Sabredenlere Cenneti Müjdele!

Sizi mutlaka biraz korku ve açlık birazda mallarınız ve canlarınızdan mahsullerinizden bir noksanlık ile imtihan edeceğiz. ey rasülüm sabredenlere cenneti müjdele. bakara 55


Ayetinin sırrına mazhar olmanın şartı başımıza gelebilecek yada gelecek olan musibet ve belalara sabretmekten geçer..trilyonlarca nimetlere gark edilen insan bazen sevgiden mahrum bazen evlattan, bazen eşten bazen maldan, bazen sağlıktan ,bazen mutluluktan, bazen bedenden, bazen ise ferahtan mahrum kalarak imtihan edilecektir. Cenabı hak her şeye imtihan sırrı gereği sınır çizmiş ve kısıtlamıştır. Mesela bugün hayatından yüz derece lezzet alan bir insan yarın bir sevdiğini kaybedince lezzeti sıfırın altında 50 derece eleme düşebilir.bugün devletin başkanı olan bir insan yarın emekli olunca sıradan vatandaş derecesine düşer,bugün malı mülkü ile herkese hükmeden birisi yarın dilenme derecesine düşer.Cenabı hak yine gözün kulağın kalbin aklın bedenin lezzetlerine sınır çekerek bir nevi tatmaya müsaade edip doymaya izin vermemiştir.. Yani mutluluğa, saadete, mala, mülke güzelliğe, gençliğe, ömre bir sınır çizerek asıl nimetlere iştiyak arzusu vermiştir. Bize mutluluk, saadet, huzur ve neşe veren varlıklarımızdan bela musibet ve hastalık ve ölüm ile eksiltmeler yaparak tevekkül, sadakat, teslimiyet ve sabır derecelerimizle beraber isyan şekavet dalalet ve küfür seviyelerini de ölçerek mükâfat ve mücazat hazırlamaktadır. Bu eksiltmelere karşı sabır içinde tevekkül gösterenlerin mükâfatlarının tam olarak verileceği yer ise cennettir. Cennet, sabrın, tevekkülün, sadakatin, teslimiyetin ve kulluğun sırrına eren kulların yurdudur. En güzel nimet, mükâfat ve eğlencelerin özel kullara saklandığı yerdir. Cenabı Kerem dünyada sırrı imtihan gereği bela musibet ve hastalık ile mallarından canlarından eksiltip mahrum ettiği kullarına nimetleri cennette ihtişamlı şaşaalı bir şekilde verecektir.. Dünyada Kerem ve Rahmetinin sadece numuneleri ve gölgelerini göstermiş özel kullarına yapacağı ikramları, vereceği nimetleri, sunacağı iltifatları, eşlerin en güzellerini, yiyeceklerin en leziz ve şirinlerini, hayatın en safi ve mükemmelini, yaşamın en nezih ve tatlı ve kalitelisini, cennete saklamıştır. Bu nimetleri rablerinden gelen her türlü hastalık, bela, musibet, keder, elem ve hastalıklara kemali hikmet ve cemali adaletle mukabele sabır edenlere ikram edecektir. Halbu ki, dünyada insan sadece lezzetleri ya diliyle, ya eliyle koluyla ya da kalbiyle tadıp zevk alırken cennette ise bütün azaları ve hücrelerine ve iliklerine kadar lezzeti ve zevki hissedecektir. Lezzet, zevk ve makamlar sabit olduğundan eksilme olmayacaktır. Lezzet dünyada cüz-i iken orda külliyet kesp edecek. Mutluluklar dünyada sadece bir azayla sınırlı iken orda bütün hissiyat ve azalar ondan hisse alacaklar. Belki onun için denilmiştir ki, dünyanın bin sene mesudane hayatı cennetin bir saatine denk gelmeyecek. Böyle bir hayatı bize müjde veren haber senetlerin altında 124 bin enbiyanın, 125 milyon evliyanın imzası vardır. Hepsi “Evet rabbimizin dediği doğrudur” diye tasdik etmişlerdir. Bu kadar sadıkların tasdik ettiği haber karşısında bize tam sarsılmaz yıkılmaz, şüphe götürmez, tevekkül ve teslimiyet düşer. Gelen her türlü belaya karşı amenna ve sadekna demek düşer. Bileceğiz ki, bela ve musibetleri bir gönderen var, onun izniyle geliyorlar. Elbet başıboş değiller. O zaman gelen bela ve musibetlere :”Hoş geldin ey ihtar edici, ikaz edici ve rahmet edici ” dedikten sonra. “Rabbim üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver. Bu musibetlere karşı zaif ve aciz olan belimize ve bedenimize, mukavemetsiz olan ruh ve kalbimize kuvvet ver.diyeceğiz ve " ey rasülüm sabredenlere cenneti müjdele.ayetinin sığınağına gireceğiz.Muhammed Samil KAKCA
05.04.2010.imandoktorları.com


Konular