Hayat

Lüks ve Gösteriş

1945’te ikinci dünya harbi sona erdi, Amerika’nın silah yapan fabrikaları başka şeyler üretmeye başladı, ülkemize çok az sayıda buzdolabı, çamaşır makinası, elektronik ev eşyası geldi. O tarihlerde evlerde yemekleri muhafaza etmek (saklamak) için teldolabı kullanılırdı. Taşrada çok sıcak havalarda tencerelerin, kavun ve karpuzların sepetlerle kuyulara sarkıtıldığını hatırlıyorum.

DOLLY'NİN AKİBETİ

SEFA SAYGILI


DOLLY, klonlama ile doğan ilk canlı olarak dünyaya geldi. Bu koyun laboratuar ortamında babasız doğan ilk memeli canlıydı.
Dolly, bazılarının zannettiği gibi bilim adamlarının ‘yarattıkları’ bir canlı değildir.

Mağlup Kavimlerin İcadı: Koyunluk Dini *

- Eski zamanlarda bir mer'a da otlayan koyunlar, o kadar beslenmişler, o kadar çoğalmışlar ki düşman korkusundan kurtulmuşlar.









Arslanlar çoğalan koyunları görünce doğaları gereği padişahlık davulunu çalmışlar ve ormandan fırlayıp koyunların otlağına baskın vermişler. O yemyeşil çayırlar kuzuların kanıyla kıpkırmızı olmuş.

Bizzat Varolma Sorunu

DR. MAVİ’NİN BEYAZ’DA çekici bulduğu şey, onun kendisini dinlemesiydi. Beyaz, Dr. Mavi konuşurken tüm dikkatini ona veriyor, dinlerken onun peşinden gidiyor, iz takip eden birisinin en küçük bir ipucunu değerlendirerek peşinde olduğu kişiye ulaşma çabasına benzer şekilde, Dr. Mavi’nin konuşmasının varacağı yere ulaşmaya çalışıyordu. Çoğu zaman Dr. Mavi’nin fikirlerinin gideceği yeri kestiriyor, Dr.

Aynanın Ölümü

EN KRİTİK SEANSTI. Sarı’nın hayata bakış açısının değiştiği, kendisine acımasının azalmaya başladığı andı. Sarı babasının ölümünden sonra hayatının bitmeye yüz tuttuğunu; babasının, ölümüyle birlikte onun hayatının da önemini ve anlamını alıp götürdüğünü söylüyor, seanslarda kendisine acıyor, geriye birşey kalmadığını söylüyordu. Artık yaşamın ne anlamı kalmıştı, ne de gereği. Yaşamak ağır bir yükten başka birşey değildi. Hayat içi boş bir çuvaldı sadece.

Ahireti Hatırlatan Dostlarım

Gelişinizi fark ettiğim ilk gün sizinle tanışacaktım. Fakat hayatın debdebeli akışında bu mümkün olmadı. Aynaya her baktığımda sizinle karşılaşıyordum... Fakat ciddi ve vakur tavırlarınız beni biraz ürkütmüştü. Benim dünyayı idrakim çok farklıydı.

Ben gençlik hevesatının tesiriyle bu âlemde ebedî kalacakmış gibi hayaller kuruyor ve tûl-i emel peşinde koşuyordum. Siz her hâlinizle bu dünyanın fânîliğinden, insanın bu dünyadaki ömrünün bir seyyahın ağaç gölgesinde belli bir süre dinlenmesinden ibaret olduğundan ve bu dünyadaki bütün işlerimizin öbür âlemdeki ebedî hayatı kazanmaya yönelik olması gerektiğinden bahsediyordunuz.

Mavi kurdela

New York'ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıf taki öğrencilerini, "diger insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmis süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti.

“Laik tefsir” mi, o da ne?

“Laik tefsir” mi, o da ne? MUSTAFA İSLAMOĞLU
30/03/2007

ABD yine şeytanlığa soyunmuş. Guantanamo laboratuarında elde ettiği sonuçlardan yola çıkarak, Kur’an’ın Müslüman’ın şahsiyeti üzerinde ne denli temel bir kurucu unsur olduğunu keşfetmiş olmalı. Esirlere, yarı çıplak kadın sorgucu göndermek suretiyle onları taciz etmeyi düşünecek kadar cin fikirli ABD, sonunda “seküler/laik tefsir” yazdırmaya karar vermiş.

Günahsa Bakma Amca !!!

Komşulardan biri bağkurdan Emekli.heray bankaya gider maaşını alır. Banka ona maaşını çekmek için atm kartı vermiş ama anlamadığı için, onu kullanmamaktadır. Şahsen vezneye gider maaşını elden alır..
Birgün yine sıra ona gelir ve vezneye yanaşır ,veznede duran bayan, her zamanki bayan ve aynı giyim şekliyle oturmaktadır. Artık o bayanın giyiminden tiksinmiştir ve dayanamamıştır.
O veznede duran bayana seslenir ;

Çocukların başarılı olmaları için yüksek IQ yetmez

AMERİKA’DA çalıştığım üniversitede çoğu öğrencilerin çarpım tablosunu ezbere bilmediklerini gördüm. Her öğrencinin cebinde hesap makinesi vardı. Basit bir toplama ve çıkarma işlemini bile makine ile yapıyorlardı. Bütün işlemleri makine ile yaptıkları için ilkokulda ezberledikleri çarpım cetvelini artık hatırlayamıyorlardı. Bir öğrenciye sordum: " En basit işlemleri bile makine ile yapıyorsun, çarpım cetvelini ezbere bilmiyorsun; makine bozulsa ne yaparsın?" Hiç düşünmeden cevap verdi: "Çarşıya gider yenisini alırım."