Evlilik

Hanımlar!!! Eşinize Karşı Gözyaşlarınızı Silah Olarak Kullanmayın !

En ufak bir sorun karşısında gözyaşları hazırdır. Bir bakarsınız ki akıvermişler. Evet bazı insanlar gerek sevinç ve gerekse hüzün anlarında gözyaşlarına kesinlikle hakim olamazlar. Amaçları arasında çoğu zaman karşı tarafı etkilemek yoktur. Bu tarz bir gözyaşı dökmenin evlilik açısından en büyük sakıncası, eşinize bu şekilde zayıf yönünüzü gösteriyor olmanızdır.



Şayet aranızdaki diyalogda problemleriniz varsa, üzgün olmanız eşinizi çok fazla etkilemeyeceğinden, eşiniz bu zayıf yönünüzü negatif yönde kullanabilir. Bu sebeple tüm evliliklerde, özellikle de sorunlu evliliklerde daha güçlü görünmek en sağlıklı olanıdır. Bir de gözyaşlarına hakim olabileceği halde, olmayan ve amacı eşini duygusal anlamda etkilemek olan hanımlar vardır. Aslında birçok hanımın fıtratında duygusallık vardır.

Chat, evlilikleri yıkıyor

Son yıllarda internetin hızla yaygınlaşması evli çiftlerin yaşadığı sorunların arasına bir yenisini daha ekledi: İnternette karşı cinsle chat (sohbet) yapmak.

Önce merak duygusuyla yeni insanlarla tanışıp kimliğini gizleyerek özellikle cinsel konularda sınırsızca konuşmak, sonra bunun tutku haline gelmesi, bağlanma ve eşini aldatma geliyor. Son olarak Yargıtay'ın bir davada karşı cinsle chat yapılmasını boşanma sebebi sayması durumun ciddiyetini açıkça gösteriyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Evlilik Danışma Merkezi sorumlusu psikiyatr Dr. Rukiye Hayran'a göre, karşı cinsle chat yapma merakının en büyük sebebi eşler arasındaki iletişimsizlik. İnsanların yakınlık kurma, ilgi, şefkat gösterme duygularını kaybettiğine dikkat çeken Hayran, özellikle büyük şehirlerde insanların evli olsalar bile kalabalıklarda yalnızlık yaşadığını belirtiyor. Sanal alemde tanımadığı insanlarla sınırsızca her konuda konuşmak insanların merak ve macera duygularını da tahrik ediyor. Kimi zaman sigara, kumar gibi bağımlılık haline gelebiliyor bu istek. Evli çiftlerin kendilerine en çok 'konuşamıyoruz' şikayetiyle geldiklerini ifade eden Hayran, "Birbirlerinin ihtiyaçlarını giderecek biçimde iletişim kuramıyorlar. İnsanlar özellikle büyük kentlerde sürekli çalışıyor ve eve posaları geliyor. İki taraf da çalışıyorsa durum daha da kötüleşiyor. Monotonlaşan yaşam içinde arayışlar başlıyor. Eşinden görmediği yakınlığı sanal bir kişiden gören kadın veya erkek artık enerjisinin çoğunu ona yönlendiriyor. Ailesini ihmal ediyor. Bu yüzden boşanan çiftler var." diyor.

KADINLA İSTİŞÂRE

KADINLA İSTİŞÂRE

Erkeğin hanımına danışmadan, ev, arazî vb. satın alması ya da satması uygun mudur? "Bir iş yapacağınızda hanımlarınıza danışmayın" mealinde bir hadis var mıdır?

Kadına danışılmayacağı, danışıldığında da söylediklerinin aksinin yapılması gerektiği şeklindeki kanaat, hadis diye bilinen "asılsız ve bâtıl" bir sözden kaynaklanmaktadır. "Kadınlara danışın ve söylediklerinin aksini yapın" anlamındaki bu sözün asılsız olduğunu kaynaklar bildirmektedir. (Ali el-Kârî, el-Meviû'âtü's-sugra 113; Suyûtî, ed-Dürrütü'I müntesira (Fetâva'I-hadîsiyye kenarında Aclûnî N/4 ) Kınanan danışmak değil, kadınların emrine girip onlara itaat etmektir. (Acıûnî, age.ll/4; Suyûtî, age.170) Kur'ân-ı Kerîm'de ki danışma emri, kadın erkek diye ayırmamıştır. Ancak danışma, elbette konunun bilir kişileriyle yapılır. Erkeklerin bileceği işlerde erkeklere, kadınların bileceği işlerde de kadınlara danışılır. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) Hudeybiye anlaşmasında Ümmü Seleme'ye danışması, kadınlara da danışılacağının delili sayılmıştır. (Acûnî, age N/5) Ömer Efendimizden sonraki halifeyi seçmek üzere belirlenen hakem de, herkese, bu arada kadınlara, hattâ kocaya gitmemiş kızlara bile danışmıştır. (Hamîdullah, Islâm müesseselerine giriş ) Bu, aynı zamanda kadınların seçme hakkını da gösterir.

Yabancılarla yapılan evlilikler

İki insanın hayatlarını birleştirmesi çok ciddî ve üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir karardır. Hele ki söz konusu olan farklı kültür ve dinden insanlarla yapılan evlilikler ise.




Amerika’da Türk erkeklerinin yabancı kadınlarla evlilik yapmaları genelde


şu sebeplere dayanıyor:




1) Karşı tarafın hidayetine vesile olmak için.




2) Gönül meselesi.




3) Green Kart almak ve sonrasında da vatandaşlığa geçmek için.




Üçüncü tip evlilikler para karşılığında, sınır dışı edilme korkusuyla yapılan evliliklerden olduğu için bizim konumuz üçüncü tip evlilikleri kapsamıyor.

Evlilik niyetiyle tanışma sohbetleri ve cinsellik konusu

Bir erkekle bir kadin bir araya gelip konustuklarinda,sohbet ettiklerinde veya evlenmek istediklerinde veya çokesliligi tercih ettiklerinde hemen olmasa da akillara bedenin arzusu ve nefsin istegi olan sehvet gelir.



Selamün Aleyküm,




Bir erkekle bir kadin bir araya gelip konustuklarinda,sohbet ettiklerinde veya evlenmek istediklerinde veya çokesliligi tercih ettiklerinde hemen olmasa da akillara bedenin arzusu ve nefsin istegi olan sehvet gelir. Erkek ve kadin, bedenin arzularini asip, nefsin isteklerinin üstüne çikip yüce duygularin baskin, manevi hazlarin egemen oldugu yüksek bir ortamda,zihinlerinden sehvet fikri ve duygusu geçmeden kolay kolay konusamazlar, ya da sirf bu duygular için evlenemezler, ya da yine sirf bu duygular için çokesliligi talep edemezler. Erkek ve disi olduklari hatir ve hayallerine gelmeden manevi haz ve ruhi zevklerle dolu bir atmosfer içinde sohbet edemezler, böyle bir ortam için çokesliligi isteyemezler.

“Her bakımdan” garanti olarak görülen eşler!

YAKIN BİR ZAMANDA, bilmem fazla rijit bir tarzda teorileştirildiğinden midir nedir, duyunca irkildim. Bir düşünce insanı ilginç bir teori geliştirmişti:



“Dindar erkeklerin eşleri, onları “her bakımdan” garanti olarak gördüklerinden dolayı onlara insan gibi davranmıyorlar.”

OLAĞAN ÜSTÜ SÖZ VE TUZAKLAR

''En iyi zehir vücuda yavaş yavaş yayılanıdır. Kurbanına hiç fark ettirmeden zehirler. Katilden hiç şüphe ettirmeden öldürür. Evliliğin de böylesi yavaşça yayılan zehirleri vardır.''






BAŞKALARI BİRBİRİNE NE KADAR YAKIŞIYOR?



Başkaları eşinizden daha güzel ya da yakışıklı görünebilir. Reklamlarda gördüğünüz, filmlerde izlediğiniz, billboardlarda rastladığınız kadın ya da erkekler size daha sevimli gelebilir; unutmayın ki onlar sahici değil kurgulanmış kişilerdir; size özel değillerdir, herkese gülümserler, gerçek değillerdir; her zaman gülümserler. Dahası, sevimlilikleri sizin için de değildir; bir başka şeyi pazarlamak ya da temsil etmek için sevimli olmak zorundadırlar.

Evlilik Ebedî Bir İhtiyaçtır

Aile yuvasını bir yük kabul eden, tek başına bağımsız yaşamayı mutluluk sanan bir tanıdık, eşini boşamış, iki çocuğunu bir kenara atmış ve toplumun içine dalmıştı. Bu şekilde kendisine kimse karışmayacak, özgür kalacak ve hayatın tadını çıkaracaktı.



Ama bu hayali, sandığından da çabuk yıkıldı.



Aile yuvasının sıcaklığı gitmiş, toplum hayatının buz gibi havasıyla karşılaşmıştı.



İnsanların sahte dostluklarını çabuk fark etti. Çünkü parasının azaldığı yerde, dostları, kıymeti ve itibarı da azalıyordu.

YENİ EVLİLERDE EŞYA PROBLEMİ

AYTEN DURMUŞ


Evlenecek gençlerin nerede oturacakları, evlilik kararından önce taraflarca tespit edilmeli ve bilinmelidir.

Meselâ, erkek eğer ailesiyle birlikte oturacaksa bunu baştan söylemelidir. İki taraftan biri, yeni evlilerin kendileriyle aynı evde, aynı apartmanda, yan yana veya üst üste oturmasını istiyorlarsa bunu onlara söylemeliler. Bazı şeylerin, itiraz etmenin durumu değiştirmeyeceği noktalarda söylenerek, oldubittiye getirilmesi doğru olmaz. O anda bir şeylerin hatırına üstü örtülse bile ilk fırsatta dile getirilip, ortaya dökülecektir.

Huzur Kendi Elimizde

İçinde yaşadığımız şartlar hepimizi zorlayan ve dînî yaşantımızı etkileyen bir hâl almıştır ne yazık ki. Her geçen gün âile yuvaları dağılmakta, bazı kıymetli husûsiyetlerin değeri takdir edilememektedir. Bugün bir şeyler yapmazsak bizden sonraki nesiller hassâsiyetlerini ve önceliklerini takdir etmekten çok uzakta olacaklar.
Evimizin huzûrundan ve geçiminden büyük oranda mes'ul olan biz hanımlar, evliliğe kutsal bir vazîfe şuûruyla bakmalıyız. Husûsiyetle evliliğin en ince noktasına kadar üzerinde durmalı ve gâyet titiz davranmalıyız.

Mutlu Evlilik İçin Taktikler

Yaklaşık kırk gün süren ve yüzyüze yaptığımız görüşmelerde eşlerin mutlu evlilik adına uygulayıp sonuç aldıkları taktikleri özet hâlinde sunacağız. Siz de kişilik özelliğinize uygun olanı seçip uygulayarak evliliğinizi cennete çevirebilirsiniz:
-Ne kadar yüksek tahsilli ve kariyer sahibi olursanız olun, beyinizle şahsiyet ve gurur yarışına girmeyin.
-Suçlanan eş, hatasını ısrarla ve tekrar yapma yoluna gider; bunu da hınç alma duygusuyla yapar.
-Kendisini ağıra satan eş, baltayı taşa vurmak üzeredir.
-"Biliyorum, sen artık beni sevmiyorsun!" diye sitem eden kişi, eşini şuuraltına "artık beni sevme" düşüncesinin temelini atmış olmaktadır.

Âilenin Huzur ve Saâdetinin Temelleri

Evlilik, erkekle kadın arasında vukû bulan mübârek bir akittir. Bu ulvî akitle her iki taraf birbirlerine helâl olmaktadır. Bu berâberlik, sevgi, ülfet, îtimat, anlayış ve rahmet tezâhürlerinin; muhabbet, saâdet, tebessüm ve nîmet gibi güzelliklerin paylaşıldığı bir bağdır. Birbirini seven kadın ve erkek; yardımlaşma, kaynaşma ve hoşgörüyle uzun süre devam edecek bir yuva te'sîs ederler. Bu yuva kadın ve erkek için huzûr, sükûnet, güven ve ünsiyetin gerçekleştiği bir mekândır.
Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de bu hususla ilgili:
"Size kendi cinsinizden kendileriyle huzûra kavuşacağınız eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi O'nun kudretinin alâmetlerindendir." (Rûm, 21) buyrulmaktadır.

Modern Dünyanın Poligamisi: Çok ilişkili evlilikler

Geleneksel değerlere en sıkı şekilde bağlı kadın bile, eşinin bir başkasıyla - kendisi öldükten sonra dahi - evlenmesini istemez. Hatta kadınlar, ‘mezardan çıkar boğarım seni!’ gibi şakalar bile yaparlar. Kadının eşini başkasıyla paylaşmak istememesi, daha kaliteli evliliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Kadını sadece çocuklarına annelik yapan ve cinsel ihtiyaçlarını karşılayan biri gibi görme yaklaşımı, kadının duygusal yoğunluğunun hafife alınmasını ya da önemsenmemesini doğurur. Böyle durumlarda kadının egosunu tatmin eden tek şey, annelik duygusudur. Fakat modernite kadına anneliğin yetmeyeceğini, eş duygularını da yaşaması gerektiğini söyler. Bu duygular paylaşılırsa, insanı mutlu eden sadakate dayalı bir ilişki kurulabilir.

Açıktan günah işleyenle evlenmek doğru mudur?

Açıktan günah işleyenle evlenmek doğru mudur?

CEVAP
Fasıkla, yani açıktan günah işleyenle, namaz kılmayanla, içki içenle evlenmek doğru değildir. Hele inancı bozuk birisi ile evlenmek hiç doğru değildir.

...

Bir gençle gizli konuşuyoruz. Dini bilmiyor, namaz kılmıyor, fakat ben onu düzeltirim. Çünkü evlenince hepsini yaparım diyor. Annemin vasıtasıyla öğrendim, salih biri değil diye babam bu işe razı değildir. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?

CEVAP
Flört döneminde, gençler açık vermemeye çalışır. Nazik, uysal görünür. Evlendikten sonra, gerçek kimliği ortaya çıkar. (Dini bilmiyor, namaz kılmıyor, fakat ben onu düzeltirim) diyorsunuz. Evlenince kimin kimi düzelteceği o zaman belli olur. Madem yaşınız küçük, önce ona din kitapları verin. Okusun, dinini öğrensin! Namaz kılmaya da başlasın. (Evlenince hepsini yaparım) demesine itibar edilmez.

Birbirinize Elbisesiniz

RABBİMİZ, Kur’ân’da eşleri birbirlerinin elbisesi olarak tarif eder. Bizim fıtratımızı bizden iyi bilen Rabbimizin eşleri elbiseler diye tarif etmesi, hiç şüphesiz, sonsuz manalar içeriyor olmalı. “Elbise”nin anlamı ve çağrıştırdıkları üzerinden eşimizi anlamaya çalışabilir miyiz?:
Başkalarına elbisenizle görünürsünüz. Elbisenizin temizliği, sağlamlığı, rengi ve şıklığı dışarıya verdiğiniz mesajdır. Elbisenizin güzelliği ile kendinizi önemsediğinizi ve önemli olduğunuzu ifade edersiniz. Kirli, pejmürde, dağınık, sökük, yırtık bir elbise kendinize değer vermediğiniz anlamına gelir. Şu halde, “Elbisemden bana ne?” deme hakkınız yoktur. Kendinizi elbisenizle tanıtırsınız; o kimliğiniz olur, kişiliğinizi ortaya koyar. Elbisenizde olabilecek her türlü kusur, size mal edilir; kişiliğinizden kaybettir.