi olanları kalkıp dinsizlikle soyalist olmakla mason olmakla nasıl böyle itham ediyorsunuz,sanki bütün makamları masonla dinsizler işgal ediyormuş gibi insanları aldatıyorsunuz.vallahi billahi öyle fasık solcu insanlar gördüm ki onlarca din adına ortaya çıkıp mevki makam işgal edenlerden daha adil şerefli ve dürüst idiler.işgal ettikleri mevkilerde vallahi billahi müslümanın işinden çok fasıkın solcunun işlerini severek yaptıklarını gördüm.bir cemaat ehli müslümanın işini yapmayıp,bir fasık insan için geceleri daireyi açtırıp işini göreni gördüm.eğer bu camia dışında olsaydım ve bunları görmeseydim,yada başka dairelerde çalışan arkadaşları dinlemeseydim söylenen masallarınıza aldanırdım.ama şimdi ne deseniz nafile.kimseyi kafir yapmak gibi bir davam asla olamaz.ben sadece tavizli hizmet ile,her şeyi körü körüne kabul ederek hain sıfatını kazanmamak gerekir.
temcit pilavı
Yine aynı temcit pilavı.Isıtın servis edin bakalım tahkik bey..
15.01.2008 - Suvari