DÜNYEVİ ENDİŞELER AHİRETİN DEHŞETİNİ UNUTTURMASIN...

Bediüzzaman Hazretleri, insanın uzun bir seferde olduğunu, alemi ervahtan ana rahmine oradan dünyaya, dünyadan çocukluğa, çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, oradan da kabre, kabirden haşire, haşirden kıyamet meydanına, kıyamet meydanından hesaba, hasaptan sırata, sırattan cennet yada cehenneme gideceğini söyler. Evet bu uzun seferin ortası olan dünyada bir memur, bir misafir, bir asker vaziefesini gören insanlar vazifelerini bitirip kabre girecekler. Dünyada ki hayatına göre ebedi hayatı ve hali şekillenecektir. Eğer kul şu dünyanın cazibesine ve büyüsüne kapılmışsa ve bütün endişesi tasası ve kaygısı dünyevi gelecek kaygısı olmuşsa, derdi, tasası, kederi, sadece dünyevi hayat olmuşsa, orada büyük zararlara uğrayackatır. Eğer sadece dünya için yarıtılmış gibi bütün himmetini ve vaktini ona sarf etmişse ve sadece dünyaya inanıp onun için çalışmışsa büyük kayıplara uğrayacaktır.

Nasıl insan kışta yazın hazırlığını yapar. Yada yazın ise kışın hazırlığını yapar. Öylede aklı başında bir insan ebedi hayat için amel ve kulluğuyla hazırlık yapması gerekir. Dünyanın geçici, nakıs, fani hayatı için endişe tasa ve kaygı taşıyan insanın ebedi hayat yolunda kendisini bekleyen dehşetli ve korkulu menziller için tedbirler alması ve gerekir. Dünyevi küçük bir yolculuk için bile valizini yükünü gideceği yerdeki kalacağı yeri ayarlayan, parasını ve rızığını temin eden bir insanın herkesin kaçamadığı ölüm için, herkesin gireceği kabir için, her kesin gideceği ahiret için, herkesin hesaba çekileceği haşir için, her kesin üzerinden geçeceği sırat için, herkesin gireceği cennet yada cehennem için hazırlık yapması gerekir. Evinin, çoçuğunun, işinin geleceğinin endişesini çeken insanların ebedi hayatlarının yolunda kurulan menzilleri de kolaylıkla geçme yada geçememe korkusunu ve endişesini çekmeleri gerekir.

Bir gün bitecek olan dünya menzilinden ahret menziline gidecek olan insanların önlerinde kurulan menzillerde onları nelerin beklediğini haber veren Kuran ve hadislere kulak kabartması gerekir. Çünkü insanları kabirde, haşirde, hesapta, sıratta öyle korkunç sıkıntılı, acılı, dehşetli ve azaplı hallerr bekliyor ki, bunların endişesi ve kaygısı her şeyden büyüktür..İnsanın cehennemden kurtulmak davasından daha büyük bir davası olmaması gerekir.

Mesela insanı bekleyen en büyük tehlikelerdin birisi sekarat anında insanın imanını kurtaramayıp şeytanın eline kaptırması ve ebedi helakete gitme tehlikesidir. Son nefesinde imanla gitme davasını kaybetme tehlikesi vardır.
İnsanın mutlak içine gireceği yer olan kabirin azabından, dehşetinden karanlığından ve kabir melekleri tarafından sualae çekilme korkusu ve endişesini taşıması gerekir. Çünkü kabir ameli ve imanı olmayan veya zaif olanlar için sıkıntılı olacaktır. Bu hakikati ihbar eden bir hadisi şerifte peygamber efendimiz; kabirden daha korkunç bir manzara görmedim ve “kabir cennet bahçelerinden bir bahçe yada cehennem çukurlarından bir çukurdur” diyerek kabrin dehşetini göstermiştir.

Yine İsrafil tarafından sura üfüreleceği zaman insanların kabirlerinden kalkıp mahşer meydanına toplanacağı hengamındadaki sıkıntaların endişesini çekmesi gerekir. Mahşer yerinde insanların çekecekleri ızdıraplara işaret eden bir hadisi şerefte efendimiz Allahu teala size huiç bakmadan mahşer yerinde bin sene bekletse haliniz nice olur demektedir.
Başka bir ayeti kerimede ise mahşerin dehşeti şöyle ifade edilmektedir. “O gün insanlar alemlerin rabinin huzurunda ayakta dururlar”.ayetini tefsir eden alimler “insanlar üç yüz yıl ayakta dururlar demiştir.

Başka bir ayette “Kıyamet gönü insanların hesaba çekilme sıkıntısı o kadar uzun olacak ki, insanlar artık haklarında ne hüküm verilecek diye gözlerini semaya diker ve beklerler. Sıkıntı ve kederlerinden terleri ağızlarına varır.
Mahşerde insanlar ayetin belirttiği üzere teker teker her şeyden hesaba çekilecekler. İslam Alimi Ahmet Hüsrev Altınbaşak Hazeretleri “Bu hesabın 50 menzilli olduğunu ve insanların her bir menzilde 1000 sene hesaba çekileceklerini, hesabın 50 bin sene süreceği söylemiştir. Demek ki insanlarnı böyle dehşetli hesab gününün endişesini çekmesi gerekir.
İnsanlar kasap,manav, borç, alacak ve verecek defterlerini iyi hesap ettiği ve sıkıntısını bazen çektiği gibi amel defterinin sağından verilmemesi yada yüzü koyun cehenneme götürülme endişesini de çekmesi gerekir..

Dünyada bir çok basit, sıradan, bayağı sıkıntıları büyütüp hayatını kendisine zindan eden yada psikolojisini bozan yada intihara kadar giden insan, nasıl dünya sıkıntılarına bile tahammül edemiyor. Bazen onlarla başa çıkamıyor. Öylede ahiretin büyük sıkıntılarıyla başa çıkmananın endişesini taşıyıp tedbirler almalıdır. Çünkü mahşer meydanı ve dehşeti öyle büyük olacaktır ki peygamberler bile karışıklık ve kargaşa ve azabın büyüklüğü karşısında küçük dilini yutacaklar. Kendi dertlerine düşücekler. Hatta cehennemin uğultusu insanların kalplerine öyle korku salacak ki, insanlar ölüp ölüp dirilecekler.

Çekilecekse yevmi mahşerde Allahın rahmetinden, peygamberin şefaatinden mahrum kalma endişesi çekmelidir. O rahmetten ve şefaatten mahrum kalan bir insanın bedbaht halini düşünün. Sahipsiz, hamisiz ve kimsesiz kaldığını düşünün. Onu kurtaracak hiçbir hayırlı amelinin kalmadığını düşünün.

Birçok insanın hesabının görülüp sırata gelmesi ve o sırattan geçerken cehenneme düşme tehlikesini düşünmek gerekir. Öyle bir köprükü ki kulun amellerine göre değişir. Kimisi için 500 bin sene de geçilecek bir köprü, kimisi için şimşek gibi hızla bazıları için ise sürünerek yüzlerce sene sürecek olan sıratın endişesi çekilmelidir.

Çekilecek endişelerin en büyüğü devamlı ve bitmeyecek olan şeylerin elemidir.En büyük endişe cennet yada cehenneme gitme endişesi olmalıdır..Dünyadaki saniyeler, saatler ve zamanlar çürümeye, dağılmaya, yok olmaya ,zeval bulmaya mahkumdur.Farkında olmasa da insanlar her gün ölümü ,eceli kendilerine doğru çekerler ama fark etmezler.Her gelmesi arzu duyulan,hafta sonları,her gelmesi beklenilen tatiller,her gelmesi özlenilen bayramlar ömürden geçen zamanlardır.Farkında olmadan insanlar zaten ecellerini ve ölümlerini kendilerine çekmiş olurlar.Büyüsüne ve cazibesine kapılıp şu dünyanın 5-10 senelik endişesini çekenlerin ahiretin sonsuz ,daimi, ebedi hayatının endişesini çekmeleri daha büyük endişedir.Nisbeti sonsuzluk olan bir hayatın endişesi çekildiği zaman insanlar o korkunç menziller olan kabir berzah haşir ve sırat cennet veya cehennem için azık hazırlığı yaparlar.Dünya için bir endişe duyarken ahiret için binlerce endişe çekerler.Amel bavullarını zikir, ibadet, namaz ve güzel işlerle doldururlar.Dünya mezrasına ibadet ve kulluk ekerler ki ahrette biçsinler.Kabirlerine teheccüt ile ışık hazırlarlar.Takva ile en hayırlı azık hazırlarlar.Sırat için berk -burak vasıtası temin ederler.Namaz ile cennet ile berat senedi hazırığı yaparlar.Cehenneme kalkan olacak Salih amelleri işlerler.Dünyada işten atılma, kovulma ,aç kalma ,hapis yatma,azarlanma,endişesi çektikleri gibi yevmi mahşerde azaba müstehak kalma mahşerde o kavurucu bekleme ortamında aç ve susuz kalma endişesi de taşırlar.Takva ,Salih amel, ihlas ,korku , kulluk ile oraya hazırlık yaparlar.Salavat ile şefaat hazırlığı yaparlar.Sanki sırf dünya için yaratılmış gibi yan gelip yatmazlar.Sırf dünya için yaratılmış gibi dünyaya bütün vaktini harcamazlar.Sanki binlerce senelik ömürleri varmış gibi hareket ederek uhrevi vazifeler noktasında tembellik etmezler.Ebedi hayatlarını ilgilendiren işleri geri ,dünyevi batıl ve boş işleri ileri almazlar.Kendilerine,evlatlarına,ahbaplarına ve insanlara uhrevi hayat yolundaki zorlukları anlatırlar.O korkunç gelecek için hazırlık yapmaya çağırılar.Dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bilip asıl hayat olan ahiret için çalışıp didinirler.Gelecek endişesine ebedi geleceklerini boğdurup mahvetmezler.Ölüm,kabir,mahşer ,sırat ,cennet ve cehennemin varlığını akıllardan çıkarmazlar.ister istemez oraya gireceklerini bilirler.Saadeti ebediye için çalışıp şekatevi ebediyeye maruz kalmaktan her daim Allaha sığınırlar.Dünyanın,evladın,malın,eşin,servetin,sıhhatın ve nefsin şerrinden Allaha sığınırlar.Rabbim bizleri temenni sahibi değil tedbir sahibi olan kullardan eylesin.