Zehirli Ok

İnsan fıtraten yani yaratılış gereği olarak gâyet zaîftir. Halbu ki her şey ona ilişir, onu müteessir ve müteellim eder. Yani üzer ve dertlendirir. Hem gâyet âcizdir. Halbu ki belâları ve düşmanları ona nisbeten pek çoktur. Hem arzularını ve isteklerini elde etmek cihetiyle gâyet fâkirdir. Halbuki ihtiyâcâtı pek ziyadedir. Hem ihtiyaçlarını elde etmek cihetiyle tenbel ve iktidarsızdır. Halbuki hayatın yükü gâyet ağırdır. Hem insâniyet onu bütün kâinatla ve içerisindekiler ile alâkadar etmiştir. Halbuki sevdiği, ünsiyet ettiği şeylerin zevâl ve firakı, mütemadiyen onu incitiyor ve ağlattırıyor.. Hem akıl ona öyle yüksek maksatlar ve elde edebileceği bâki meyveler gösteriyor. Halbu ki o maksatlara ulaştırmada eli kısa, ömrü kısa, iktidarı kısa, sabrı kısadır.

Aciz,fakir,zaif olan insanın her günü yeni hayatın başlangıcı olduğu için yeni bir günde aczi,fakri ve zaifliğinin karşısında ihtiyaçlarını giderecek istimdat ve umut kapısı arar.Acizliğine ve fakirliğine ilişen belalar ve görünür görünmeyen düşmanlara karşı dayanak noktası arar..Nefis,akıl ve heva cihetiyle karşısına ihtiyaçlar,arzular,emeller çıkar.Kısa eli,iktidarı,ilmi,hayatının karşına zorluklar,güçlükler,sıkıntılar ve meşakkatler çıkar.Kainatla olan alakadarlığı onu kesmekeşliğe,bilinmezliğe ve ümitsizliğe atar.Varlıkları yokluğa,sıhhati hastalığa,sevinci kedere,mutluluğu kedere dönünce feryat edip ağlar ve incinir teselliye ve sükunete ihtiyaç duyar.Hayatın ve yeni bir günün kaousu,dağdağası,kesmekeşi ve musibetlerine karşı aciz,fakir,zaif ve mukamavetsiz bir haldedir.

İşte ruhu,aklı ve kalbi bu vaziyette bir ruh,akıl ve kalp sabah ve fecir zamanında bir Kadir-i Zülcelâl’in, bir Rahîm-i Zülcemal’in dergâhına niyaz ile namaz ile müracaat edip arz-ı hâl etmek, tevfik ve meded etmek ile öyle bir noktayı istinad bulur ki bütün adalarının yani düşmanlarının şerrini ve zararlarını ve ilişmelerini def etmekle kalmaz onlara karşı bir manevi koruma sağlar.Hadsiz ihtiyaçlarına karşı öyle bir noktayı istimdad bulur ki, ihtiyaçlarını,isteklerini karşılayacak bir hazineyi rahmet kapısı bulur.Yeni bir gün içerisinde ve gündüz âleminde başına gelecek, beline yüklenecek işleri kolaylaştıracak,ağır ve zorlu vazifelere tahammül edecek,ihtiyaçlarını giderip endişelerini dağıtacak bir manevi kuvvet ve kudret bulur.Rabbinden gün boyu başına gelebilecek olumsuz,sıkıntılı ve zor durumlar için manevi kuvvet alır.Bir nevi sabahın erken saatinde dua,zikir,istimdad ve niyaz ile manevi bir güç,kalkan ve koruma sağlar.Gün içerisindeki bütün olumsuzluklara yetecek enerjiyi dua,ibadet,zikir,hamd,niyaz ile ruh ve kalbine yükler.Bir nevi enerji içeceği gibi kuvvetlenir.

Belirsiz ve gaybi olan ve kestirilemeyen yeni bir güne sabah namazı ile başlamanın ne kadar lüzumlu bir nokta-yi istinad ve istimdad olduğu yukarıdaki temsillerle anlaşsın ki, yeni bir güne yeni bir hayata yeni bir yaşama namaz ile başlanıldığı zaman günler daha kuvvetli, dirayetli, neşeli ve sevimli geçtiği gibi sabah namazından mahrum olan bir ruhun, aklın ve bedenin günü ise hakiki manada neşesiz, yorgun ve bitkin geçmektedir. Sabah namazı ile ruh, akıl ve kalbini besleyen onun nurani zikirleri ile doyuran ve aç bırakmayan bir insan hem maddeten hem de manen dirayetli ve neşeli olacaktır. Yeni güne maddi midesini doldurup manevi midesi olan ruhunu ve kalbini aç bırakarak başlayanda maalesef kırgın, iç kasaveti ve keyifsizliği ile başlayacak ve olaylar ve hadisatlar mukameveti zaif olacak manevi gücü olmadığı için çabuk yıkılacak, asabileşecek, öfkelenecek, ağlayacak, belalara maruz kalacaktır.

Nice insanların adını koyamadığı, ismini bilmediği, yada teşhis edemediği veya iç yüzünü kavrayamadığı sıkıntıların ve sorunların sebebi ruhi ve kalbi sıkıntılardır.Işık girmeyen evlerin karanlığı,ısı girmeyen yerlerin soğukluğu,rızık girmeyen bedenlerin açlığı,güç ve kuvvet elde edemeyin zaiflerin durumu neyse namaz kılmayan ruhların ve kalplerinde durumu aynıdır.Namazdan ışık,ısı,rızık,kuvvet,güç ve koruma almayan ruhlar ve kalpler ve bedenler soğuk,sıkıntılı,karanlık,kuvvetsiz ve dirayetsiz olur.Psikolojik,fizyolojik ve biyolojik beden ve ruh tahribatlarına maruz kalıp sıhhati,afiyeti ve lezzeti kaybeder.

Rabbimizin namaz emri sadece sabah namazı için değil öteki vakitlerde dahi hikmet,sıhhat,şifa,kuvvet ve dirayet ve metanet içindir.Hasta olan ruhlar,akıllar ve nefsani istekleri ve onların baskılarını bertaraf etmek içindir.Rabbimizin namaz emrinin her vaktinin ayrı ayrı hakikat ve hikmetleri vardır.Sabah namazı ayrı bir mana ve hikmet,öğlen ayrı bir hakikat,ikindi apayrı bir rahmet,akşam namazı başka bir inayet ve keramet ,yatsı namazı ise daha başka sırlar,nimetler ve muhafaza sağlar.Bu güzelim sırlara.ve nimetlere ve korumaya ermek isteyen namazı kılsın.Günlerini aylarını yıllarını asırlarını rahmete,nura ve kulluğa çevirsin.Vesselam.Tahkik.Org