Zenginlik ve İhtişam Müminler İçindir

Bazı insanlar Müslümanların, “fakir, çirkin veya cahil oldukları için Müslüman” olduklarını düşünür. Böyle düşünmekte de haklıdırlar. Çünkü çevremize baktığımızda gördüğümüz Müslüman modeli, bakımsız, ter kokan, elbiseleri ve kendileri çok da temiz ve düzgün olmayan, evlerine girildiğinde temizlik yerine ağır bir koku ile karşılaşılan, İslam'ı Kuran'da tarif edildiği şekliyle yaşamayan bir modeldir bu.

Oysa Müslümanlar en kaliteli kıyafetleri giyinmeli, en güzel evlerde yaşamalı, en kaliteli arabaları kullanmalı, en güzel mekanlarda bulunmalı en güzel yemekleri yemelidirler. Allah dünyadaki tüm süs ve nimetlerin bu dünyada müminler için yaratıldığını, ahirette ise yalnızca müminlere ait olacağını bildirmiştir. Bu, Allah'ın mümin kullarına dünyada iken ikramıdır. Müminler fakir de olabilir ancak imkanlarının artması için dua etmelidir. Zira güzel bir yaşama en çok müminler layıktır. Zenginlik küfrün azabını artıran bir unsurken müminin ecrini artıracağı bir araçtır. Elbette tüm bu nimetler Müslümanın nefsini tatmin etmek için değil, Hz. Süleyman kıssasında anlatıldığı gibi İslam'ın hayrına ve Allah'ın dinine yardım etmek için kullanılacak olan bir ibadet aracıdır. Güzellikler ancak Allah'ı hatırlamak, tanımak ve O'na yakınlaşmak için talep edildiğinde yaratılışına uygun bir şekilde insana zevk verir.

De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Araf Suresi, 32)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de yabancı elçilerle görüştüğünde üzerine çok pahalı Bizans cübbesi giyerdi. Peygamberimiz (sav) ve sahabeler kötü ve değersiz kıyafetler giyinmezlerdi, her zaman şık ve kaliteli giyinirlerdi. Müslümanların tebliğde, Kuran’da makbul tutulan Hz. Süleyman (a.s.)’ın yöntemini kullanması, imanı zayıf kişiler ve küfrün üzerinde olumlu bir etki oluşturur.

Peygamberimiz kendi yaşadığı dönemde cübbe giyermiş, sarık takarmış. Ancak o dönemde yaşayan müşrikler Hristiyanlar ve Museviler de cübbe giyip sarık takarlarmış. Bu giyim tarzı Müslümanlara mahsus birşey değildi. O devre ait resimlere, rölyeflere bakarsanız bunu görebilirsiniz. Şayet peygamberimiz günümüzde yaşamış olsa, bu dönemdeki en kaliteli ve en güzel kıyafetler hangisi ise onu giyerdi Allahu alem.

Allah ayette; 'Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi?' (Duha Suresi, 8) buyurarak, peygamberimiz (sav)'nin zengin olduğunu bildirmiştir. Ayrıca bir başka ayette de; 'Allah'ın o (fethedilen) şehir halkından Resûlüne verdiği fey, Allah'a, Resûle, (ve Resûle) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikabı) pek şiddetli olandır.' (Haşr Suresi, 7) buyurarak, savaş ganimetlerinin kontrolünün efendimizde olduğunu bildirmiştir. Elbette elde edilen ganimetler Allah yolunda kullanılmıştır. Kalite ve zenginlik, bunlar için yaşayan küfrün üzerinde etki oluşturur. Zenginliğin oluşturacağı bu etkiyi İslam'ın hayrına kullanmak da müminin amacıdır.

Allah ayette; sadakaların, kendini Allah yoluna adayan fakirler için olduğunu buyurur. Bu kişilerin iffetlerinden dolayı yüzsüzlük edip istemeyeceği ve dışardan bakıldığında zengin sanılacağı da bildirilir. Yani fakir görünmek ibadet değildir. Aksine kişinin fakir bile olsa zengin bir görüntüsü olması ayette mümin özelliği olarak bildirilir.

'(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.' (Bakara Suresi, 273)

Zengin olmak istemeyen yoktur. Sıradan insanların zengin olma isteği anormal karşılanmaz ancak müminler söz konusu olunca orada dur denir. Asıl müminin zengin olması insanlığın hayrınadır. Parayı ve zenginliği en akılcı ve hayır yönünde kullanabilecek tek topluluk müminlerdir. 'Komşusu açken müslümana tok yatmak yakışmaz' diyenler çıkabilir. O zaman hatırlatmak isterim ki; Komşularımız ve Müslüman kardeşlerimiz Filistin'de, Doğu Türkistan'da aç ve zulüm içinde yaşıyor. Madem öyle, siz neden tok ve rahat uyuyabiliyor sunuz?

Tüm dünya nimetlerini kendi tekelinde gören dinden uzak insanlar, müslümanların fakir ve cahil kalmasını içten arzu etmişlerdir. Ancak şeytanın oyunu bozulmuş ve şeytana hizmet eden yobaz güruhun din diye dayattığı hurafelerin Kuran'da olmadığı ortaya çıkmıştır. Kusura bakmayın, tüm güzellikler müminler için yaratılmıştır. İhtişam ve kalite yalnızca mümine yakışır.

İbrahim Akın

www.facebook.com/Allahkesinvar


Konular