Hayat

Değirmen

Birgece Lala ile beraber karşılıklı oturmuş, el değirmeni ile bulgur öğütüyorduk. Değirmeni çevirmek sırası bana geldi. Ben çevirirken baktım ki Lala’nın gözlerinden yaşlar dökülüyor, ağlıyordu. Sebebini sordum:
“Sen daha çocuksun, anlamazsın” dedi.

Ben ısrar ettim. Sonunda konuşmak zorunda kaldı:

“Bu değirmen, görünüşüyle ne söylüyor, bilir misin?” dedi.

Ben değirmenin konuştuğunu o zamana kadar işitmediğimden, merakla Lala’nın yüzüne baktım.

Anne-Baba Olma Sanatı

Okuma sanatı, yazma sanatı, sevme sanatı, iş başarma sanatı, yemek pişirme sanatı, dost kazanma sanatı gibi terkipleri sıklıkla duyuyoruz. Bu yüzdendir ki, garip karşılamıyoruz. Anne-baba olma sanatı tabiri ise, ilk bakışta garipsenebilir. Oysa, ‘sanat’ olmaya en ziyade lâyık meslek, annelik ve babalık mesleğidir.

Bir ‘Büyük Dönüşüm’den Notlar

ÖZELLİKLE GERİLİM ANLARINDA insana yeryüzü dar geliverir de, bulunduğu halden başka bir hali düşünemez olur. Sanki hep böyle olacakmış, sanki devran hep böyle dönecekmiş gibi gelir. Zahirî tazyiklerin altında, kolunu kanadını kıran müthiş bir ümitsizlik kuşatır insanın iç dünyasını.

ÖLÜM

ÖLÜM


Hayatın en büyük gerçeklerinden birisinin ölüm olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek. Zira ölüm istesek de istemesek de bir gün gelip bizi bulacakdır. Bu ölümsüz gerçekten kurtulmanın tek yolu ölüm ötesi hayata inanmak ve ölümün bir mekan değiştirme, kendinden evvel giden ahbaplara kavuşma ve bir vuslat mekanı olarak bilmek ve inanmakdan geçer.

İNSANIN İZİ YOK ARTIK

İNSANIN İZİ YOK ARTIK

Artık mektuplara insan eli değmiyor. İnsan sesi yok.Nasılsınlar da, insan dokunuşu yok ; Selamlar da.İçine her türlü dosya giriyor, ama insan girmiyor zarfların. Mazruf, insan
kokmuyor. Harflerin üstüne gözyaşı damlamıyor, zarflar tükürükle yapıştırılmıyor.

Çözüm, çözülmektedir

Çözümler aranırken çoğunlukla tecrübelere müracaat edilir. Tecrübe, özellikle düşüncenin açılamadığı yerde çok önemlidir. Ama aynı zamanda duygusal açıdan maliyeti yüksek, pahalı kazanımlardır tecrübeler. Oysa düşünce insana kafasını duvarlara vurmadan, duygularını paramparça etmeden gerçeğe ulaşabilme imkânını sunar. Bu nedenle düşünce gücü kanaatimce tecrübelerden kat be kat değerlidir. Düşüncenin tecrübeye oranla zamana olan ihtiyacı daha azdır ve yaşı yoktur; yeter ki, doğru noktaya doğru açılardan bakmayı başarabilelim…

Mum Dibini Işıtmazsa

Bugün Kendisi ehl-i dinden olan, hatta tüm mesaisini bu yolda sarfeden birçok insanın çocuklarının, aynı yolun yolcusu olmadığı bir vâkıadır. Aynı şekilde, ehl-i din olmaya karar vermiş gençlerin önemli bir bölümünün, dine hayatlarında öyle çok da yer vermeyen ailelerden geldiği görülmektedir.

ÖLÜM KORKUSU

Ölüm..!

Türkçe’de dört harfli ve pek çok kimse için belki en soğuk kelime, "ölüm.!"

Tasavvuru bile insanları ürkütmeye yetiyor.

Ölüm.! Kaçınılmaz son! Toprağa girmek, toprak olmak, toprak dolmak!

Bir tasavvuf erinin sözleri ile;

"Hangi güzel yüz ki,

Toprak olmadı!

Hangi güzel göz ki,

Toprak dolmadı.!

Kendi değerini bilen insan mahvolmaz. (Hz. Ali)

Selamünaleyküm arkadaşlar
Bu siteye ilk göz atışımdan 2 ay geçmedi gözüm bu sitede kaldı. Gerçekten okuyunca beni ziyadesiyle derinden hüzünlendiren artık kendimin de ruhi fırtınalar yaşadığım bir zamanda görmem olsa gerek….

ARAMIZDAKİ DUVARLAR

Hapishane duvarları gibi koca duvarlar var hayatımızda, farkında olmadığımız. Görünmeyen ama görüşümüzü engelleyen koskoca duvarlar… Bunlar önyargılar, aidiyet duygusuyla bağlı olduğumuz çevreler, eğitim vb.
Eskiden Berlin duvarı vardı, o yıkıldı. Şimdi görünmez duvarlar dikiyoruz hayatımıza. Bunu iyilik adına, sevgi adına yapıyoruz. Kendimizi haklı çıkaracak ve düşüncelerimizin üstün olduğu gösterecek birçok neden buluyoruz.

Çocukların odalarında 24 saat açık bomba var!

Murat ilköğretim 5. sınıf öğrencisi. Babası ona bilgisayarı bir yıl önce aldı. Bu yılın başından beri de internete girebiliyor. Her akşam saatlerce internette geziyor. Çünkü Türk Telekom’un ADSL kampanyası ile sabit bir ücretle sınırsız internet imkanından faydalanıyor. İnternet birçok ödevini yapmada ona büyük fayda sağlıyor. Ama interneti sadece ödev yapmak için kullanmıyor. Anne Feride Hanım, oğlunun bu sene çok ders çalıştığını ve odasından çıkmadığını söylüyor.

Kapı Çalar

Kapı çalar...

Sabahın erken saatlerinde. Açarsınız. Sütçünüzdür gelen. Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz. Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır. İçinizden "Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım" diye geçirirsiniz.

Kapı çalar...

HAYATIMIZDA YENİ TERCİHLER YAPMAYA

İnsanları anlamıyorum. Kötülüklerden, olumsuzluklardan bahsediyorlar, ama faydalı bir şeyler yapmak için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Sabahtan akşama bütün konuşmaları dinleyin bir tek güzellik duyamazsınız. Ülkemizin esaret altında olduğunu, bütün kurumların laçkalaştığını söylüyorlar, çözüm için ne yapıyorsun diye sorduğunuzda tek başıma ne yapabilirim; devlet yapsın.
Nedendir bizim her şeyi devletten bekleyişimiz. Bu kadar kolaya kaçmak niye. Kendini, ailesini ve çocuklarını nasıl bir başkasına emanet edebiliyor.