Yanlış Kitap Tercihi ve Zehirlenen Gençler
Günümüzde gençleri dinden,imandan,temiz bir yaşamdan uzak tutan pek çok sebep mevcut.Genelde televizyon,internet,arkadaş grubu vb etkenler üzerinde durulduğu için,bu yazıda sıklıkla gözardı edilen ya da farkedilemeyen bir husus üzerinde durulacaktır.
TV'deki dizi ve filmlerin, internet ortamındaki chat ve buna benzer pek çok belanın çocukları ne kadar olumsuz etkilediği aşikar. Yavaş yavaş bunu kavramaya başlayanlar, bu durumun önüne geçmek için çeşitli önlemler alıyorlar. Oysa, en az bunlar kadar, belki bunlardan da çok gençlere zarar veren bir sebep daha var:Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde okunan kitaplar.
Evet,okuduğumuz kitaplar çok önemli yer tutar yaşamımızda.Kimimiz için okumak vazgeçilmez bir zevk ikenkimimiz de salt gösterişten yapar bunu. Toplum genelde okumayı, okumuş insanı yücelttiği için okumaktan pek hazetmeyenler bile kendilerini buna zorlarlar. Öğretmenler ailelere tavsiyede bulunur. "Okusun çocuğunuz, roman okusun, şiir okusun. Okusun da ne olursa olsun okusun. bu onun için çok faydalı olacaktır!!"
Gerçekten böyle midir peki? Ne okursak okuyalım faydalı mıdır? Elbette ki hayır, gencin beyni ne ile meşgul olursa bu tüm ruh halini etkileyecektir. Bugün en çok satanlar listesinde 1 numarada olan, gençler arasında çok popüler ve yaygın olan bir sürü kitabın içinde inanılmaz boyutta erotizm, hatta bazılarında pornografi var. Daha iyi-kötü, sevap-günah ayrımını yapamayacak konumda olan gençler, bu tarz yayınları okuyarak vaktinden çok önce bedenen ergenliğe girmekte, oysa aklı,ruhu ve fikirleri hala olgunlaşmamış olup çocuk kalmaktadır. Nasıl ki Tv ve internet insanların şehvet batağına saplanmalarında önemli rol oynuyorsa, okumak için seçilen yanlış kitaplar da böyle. Özellikle genç kızlar erkekler gibi görsel değil daha çok işitsel odaklı olduklarından, romanlarda tasvir edilen aşk sahneleri onları çok daha fazla etkisi altına almaktadır, okudukları cümleler, şehvet dolu kelimeler belki uzun süre akıllarından çıkmamaktadır. Aileler ise "Benim kızım/oğlum çok sever okumayı" diye böbürlenedursunlar, akli ve vicdani terazileri henüz yeteri kadar hassaslaşmamış gençler okudukları kitapta ne varsa hiç ayırt etmeden, hiç bir akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden almaktadırlar.
Hatırlıyorum, ortaokul yıllarında "bir genç kızın gizli defteri" diye bir seri vardı da, biz gençler gaflete düşerek bu serinin tüm kitaplarını okumuştuk.Bu seriyi okumayan kıza hayretle bakılırdı. Şimdi görüyoruz ki kitapta tüm anlatılan, masumane bir hava içerisinde bir genç kızın aşk hayatı, flörtleri, heyecanları...Belki pek çok insan kabul etmeyecektir, bu tarz kitapların zararını. Ama siz farkında olmadan beyninize işler romanda anlatılanlar. Flötün, bir kızın pek çok sevgilisinin olmasının normal şeyler olduğunu sanmaya başlarsınız. Böyle kitaplar öyle hastalıklı bir tarzda yazılmıştır ki, başkahraman, erkek arkadaşıyla hemen hemen her türlü haramı işler de, sonunda mutlu mesut evlenirler. Oysa gerçek hayatta Allah'ın emrinden uzak kalarak zinaya düşüp de mutlubir beraberliği olan var mıdır?İşte gencecik kızlar, romantik edebiyatla böyle zehirlenmekte, o romanlardaki kahramanlara özenip çeşitli ilşkilere atılmakta, hayatının erkeğini beklemekte, aklını fikrini dinden,ilimden,imandan uzak tutup boş işlerle meşgul olmaktadır.
Kitapların zararı yanlız şehveti körüklemek, maddi aşkı yüceltmek değildir.Pek çok hastalıklı fikir aşılarlar gençlere.İşte bunlardan bazıları:
-Kadının güzelliği herşeydir.
-Herkes mutlaka aşkın tadına bakmalıdır.Aşk saftır aşk kutsaldır.
-Cinsellik ayıp değildir,iki taraf istiyorsa her şey olabilir.
-Hayat kısadır.Her türlü zevk tadılmalıdır.
Bir de inançsızlıkları ya da yarı/hastalıklı inançlarıyla gençleri zehirleyenler var. Üstelik bunlardan bazıları nobel almış insanlar.İşte bu durumun tipik bir örneği:
albert Camus'nun Yabancı adlı romanı tüm dünyada fırtınalar koparan bir roman olmuştur.100 sayfa gibi kısa bir kitap olmasına rağmen, okuyan insanı ciddi br bunalıma,umutsuzluğa sürüklemesiyle ünlüdür. Özellikle sosyete diye tabir edebileceğimiz insanlar ve üniversite gençliği arasında çok popülerdir. Kitabın hastalıklı fikri ise şudur:Herkes ölecek,kral da dilenci de.O halde şimdi ölsek ne olur, 15 sene sonra ölsek ne olur.İyi bir işimiz olsa ne olur,olmasa ne olur.Evlensek ne olur evlenmesek ne olur....Daha böyle gider bu,yazarın sapkın mantığına göre nasıl olsa her şey bir gün yok olacak,o yüzden istemek ile istememek,kötülük etmek ile iyilik etmek, çalışmak ile tembellik etmek arasında hiçbir fark yoktur,nasıl olsa hepsinin sonu aynıdır:yok oluş!!!!
İşte bu kokuşmuş,hastalıklı,dinden,ilimden bihaber insanların yazdıkları,milyonlarca kişiyi etkilemekte,ama bu insanlara nobel verilmekte,zehirlenenler ise bunun farkına bile varmayıp daha kültürlü olduklarını sanarak hayatlarına devam etmektedirler.
Anne babalar ,Tv ve internet konusundaki hassasiyetlerini bu konuda da göstermelidirler.Başkalarına gösteriş yapmak için kocaman kitaplıklar kurmamamlıdırlar evlerine,o kitaplıkları tonlarca kitap ile doldurmamalıdırlar.100 tane, insanın imanını eriten onu harama sürükleyen kitaptansa, 1 tane insanın maneviyatına,imanına katkıda bulunacak kitap tercih edilmeli.Gerekirse çocuk kitabı okumaya başlamadan önce ana babalar kitabı okumalı,yapamıyorlarsa şöyle bir karıştırmalı, o da olmuyorsa özetini okumalı ya da yazar ve fikirleri hakkında internetten kısa bir bilgi almalıdır.bu çok basittir.Unutulmamalıdır ki ergenlikte öğrenilenlerin,edinilen alışkanlıkların sonra değiştirilmesi çok güç olmaktadır.Ana baba çocuğa dini bir eğitim verse bile,kitap tercihlerinde hiçbir zaman onu tam olarak yalnız bırakmamalı,aklı fikri,vicdanı gelişimini tamamalayana kadar onu gözetmelidir.
Bu konu hafife alınmamalı,çünkü tv ve internetin açık açık,gözümüze sokarak yaptıklarını,pek çok yazar, entelektüel bir maske altına saklanarak,kültür,sanat ve bilgi bahanesiyle gizliden gizliye yapmakta,uyanamyan gençler ise bunun sıkıntısını çekmektedirler.Açık saçık bir film izlemekle,müstehcen bir olayın betimlenmesini okumak çok mu farklıdır.Üstelik belki film aklımızdan çıkabilir,ama ya kitap öyle mi,kelimelerin bir büyüsü vardır,cümleler insanın aklından uzun süre çıkmaz,insanı tesiri altına alır.Bu sebeple "evladım öğreniyor,daha birikimli kültürlü bir insan oluyor"diyen anne babalara bir çağrı:Çocuğunuzu internetle bir başına bırakmadığınız gibi,kitaplarla da bırakmayın.Zira belki yazarı ödüllüdür,amma ve lakin içindekiler imanı derinden yaralar.
TV'deki dizi ve filmlerin, internet ortamındaki chat ve buna benzer pek çok belanın çocukları ne kadar olumsuz etkilediği aşikar. Yavaş yavaş bunu kavramaya başlayanlar, bu durumun önüne geçmek için çeşitli önlemler alıyorlar. Oysa, en az bunlar kadar, belki bunlardan da çok gençlere zarar veren bir sebep daha var:Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde okunan kitaplar.
Evet,okuduğumuz kitaplar çok önemli yer tutar yaşamımızda.Kimimiz için okumak vazgeçilmez bir zevk ikenkimimiz de salt gösterişten yapar bunu. Toplum genelde okumayı, okumuş insanı yücelttiği için okumaktan pek hazetmeyenler bile kendilerini buna zorlarlar. Öğretmenler ailelere tavsiyede bulunur. "Okusun çocuğunuz, roman okusun, şiir okusun. Okusun da ne olursa olsun okusun. bu onun için çok faydalı olacaktır!!"
Gerçekten böyle midir peki? Ne okursak okuyalım faydalı mıdır? Elbette ki hayır, gencin beyni ne ile meşgul olursa bu tüm ruh halini etkileyecektir. Bugün en çok satanlar listesinde 1 numarada olan, gençler arasında çok popüler ve yaygın olan bir sürü kitabın içinde inanılmaz boyutta erotizm, hatta bazılarında pornografi var. Daha iyi-kötü, sevap-günah ayrımını yapamayacak konumda olan gençler, bu tarz yayınları okuyarak vaktinden çok önce bedenen ergenliğe girmekte, oysa aklı,ruhu ve fikirleri hala olgunlaşmamış olup çocuk kalmaktadır. Nasıl ki Tv ve internet insanların şehvet batağına saplanmalarında önemli rol oynuyorsa, okumak için seçilen yanlış kitaplar da böyle. Özellikle genç kızlar erkekler gibi görsel değil daha çok işitsel odaklı olduklarından, romanlarda tasvir edilen aşk sahneleri onları çok daha fazla etkisi altına almaktadır, okudukları cümleler, şehvet dolu kelimeler belki uzun süre akıllarından çıkmamaktadır. Aileler ise "Benim kızım/oğlum çok sever okumayı" diye böbürlenedursunlar, akli ve vicdani terazileri henüz yeteri kadar hassaslaşmamış gençler okudukları kitapta ne varsa hiç ayırt etmeden, hiç bir akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden almaktadırlar.
Hatırlıyorum, ortaokul yıllarında "bir genç kızın gizli defteri" diye bir seri vardı da, biz gençler gaflete düşerek bu serinin tüm kitaplarını okumuştuk.Bu seriyi okumayan kıza hayretle bakılırdı. Şimdi görüyoruz ki kitapta tüm anlatılan, masumane bir hava içerisinde bir genç kızın aşk hayatı, flörtleri, heyecanları...Belki pek çok insan kabul etmeyecektir, bu tarz kitapların zararını. Ama siz farkında olmadan beyninize işler romanda anlatılanlar. Flötün, bir kızın pek çok sevgilisinin olmasının normal şeyler olduğunu sanmaya başlarsınız. Böyle kitaplar öyle hastalıklı bir tarzda yazılmıştır ki, başkahraman, erkek arkadaşıyla hemen hemen her türlü haramı işler de, sonunda mutlu mesut evlenirler. Oysa gerçek hayatta Allah'ın emrinden uzak kalarak zinaya düşüp de mutlubir beraberliği olan var mıdır?İşte gencecik kızlar, romantik edebiyatla böyle zehirlenmekte, o romanlardaki kahramanlara özenip çeşitli ilşkilere atılmakta, hayatının erkeğini beklemekte, aklını fikrini dinden,ilimden,imandan uzak tutup boş işlerle meşgul olmaktadır.
Kitapların zararı yanlız şehveti körüklemek, maddi aşkı yüceltmek değildir.Pek çok hastalıklı fikir aşılarlar gençlere.İşte bunlardan bazıları:
-Kadının güzelliği herşeydir.
-Herkes mutlaka aşkın tadına bakmalıdır.Aşk saftır aşk kutsaldır.
-Cinsellik ayıp değildir,iki taraf istiyorsa her şey olabilir.
-Hayat kısadır.Her türlü zevk tadılmalıdır.
Bir de inançsızlıkları ya da yarı/hastalıklı inançlarıyla gençleri zehirleyenler var. Üstelik bunlardan bazıları nobel almış insanlar.İşte bu durumun tipik bir örneği:
albert Camus'nun Yabancı adlı romanı tüm dünyada fırtınalar koparan bir roman olmuştur.100 sayfa gibi kısa bir kitap olmasına rağmen, okuyan insanı ciddi br bunalıma,umutsuzluğa sürüklemesiyle ünlüdür. Özellikle sosyete diye tabir edebileceğimiz insanlar ve üniversite gençliği arasında çok popülerdir. Kitabın hastalıklı fikri ise şudur:Herkes ölecek,kral da dilenci de.O halde şimdi ölsek ne olur, 15 sene sonra ölsek ne olur.İyi bir işimiz olsa ne olur,olmasa ne olur.Evlensek ne olur evlenmesek ne olur....Daha böyle gider bu,yazarın sapkın mantığına göre nasıl olsa her şey bir gün yok olacak,o yüzden istemek ile istememek,kötülük etmek ile iyilik etmek, çalışmak ile tembellik etmek arasında hiçbir fark yoktur,nasıl olsa hepsinin sonu aynıdır:yok oluş!!!!
İşte bu kokuşmuş,hastalıklı,dinden,ilimden bihaber insanların yazdıkları,milyonlarca kişiyi etkilemekte,ama bu insanlara nobel verilmekte,zehirlenenler ise bunun farkına bile varmayıp daha kültürlü olduklarını sanarak hayatlarına devam etmektedirler.
Anne babalar ,Tv ve internet konusundaki hassasiyetlerini bu konuda da göstermelidirler.Başkalarına gösteriş yapmak için kocaman kitaplıklar kurmamamlıdırlar evlerine,o kitaplıkları tonlarca kitap ile doldurmamalıdırlar.100 tane, insanın imanını eriten onu harama sürükleyen kitaptansa, 1 tane insanın maneviyatına,imanına katkıda bulunacak kitap tercih edilmeli.Gerekirse çocuk kitabı okumaya başlamadan önce ana babalar kitabı okumalı,yapamıyorlarsa şöyle bir karıştırmalı, o da olmuyorsa özetini okumalı ya da yazar ve fikirleri hakkında internetten kısa bir bilgi almalıdır.bu çok basittir.Unutulmamalıdır ki ergenlikte öğrenilenlerin,edinilen alışkanlıkların sonra değiştirilmesi çok güç olmaktadır.Ana baba çocuğa dini bir eğitim verse bile,kitap tercihlerinde hiçbir zaman onu tam olarak yalnız bırakmamalı,aklı fikri,vicdanı gelişimini tamamalayana kadar onu gözetmelidir.
Bu konu hafife alınmamalı,çünkü tv ve internetin açık açık,gözümüze sokarak yaptıklarını,pek çok yazar, entelektüel bir maske altına saklanarak,kültür,sanat ve bilgi bahanesiyle gizliden gizliye yapmakta,uyanamyan gençler ise bunun sıkıntısını çekmektedirler.Açık saçık bir film izlemekle,müstehcen bir olayın betimlenmesini okumak çok mu farklıdır.Üstelik belki film aklımızdan çıkabilir,ama ya kitap öyle mi,kelimelerin bir büyüsü vardır,cümleler insanın aklından uzun süre çıkmaz,insanı tesiri altına alır.Bu sebeple "evladım öğreniyor,daha birikimli kültürlü bir insan oluyor"diyen anne babalara bir çağrı:Çocuğunuzu internetle bir başına bırakmadığınız gibi,kitaplarla da bırakmayın.Zira belki yazarı ödüllüdür,amma ve lakin içindekiler imanı derinden yaralar.
Konular
- Porno film izlemenin ibretlik sonu
- Yassıada'dan İmralı'ya son yolculuk: Adnan Menderes'in idamı
- Porno Filmde Oynayan Üniversiteli Kız
- Aşk Denilen Sahtekâr
- Flörtle Kirlenen Namus ve Hayaller...
- İhya Rüya Tabirleri
- Bİ YARDIM EDİN YA
- Adet Döneminde Namaz kılmanın ve Kuran okumanın hükmü
- Üniversite mezunu cahillerin yarışı… 6 Kasım 2014 yenisafak.com yazısı
- yardım
- yardım
- Evli bir kadını aldatmaya iten şeytanın vesveseleri
- Başörtüsünü bir araç olarak kullanmayınız!
- Kapalı kadın ile evlenirken dikkat edilmesi gerekenler
- Evlilik yasak, seks çağdaşlık
- istemden bosalma
- Sapıklar internet üzerinden peydahlanıyor
- Fuhuş çeteleri internete dadandı
- İnternetten darbe yapanların başka tuzakları
- Şu anki meşguliyetin geleceğini tayin edecek!
- Orospuya sponsor olmanın vebali var mıdır
- Evlilikte eşlerin ebced değeri nasıl bakılır
- Günümüzde Özellikle Genç Fidanlarımızın Çevresini Kuşatmış Şehvet Taarruz Kuvvetleri için Etkili Stratejiler
- İstanbul Sözleşmesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ..
- EŞCİNSELE SAYGI DUYAN MÜNAFIK BEYLER, CEHENNEME KADAR YOLUNUZ VAR.
- DUA İLE ALAY EDEN KIZ!
- Ahlaksız ve Pornocu Medyanın Sevmediği Kavramlar
- Toplumun Yüz Karası Ahlaksız Suikastçılar ve Kadın Düşmanları.
- KADIN CİNAYETLERİNDE SUÇLU ARAYANLAR!
- Kadın Hakları Havarilerinin Gerçek Yüzleri..