Şüheda...

Her şey farklı olmalı… Alışılmışın dışında olmalı…

Sıradan değil, sınırlı değil, basit hiç değil; her şey olağan üstü olmalı.

Sonra Sen gelmelisin…

Ben Seni en kutlu mekânda karşılamalıyım…

Tıpkı asırlar önce Sümeyye’ye giderkenki duruluğunla gel yanıma



Melekler ayarlamalı bu buluşmayı…

Zaman donmalı… Hayat durmalı…

Çünkü sen geleceksin Sen… Ey Dualarımdaki Yâr…

Gelişinle duyduğum sevinç çığlığı yüreğimde yankılanmalı…



Sen yürek çarpıntım… Bir ömür ulaşamadığım baharımsın…

Uzun kara gecelerimi sabaha çeviren düşümsün…

Zemheri soğuklarımın asi kardelenisin...

Uğruna nice sevdalardan geçtiğimsin…



Sana kavuşmam büyük bir buluşma olsun…

Sessiz olsun… hatta kimse bilmesin... Yaradan’dan başka…

Adım senin adınla anılsın Rab katında…

Senden gayrisi olmasın bende… Senden sonrası olmasın…

Kirlerden arındırırken beni; şeytan ağlasın günahlarıma…

Serin sular misali ak içime… Damlat yüreğime mis kokunu…



Kurtar sevdamı yabancı gölgelerden

Tutuşsun tüm hücrelerim; yansın yabancı düşlerim…

Sonra parça parça arınsın bu beden yalancı sevinçlerden

Kanım oluk oluk aksın...Ve suskunluğa bürünmüş dilimin yapamadığını yapsın…

Af dilesin Rab’den…



Bırak her şeyimle hissedeyim gelişini…

Şerbetini yudum yudum içir…

Aklım ne senden öncesini hatırlasın nede senden sonrası olsun…

Sil geçmişimi; al senindir…



Varsın kimseler duymasın bu görkemli buluşmayı…

Ne bir kefenim olsun ne de kefen giyeceğim bir beden…

Mezar taşıma sadece ŞEHİT yazılsın… İsmimi de kimseler bilmesin… Yalnız sen bil…

Beni götür Rabbimin yanına... Şehadetimi kabul eylesin...



Hak etmesem de talibinim…

İsmini anışımın bile tüm hücrelerimi ürperttiği sevgili Şehadet…

Haydi bir gün apansızın çıkıp geliver ey özlemim…

Ey cennet sokaklarının nazlı gülü…

Gel mis kokulu ölümsüz sevgili…

Gel EY ŞEHADET…

(Şüheda İslâm)