AFÎF ve AFÎFE

İffet kelimesi bizim kültürümüzde daha çok kadınları ilgilendiren bir ahlâki terim olarak algılanıyorsa da doğru değildir. “Haramdan kaçınmak” anlamına gelen iffetin oluşabilmesi için iki nefsî şehvetin alt edilmesi gerekir: Yeme-içme şehvet ve cinsel şehvet. Bu da her iki cins için eşit oranda geçerlidir. Kur’an-ı Kerim’de, bu kökten türeyen kelimeler aynı gerçeğe işaret etmektedir. (Nisa, 4/6; Bakara, 2/273; Nur, 24/33)

“Her kim ağzına ve cinsel arzularına hakim olacağına dair Bana söz verirse Ben de onun cennete girmesine kefil olurum.” (Buhari, Hudud, 19) diyen Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dua ediyordu:

“Ya Rabbi! Senden; hidayet, takva ve iffet istiyorum.” (Müsned, I/389) Hamdi Yazır’ın açıklamaları ise şöyle: “Zina doğrudan doğruya tohumunu itlaf ve sûret-i umûmiyede gerek erkek ve gerek kadınlar için pis bir zillet ve nev’i beşer için pek büyük sefâlettir.

Ve insandan başka hayvanat içinde hiç biri dişisini mahza suyunu telef etmek için takip etmez… Özetle hayvanların bile hayvanca birleşmelerinde zina mahiyeti yoktur.

Yaratılış ve fıtratları, başka bir ifade ile iç güdüleri buna fırsat vermez. Bu rezillik, bu kısırlık sevdası insanlığı hayvanlardan daha alçak bir duruma düşüren bir beladır.” (Hak Dini Kur’an Dili, II/1333) Tasavvuf eğitiminin ilk basamağı bilindiği gibi riyazat ve mücahededir.

Bunun da ilk formülü şudur: Az ye, az uyu, az konuş. Nefsimizin şehvetlerine kafa tutabilmek için bedenimizin bu tabii ve insânî arzularını zabt u rabt altına almak gerekir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in irşadından açıkça anlaşılmaktadır ki, yemek ve cinsel ilişkiyi “sıfırlamak” doğru değildir.

Meşrû ve helâl çerçevede bu arzuların gereği yerine getirilecektir.
Onlar da “imtihan”ın birer sorusudur. İslâm dünyasının ortak kültür kitaplarından biri olan “İhya” adlı eserde mide şehveti ile cinsî şehvet üzerinde Gazali genişçe dururken bir o kadar önemli olan “el-Müfredat”ın yazarı Râgıb Isfahani de şöyle demektedir: “Sorulması gereken soru ortaya çıkmaktadır: Bu kölelikten kurtulmanın yolu nereden geçmektedir? Bu soruya, “Sağlam bir irade eğitiminden geçmektedir.” şeklinde bir cevap verilebilir. Böyle bir eğitim olmadan şehvetin cazibe ve çekiciliğinin tuzağına düşmemek hemen hemen imkânsızdır. Şehvetin cazibe ve çekim alanından kurtulabilmek için iman ve ihlasın huzur ve sükûn limanına sığınmak gerekir.



Eğer yeme-içme ile cinsel hayatta mü’minde bulunması gereken hassasiyet yakalanamazsa insanlık âlemi ile hayvanlar alemi arasındaki farklar da ortadan kalkar.

O zaman 1880’de Adana valisi iken vefat eden Ziya Paşa’ya hak vermek gerekir: Millet-i İslam’da evvelki gayret kalmamış Eski iffet eski namus eski himmet kalmamış Veya Mehmed Akif’in 1918 tarihli beytini okuyarak kendimize ve çağdaş toplumumuza bakmak gerekir.

Haya sıyrılmış inmiş öyle yüzsüzlük ki her yerde Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde Çağımızın liberal, seküler, sözde çağdaş eğitim anlayışının gençlerimizi afif ve afîfe olarak yetiştirmek diye bir “derd”i olmadığı için problemler günümüzde katlanarak büyümüş ve büyümektedir.

İnsanlarımızın gönül dünyalarına girerek onlara “imanın tadı” ile birlikte mukaddes ve muhteşem “zevk”ler sunamadığımız müddetçe bu perişan, perakende ve müthiş halimiz devam edecektir. Şimdi, İsmail Hakkı Bursevî’nin, kendisine ve bize olan ikazlarına, tavsiyelerine kulak verelim: Hakkı, yemek az ye az uyu az söyle Can sağlığı, dil hoşluğu bul sen öyle Gündüz olur kesb ü gece aşk-ı yâr Âşık eder her gece zikr-i Hüdâ Açlık ki tamam-ı hıffet u iffettir Her derde şifadır ol tene sıhhattir Bulan açlıktan bulmuştur fenâdan devlet-i fakri Duyan açlıktan duymuştur rumûz-ı sırrı-ı Sübhânı Eren açlıktan ermiştir huzûr-ı Hazret-i Hakk’a Bilen açlıktan bilmiştir ulûm-ı bahr-i irfanı.

AFÎF ve AFÎFE yorumları

  • Image Description
    İREMCE
    03.04.2007

    BİZ İNSANLARI HAYATTA EN ÇOK YORAN ŞEY NEFSİMİZ;zaten ne gelirse başımıza hep ondan geliyor.

  • Image Description
    fatih 99
    03.04.2007

    nefs bir kaç cümle ile anlatılmak istenirse tatlı gibi görünen acı lezzetler ve sefahet ve pisliğin en aşağı tabakalarında zevk ile beslenen bir his sadece adını anmak değil terbiye etmek lazım ALLAHIN izniyle, herkesi bütün müslümanları nefsin arzu ve kötülüklerinden korusun