Zehirli Ok

Sanal alem yalan alem" özdeyişi nihayet bilimsel olarak da olarak doğrulandı. İnsanlar e-posta yazarken ve anlık iletileri kullanırken yada paylaşım sitelerinde ve arkadaşlık sitelerinde arkadaş ve aşık,ararken daha fazla yalan söylüyor.”Yalanın Bini Bir Para” olduğu bu alemler her ne kadar yalan ve dolana dolansa da bu alemlerin mahiyet ve hakikat noktasında acı gerçekleri olduğu unutulmamalıdır.. Bu gerçekler ancak ahlakı ve imani bir sorguyla bakıldığı zaman ortaya çıkar.

Sanal bir ortam diye her şey mübah görülse de bu alemde yapılanlar sanal değil gerçektir.

Bu sanal alemde bütün yapılan gayri meşru şeyler netice olarak günaha ve harama terettüp ettiği için yapan insanların hanelerine haram, günah ve dalalet olarak yazılacağı gerçektir..

Sanal olan aşkların neticesi zina ile sonuçlandığı için acı gerçektir..

Sanal birliktelikler yuvaların yıkılmasına zemin hazırladığı bir gerçektir..

Sanal ortamları fırsat bulan nefis, uyuyan hevasatların hayvani ve zebani yönlerini açığa çıkararak insanları galatı his nevinden bir aldatma ile yoldan çıkardığı gerçektir…

Sanal alemde insan sınırları heva ve heves hesabına çiğneyerek, haramların mezbelesine girdiği gerçektir…

Sanal ortamda yaptığı çirkinlikleri herkesten gizleyen bir insanın yaptıkları bütün şerlerin yarın yevmi mahşerde açığa çıkacağı inkar edilemez bir gerçektir...

Sanal ortamda insanın yalnız kalması neticesinde işlediği o günahlarını kimsenin bilmeyeceği manasına gelmemesi bir gerçektir…

Sanal ortamların hayırdan ziyade şer kapılarını açması, safsatası, zararı, ifsadının faidesinden çok olması gerçektir..

Sanal alemin insanı günahlara ve haramlara müptela edip insanın amelini mahvedip zayi ediyorsa bu alemin terk edilmesi gerçektir…

Sanal alemde insan utanmaya en layık olan Allah ve meleklerinden utanmayıp insanlardan utanıyorsa bu imani zafiyet ve haya eksikliği hali gerçektir..

Eğer insan eşine veya nişanlısına elini gözünü bedenini vermeyip internetin sanal adamlarına bütün bu değerlerini peşkeş çekiyorsa o insanın sevgisi hakiki olmadığı için uhrevi ticareti hep zarar ve ziyanda olacağı gerçektir.

Bir insanın nette tanıştığı bir insanla konuşmasıyla o insanı evine alıp konuşması onunla birebir seks yapması arasında hiçbir fark olmaması acı bir gerçektir…

İnsanın nette birebir olmasa da karşı cinsle duyguları ve hisleri ile de zina ettiği gerçektir..Çünkü zinaya tercüman olarak duygular ön planda olur.bu etkileşim sonucu harama günaha fıska meyleder.o meylettiği şeyleri arayıp bulmaya çalışır,sözler fikirler olmasa da kelimeler ve düşünceler karşı cinsten etkilenir.açığı bir şehvet ve arzu taşkınlıkları çıkar,edebi hayayı, iffeti, namusu ve aklı bastıran bu duygular insanın muhakeme ve mukayese gücünü elinden aldığı için yokuştan aşağı yuvarlanan tekerlek gibi tepe taklak şehvete ve günah aşağı düşürmesi gerçektir.

Eline, gözüne, diline ve hayaline erkek eli değmeyen nice kız ve kadınların sanal alemin fantezileri ile şehvet haramileriyle kirlenmeleri gerçektir...

Chatın belasına düşen insanlar eşlerine ve sevdiklerine karşı yaptıkları ihaneti sorgulayıp cenabı hakka karşı işledikleri cürmün korkusunu yaşamıyorlarsa demek imandan gelen bir zaifiyeti olduğu gerçektir.Çünkü bu zaifiyet kalesinden her zaman içeri şeytan ve nefis girecektir ve o insanın iç alemini mahvedecektir...

Her ne kadar insan sanal bir alemde olduğu düşüncesiyle hareket etse de ve görüntülerin zararı yok gibi düşünse de o sanal alemin günah ve dalalet virüsleri ruhu kalbi aklı kirletip lekelediği gerçektir...

Sanal alemde insan varlığı yokmuş gibi hareket etse de ölümün her an başucunda gözetlediği en kat-i bir gerçektir.
Zinanın bir çok çeşidinin insanı chat ve msn aracılığıyla kuşattığı sanal alemin gerçeğidir...

Gayri meşru sanal muhabbetlerin sadakati kırıp aldatma süreçlerini başlattığı gerçektir....

Sanal alem yüzünden İhanetler, boşanmalar ve aldatmaların her geçen gün biraz daha artması sanal alemin gerçeğidir…
Sanal alemin gerçeğidir eşlerin birbirine düşman olup soğuması, muhabbetlerin ve sevgilerin netin sanal gayri meşru ilişkileri neticesi bitmesi....

Sanal alemin gerçeğidir netlerde konuşulan yalanların ve dolanların bir hesabının olacağı.. Bu yalanlar ki, rabbin gazabını celp eder, bu yalanlar ki, imanı dini fazileti uçurur. Bu yalanlar ki vicdanı kavurur yakar. Bu yalanlar ki, şeytanı kendine sevgili yapar. Bu yalanlar ki, ahlakı, yüzü ve vicdanı karartır. Bu yalanlar ki, namusları çaldırır, yuvaları yıktırır...

Bu yıkıntılar, günah ve haram yığınakları arasında imanımızın ve enkazının kalmaması için hayat-ı içtimaiyemizin esası olan sıdkı, doğruluğu içimizde ihya edip onunla mânevî hastalıklarımızı tedâvi etmeliyiz. Doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Nifak muzır bir yalancılıktır. Yalancılık ise, Sâni-i Zülcelâlin kudretine iftira etmektir. Doğruluk insanı âlâ-yı illiyyîne çıkardığı gibi yalan insanı , esfel-i sâfiline sukut ettirir..Urvetü'l-vuska sıdktır. Yani, en muhkem ve onunla bağlanacak zincir, doğruluktur.

Amma maslahat(faide) için yalan ise, zaman onu kaldırmış. Maslahat ve zaruret için bazı âlim "muvakkat" fetvâsı vermişler. Bu zamanda o fetvâ verilmez. Çünkü o kadar su-i istimal edilmiş ki, yüz zararı içinde bir menfaati olabilir. Onun için hüküm maslahata bina edilmez. Yol ikidir, üç değildir. Ya doğru, ya yalan, ya sükût değildir. Evet, her söylediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değil. Bazan zarar verse sükût etmek... Yoksa yalana hiç fetva yok. Her söylediğin hak olmalı; fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yok. Çünkü hâlis olmazsa su-i tesir eder, hak, haksızlıkta sarf olur. Bugün her türlü zararı verebilen,cinayetlere,zinalara,ölümlere,aldatmalara,boşanmalarakapı açan sanal alemlerde söylenen yalana hiç bir şekilde cevaz verilemez.Sanalda söylenen yalanlar sanalda kalmaz hayatın evin dilin içerisinede girer.eşe,dosta ,akrabaya,çocuğa bulaşır.
Cenabı Hak bizi yalanın çirkefliği ve çirkinliğiyle mülevves(necis) olanlardan eylemesin. Amin.Muhammed ŞAMİL KAKCA