51 yorum 2. sayfa

Allah korkusu olsaydı

burada ailedede suç var çünkü genç kızımızı çok sıkmışlar ve yeteri kadar ecnebi memlekette nasıl yaşanacağı nelerle karşılaşacağı ve dinimizdeki güzellikleri gerçekleri anlatmamışlar yada geç kalmışlar.Biraz öncede arkadaşların yorumlarını okudum kızlarımız da özenti olmuş zararlı arkadaşlıklar ve gece yaşantısı ya insan gündüz çıkmaya korkuyor şu zamanda gece nedemek hele genç kız ise.çocuklarımızın arkadaşlarınada dikkat etmeliyiz elbette zaten en önemliside bu.tesettür de rabbimizin hanımlarımıza sunduğu en güzel kalkan değilmi namus ve haya hanımlarımızın beyninde başlayıp tesettüründe devam eden hareketlerinde biten bir olaydır..Eğer kadın örtüye sığınıp bişeyler yapıyorsa o onun günahıdır bu yüzden diğer hanımlarımızı karalayıp vebal altına giremeyiz ben bayan olduğum halde ister istemez dışarıda gördüğüm açık bayanlar dikkatimi çekiyor ya öylesine açık kısa dar kıyafetler giyiyorlarki ben bile baktığım halde erkekler ne yapsın birde ençok kızdığım olay başını örtmüş güzelce eteğinide hatlarını belli etmeyecek şekilde giymiş ama bakıyorumki kısa kollu bu bayanımıza ne demeli sizce..Yada çok güzel kapanmış pardesüsünü giymiş ama surattaki makyaj açıklardakindende abartılı..Birde nerde ben burdayım diyen başörtüsü kıyafet rengi varsa hanımlarımız onu alıyor oysa sadelik dinimizin gereklerinden sadelik en güzeli değilmi...Anlatmak istediğim çocuklarımıza önce ve önce Allah korkusunu öğretelimki ona yönelip yanlışlar yapmasınlar bizlerin şu fanide yavrularımızdan değerli neyimiz varki..Dualarla sağlıcakla kalın....

28.08.2007 - gülüm

Aynı olay benim memleketimdede yaşandı

Öncelikle yaradanım bütün mümin hanımları korusun..Bu olayın biraz değişiğini duymuştum olay şöyle 12 yaşındaki bir kızımız okuldan evine gidecekmiş minübüse binmiş minibüsten herkes sırayla evine gitmiş kızın evi son durakta olduğu için tek o kalmış oldukça tenha caddelere girince şerefsiz şöförün gözü dönmüş kızı başka biyere götürmüş işini görmüş sonra başına çuval geçirmiş diğer şerefsiz arkadaşlarınıda çağırmış onlarda görmüş işini sonra onlarında arkadaşlarının arkadaşı....kızın ailesi merekta polise bildiriyorlar ama nafile ertesi gün aile duyuyor abisi denen o ahlaksızda şöförün arkadaşları arasında olduğundan şokla deliriyor kız desen deliriyor aile perişan oluyor olayın failleri yakalanıyor nice zaman sonra gerçekler ortaya çıkıyor...Ben duyunca çok üzüldüm kız çocuğuna ya böyle şerefsizleri asmalı bizimde çocuklarımız var zaman kötü kime güveneceksin Allahtan başka Rabbim masum yavrucaklarımızı korusun bize bağışlasın .....

28.08.2007 - gülüm

Zehir

Allah insanı eşrefi mahlukat olarak yaratmıştır. ama ne yazıkki çok zaman bu değerini muhafaza edemiyor.süt bozulur,yoğurt bozulur yine faydalana bilirsin ama tere yağı bozuldumu zehir olur işte insanoğlu bozuldumu o zehire dönüşmüş tere yağı gıbidir ne diyelim allah evladlarımızı muhafaza buyursun.Amin

04.09.2007 - laşey

mürşidi kamil kim

bir çok insanın bilerek veya bilmeyerek arkasından koştuğu bu bilmece ne yazık ki mevcud.ama kim? bunu herkes kendi kafasına göre yorumluyor.ama kimse de emin olarak konuşamıyor.hakiki mürşidi kamilkesinlikle bu diye.ben dinsiz değilim.öyle alğılanmasın.ben de bir ehli rabıtayım.her yeni gördüğüm kişi beni başka taraflara düşüncelerimi etkileyerek çekiyor.gitmek istemesem de nefsi emmarem beni çekiyor işte.ister istemez bir şüphe meydana geliyor.eğer içimizden biri bu konularda uzman yada uzman birimi tanıyorsa hepimiz öğrenelim ayetlerle hadislerle.inanın kafam şu an kafam çok karışık.acaba 72 fırkadan biri benim tabi olduğum yolmu?bilemiyorum.

31.07.2007 - ganere

Mürşidi kamil hz peygamber (a.s.m).dir....

Kafa karıştırmaya gerek yok merak etmeyin..HZ MUHAMMET (a.s.m)ın her bir davranışı modeldir ve mürşidi kamildir...sünneti seniyye zırhdır.ona tutulan kurtulur...siz sıkıntıda kaldığınız zaman salavatlarla peygamberimizi(a.s.M) düşünün o bu halde olsaydı nasıl davranırdı kesinlikle çare olur inşallah..ayrıntılı bşlgi için LEMALAR DAN 11 LEMAYI OKUYABİLİRSİNİZ...KESİNLİKLE SORULARINIZ BİTECEKTİR İNŞ. TELA.....

01.08.2007 - ersen64

Hz. Peygambere Mürşidi Kamil demek eksik ve yanlış olur.

Bir arkadaş mürşid-i kâmilin kim ve ne olduğunu soruyor sizde Hz. Peygamber(s.a.s) ve onun sünneti seniyyesi diye cevab veriyorsunuz. Ardından bir kitap ismi vererek referans gösteriyorsunuz. Allah aşkına böle cevab mı olur. Siz Hz. Peygamber'e(s.a.s)mürşit diyerek 14 asırdır devam ede gelen tasavvuf yolunu hangi kefeye koyacaksınız. Hz. Peygamber (s.a.s) elbet bir mürşit bir rehberdir lakin mürşit tanımlamasını Hz. Peygamberi (s.a.s) göstererek yapmanız eksik ve yanlıştır, o şekilde bir açıklama getirmeye çalışsanız! bile 14 asırdır devam ede gelen Tasavvuf yolunu ve o yolun yetiştirmiş olduğu binlerce kamil-i mükemmil zatları neyle açıklayacaksınız.Size soruyorum o halde ersen64 isimle kardeşim; Seyyid Abdûlkadir Geylani haz.leri(k.s), Şahı- Nakşibend(k.s)haz.leri(k.s), İmam-ı rabbani haz.leri(k.s),Mevlana Celaleddin-i Rumi haz.leri,Mevlana Halid-i Bağdadi haz.leri(k.s),Aziz Mahmud Hüdayi haz.leri(k.s) bu isimleri yazmaya kalksam inanın günler sürer, evet soruyorum size bu Allah dostlarının hepsi hangi vasıfla vasıflanmışlar ve ne işle ömürlerini geçirmişlerdir.Kimdir bu zatlar?!!

Kardeşim bir hakikat hakkında konuşmak bilgi,birikim,tecrübe ve en önemlisi olmazsa olmazı, "edeb" ister (size edepsiz dediğim manasını lütfen çıkartmayın bu kelimemden.).İşte bu edebte bu zatların kapısında öğrenilir ve tatbik edilir.

Bu tarz sorulara cevab verilecekse önce tasavvuf nedir? sorusuna cevab verilmeli o cevab çerçevesinde mürşidi kamil vb. sorulara cevab verilmeye çalışılmalı diye düşünüyorum.

Son olarak tasavvuf yolunu ve o yolun yetiştirdiği dilimin bile vasıflarını,edeblerini, ve o güzide ahlaklarını anlatmaktan aciz kaldığı o zatları görmezden gelmek gayri edebtir.Bir hakikatı gözler önüne serecekken diğer hakikatlari görmezden gelmek gayretullaha dokunur. O zatlar, o mükemmelliği Hz. Peygamber s.a.s efendimizin getirmiş olduğu şeriat- muhammediye ve sünneti seniye doğrultsunda devam eden tasavvuf yolunda elde etmişler ve o yolda gayret ve iradesini rehberinin verdiği ve gösterdiği yolda hakkıyla kullanmışlar ve sonunda o kutlu o yola sertac olmuşlardır.

Vermiş olduğunuz cevabın son bölümünde ismini zikrettiğiniz Bediiüzzaman hazlerinin (Allah’ın selamı ve rahmeti kendilerinin üstüne olsun.) yazmış olduğu lemalar kitabını örnek vererek bence o mübareği de incitmeyelim. O mübareğin tasavvuf la alakalı eserlerini inceleyelim, okuyalım, idrak edelim ona göre mübareğin kitabını referans vereceksek verelim.

Sizin vermiş olduğunuz cevabtaki mantıkla hareket edecek olursak -ki bu mantık ne kadar doğru onu da değerlendirmek icab eder.- anladığım kadarıyla siz “mürşit” olarak Hz. Peygamberi (s.a.s) örnek alıyor ve ona göre hareket ediyorsunuz. Birileri de sizin vermiş olduğunuz bu cevaptaki mantığa göre size gelir şöyle derse şaşırmayın, Bende kendime rehber ve değişmez kaynak olarak Kur-an-ı Kerimi tanır ve başka kitaplar beni ilgilendirmez derse nasıl cevap verirdiniz doğrusu merak etmektekiyim.

Son olarak
11. lema da geçen ikinci nükteyi okumanızı tavsiye ederim.

Bu zaman da Hz. Resulullah s.a.s efendimizin sünneti seniyesine tabi olmak ve her an o sünnet üzere uyanık olmak zordur. Lakin Cenab-ı Hak bu zorlu zamanda da o zorluk karşısında bir kolaylık ihsan etmiştir. O kolaylıkta Hz. Peygambere (s.a.s) hakiki manada varis olan Mürşid-i Kâmillerin kapısına gitmek, onların o saadetli gölgelerinin altında bulunmaktır.(Onlarla beraber olmak sünneti seniyeye tabi olmaktır.)

Hülasa sevgili kardeşim

Eğer yanlış anlamaya mahal verecek bir şeyler yazdıysam beni bilgilendirirseniz sevinirim.

SÖZ AĞIZDAN ÇIKMADAN ÖNCE İNSANIN KÖLESİDİR. SÖZ AĞIZDAN ÇIKTIĞINDA İSE İNSAN ONUN KÖLESİDİR. HZ. ALİ. (K.V)

Selam ve dua ile
Selametle

10.04.2008 - Mersini

cok saçma

bana çok saçma geldi aynı türk filmleri gibi acıların çocuğu genç ablasını o halde görür ve cinnet geçirir. bilmiyorum belki de doğrudur ama işte hiç yaklaşmamak lazım o işlere... Allah yardımcımız olsun

25.07.2007 - blacklight

s.a hepinize

Bu olay uydurma demiyorum kesinlikle ama aynısı şekliyle burada olduğu da anlatıldı gebzde ve intihar ettikleri aynı şekilde ama baska versiyonuydu bu çünkü gebzede disko yok ama Bu olaydan dersler almalıyız hepimiz bir anlık gafletle hatyatımızı karartabiliriz Allah korusun

13.07.2007 - keceemre

örtünme

Müslümanım diyene sesleniyorum. İnanıyorum diyenlere, baş örtüsü için bir bez parçası diyor hanfendi, inanıyorumda diyor.''YA ORMANCI OL YADA KAÇAKÇI'' İKİSİ BİR ARADA OLMAZ, ayette(nur suresi-31) '' Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi(öz) oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerin altında bulunan (köleler) erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsi güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar. (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler.) Ey müminler! Hep birden Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. “] bakın inanmak teslim olmaktır, hanfendi gibi düşünürsek ne fatkımız olur hiristiyanlrdan,yahudilerden, islamiyet evrensel,koruyucusu Allah(cc) deyilmi kıyamete kadar. Ne oluyorda hem inanıyorum hemde pez parças diyorsunuz. kara çarşaflılarda pislik yapıyormuş, ama bunu gelleyemeyiz, bakın yamek içmek nasıl oooo çok iyi birşey görüntüde ve vucudda. ama birde taharette iğrenç birde üstüne sıçratısan pislik kaparsın kan ser olursun. Ama yemezsen de yaşayamazsın, şimdi birileri bunu üzerine sıçratıyor diye yemek ten vazgeçe bilirmisiniz, işte inancımızdaki emirlerde yemek ve içmek gibi vaz geçilmezdir. cehennem luzumsuz değil cennette ucuz deyil. hayatımızda yemek içmekte olduğuu gibi.

24.06.2007 - nurolelik

ne çok konu var

İnternetin hoş olmayan sürprizlerinden biri olarak Marifetname ile ilgili bir arama yaparken buraya düştüm. Baktım ki oohooo ne dertler ve dertliler var.
Bana öyle göründü ki dertleri dert yapan biraz da bilgi ve donanım eksikliği. Malum dünyada rahat yok. Ama rahatsızlığımızın tabiatı, eni, boyu, önü arkası hakkında etraflıca bilgimiz olursa onu daha kolay, yani daha az hasarla idare edebiliriz.
Burada insanların bir biçimde de olsa bilgilendirilmeye ve yönlendirilmeye çalışıldığını gördüm. Hiç olmamasından iyidir.
Çet yapayım mı, yapmayayım mı? Ona buna bakayım mı bakmayayım mı? Bunları yaparsam ne olur, yapmazsam ne olur? Yapacaklarımın bana getirecekleri nedir, götürecekleri nedir? İhtiyaçlarım var, eğilimlerim var, dertlerim var. Bunların üstesinden nasıl geleceğim? Sorun para olsa, inanın en kolayı. En nihayet, en beğenmediğiniz ya da zor bir işi yapar, bir miktar para elde eder, gereken ihtiyacınıza yettiği ya da yetmediği kadar sarf edersiniz. Ama özü bakımından parasal olmayan ihtiyaçlar, dertler ne olacak? Buna Türkçe'de kendine yatırım deniyor. Birisinden duymuştum. Adam konferans veriyor, konuşma yapıyormuş; bu esnada dinleyenlere hayatlarını daha güzel ve verimli bir şekilde çekip çeviştirebilmeleri için kendilerine yatırım yapmalarını söylemiş. Dinleyenler onu nasıl anlamışlar biliyor musunuz? Arsaya daireye girin, hisse senedi falan alın, ufak tefek ticaret yapın, para flan biriktirin diye anlamışlar.
Tahmin edebileceğiniz gibi bütünüyle yanlış anlamışlar. Çünkü kendine yatırım demek, elindeki her şey gittikten sonra sende kalabilen şey demek. Bilgi, anlayış, kavrayış, heyecan, ümit ve benzeri şeyler. Bunlar ancak beslenerek büyütülebilirler. Gerçek yatırım budur.
Çenesi düşük biri olduğumdan laf uzadı. Artık konuya geleyim. Öyle anlaşılıyor ki, buraya yazanların çoğunun Müslümanlık diye bir dertleri var. Bu iyi. hiç değilse bir tutamaktır. İşe nereden başlanacağı belli oluyor.
Müslümanlık hem öte dünyada hem de bu dünyada bu dünyanın hesabını verme işidir. Hem başkalarına karşı işlerimizden hem de kendimize karşı işlerimizden. İşin nereye doğru gittiği, sonucun öbür dünyada nasıl olacağı tam olarak kestirilemese de daha buradan nereye varcağı az çok tahmin edilebilir. Hava tahmin raporları gibidir bu iş.
Sıradan bir insan için iki yol var. Ya birine kendini emanet edecek, o ne derse onu yapacak, ya da kendini yetiştirecek ne yapacağına eni konu kendi karar verecek. Ben ikinci yolu tercih ediyorum. bu yolun riski, hasar, kaza sakıncası yok mu? Elbette var. Bizler peygamber değiliz. Ama onları izleyebiliriz. Olgunlaşma, dengeyi bulma hata yapa yapa olur. Tıpkı spor gibi, bir aleti kullanma gibi. Evvela acemilik, sonra ustalık, sonra yetenek varsa şampiyonluk. Bu arada ciddi kaza rislerine karşı güvenlik tedbirleri olcak.
Gelelim özün özüne:
Çete girdim mi? Girdim. Ne mi oldu? Kimse benimle konuşmadı. Niye mi? Beni fazla akıllı uslu buldular. Konuşma abidik gubidik olmayınca karşımdaki bana bay bay dedi. Tabii çetle büyümediğimi de ilave etmem gerekir.
Cinsellikten bahseden şeyler okudum mu? Okudum. Neler mi? Neler neler. Bunların arasında ciltli kitaplar da var, resimli olanlar da. İsim mi istiyorsunuz? Alın size isim: Cemal Zeki Önal'ın Evlilik ve Mahremiyetleri kitabı, Osman Karabulut'un aynı addaki kitabı. Cemal Zeki'ninki daha sivil, Osman Karabulut'unki daha dini. İkisinden de çok yararlandım.
Kız tavlama kitabı da okudum. Ama hiç tavlayamadım :-) Çok yeteneksizmişim. Okuduktan sonra böyle birşey olamayacağını anladım. Daha önce de Zengin olmanın şu kadar yolu diye bir kitap görmüştüm. Kitabı yazanın bu kitaptan başka serveti yoktu :-). Eeee kız da tavlayamamışsın? Sonun ne oldu diyorsunuz değil mi? Tabii ki uzun yıllar onu bunu görüp iç geçirip durdum. Gerçi tavlasaydım ne oalacaktı ki. Ne yapacaktım ki? Biraz konuş falan filan, sonra, stop. Ne yapabilirsin ki? Kendini nasıl heder edebilirsin ki, karşındakini nasıl heder debilirsin ki? Bu işler öyle alan razı satan razı ile olmuyor. Yapacağın her işin bir takım sonuçları var, sana da karşındakine de. O sonuçları nasıl göğüsleyeceksin. Ohooo düşündüğüne bak, şimdi her şeyin çaresi var diyenlerin olduğunu duyar gibiyim. Var da, iş o kadar kaba değil ki. Münasebetsiz bir münasebeti, çirkin bir işi, ömür boyu nasıl taşıyabilirim. Üstelik öbür tarafın yükü de var. Ne demişler çin işi japon işi bunu yapan iki kişi. Müslümanlık hesap işidir dedim ya. Bunun tabii sonucu sorumluluk duygusudur. Bütün ömrümüz sorumlu bir insan olma çabasından ibaret. Özet: Müslümanlık sorumluluk demektir. Aslında sorumsuzdan insan bile olmaz ya.
İkinci çene faslım burada sona erdi.
Biraz fdaha pratik ve somut olalım. Allah kullarına zinakarlığı yasaklamıştır(bu yasaklılık haline haram deniyor). Bu ne demektir? Şu demektir: Hiç kimse gizli, yani sorumsuz iş tutamaz. İşin özü budur. Peki niye bu kadar çok insan sorumsuz ve gizli iş yapmak ihtiyacı duyuyor? Ne kadar çok kötü insan var? Bunun sebebi meşru yolların açık olmamasıdır. Buluğa erme yaşı belli. Ama ne yazık ki ekonomikve toplumsal düzen meşru yolu öteledikçe öteliyor. Otuz yıl önce insanların çoğu bugüne göre daha sabredilebir bir süre sonunda temiz yolla cinsel hallerini hale yola koyabiliyorlrdı. Şimdi iş geldi otuza doğru dayandı. Bir insan bu kadar süre nasıl hiç bir şey olmamış gibi duracak. Hiç kimseye de fıtratına uy onbeşinde yirminde evlen diyemiyoruz artık. Od yok, ocak yok; ev yok, bark yok; ekmek yok, su yok; hatta akıl bile yok. Bu da çok garip milyonlarca insan zihin ve duygu bakımından çok geç olgunlaşıyor. Buna ben de dahilim.
Peki, sizce zinakarlık, yani gizli ve sorumsuz cinsel ilşki çok yaygın mı derseniz, bence eskiye oranla sürekli artıyor, ama çok yaygın değil. Çünkü müslüman olmaslar da insanlar şeytana tam itaat etmiş değiller. İçgüdüler onları koruyor. Evet bazı içgüdüleri onları birşeyi yapmaya sevk ederken, diğer içgüdüle de bu iş böyleolursa çoook başın ağrır diyor. Böylece istenen ölçüde olmasa da bir denge oluyor. Şurasını kabul etmek gerekir ki, şeytan ve ordusu gemi azıya almış dört nala saldırıda. Zorlanıyoruz. Akıl sağlığımız tehdit altında. Hata yapanlarımız da oluyor. Derece derece. Kimininki ufak çaplı, kimininki büyük çaplı.
Son söz: Eşini, aşını, işini bil. Ne yaparsann yap, aşırı gitme, orta yollu ol; köprüleri yıkma, çoğu zaman geri dönmek gerekir. İyiyi isteyeni, iyinin ayırdında olanı Allah iyiye eriştirir. Bu yoldaki kusurlarını, hasarlarını onarmasına yardımcı olur. İnsanın ruhu, iç dünyası ölmez, daima filiz verir.

17.06.2007 - Ziyaretci

ziyaretçiye çağrı

teşekkürler bilgilerinizden istifade etmek isteriz.bizimle paylaşmaya devam edin

03.07.2007 - Ziyaretci

ÇOK YANLIŞ DÜŞÜNCE DEYENE.....

KARŞINIZA BİR TECAVÜZCÜ ÇIKSA, MAKSADINA ULAŞMAK İÇİN ELBETTE ÇIPLAKLIĞA YAKIN OLANLARI TERCİH EDECEKTİR..YANİ MANTOSU, PARDÜSESİ OLMAYAN,AYAĞINA ÇORAP GİYMEMİŞ AÇIK OLANLARA BAKACAKTIR..TESETTÜRLÜ OLANLARA KARIŞMAYACAKTIR.ÇÜNKÜ TESETTÜR SEMAVİ BİR KALKANDIR...İSTERSENİZ BİR TEST EDİN SONRA KARAR VERİN OLMAZ MI? AÇIK GİYİNİN ÇOK AÇIK OLMANIZA GEREK YOK....BİR CADDE ÖNÜNÜZDEN 100 ERKEK GEÇSİN, GÖZ UÇUYLA KONTROL EDİN.. YÜZDE 90 HERGEÇEN ERKEK SİZE İSTİSNASIZ BAKACAKTIR....BİR DE TESETTÜLÜ GİYİNİP GİDİN BU ORAN YÜZDE 30 ALTINA DÜŞER....CESARETLİ OLUN TEST EDİN.. SONRA YAZARSINIZ....OLMAZ MI?..
TESETTÜRÜ SEMAVİ BİR KALKAN OLDUĞUNU GÖREBİLİRSİNİZ....HANIMLARA BAŞKA BİR TAVSİYEM KENDİ KIYAFAETLERİNE ERKEKLERİN GÖZÜYLE BAKMALARIDIR..ÇÜNKÜ ERKEK C.DUYGULARI GÖREREK HAREKET GECER, BAYANLARIN İSE, DOKUNMA BAŞLARMIŞ.....
ALLAH KENDİMİZİ VE BAŞKALARINI KANDIRMAMAYI HEPİMİZE NASİP ETSİN...
İYİ GÜNLER..

13.06.2007 - ersen64

@ ersen64'e

Selamun aleyküm. Ersenkardeşim açılmayı denemelerine gerek yok hanımların. Bunun olacağı besbelli zaten. Allah'ın her emri hayırdır. Ve mutlak uyulmalıdır. Hikmetleri çoktur ama hikmetlere takımamak gerekir. Kadın evde tek başına hiçbir erkek görmese bile açılamaz. Emir örtündür. Dışarda daha dikkatli olacaktır kesinkez. evde normal giyinebilir ama yine de eller, yüz ve ayaklar hariç vücudunu açamaz. Biz müslümanlar olarak böyle açıl da gör şeklinde tavsiye uygun olmaz. Her vakit örtülü olmalıdır. Hakkını helal et kardeş. İyi niyetlisin elbette ama dikkatli olmak gerekir. Cenab-ı Hak, bizi bu asrın dehşetli fitnesinden muhafaza eylesin...

28.05.2010 - Mustafaa

çok haklsın ........ben

çok haklsın ........ben iki hayatıda yaşadım

26.05.2010 - emne

ersen64e

aslında sözünüzde bi bakıma haklısınız ama şunu unutmayın her ne olursa olsun kapalı olan insanı daha çok meraka teşvik eder kendini teşhir edenin zaten merak edilecek bi tarafı yoktur her güzelliği meydanda
AHMET GÜNBAY YILDIZ'ın kitabında okumuştum sevdiği açık olan delikanlı kıza iki tane hediye alıyor biri altın bir kolye onu paket yapmıyor diğeri ise basit ucuz bi yüzük onu güzel bi paket yaptırıyor kıza veriyor kız altın kolyeyi yanına bırakıp hemen paketi açmaya başlıyor bi bakıyor ucuz bi yüzük nedenini sorunca delikanlı anlatıyor ve kız bu olaydan sonra kapanıyor v.s. işte başka bir bakış açısı

17.03.2009 - TOMBİLİ

Konular