VARLIĞI UNUTULAN EN BÜYÜK DÜŞMAN....

Kuranda “Şübhesiz ki şeytan size düşmandır; öyle ise (siz de) onu (kendinize) düşman edinin!(O,) kendi tarafdarlarını ancak alevli ateş ehlinden olsunlar diye çağırır…

(O şeytan ki) hakkında şöyle hüküm verilmiştir: Şüphesiz kim onudost edinirse, o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür. Ayeti ve benzeri yüzlerce ayeti kerime insanları en büyük düşmanları olan şeytana karşı uyarır. Neredeyse kuranda her yerde karşımıza şeytanın hile, desise ve fitnesine karşı inananlar uyarılır ve ihtar edilir. Kuranın şeytana karşı insanları uyaran ayetleri yanında birçok peygamber hadiside insanların şeytanın oyunlarına ve desiselerine aldanmamaları noktasında ikazlarda bulunuyor.

Kuran, peygamber ve âlemlerin insanları şeytana karşı uyarmalarına rağmen insanların çoğusu şeytanın kendilerinin en büyük düşmanı olduğunu hep unutur. Yaptıkları yapacakları hareketlere, hallere, tavırlara, şeytan elini kattığı halde yapacakları hayırlardan, güzel işlerden, yapacakları ibadetlerden, hasanetten, kulluktan onları şeytan alıkoyduğu halde, insanlar

şeytanın elinin karıştığının arkına varamıyorlar. Ve şeytana aldanıyorlar. Belki çoğu insan yaptığı işlerde şeytanın eli, desisesi, oyunu olmadığın düşünür. Her işte onun parmağının olmasını akıl edemez. Yâda düşmanın büyüklüğünü o düşmanın kin ve adavetini bilmediği için onu büyük desas düşman olarak görmez. Varlığı maddi olarak görünmedi için ve elini üzerinde maddi olarak hissetmediği icin ve insana vesvese telkin yolyula yaklaştığı için çoğu insan şeytanın kendilerinin en büyük düşmanı olduğunu idrak edip farkına varamaz. Şeytan onu birçok hayırdan uzaklaştır. Şeytan onu hayâsızlaştırır. Şeytan onu harama günaha isyana atar. Şeytan onu kanıdırıp yoldan çıkarır.

Kuranda “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.Dediği halde ve şeytan insanları rüşvete, faize,içkiye yada kumara attığı halde bunları asla şeytana vermez.Ondan gafil olur.

Yine Kuran : Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır. Dediği halde hiçbir insan yediği haramı ,yada içtiği haramı şeytana vermiyor.

Kuranda :Ey iman edenler! Hepiniz barış ve selamete girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o sizin aranızı açan belli bir düşmandır.denildiği halde insanlar aralarındaki düşmanlıkları ve terörün sebebini asla şeytana vermezler.

Şu Kuran ayeti :Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?diyerek insaları namazdan ve ,kulluktan şeytan alıkoyar demesine rağmen insanlar kulluktan kendilerini şeytanın alıkoyduğunu söylemezler.

Halbu ki yarın yevmi mahşerde şeytanın insana verdiği vesveselerin boyutu, şeytanın insanları kandırma yolları, onları harama itme, günaha sokma oyunları, açağıa çıktığı zaman insanlar küçük dillerini yutacakyar.Şeytanın ne kadar onları aldattığını anlayacaklar.Akıllarına ve fikirlerine gelmeyen sıradan normal gördükleri bir çok şeyi bile onlara şeytan yaptırdığını görünce perişan olacaklar.Eğer bir kadın bir yerlerini açıp gezmişse sana bunu şeytan yaptırdı denildiği zaman.Bunuda mı şeytan telkin etti.Halbu ki ben güzel görünmek, dikkat çekmek için yaptım diyecek.İnsanlar yaptıkları kıskançlıkların,hasedin,kibirin,gururun,riyanın gösterişin beğenilme, ilgi, alaka görme, iltifat görme ,övülme harama bakma, insanların gıybetini yapma vb gibi toplumu ahlakı ve insanın kalbini mahveden kötülüklerin hep şeytandan kendilerine geldiğini, yaptıkları inatların, düşmanlıkların, bazende yaptıkları iyiliklerin bile şeytanın telkini ile olduğunu gördükleri zaman hayretler içerisinde kalacaklar.Allahı,peygamberi ve ahireti kendilerine şeytanın inkar ettirdiğini gören niceleri ona lanet edeceklerdir.Severek ve zevk alarak işlediği çoğu günaha kendisini şeytanın attığını gören nice insanlar ona lanet edecekler.Herkes varlığını unuttuğu en büyük ve sinsi düşmanın şeytan olduğunu görecektir.Uykusu dahil her şeyine parmak karıştırdığını her güzel işten onu çaydırmaya çalışanın şeytan olduğunu bilecektir.Bütün hayırlı ve güzil işlerini şeytanın engellediğini bilecektir.Nefsinin en büyük hocasının ve büyük yol göstericisinin şeytan olduğunu görecektir.

Evet, insanın varlığından gaflet ettiği şeytan her zaman pusudadır .Onun oyunları tuzakları çoktur.Onun pususu, mevzisi, mekanı her yere yayılmıştır.Fitnelerini ve oyunlarını kimi zaman nette ,kimi zaman işyerinde, kimi zaman evde,kimi zaman öfkede,kimi zaman duyguda,kimi zaman inatta,kimi zaman hasette,kimi zaman düşmanlıkta,kimi zaman nazarda ,kimis zaman tv de ,kimi zaman bir konuşmada,kimi zaman bakışta ,kimi zaman dokunuşta,kimi zaman giyimde,kimi zaman kokuda,kimi zaman tebessüme gizler .Bir bakış, bir tutuş, bir giyiniş,bir etkileşimle avını avlar.Onun zararlarından kurtulmak için Kuran tezgahında dokunan takva zırhını giymişler.

Bu desas düşmanın oyunları, hileleri, düzenleri, desiseleri saymayacak bitmeyecek kadar çoktur. İnsanların basit sıradan normal gördüğü nice şeyler vardır ki, hep şeytanın telkini sonucudur. İbadetlere, iyiliklere, hareketlere, tavırlara, olaylara, düşüncelere, vb gibi her şeye şeytan parmak karşıtırır. Onun düşmanlığı öyle şiddetlidir ki, onun hissesi her şeyde vardır. O şiddetli düşman asla kimseye acımaz. Şu fakirdir. Şu gariptir. Şu yetimdir demez. Herkesi kurduğu tuzaklara düşürmeye çalışır. Herkesi isyankârlığa, dalalete, günaha harama atmaya çalışır. İnsanı günaha atanda odur. Günahtan sonra Allah affetmez diyende odur. Haramı işletende odur işlettikten sonra ümitsizliğe atan yine odur. İbadetten kulluktan insanı alıkoyan insanı cehheneme yanında arkadaş etmeye çalışan yine odur. İnsanlara kendini inkâr ettirip kendisine tabi ettiren yine odur. Bu tehlikeli düşmana karşı koymanın en mühim yolu onu tanımaktan geçer.

Malumdur ki,insan düşmanını ne kadar iyi tanırsa ona karşı o kadar donanımlı olur.Onun hilelerini ne kadar iyi bilirse ona karyşı o kadar tedbirler alır.düşmanın gücünü ne kadar iyi bilirse ona karşı daha iyi muücadelye eder,.Düşmanını tanıyan ondan nereden ne zamanda nasıl saldırı geleceğini bilir. Allahı, peygamberi ve kuranı bilen insanlar düşmanlarının kim olduğunu bilirler. Kendilerinde kötü yanlış hatalı kusurlu bir şey sudur etse bunun kimden nasıl nereden geldiğini bilirler. Hayır- şer, iyi- kötü, güzel- çirkin, hak ve batılı ayıran insanlar şeytanın hile ,desise ve oyunlarını sezerler.Basiret feraset ve izan ile onun hilelerini bilirler.Sağdan, soldan, önden ,arkadan gelse bile onun tehlikesinin varlığını bilirler.Kuran ve sünnete uymayan en basit şeyleri bile sorgulayıp ona göre hareket ederler.İçlerine bir gurur veya kibir yada hissi bir şey gelse kimden geldiğini bilirler.Onlar için en büyük düşman nefis ve şeytandır.Onlar şeytanın kendilerini her gün ,sabah ,akşam kendilerini cehheneme atmaya,Allah katında rezil ve rüsvay etmeye, değerini düşürmeye, sınavı kaybettirmeye çalıştığını bildikleri için bu müthiş düşmanlarının şerrinden ve fitnesinden Allaha sığınırlar.Bilirler ki, bütün zalimler, kafirler, manafıklar ve bütün hainler şeytanın askerleridir.Bilirler ki, bütün hayasız ve ahlaksız akımlar onun yönetim altındadır.Bilirler ki, bütün kötülüklerin komutanı, yöneticisi ve şeytandır.Onlar gece gündüz onun şerrinden Allaha sığınıp istiaze ederler.Çoğu insanlar şeytanla koyun koyuna omuz omuza diz dize yatıp kalarken, onunla dost, ahbap ve arkadaş olurken.Can düşmanını dost zannederken,bu insanların aksine büyük insanlar ise şeytandan uzak kaçmışlar.Arslandan, yılandan, çıyandan kaçar gibi onun şerrinden fitnesinden allahı sığınmışlardır.Bizlerde Şeytanın binbir desise ve şerrinden Allaha sığınmalıyız.Aklımıza ve kalbimize “Dikkat şeytan var. Levhasını asmalı; Bu dehşetli düşman karşı her an teyekkuzda omalıyız. Çünkü İnsan uyur ama şeytan uyumaz.panzehirci.com