Haram sevmekte ızdırap ve çok acılar vardır.

Asa-yı Mûsâ’nın Beşinci Meselesi’ndeki, ‘Haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi vardır’ ne demektir? Açıklar mısınız?”

Her insanda kıskançlık damarı vardır. Keza, sevdiklerinden ayrılma söz konusu olduğunda bundan elem duymayan insan yoktur. Ve keza, sevgisine karşılık görmeyen insan da bundan ıztırap duyar. Bu hisler ve duygular fıtrîdir ve her insanın fıtratında ortak olarak yerleştirilmişlerdir.

Haram seven insan, bu ortak duyguların verdiği ıztıraplarla çok acılar yaşar. Çünkü haramcı, gümrükten mal kaçıran insana benzer. Başka hırsızlar da çıkacak ve aynı mala, aynı anda başka eller de uzanacaktır. Kendisi kadar harama tamah eden başkaları da vardır. Ve işin tehlikeli boyutu: Haram sevmekte hak değil; güç esastır. Güçlü olan, varlıklı olan, yakışıklı olan harama daha çabuk ulaşır ve zayıf olan kıskançlığı ile kahrolur.

Öte yandan, haram sevgi, büsbütün ayrılık demektir. Sevgi bittiği anda ayrılık başlar ve hançerden okunu haramcının kalbine saplar. Keza haram sevmekte, sevdiğin kişinin seni sevme zorunluluğu ve borcu yoktur. Bu bakımdan mukabele etmez. Bu da haram severin yüreğini yakan bir diğer hançerdir.

Fakat helâl ve meşrû sevgilerde bu ıztıraplar yoktur. Çünkü:

1- Helâl sevgide güç değil, hak esastır ve senin nikâhında olan birisine başka eller uzanmaz. Çünkü hakkı yoktur! Bu durumda kıskançlığa gerek kalmaz. (Herkesin kendi eşini harama karşı kıskanması başkadır.)

2- Helâl sevgi meşrû olduğundan ayrılık elemi vermez. Çünkü helâl sevgiler Cennete kadar ve ebedî Cennette dahi yaşanmayı hak eden saygın ve Allah katında makbul sevgilerdir.

Bu bakımdan, helâl sevgilerde fanilik damgası yoktur. Çünkü helâl sevgi, Allah’ın izin verdiği ve razı olduğu sevgi olduğundan, üzerinde ebediyet mührü vardır, insana huzur verir ve insanı harama karşı ilgi duymaktan kurtarır.

3- Helâl sevgide sevdiğin kişi de seni sever. Çünkü sevgin makbuldür. Karşı tarafa zarar verici değildir. Bilakis, karşı tarafı koruyucu ve şefkat edicidir. Bu açıdan, makbul bir sevgi, makbul ölçüler içinde mukabele görür. Bu da kişiye lezzet ve huzur verir.

Haram sevmekte ızdırap ve çok acılar vardır. yorumları

  • Image Description
    iremhan
    10.08.2009

    Aşk dediğin ya Allah'tan gelmeli,
    ya Allah için olmalı,
    ya da Allah'a ulaştırmalı;
    yoksa yerle bir olmalı.
    Aşk "sevgi" boyutuna ulaşmıyorsa,
    adı batmalı…

    Sevgi ki, Allah'ın varlıkları
    yaratmasındaki yegâne gayesi.
    Sevgi ki Allahu Teâlâ'nın,
    kullarına yerleştirdiği en güzel hediye.
    O'ndan gelen ve ona dönecek olan
    en anlamlı duygu…..."

    "Saklarım gözümde güzelliğini,
    Her nereye baksam sen varsın orada.
    Gizlerim kalbimde muhabbetini
    Koymam yabancıyı sen varsın orada"

    İnsan içindeki duygularını kimi zaman kelimelere dökemez; ama duyduklarını yaşar, özümser… Ben de çocukluğumdan bugüne dilime doladığım bu dörtlükte ilk okuduğum duyguları yaşarım her zaman. Ulaşmayı hayal ettiğim; fakat ulaşamadığım sevgiliye bu dizelerle yalvarmak, yakarmak gelir içimden hep, en içten yakarışlarla…

    Onun güzelliği her şeye öyle güzel yansımış ki, kocaman bir kâinata, taşa, toprağa, ağaçtan yaprağa, kuşlardan güllere, canlı cansız her bir şeye…

    Onu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Dünyanın en zengin, en güzel kelimelerinde bile öyle yoksun kalır ki cümleler Onu anlatmaya… Ancak diz çöküp huzuruna varmak ellerimizi açarak yüreğimizde kanayan sevgi ile en içten, en saf, dünyadan arınmış duygularla, ruhumuzla O'na seslensek de nafile…
    Çünkü O'nu sevmek, sevdikçe sevmek demek… Bu gün bir ise yarın bin olması gereken bir sevgidir O'na duyulan sevgi…

    "Sevgi, insanın lezzet aldığı şeye, meyletmesidir. Aşk, bu meylin her geçen gün artarak devam etmesidir. Aşk, insanı maşuk uğrunda her şeyini gözünü kırpmadan feda edecek hâle getirir."

    Bir insanın Rabbisini, ilk tanıdığı ve bildiği vakitten sonra, O'nun için nefes almaya, O'nun rıza–i ilâhîsine ulaşma çabalarına mâna katan ne sanırsınız? Elbette ki, O'nu ilk bildiği gün ile, aradan geçen zaman içinde yüce bir sevginin oluşmasıdır. Çünkü O'na yönelen ve O'nu zikreden kalp ve dillerin, alınan her bir nefesin bir anlamı vardır.

    Tüm bunlar kişiye haz vermektedir.
    Öyle sıradan bir hâl değildir bu…
    Abdest almadan önceki hâlimizle; abdest aldıktan sonraki hâlimizin bir olmayışı gibi.

    Ya bir de namazı kıldıktan sonraki hâlimiz!...
    Hele bir de incelen bir kalp ile, tüm ruhumuzla, O'na yönelip açtıysak elimizi, şükrümüzü, sevgi ve saygımızı sunduysak Rabbimize!.. O insan ne hâle gelir… Ki artık o öyle bir hâle gelmiştir ki, bu dünyada değildir ve ne yerde, ne de göktedir.

    Ateşler, seller alsa da onu, hissetmez, duymaz; umurunda değildir. Çünkü o Rabbisinin huzurundadır. Yalnız ve yalnız O'nu duymakta, O'na seslenmektedir ..
    insan sadece ebedi aşkı bulmaya vesiledir ...

    Nezaman ki senin sohbetinden sıyrıldı yüreğim,işteo günden beri biçareyim!
    Ne zaman kalbimde yerini başka heveslere pazarladım,İşte o andan beri avareyim!
    Senden uzaklık ateşmiş YaRab!Merhamet et! .

  • Image Description
    faye
    01.09.2008

    psikoz gecirdim ne sevgi ne sevinc ne uzuntu duygusu yok kalabilirmis boyle yukaridaki yaziya katilamicam tahkik yine abartmis evlencen illa seni sevecek diye bisey yok..zaten sevmeden evleniyosun

  • Image Description
    hayat40
    30.08.2008

    Cok dogru söylemissin tahkik.bende size yasanmis bir olayi anlatacam.10 senedir evli mutlu ve 2 cocuk annesi olan kadin internette oyun sitesinde tanistigi erkek ile 220km uzakta bir sehire kacar.kactigi erkek ise almanyada kacak yasayan biri .anne denilen o sahis 2 cocugunu yaninda götürür ve 10 gün sonra esini arayip cocuklari istiyorsan git konsolosluktan vekalet getir hemen bosanacagina dair ve cocuklari al.( yani cocuklari bosanma vekaleti ile degisiyor).Eski esi cocuklari bir araci ile teslim alir ve bosanma vekaletini inadina vermez.Bu insan denilecek sahislar 8 aydir oyun sitesinde chatlesirlermis ve kocasinin hicbirseyden haberi yok,cünkü kocasi isteykene bütün gün okey sitesinde zamanini gecirip ne cocuklara bakarmis nede evin isini görürmüs.Bu kadin ile kactigi insan gittigi yerde birlikte oluyorlar ve bir kac sonra hocaya gidip nikah yapmak istiyorlar ve hoca bunlara nikah yapmayi kabul etmiyor ve sahislar aradan 50 gün gectikten sonra hoca nikahi yapiyorlar.3 ay önce adam yakalaniyor ve yurt disi ediliyor.Su an kocasindan yeni bosanmis ve 5aylik hamiledir bu kadin.Hamile olmasinin sebebide büyük ihtimal adama oturum almak icindir , yada riskli hamilelik yolu ile adami almanyaya geri getirebilmektir.simdik bunlarin nikahi kabul olurmu.1.iddet müddeti beklemeden yapilmis nikah.2.kocasindan kacip baskasi ile nikah kuruldugunda bazi insanlarin degisine göre bunlarin nikahi iddet müddeti bittikten sonrada yapilsa gecersizmis ve ömür boyu zina yapiyor oluyorlarmis.bunlar bugünde nikah yapsa yinede ömür boyu zina yapiyor oluyormus.asli varmi bunun.Ve arkada biraktigi 2cocuga yada esine yaptiklari yada o zinadan dogacak cocugu hicmi düsünmediler.