Hayat

Günahkarların Çokluğuna Aldanıp Günaha Girmeyin.!

Müminlerin günaha ve günah ortamına sevk eden sebeplerden birisi de nefis ve şeytanın günah ve sefahette gidenlerin çokluğuyla insanı aldatmasıdır..Sefahette gidenlerin çokluğuna aldanan insan ibadet ve taat üzere olmayanların çokluğuna bakarak “Nasıl olsa herkes benim gibi” diyerek,o günahkar ve fasık toplulukların işlediği günah ve cürümlere tabi olur.Bu kadar insanın işlediği veya yaşadığı hayat ve inanç yanlış olmaz diyerek onlara uyar .Halbu ki. bu haleti ruhiye ile hareket eden insanları ayeti kerime şöyle ikaz etmektedir.

Hayat Ne Kadar Uzundur?

Dede ile torun bahçede tatlı tatlı sohbet ederlerken,çocuk birden sorar ; Dedeciğim insanın ömrü ne kadardır? Dede cevap verir :Oğlum ''ezan'' ile ''namaz'' arası kadardır.Nasıl yani o kadar kısamı diye irkilir çocuk.
-Evet Namazsız Ezanla,Ezansız Namaz'ın arası kadardır insan ömrü.
Çocuk şaşırır.O da ne demek dedeciğim der? Dedesi cevap verir : İnsan doğarken kulağına ezan okunur o ezanın namazı kılınırmı?
-Kılınmaz dede.
-Pekii,kişi öldüğünde namazı kılınır o namazın ezanı okunurmu ?
-Okunmaz dede.

ÖLÜM BİZİ GÖZETLİYOR !

Cenabı Hak insanı yokluktan varlığa, varlıktan hayata, hayattan nura nurdan ise rahmete gark etmiştir. Bu rahmetin eseri olarak insanlara, gençlik, ,sıhhat, afiyet, lezzet ve saadet gibi nimetler vermiştir. Bu nimetlerin değerini anlayıp şükretmesi için insana sıhhatin ve afiyet yanında hastalık, bela ve musibet vermiş ki, kul nimetin kıymetini zıddıyla anlayıp ibadete şükre duaya dört elle sarılsın. Başkalarında ki hastalığı, bela ve musibeti görüp sıhhati ve afiyeti için rabbine şükretsin.

Hayatın asıl gayesi nedir?

Cenabı Hakkın insana verdiği nimetlerin en büyüklerinden birisi hayattır... Bu büyük nimetin kıymeti bu asırda bilinmeyip sadece zevk ve lezzete indirgendiği için hayat sadece mideye, cismani lezzetlere hizmet eder bir hal almıştır. Bu hal üzere devam eden insanlarda artık hayatın asıl gayesini dünya olarak görmeye başlamışlardır. Hâlbuki Hayatın asıl gayesi Allaha abd ve kul olmak neticesinde ahirettir. Eğer hayatın asıl gayesi dünya olsaydı insan yapmak istediği ve asıl gaye gördüğü bütün işlerinde muvaffak olurdu.

Hayatını bir öpmeye,bir hatıraya, bir ışığa, bir kelimeye, bir taneciğe, bir işarete, ; hapsedip boğanlar.!!!

İnsan kendisini tanısın, tanımasın; her yönüyle düşünce derinliği olan bir varlıktır. Yaşadığı hiçbir hâtırayı gerçekte unutmaz. Tattığı hiçbir acının, kederin ve elemin izini hâfıza arşivinden silemez. Tattığı hiçbir lezzetin hâtırasını dimağından çıkaramaz. İnsan ne geçmişini unutabilir; ne geleceğe dayalı ümit ve emellerinden vazgeçebilir. Bazan lâf olsun diye söylenmiş bir tek kelime, ona, geçmişinde iz bırakan bir hâtıra sayfasını açar ve öyle bir manyetik alan meydana getirir ki, insan âdetâ aynı olayı tekrar yaşar.

KİM KALMIŞKİ SEN KURTULASIN

ahmet sahin tahlil adlı kitabında aynen bu sözü kullanmı kim kalmişki sen kurtulasın.ve konuya söyle devam etmiş
hatırlıyormusunuz onları? yürüdüklerinde topragı sarsar konustuklarında kulakları çınlardı.fakat öyle bir an geldiki ruhsuz bir ceset oldular artık bir sinegi bile kışlayamaz bir köpek yavrusunu bile korktamaz oldular...
hayal edebiliyormusunuz o güzel çehreleri? sahip oldukları güzellikleriyle etraflkarına hayrAnlık dagıtırlar yücelerden baktıkları cirkinlerin yanından gurur ve kibirle yürür enginlere kus kondurmazlkardı.

YASAMAKTAN GAYEN NEDİR?

belki ayni şeyi sizde düsünmüsünüzdür,bende sık sık düsünüyor ve kendi kendime soruyorum:
__ allah an ihsan ettigi bunca kabiliyet ve imkanımı nerede kullanıyor,nerelerde harcıyorum? hangi hayırlı hizmetin ucundan tutuyor,hangi davanın inkişafına yardımcı oluyorum?
diyelim ki:
__ben zenginim,hergecen gün dahada imkanlarım gelişmekte, kazancım büyümektedir!.sonuc ne, netice ne olacal nihayeti nedir?
diyelimki:
__herkesin gıpta ile baktıgı bir makamda memur, bir mevkiye hakimim akibeti nedir, netice ne olacak?

Azrail a.s.

ALLAHU teala azrail a.s, ya azrail insanların canını alırken hiç üzüldüğün oldumu diye sorar?ya rabbi herşey sana malum....yalnız bir kulunun canını alırken çok üzüldüm.oda bir gemi dalgalar arasında parçalanıp batmıştı..fakat o gemide bir kundakta bebek vardı .anasının ölümü emrolunmuştu .anasının canını alırken kundaktaki bebeğe üzüldüm bir tahta üzerinde çocuk kurtuldu...ve o bebek öksüz kaldı..ALLAHU TEALA bu sefer peki sevinerek canını aldığın bir zat oldumu diye azrail a.s sorar?evet yarab zalim birhükümdar vardı.halk ondan illalllah

PATİKLER

PATİKLER


Onunla ilk defa nerede rast geldiğimi tam çıkaramıyorum. Ama sıkı bir çatışma zamanıydı. Uzun boylu, sarışın, yakışıklı bir asteğmendi. Miğferinden taşıp alnına dökülen saçlar onu daha da geçleştiriyordu. Fakat hepimizin dikkatini toplayan en seçkin özelliği palaskasında sallanan yünden yapılmış iki minik patikti. Biri mavi biri pembe bebek patikleri. Bunları her operasyonda yanına almayı ihmal etmiyordu.

bu dusuncede yanlisliklar nelerdir?

Dünya ulusları arasında bir anlayış yaratmak ve geliştirmek,

İyi yönetim ve iyi vatandaşlık ilkelerinini gelişmesini sağlamak,

Toplumun uygar, kültürel, sosyal ve ahlaki kalkınmasına etkin katılımda bulunmak.

Kulüpleri dostluk, arkadaşlık ve karşılıklı anlayış bağları ile birleştirmek,

Politikada taraf tutan ve dini inanç farkı gözeten hususların dışında kalan ve toplumun yararlarını ilgilendiren tüm konularda kulüp üyelerinin serbest tartışmalar yapabilecekleri bir ortamı oluşturmak,

Kabirde Konuşan Genç

KABİRDE KONUŞAN GENÇ
Hz. Ömer'in (R.A.) halifeliği döneminde ibadet ehli, son derece takva sahibi bir
genç vardı. Hz. Ömer'in hayret ve takdirle izlediği bu gencin kalbi, Allah ve
Rasulü'nün (A.S) sevgisiyle doluydu. Vakit namazlarında cemaati kaçırmaz,
namazdan çıkar çıkmaz evine döner ve ihtiyar babasının hizmetini görürdü.
Bu gencin evine giden yolu bir kadının kapısının önünden geçiyordu. Kadın her
defasında gencin yoluna çıkarak çirkin tekliflerde bulunuyor, fakat genç, Allah
korkusundan ona iltifat etmiyordu.

DERDİN KENDİNDENDİR BİLMİYORSUN!

Günümüzde insanlar hep bir çıkar yol arıyorlar nereye adım atsalar kayıp düşüyorlar ailesinden sıkılan beni anlamıyor diyen, çıkış yolunu erkeklerde arıyor orada da mutlu olmadıkları anlaşamıyoruz deyip başka bir erkekle konuşmaya başlıyorlar onun da sonunun olmadığını görüp başladıkları yere dönüyorlar çoğu da dönerken yolu kaybettikleri için daha çıkmazlara giriyorlar.Arkadaşta derman arayanlar ya nankörlük görüyor yada sırtından bıçaklanıyor yada arkadaşı yolunu kaybettiriyor kime sarılsa ümitleri biraz daha tükeniyor.Şehevi arzula

PASCAL'IN DUASI

Acılar insanı kemale sevkeder,sıkıntılar onu büyütür,elemler feleğin çarkını yeniden ve yeniden çevirir.Bir çekirdeğin kabuğunun kırılması neyse,insanında acı ile örselenmesi ona benzetilir.Önce kendini savunmasız hisseder insan,incinebilirliği derinleşir,en küçük bir dokunuş derinden izler bırakır yüreğinde.Oysa bu,aynı zamanda filiz vermenin de zamanına denk düşer;insan yüreği öylece meyveye durur,dallanıp budaklanıp yeni bir dünyaya uzanır.