Prof. Dr. Mustafa Kara

ONLAR BİR ELBİSE SİZİN İÇİN SİZ BİR ELBİSE ONLAR İÇİN

İnsanoğlu, farklı tarih, kültür ve coğrafyalarda toplumu nasıl yönetti? Kime hangi yetkileri verdi, kimden hangi yetkileri aldı? İnsanoğlu para ve sermaye konusuna nasıl baktı? Para ve sermayenin cazibesine nasıl kapıldı veya bu cazibe ve parıltıdan nasıl kurtuldu? Hangi dine ve döneme ait olursa olsun insanoğlunun gündeminden hiç düşmeyen sorulardan biri de kadınla ilgilidir. İster anaerkil ya da babaerkil, ister mâderşâhî ya da pederşâhî olsun kadın-erkek arasında sürekli bir tartışma vardır.

AFÎF ve AFÎFE

İffet kelimesi bizim kültürümüzde daha çok kadınları ilgilendiren bir ahlâki terim olarak algılanıyorsa da doğru değildir. “Haramdan kaçınmak” anlamına gelen iffetin oluşabilmesi için iki nefsî şehvetin alt edilmesi gerekir: Yeme-içme şehvet ve cinsel şehvet. Bu da her iki cins için eşit oranda geçerlidir. Kur’an-ı Kerim’de, bu kökten türeyen kelimeler aynı gerçeğe işaret etmektedir. (Nisa, 4/6; Bakara, 2/273; Nur, 24/33)

“Her kim ağzına ve cinsel arzularına hakim olacağına dair Bana söz verirse Ben de onun cennete girmesine kefil olurum.” (Buhari, Hudud, 19) diyen Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dua ediyordu: