Ahireti Hatırlatan Dostlarım

Gelişinizi fark ettiğim ilk gün sizinle tanışacaktım. Fakat hayatın debdebeli akışında bu mümkün olmadı. Aynaya her baktığımda sizinle karşılaşıyordum... Fakat ciddi ve vakur tavırlarınız beni biraz ürkütmüştü. Benim dünyayı idrakim çok farklıydı.

Ben gençlik hevesatının tesiriyle bu âlemde ebedî kalacakmış gibi hayaller kuruyor ve tûl-i emel peşinde koşuyordum. Siz her hâlinizle bu dünyanın fânîliğinden, insanın bu dünyadaki ömrünün bir seyyahın ağaç gölgesinde belli bir süre dinlenmesinden ibaret olduğundan ve bu dünyadaki bütün işlerimizin öbür âlemdeki ebedî hayatı kazanmaya yönelik olması gerektiğinden bahsediyordunuz.

Bu ifadeler nefsime çok ağır gelmekte ve size kulak verdikçe eğlenceli hayatımın tadı kaçmaktaydı. Sizinle ne zaman karşılaşsam, hep aceleci tavırlar sergiler, sizden yüz çevirir ve bir türlü konuşma cesareti bulamazdım. Çünkü hakikatle yüz yüze gelmekten korkardım.

Bugün sizinle uzun uzun konuşmak istiyorum. Geçenlerde başıma gelen hiç beklemediğim bir hâdise beni konuşmaya mecbur etti.

Her zamanki gibi belediye otobüsüne binmiştim. Orta kapının hemen yanında ayakta duruyordum. Yakınımdaki koltukta oturan on üç-on dört yaşlarındaki temiz yüzlü bir talebenin “Amca, buyurun!” demesiyle kendime geldim ve arkama baktım. Ayakta duran birkaç kişi vardı ve onlar da arka taraftaydılar. Talebeyle göz göze geldik. Ayaktaydı ve oturmam için eliyle bana işaret ediyordu. Teşekkür ederek onu tekrar koltuğuna oturttum. Fakat onun bu davranışı beni derin bir düşünceye sevk etti.

Akşama kadar “Ne zaman amca oldum ki? Zaman gerçekten çok mu çabuk geçiyor da ben fark etmiyorum.” gibi pek çok fikir zihnimi alt üst etti. En sonunda, “Bir çocuğun sözüne bu kadar kafa yorarsam vay hâlime!” deyip mevzuu kapattım. Aynı günün akşamı yıllardır müdavimi olduğum berbere gittim. Eski müşteri olduğum için birbirimize ismen hitap ediyorduk.
Saçlarıma birkaç makas attıktan sonra, “Epeydir söylemedim; ama ağartmışsın saçları!” deyince yüzümde memnuniyetsiz bir ifade belirdi. İşin doğrusu; bu, nefsime ağır geldi. Gözünün ucuyla yüzümün aynadaki aksini gören berber, bu sözden hoşlanmadığımı hissettiğinden olacak ki, tıraş bitene kadar gönlümü almak için epeyce dil döktü.

O akşam eve dönünce fotoğraf albümüne baştan sona kadar birkaç defa baktım. Albümde bir yaşındaki siyah-beyaz fotoğrafımdan geçen yıl gittiğimiz gezi fotoğraflarına kadar yüzlerce ‘ben’ ile karşılaştım. Kırk yıllık ömrümden çeşitli manzaralar ve beni bile şaşırtan değişiklikler, silkelenip kendime gelmem için yüzüme indirilmiş birer tokat gibi geldi.

Artık hayallerle yaşamak yerine, hakikatleri kabullenmek zamanıydı. Ama bu kolay olmadı. Çünkü yaşlanmak bir hakikatti ve siz bunu anlatıyordunuz; ama bu bana ağır geliyordu. Fakat zamanla çevremdekilerin davranışlarının değişmesi ve beni dünyanın câzibedâr güzelliklerine davetlerin azalması, ömür sermayemin azaldığını gösteriyordu.

Sizleri her görüşümde Hz. Ömer’in (ra) kendisine ölümü hatırlatması için para karşılığında tuttuğu adam aklıma geliyor. Adaletiyle temayüz etmiş Halife Hz. Ömer, bir gün aynanın karşısına geçip de ak saçlarını görünce, “Artık sana gerek kalmadı.” diyerek tuttuğu adamı göndermiş.
Sizi zamanla sevdim. Artık, her gün bana anlattığınız hakikatlere uygun davranmaya çalışıyorum. Hayatın fânîliğini, bu dünyada hiçbir şeye mâlik olmadığımı şimdi daha iyi anlıyorum. Bana ölümü hatırlatan vesilelerden biri olarak sizleri yaratan Rabb’ime şükrediyorum.

Hoş geldiniz. Safalar getirdiniz. Her gün sizinle hasbihal etmek isterim kıymetli dostlarım: Sizler benim ak saçlarım, âhireti hatırlatan arkadaşlarım… Başımın üstünde yeriniz var!

Mustafa FERİT

Ahireti Hatırlatan Dostlarım yorumları

  • Image Description
    yalnız savaşcı
    04.05.2007

    Gözümü açtığımdan beri dünyaya,
    Izdırabım dinmiyor ya Rabbi,
    Üzerime sel sel gelen cefaya,
    Benim gücüm yetmiyor Ya Rabbi!

    Taşları donduran kışları,
    Kemiklerimde ısıttım Ya Rabbi,
    Boğazımda düğümlenen yaşları,
    Ruhumda hapsettim Ya Rabbi!

    İftar vakti ışıklı pencerelerden,
    Kokular burnumu sızlatır Ya Rabbi,
    Aylardır haber beklediğim ötelerden,
    Nolur bir haber getir Ya Rabbi!

    işte bir köşede yine yapayalnızım,
    Kulağımda uğultular dinmiyor Ya Rabbi,
    25 yıldır değişmeyen alın yazım,
    Nolur değişsin, hiçmi değişmiyor Ya Rabbi!

    Biçareyim birer birer yıkıldı ümitlerim,
    Moraran dudaklarım adını söyler Ya Rabbi,
    Rahmetine açtığım titrek nasırlı ellerim,
    Katından bir müjde bekler Ya Rabbi,

    Asumanı serdim üstüme yorgan ettim,
    Güneş hicabından perde çeker Ya Rabbi,
    Derdimi bulutlara açtım sitem ettim,
    Halime bakıp gözyaşı döker Ya Rabbi!

    Dağlar çekemez sırtımdaki emaneti,
    Izharı acz edip,kaçtılar Ya Rabbi,
    SAÇLARIM DUYUNCA İSTİKAMET AYETİ,
    RENKLERİ BİRER BİRER UÇTULAR YA RABBİ!

    Kırık kalbim bükük boynumla sana geldim,
    Bittim Ya Rabbi,çaresizlikten gına geldim,
    KAPANDI TÜM KAPILAR EN SON KAPINA GELDİM,
    YETERKİ KAPININ EŞİĞİNDEN KOVMA YA RABBİ!

    AMİN,AMİN,AMİN,AMİN,AMİN,AMİN,AMİNNN...

    -----------------------------------------------------
    "ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

    "MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
    KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."

  • Image Description
    MASLAHAT_1
    04.05.2007

    DOSTA DOĞRU



    İçimde uzayan her yol

    Çıkar gider dosta doğru

    Nergis. ıtır, menekşe, gül

    Kokar gider dosta doğru



    Zamanım yoğrulur gamla

    Birleşir sabah akşamla

    Ilık kanım damla damla

    Akar gider dosta doğru



    Gel bende gör, sen gel beni

    Durduramaz engel beni

    Görmediğim bir el beni

    Çeker gider dosta doğru



    Beynim fırın, bağrım tandır

    Yanarım hayli zamandır

    Sevgim bir yavru ceylandır

    Seker gider dosta doğru



    Ne saklarım ne gizlerim

    Yalnızca onu özlerim

    Tabutta bile gözlerim

    Bakar gider dosta doğru.

    ILHAM OLMAYINCA BIZDE KARAKOC USTADDAN ALIRIZ HOCAM:-)
    SIZE ITHAFIM OLSUN..

  • Image Description
    yalnız savaşcı
    04.05.2007

    Med cezirleri güçlü yaşadığım bir dönemde yazdığım bir şiiri sizinle paylaşmak istedim:

    Aziz ANAM! Beni şefkatle büyüttün,
    Büyüttüğün dallar kırılmasın anam,
    Ninniler söyleyip, sinende uyuttun
    Uyuttuğun yavrular, ölmesin Anam.

    Buranın yolu, tehlikelerle dolu
    Görünür yakından, ahiretin yolu,
    En büyük paye,Rabbimin Kulu,
    Kulluğa giden yollar,tıkanmasın Anam.

    Düşman dışardan topla tüfekle saldırır,
    Nefis, her yerden hilesiyle baş kaldırır
    Günahlarım beni, gram gram öldürür,
    Allah günahlarımızı affetsin Anam.

    Yollarımın hepsi eğri büğrü,
    Gitmiyor birisi Allah'a doğru,
    Vicdanımdan nefsime çağrı,
    Çağrıya uymayan nefis kahrolsun Anam.

    Mesuliyet ağır,hesap çetin
    Kafamda hapis,HABLÜL METİN,
    Anlamı ne,günahkar hürriyetin,
    Allah kimseyi günahkar yapmasın Anam.

    Kur'an kafamın içinde ben dışındayım,
    ömür geçiyor tam 29 yaşındayım,
    Baharlar az,günahın kışındayım,
    Allah kışları devam ettirmesin Anam.

    KIŞLARDA DONUYORUM,BAHARIM NERDE,
    ARIYORUM BENİ,BENİ KAYBETTİĞİM YERDE,
    VUSLAT MI, HER ŞEY KUTSAL BİRDE,
    ALLAH,BİRİN VUSLATINDAN AYIRMASIN ANAM.

    -----------------------------------------------------
    "ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

    "MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
    KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."

  • Image Description
    seviyeli_02
    04.05.2007

    ANAM

    Bir lokmayı bizden ayrı yemezdin
    Artırırdın dilinden dişinden anam
    Ömlür geçer bir bayramlık giymezdin
    Fırsat bulup birgün işinden anam

    Evin direğidir oldum olası
    Canından da yeğdir ona balası
    Yaşadıkça asla bitmez çilesi
    Koşturur ekmeğinin peşinde anammm

    Uykuları yama yamla gözümde
    yılların çizgisi uzar yüzünde
    Kundağının izi vardır dizinde
    Sarılıp besledi düşünde anammm

    Kınalı dır eli tat verir çaya
    Mübarek gözleri misaldir aya
    Bileği hamurdur emeği maya
    Uyanır sabahın beşinde anammm

    Klavuzdur katarını aşırır
    Geçit bulur enginlere düşürür
    Gönül kazanında sevgi pişirir
    Ayrılmaz ocağın başındana anamm

    Yavru uçar o yuvadan geçemez
    Sılad derde guurbet ele göçemez
    O eşinden ayrı bir yudum su içemez
    Dağıtır komşuya aşından anammm

    Sevgisini bayrak edip eline
    Ak saçıyla benzer taze geline
    Hasretini türkü yapmış dilene
    Sakınır gözünden yaşından anammmm

  • Image Description
    MASLAHAT_1
    04.05.2007

    MASAALLAH.YUREGINIZE SAGLIK NE GUZEL BI SIIR...BENDE BUYUYUNCE 29 A BASTIGIMDA BU SIIRI HATIRLAYACAM:-)
    ALLAH SIHHAT AFIYET VERSIN......

  • Image Description
    yalnız savaşcı
    04.05.2007

    GENÇ İHTİYARLAR

    Yazar Hekimoğlu İsmail'e:

    -Yaşlılık nedir? diye sorduklarında:

    -Bence yaşlılık, ne saçın ağarması, ne de belin
    bükülmesidir demiş, gayesi biten ve ümidi sönen herkes yaşlıdır.

    ----------------------------------------------------
    "ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

    "MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
    KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."