BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, BİR ACININ ARDINDAN 90 SENE

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, BİR ACININ ARDINDAN 90 SENE
İnsanlığın yakın çağlarda uğradığı en büyük harp felaketlerinden ilki denilen Birinci Dünya Savaşının üzerinden 90 sene geçti. Dünyayı iki düşman kutuba bölen, milyonlarca insanın işinden gücünden eden, her iki taraftan da 9,5 milyon insanın ölümüne sebep olan amansız ve vahşi bir harp.

Her şey 1914 yılı haziran ayının on dördüncü günü, o zamanın Sırbistan’ın Saraybosna şehrini ziyaret eden Avusturya-Macaristan imparatorluğu Veliahdı Ferdinand’ın, Princep adında bir milliyetçi tarafından öldürülmesiyle başladı. Fakat bu, dünya hâkimiyeti uğruna birbirlerine diş bileyen büyük devletlerin kapışmak için aradıkları bir bahaneydi. Aslında yüz binlerce ailenin gözyaşlarına sebep olan bu kan gölünün gerçek sebepleri çok daha derin temellere dayanıyordu.

Suikast olayının üzerinden iki ay sonra korkunç savaş 28 Temmuz günü fiilen başladı. Dört yıldan fazla bir zamanda önünü almak mümkün olmadı.

GEMLENEMEYEN İHTİRASLAR
Neydi insana insanlığını unutturacak kadar amansız muharebelere sebep olan şartlar? Çok basit, emperyalist emellerin çatışması, dünya pazarlarının kapışılması, talan alanlarının elden kaçırılmaması mücadelesi…
İşte ipin ucunun kaçırıldığı, liderlerin kendilerini kaybettikleri an, saman alevi gibi gizliden gizliye yürütülen ihtiraslar, bir minik kıvılcımla parlayıvermiş ve dünyanın dört bir yanını sarmıştır.

TARAFLAR
Birinci Dünya Savaşının başında hasım tarafların temsil ettikleri ulusların nüfusu 1 milyar 170 milyon gibi bir rakama ulaşmaktaydı. Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Türkiye ve Bulgaristan İttifak devletlerini teşkil ediyordu.

Buna mukabil Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Sırbistan, Japonya, Romanya, Belçika, Yunanistan, Portekiz ve Karadağ karşı cephede itilaf devletlerini meydana getiriyorlardı. Her iki cepheden de askere alınanların toplamı ise 66 milyonu bulmaktaydı. Bu, o zamana değin dünyanın görmediği bir seferberlik hareketi olmuştu.

Savaş sona erdiği zaman ise gene her iki taraftan ölenlerin sayısı 9 milyonu aşkın bir rakama ulaşmıştı. Böylesine bir felaket tarihte insanlığın başına ilk defa geliyordu.

HARBİN SEYRİ
Birinci Dünya Savaşı Alman ordularının Fransa’da kazandıkları başarılarla başladı. Fakat Fransızların şiddetli mukavemetleri ile savaş, siper muharebeleri şeklini almış ve son derece yıpratıcı bir hal alarak yılarca uzamıştır. 1915 senesinde Almanya Rusya’ya saldırdı. Buralarda da büyük kayıplar vererek muharebeler kazandı. Ne var ki, İtalya’nın ittifak devletlerine karşı harbe katılmasıyla burada da savaşın kaderi değişti.

Nihayet Osmanlı Devleti’nin tamamen basiretsiz idarecilerinin yanlış hesaplarına uyarak Almanya saflarında harbe dâhil olmasıyla Türkiye de tarihinin dönüm noktasına varmış oldu. Çeşitli cephelerde ordularımızın uğradıkları ağır kayıplar İmparatorluğun çöküşünü hızlandırarak kaçınılmaz sonu çabuklaştırdı.

1917 de Amerika’nın İngiltere yanında savaşa katılması ile harbin istikameti tamamen belli oldu. Çarlık Rusyasının yıkılıp Rusya’nın saf dışı kalmasından sonra ittifak devletlerinin cepheleri birer birer çöktü ve kaçınılmaz son tüm devletler için gelip çattı. Almanya 1919 Versailles, Avusturya Saint Germain, Macaristan 1920 Traion, Bulgaristan da Neuilly anlaşmaları ile yenilgiyi kabul ederek savaşın sonunu getirdiler.
Türkler ise kendilerine dayatılan 1920 Sevres Antlaşmasından sonra başarılı bir milli diriliş mücadelesi vererek yıkılan imparatorluğun yerine yeni bir devlet kurdular.

GETİRDİKLERİ
Birinci Dünya Savaşı tarihte o zamana kadar görülmemiş insan ve silah gücünü karşı karşıya getirirken, yeni kullanılmaya başlanan zehirli gazlar, uçaklar, denizaltılar ve değişik savaş taktikleri deneme alanı bulmuştur. İnsanoğlu bundan sonra daima daha tahripkâr ve daha güçlü silahlar peşinde koşmaya başlamıştır.

Avrupa haritası da tamamen değişip yeni devletler tarih sahnesine çıkmıştır. İmparatorluklar çökerken savaşın tüyler ürpertici sonuçlarından ders alınmamıştır. Birinci Dünya Savaşı, dünya tarihinde daima bir dönüm noktası olarak anılacaktır. Dünyanın büyük bir bölümünü kana bulayan bu harpten ne yazık ki, gerekli dersler alınamamış ve insanlık hızla İkinci Dünya Savaşının kucağına yuvarlanmıştır.

Bilal Atış
b.atis73@gmail.com