Ölçüsü olmayanın, dinî yorumu da ölçüsüz olur

Ölçüsü olmayanın, dinî yorumu da ölçüsüz olur

Kumaşı metre ile ölçeriz. Ağırlığı da kilo ile tartarız. Sıvıların ölçüsü ise litredir. Yanlıştan kurtulmak için bu ölçülere muhtacız.
Dinî hayatımızda da durum aynıdır. Yanlış yorum yapmamak için ölçüye ihtiyacımız vardır. Ölçüsü olmayanın dinî hayatı yorumlaması da ölçüsüzdür..

Bu itibarla bugün sizlere bazı ölçüler arz etmek istiyorum. Ümit ediyorum ki, bu ölçüleri siz de tefekkürle okuyacak, tebessümle değerlendireceksiniz. ****

-"Kendiniz için takvayı tercih edebilirisiniz. Ama başkaları için fetvayı kâfi bulun!." Çünkü herkesin mecbur olduğu fetvadır, takva değildir. Takva tercihe bağlıdır.

Bu anlayış içinde fetva ile amel edenlere baktığınızda yakınlık duyar, bir soğukluk hissetmezsiniz. Çünkü onlar mecburi olanı yapıyor, siz de ihtiyari olanı tercih ediyorsunuz... Bazı yerlerde kendi takva tercihlerini çevrelerinde göremeyenlerde uyumsuzluk görülmektedir. Bu soğukluk, ölçüyü bilmemekten kaynaklanan bir yorum yanlışıdır. Ölçü bilinirse soğukluk sıcaklığa dönüşür. Fetva mecburi, takva tercihe bağlıdır, denerek kucaklaşma devam eder. ****

-"Bir doğruyu yaşamak isterken ya hep ya hiççi olunmaz!." Ya hepsini de yaşamalı, ya da hiçbirini yaşamamalı, yarım yamalak Müslümanlık olmaz.. diye düşünülmez.. Bundan dolayı, "En güzel, güzelin düşmanıdır" derler. İleride en güzelini yapacağım diyerek şimdi güzelini dahi yapmayanların, ileride en güzelini bırak, güzelini de yapamaz hale gelmeleri mümkündür...

Öyle ise şu anda gücünün yettiğini yapmalı, yapamadıklarını da ileride yapma niyetiyle hemen başlamalı, tehir etmemelidir. Mesela hiç namaz kılmayan insanın, ben kılarsam beş vakti birlikte tam kılarım. Öyle haftalık Müslümanlık olmaz. Cumaya bunun için gitmiyorum, demesi, ya hep ya hiççilikten kaynaklanan bir yanlışlıktır. En güzelini yapacağım diyerek güzelini dahi yapamamaktır.

Önce haftada bir cumaya gideyim. Onu ihmal etmekten kurtulayım. Arkasından inşaallah vakit namazları da nasip olur.. diyerek en azından hemen cumaya başlamak gerektir. Muhtemeldir ki başladığı cumaları onu beş vakte de alıştırıp ısındıracak, haftalık ibadetin arkasından günlük ibadet de söz konusu olacaktır...

****

- "Tesettürünü ya tam yap, ya da hiç yapma!.. Öyle yarım yamalak tesettür olmaz!." sözü de ya hep, ya hiççilikten kaynaklanan bir zorlamadır.. Şayet hepsini de yapamıyorsa hepsini de terk etmesi gerekmez. Belki ne kadarını yapabiliyorsa o kadarını yapmalı, yapamadıklarını da ileride yapma niyet ve azminde olmalıdır... Ben en iyisini yapacağım diyerek beklemek, iyiyi dahi yapamamaya sebep olabilir. İlerinin en iyisinden, şimdinin iyisi iyidir...

-"Ben günahlara bulaşmış bir adamım. Benden adam olmaz" diyerek ümidini yitiren adam da, yanılgı içindedir. Böyle diyen adamı maruz kaldığı günahlarından önce kapıldığı ümitsizliği yıkar. Halbuki Allah'ın rahmeti kulun günahından çoktur. Öyle ise çok olana bakıp ümitlenmeli, az olana bakıp da ümitsizliğe düşmemelidir...


19/07/2005
Zaman Gazetesi, Ahmet Şahin