Hayat

SAADET İKSİRLERİ-3

***Altına ve gümüşe aldanma!Bunların hepsi de göz boyayan büyüden başka birşey değildir.Bunlara çokca sahip olanlarada imrenme !
-Onlarda var da bende niçin yok?...
Deme.Unutma ki,insanoğlunun rızkı gökten yağar,yerden biter.O halde altın ve gümüşün büyüsüne aldanmak,seni asıl gayenden uzaklaştırır.

***Başkalarının sahip olduğu malı ve serveti hesap ederek kafanı yorma!Çünkü,başkalarının varlığını hesap etmek,insanın kalbini karartır.Sana faydası olmayacak bir şey için kalbini karartman doğrumu?Bu hal senin için ziyan olmaz mı!

SAADET İKSİRLERİ-2

***HADDİNİ BİL!Evet bu çok mühim bir öğüttür.İnsan bu sözü hayali bir levha halinde daima gözünün önünde bulundurmalıdır.Ne yaparsan yap,neyi öğrenirsen öğren...Ama haddini bil!İnsanda kemal var mıdır bir düşünsene!Kendi eksik taraflarını anlamak senin için ne büyük bir fazilettir...

SAADET İKSİRLERİ-1

Yaratılmışların en şereflisi,en üstünü insandır.Allah insana,kendi ruhundan ruh üfürmüştür.İnsanın şerefi ve üstünlüğü işte buradan gelmektedir.
İnsan,ruh ile cesetten mürekkep bir varlıktır.Melekler,sırf ruhtur.Hayvanlar ise,sırf cesettir.Bu itibarla insanlar,hem hayvandan,hem de meleklerden üstündür.Çünkü,her iki varlığın sahip olduğu vasıflar,insanda vardır.Zaten bütün hayvanlar ve melekler,insana hizmet etmek için yaratılmışlardır.İşte bu sırrı anlayan insan,hakiki insan olur.

Vur patlasın çal oynasın hayatlar.

İmanın saadetinden,kulluğun lezzetinden ,mahrum olan dünya perest ,nefis ve heva perest gafil insanlar DİYORLAR Kİ: Dünyaya bir kere gelinir... Gülün, eğlenin, bir yıldırım hızıyla geçen ömrünüzü eğlenerek kuralsız yasaksız geçirin... İman, ahiret, ibadet, helal, haram, ölüm gibi size sorumluluk getiren, zevkinizi kısıtlayan kavramları fazla düşünüp lezzetinizi bozmayın... Sınırsız özgür olun, canınız ne isterse onu yapın... Vur patlasın çal oynasın yaşayın..........!

HİÇ UMULMADIK KİMSELER KAYBEDEBİLİR

Hiç umulmadık kimseler kaybedebilir


"Birbirine en uzak şeyler nelerdir?" denilirse küfür ve iman diyebilirsiniz; neticeleri itibarıyla böyledir. Fakat, hayat içinde yaşadığınız şeyler itibarıyla; hisleriniz, hevesleriniz veya vicdanınız, şuurunuz ve latife-i Rabbaniyeniz açısından bakınca birbirine en yakın şeyler de küfür ve imandır.




Aralarında incecik bir perde vardır.

" BEN DÜŞMEM " DEME...

"Ben düşmem" deme!..


Hubb-u câh herkesin yakalanması muhtemel olan öldürücü bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanmama hususunda hiç kimsenin teminatı yoktur.

SİZ KENDİNİZİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE

Siz Kendinizi Değiştirmedikçe...

Soru: Kur’an-ı Kerim’de, mealen “Bir toplum, özündeki güzel meziyetleri değiştirmedikçe Allah Teâlâ da onlara lütuf buyurduğu nimetlerini ve iyi hali değiştirmez” buyuruluyor. Bu açıdan, değişip başkalaşmaktan korunabilmemiz ve kendimiz olarak kalabilmemiz için neler tavsiye edersiniz?

Neyi Kaybettiğini Hatırla

Yaşadığı yerde hep 'güzel' kalan insanlar, zamanla, isimlerinden çok 'güzellikleriyle' anılır. Biyolojinin ötesindeki güzellikleriyle insana ve hayata yöneldiklerindendir ki, arkalarında, gönül ve zihinlerde ışıltılı bir iz bırakırlar. Bakışlarının, ellerinin, dahası kalblerinin değdiği her bir şey iyileşmeye yüz tutar. Güzeldirler; güzelce yaşar ve güzelliklere vesile olurlar.

Gafletle Geçen Yıllar

Gaflet; dalgınlık, dikkatsizlik, kendinde olmama; gafil de çevresinde olup bitenlerden habersiz, her zaman şaşkın ve halkla münasebetleri açısından da dikkatsiz yaşayan demektir. Uyur-gezer gibidir gafil; yürür, fakat yürüdüğünün farkında değildir. Bir şeyler yapar ama, ne yaptığını tam kestiremez. Hedefsizdir, çok defa abesle iştigal eder; eder de hep yürüdüğü yollara ve içinde yaşadığı zamana yenik düşer.

Ahir zamanda kız babası olmak

Bugün kendisini biraz yorgun hissediyordu. Yataktan kalkmakla kalkmamak arasındaki tereddüt zihnini o kadar yormuştu ki, saatlerce uyuması ona fayda vermemişti.

Ne yapacağını bilmeden yataktan doğruldu.

Elini yüzünü yıkamak için banyoya doğru giderken, hep aynı soru zihnini meşgul ediyordu. Bu devirde çocuk sahibi olmak akıllıca birşey miydi? Yarının ne olacağını bilmiyor, planladığı şeylerin hep tersi çıkıyordu.

İslamda kız erkek arasındaki arkadaşlık ölçüsü nasıl olmalı?

İslâm dini, yabancı kadın ve erkek ihtilâtını, onların ölçüsüz bir şekilde birbirleriyle haşir neşir olmalarını tasvip etmemiş, pratik hayatta aralarında daima bir mesafe bırakmış ve aralarındaki ilişkilerin belli bir ölçü ve disiplin içerisinde olmasını emretmiştir. Çünkü onların ihtilâtından çeşitli kötülükler, hatta aile ve toplum hayatını çökerten zina gibi büyük günahlar da doğabilir.

yaptiklarimizdan ne kadar sorumluyuz???

Eğer bir insan kınanarak yaşarsa suçlamayı öğrenir.
Eğer bir insan düşmanca davranışlar içinde yaşarsa kavga etmeyi öğrenir.
Eğer bir insan alay edilerek yaşarsa sıkılganlığı öğrenir.
Eğer bir insan utanç içinde yaşarsa suçluluk duymayı öğrenir.
Eğer bir insan hoşgörüyle yaşarsa sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir insan teşvik edilerek yaşarsa güvenmeyi öğrenir.
Eğer bir insan değer verilerek yaşarsa saygı duymayı öğrenir.
Eğer bir insan eşitlik ortamında yaşarsa adaleti öğrenir.

Kaybedilenler....???;:,!!""()

Bir gün insan "virgül"ü kaybetti, o zaman zor ve uzun cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince, düşünceleri de basitleşti.



Bir başka gün ise "ünlem" işaretini kaybetti. Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.

KENDİSİYLE BARIŞIK İNSAN

Barış, uyumluluk demektir. İnsanın kendi kendisiyle barışık olması, hem kendi özü hem de kendi çevresi ile uyumlu olması anlamını taşır.
Kendi özünün farkına varılması bilinç ve duygu düzeyinde gerçekleşebilirse, insan, kişiliğinin, bir başka ifadeyle göründüğünün ötesine geçme yeteneğine kavuşabilir.
Kendi varlığının ufuklarını ve sonsuzluğunu keşfetmiş insanın görünmeyen yanı, görünen yanından çok daha derindir.