AMELLERİ MAHVEDEN RİYA ZEHİRİ!

İnsanın itikadi ve imanı hayatını mahveden hastalıkların başında riya gelmektedir.Riya hem dünyevi hem de uhrevi cihetiyle de zarardır.Uhrevi ameller cihetiyle riyaya düşen insan oradan münafıklık ve yalancılığa kapı açar.Amellerini halklara beğendirmek uğrunda ilahi rızadan uzaklaşıp amelini mahveder.Dünyevi cihetiyle de insan riyaya düşünce şahsiyetini ve ahlakını mahveder.Hep olduğundan farklı davranmaya hep insanların takdirini kazanmaya hep insanlar yanında şeref ve değer kazanmaya çalışır.Bu şeref ve değer için ise yalan ve münafıklığa girer.Kendisinde olmayan hasletleri kendisinde varmış gibi sunmaya çalışır..Herkesin rızasını kazanmaya çalışırken rabbinin rızasını kaybettiğini düşenemez.

Riya o kadar tehlikeli bir yoldur ki, insanı gizli şirke sevk eder.Yıllarca zahmet ve meşaketle kazanılan sevapların tazeliğini ve güzelliğini bozar..Amellerin hasat zamanı olan yevmi mahşerde boşa çıkartır.Riyanın insana verdiği zarar şuna benzer ki:Nasıl ki, güzel bir balın içerisine bir parçacık sirke katılsa o güzelim balı bozar ve yenmeyecek hale getirir.Temiz bir suyun içerisine bir parça necaset düştüğü zaman suyu içilmeyecek hale getirir.Öylede riya temiz ve nezih güzel bir amelin içerisine karıştığı zaman o ameli balın sirkeyi mahvettiği gibi necasetin suyu mahvettiği gibi bozar ve mahveder..O şeyin safiyetini, temizliğini ve lezzetini giderir.

Riya, insanların katında makam ,sevgi, muhabbet, kariyer ve hüsnü teveccüh kazanmak adına yapıldığı ve hakkın hatırını geri plana itip insanlardan teveccüh ve iltifat dilenme hastalığı olduğu için gizli bir şirk olarak görülmüştür.Bu gizli şirkin ümmeti için nasıl bir tehlike olduğunu efendimiz şu hadisi şerifle ihbar etmiştir...”Öteki ümmetler taşa, aya,güneşe ve yıldızlara taparken benim ümmetim ise benden sonra riyaya girecektir.

Demek riya o kadar tehlikeli bir ameldir ki peygamber efendimiz riyayı aya, güneşe, yıldızlara, tapmakla eş değer görmüş hatta ondan daha tehlikeli olarak görmüştür.

Riya ,öyle sinsi ve tehlikelidir ki, karıncanın ayak sesinden daha gizli ve sessizce amel ve kalbe yerleşir.İbadetini ona beğendirerek, amelleriyle, dini güzellikleriyle ve şahsi kemalatıyla insanlar katında şöhret ve teveccüh sahibi olmaya insanı iter.

Hadisi şerifte vardır ki, Allah yevmi mahşerde Kuran hafızlarını çağıracak ve onlara siz Kuranı kimin için okudunuz diyecek. Onlar Allah ım senin rızan için okuduk diyecekler. Cenabı hak onlara hitaben: Siz yalancısınız çünkü sırf insanlar ne kadar güzel kuran okuyor desinler diye okudunuz. Gidin mükâfatınızı onlar versin.

Yine Cenabı Mevla, cömertlik yapan zenginleri çağıracak ve onlara hitaben: Siz muhtaçlara kimin için yardım ettiniz. Diyecek. Onlar: Allahım senin rızanı için diyecekler. Cenabı Hak onlara hitaben: “Siz yalancısınız. siz sırf ne kadar cömert bir adam demek için insanlara cömertçe dağıttınız diyecek.

Sonra Cenabı Hakkın huzuruna Şehitler gelecek. Allah onlara soracak. Siz kimin uğrunda niçin şehit oldunuz. O şehitler. Allah’ım senin için senin yolunda şehit olduk. Diyecekler. Cenabı Mevla onlara hitaben: Sizler yalancısınız siz sırf insanlar katında kahraman olmak ve ne kadar güzel savaştı desinler için şehit oldunuz. Dedikten sonra. Amellerine riya karıştırıp Allahtan başkalarının da rızasını beklemiş olanlara hitaben. Ey riya sahipleri gidin amelinize kimi ortak yaptıysanız git mükâfatınızı size onlar versin. Ben kimseyle amelde bile ortak olmam.

Demek kainatın sultanı mülkünde ve idaresinde ortak kabul etmediği gibi kendisine yapılacak olan amelde bile ortak ve şerik kabul etmiyor. İnsanın kendisi gibi aciz ,nakıs fakir ve zaif olanlara amelini beğendirmeye çalışmasını hoş görmüyor.Ölümü öldüremeyen, kabir kapısını kapatamayan ve elinde ebedi gençlik ,güzellik ve mutluluk olmayan insanlara amelini satmaya çalışarak rabbinden gafil olmasını kabul etmiyor.İnsanlar katında izzet ,şeref ve mevki kazanmak için ameline riya karıştırıp kendisini olduğundan büyük göstermeyi makbul görmüyor.

Eğer ibadetimi rabbim kabul eder mi diye yapıyorsa o ibadet makul ve makbul olur.Yok eğer kişi yaptığı ibadeti insanlar takdir edip ne kadar güzel ibadet ediyor,ne kadar güzel konuşuyor,ne kadar güzel biliyor,ne kadar güzel yaşıyor teveccühleri için yapıyorsa ameline riya karıştırmış ve amelini zehirlemiş olur.Yılanın zehri nasıl kana girince hemen vücuda yayılıp insanı zehirler riyada öyle amele girip amale zehirler ve bozar.

Eğer bir Müslüman ibadetini yapacak ye bulamazsa halkların içerisinde yapabilir. Çünkü yapacağı ibadet farz olduğu için farz olan ibadete riya girmez. Yok, imkânı varsa ve halklar görsün diye yaparsa o zaman içine riya katmış olur. Allahtan başka halklarında teveccüh ücretlerini bir nevi talep etmiş olur. Rabbinin vereceklerine itimat etmemiş olur.

Bir insan düşünün emek eder toprağı sürer sonra tohumu eker. Mahsul büyüdükten sonra mahsulü biçer ve zahmetle toplar. Aylarca zahmet ve çalışmanın karşılığı olan o mahsulü gelip küçük bir çocuk kibritle yaksa ne kadar büyük bir hasaret olur. Maddi ve manevi zarar meydana gelmiş olur. Aynen bu misal gibi Müslüman dünya mezrasında ektiği iyilik, güzellik ve ibadet mahsulünü riya ateşi yüzünden yakıp mahveder. Rabbim bizleri riya ateşiyle ameli yanıp kül olanlardan eylemesin.Muhammed Samil KAKÇA