Cinsel yaşam eşler arası ilişkiyi etkiler mi?

Evlilik, hayatın ciddi adımlarından biri ve bir çok gerçekle birebir karşılaşma sürecidir. Evlilikle beraber faklı bir insanla aynı çatı altında yaşamaya başlar ve eşimizi tanımak isteriz işte cinsellikte bu tanıma süreçlerinden biri.

Evlilikte cinsellik hafife alınamayacak kadar önemlidir. Zira evlilikteki her şey gibi cinsellikte bir paylaşımdır ve iki tarafında bu paylaşımdan memnuniyeti esastır.

Bütün bunlarla beraber cinsellik evlilik için her şey değildir. Eğer öyle olsaydı cinsellik ihtiyacı giderildikten sonra eşler arasında ömür boyu mutluluk olması gerekirdi. Oysa eşler arası cinselliğin verimli, iyi ve hoş olabilmesi ancak eşler arası zihinsel ve ruhsal ilişkinin iyi olmasıyla alakalıdır..Bu günkü yazımız cinsellikten ziyade cinselliğin evliliğin dinamiklerini nasıl etkilediğine ilişkin olacaktır.

1. Dinamik : Yaşamları boyunca mütedeyyin yaşamaya çalışan gençlerin cinsellige dair ilk deneyimleri evlilik süreciyle başladığından, cinselliği daha ilk adımda olumlu tecrübe etmeleri için önce gerekli bilgiyi doğru kanallardan almaları gerekmektedir.Zira ilk gecenin deneyimi bazen evliliği yıllarca etkileyebildiğinden eşlerin birbirine anlayışlı ve destekleyici davranmaları gerekir. Kimilerimiz olur olmadık ortamlarda kendi mahremiyetlerini ortaya atarak ve belki de biraz ilgi çekmeye çalışarak gençleri ilk geceden korkuya hazırlarlar. Yüce dinimiz eşler arasında mahremiyeti ön plana çıkararak bu tür sakıncalı ortamların yaşanmaması için güzel kaideleri bünyesinde taşımaktadır. Sanılanın aksine balayı cinselliğin en güzel yaşandığı günler olamayabilir. Her iki tarafın deneyimsizliği, kaygıları daha çok bu gecede yaşanır. Fakat evlilikle birlikte cinsellikte akış içerisinde doğal sürecine oturabilir. İlerleyen aylarda kaygı yerini deneyime bırakarak evlilikte cinsel mutluluk yaşanmaya başlanır.

2. Dinamik : Karı koca cinsel beklentilerini birbirine çekinmeden ifade etmelidir ki karşı tarafta bu talebi karşılama gayretinde olsun. İletişimimizdeki açıklık, netlik, samimiyet cinselliğimize de aynen yansımalı. Eşimizle zihinsel ve ruhsal olarak doyumlu bir ilişki yaşıyorsak cinselliğimizden doyum alma olasılığı çok daha yüksektir. Aslında cinsellik karı koca arasında yaşanan ilişkinin sadece çıplak halidir. Aralarındaki psikolojik yapılanma sanılandan çok daha fazla cinsel ilişkilerini etkiler. Örneğin, eşlerden biri dominantsa cinsellikte de eşine böyle davranır. Ya da eşlerden biri taleplerini söylemede fazlasıyla çekingense hiçbir cinsel talebini eşine açıklayamaz. Cinselliğini sadece ötekinin taleplerini karşılamak olarak yaşayabilir.

3. Dinamik : Bazen ilişkimizin her psikolojik yapılanmasını cinselliğimize taşırız farkında olmadan. Mesela eşlerin arası herhangi bir sebepten açılmış olabilir. Arada yaşanan küskünlüğü bazen erkek cinsel olarak karısına yaklaşarak sonlandırmak ister. Oysa kadın ruhunda duygusallık cinsellikten önce geldiğinden eş (kadın) bu yaklaşımı bazen benliğine yapılmış hakaret gibi algılar. Çünkü eşe göre önce gönlü alınmalı, hatta tamir edilmeli sonra cinsellik yaşanmalıdır. Ne yazık ki bizim kültürümüzde bazen koca duygularını sözel olarak yansıtmaktan çekindiğinden kendince doğru olan yolu tercih ederek doğrudan cinsellikle eşine yaklaşır. Bu da eşini daha fazlasıyla incitebilir. Böylesi bir durum şu gerçekle algılanırsa daha yapıcı bir hal alabilir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki erkeğin cinselliğini bütünüyle içgüdüsel olarak algılamak pek doğru değildir. Erkeğin karısına karşı cinselliğinde şehvet, şefkat, sevgi ve merhamet vardır. Erkeğin cinselliğinde kadın psikolojisindeki gibi duygusallık ön planda olmayabilir. Ama erkek cinselliğini de bütünüyle duygudan bağımsız düşünmek doğru değildir.

4. Dinamik : Kadın psikolojisi her zaman beğenilmeyi ve arzulanmayı ister. Erkek cinsel talebini kadın ruhunu incitmeden nazikçe talep etmelidir. Böyle olmadığı taktirde kadın cinselliği vazife gibi algılamakta ve zaman içinde bu beraberlik tek taraflı doyumla yaşanacağından ilerleyen zamanlarda eşler birbirinden soğuyarak cinsellik mekanik bir yapı kazanır. Halbuki cinsellik evliliği yapılandırmada önemli bir yapı taşı olduğundan yaratılıştaki fıtri ihtiyacımızı meşru dairede karşılama nimetini iyi değerlendirmemiz gerekir.

5. Dinamik : Bazı kişilik yapılarında öfke direkt olarak dillendirilmez. Daha ziyade bastırılmaya çalışılır. Ya da kişi öfkesini karşı tarafa tavırlarıyla yansıtır. Yani bazen surat asar, bazen karşısındaki lakayt bir tutum benimser, bazen de taleplere karşı duyarsız kalır. Bu tutum psikolojide “pasif-agresif “ tutum olarak adlandırılır. İşte bu pasif-agresif tutum eşler arasında ki cinselliğe yansıdığında sanki eşlerden biri öfkesini bu yolla dinginleştirmeye çalışır. Oysa ki diğer eş bu tutumu intikam gibi değerlendirdiğinden aradaki ilişki daha da çıkmaza sürüklenmektedir. Eşler aralarındaki cinsel ilişkiyi hiçbir zaman bir intikam aracı yada öfke malzemesi yapmadan neye ve kime sinirlenmişlerse doğrudan iletişime geçerek halletmeye çalışmalıdırlar. Her iki tarafta cinselliklerinin darbe alabileceği her konuya duyarlı olmalıdırlar. Evlilikte ne yaşanırsa yaşansın hiçbir zaman yatak terk edilmemelidir. Zira karı koca arasındaki olumsuz durum aynı yatakta kalındığı sürece her an tatlıya bağlanabilme olasılığı vardır.

6. Dinamik : Her oda yatak odasını yatak odası her odayı etkilemektedir. Bu cümleden anlaşılacağı gibi odalar arasında karşılıklı etkileşim söz konusudur. Evlilikte cinsellik ilişkimiz için bir enerji kaynağıdır demiştik. Gerçekten de ne kadar düzenli, dengeli, verimli bir cinsellik yaşanıyorsa karı koca ilişkisi o denli sağlıklı olmaktadır.

7. Dinamik : Cinsellik aynı zamanda bünyesinde cinsel kimliği barındırır. Yani kadın cinsel kimliği ve erkek cinsel kimliği. Cinsellik sağlıklı yaşandığı oranda bu kimliklerimizle barışık bir ruh hali yaşamaktayız yoksa bazen buralarda yaşanan aksaklık kadın ve erkek arasında kimlik kaosuna üstünlük çatışmasına dönüşmektedir. Oysa yaratılış gereği kadın ve erkek her şeyde olduğu gibi birbirini tamamlamaktadırlar. Cinsellik, evlilikteki her şey gibi paylaşım olduğundan üstünlük değil ancak karşılıklı bir doyum aracıdır.

8. Dinamik : Erkek cinselliği daha ziyade görselliğe, kadın cinselliği dokunsallığa dayanır. Böylesi fizyolojik gerçeklikten hareketle kadın evliliğinde her zaman öz bakımına dikkat etmeli ki erkeği için vazgeçilmez olsun. Erkek de kadının fizyolojisini dikkate alarak eşine nazikçe ruhunu okşayarak şefkat ve şehvetle yaklaşmalıdır. Bu tarz cinsel ilişkiyle sonuçlanan hamilelikler çok daha sağlıklı olabilmekte. Ve yine anne adayı o zorlu süreci böyle şefkatli bir tutumla daha kolay tamamlayabilmektedir.
Selamlar,

psikolog:YASEMİN UÇAL