Beyinsizler

(1) İşi biraz iyi gider, o sene bir milyon dolar kazanır, bu parayı işine yatırıp sermâyesini artıracağına gider lüks bir köşk alır. Elinde avucunda nakit kalmaz, bankalardan, tefecilerden kredi alır ve sonunda iflâs eder. Beyinsiz!

(2) Yirmibeş bin liralık bir araba ona yeter de artar, işini pekâlâ görür. O ise yetmişbeş bin liraya lüks bir araba alır, bununla caka satar. Beyinsiz!

(3) Çoluk çocuğu ile tâtil yapmaya gider, yedi yıldızlı otele iner. Otelin yıldızı çoğaldıkça itibarının, şerefinin, prestijinin arttığını sanar. Beyinsiz!

(4) Fakirken, daha sonra orta halli iken beş vakit namaz kılıyordu. Köşeyi dönünce namazı bıraktı, hattâ bazen cumalara bile gidemez oldu. Beyinsiz!

(5) Elbiseye, yakıta, yiyecek içeceğe, gezip tozmaya; ete, tavuğa, süte, yoğurda, fasulyaya nohuta, zeytinyağına para verir ama aylık bütçesinde “Kitap, sanat, kültür masrafları” faslı yoktur. 300 metrekarelik tripleks dairesinde her şey vardır, sadece kütüphâne odası yoktur. Çünkü bizimki okumaz. Beyinsiz!

(6) Dindar geçinir ama onun dindarlığı futbol kulübü tutmaya, huliganlık yapmaya benzer. “Ben filan hazretlerine mensubum, siz hangi hazrete mensupsunuz?..” Beyinsiz!

(7) Onbeş sene önce bir tarikata girmiştir. O zaman kütük ve kereste idi, aradan bunca zaman geçti yine kütük ve kereste. Zerre kadar olgunluk, incelme, saflaşma yok. Beyinsiz!

(8) Haftada birkaç gün Altın Kemik, Maganda Restoran, Pırlanta Yemek Salonu, Gurmeler Sarayı gibi lüks lokantalara gider ve pahalı yemekler yer. Ertesi günü “Ben dün Sultan Sofrasında Böf ala Strogonof yedim” diye anlatır. Beyinsiz!

(9) Para ve zenginliği en büyük değer olarak kabul eder. Aklı fikri, dini imanı paradır. Ne kadar çok parası olursa o nisbette değerli ve erdemli olacağını sanır. Eşek beyinsiz!

(10) Beş paralık birikimi, kültürü, ilmi, irfanı yoktur ama her konuda ahkâm keser, cart curt zart zurt konuşur. Günde bin kere “Bana göre şu şöyledir, bu böyledir” deyip durur. Beyinsiz!

Mehmet Şevket Eygi