Zehirli Ok

Zehirli Ok web sitesi aciz.net üzerinden yayına devam ediyor.


Zinaya yaklaşmayın....!

Dinen ve kanunen cezayı gerektiren,meşru olmayan cinsi münasebet.Aralarında bir nikah bağı bulunmayan mükellef yani cezâî ehliyete sahip bir erkekle,kadın arasındaki gayri meşru ilişki.

Zina,bütün dinlerde yasak edilmiş olup,çirkin bir fiildir.İnsanlara zarar verir.Cemiyetin ahlâki ve aile düzenini yıkar.Haya,utanma ve iffet duyguları zedelenir.Akrabalar ve arkadaşlar arasındaki işlenen zina fiili,dostlukların yıkılmasına,sevgi bağlarının kopmasına sebep olur.

Nesebin,soyun bozulması,zinanın yayılması ile olur.Zinanın haram ve suç olduğunu Allahü Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de çeşitli ayetlerinde bildirmiştir.

HZ. AİŞE'YE İFTİRA HADİSİ

Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) bir sefere çıkmak istediği zaman kadınları arasında kura çekerdi. Kura kime düşerse Allah Resulü onunla birlikte sefere çıkardı.

Hz. Aişe devamla:
Gazaya gitmek istediği bir gazvede de aramızda kura attı ve bu kurada benim ismim çıktı. Ben Resulüllah ile beraber sefere çıktım. Bu sefer, hicap ayeti indirildikten sonra idi. Ben havdecimin içinde bindirilir ve (konak yerine) onun içinde indirilirdim. Bütün yolculuğumuzda böyle oldu. Nihayet Resulüllah bu gazasından ayrılıp da döndüğü ve Medine'ye yaklaştığımızda bir gece yürüyüşü bildirdi. Hareket izni verildiği zaman ben kalkıp yürüdüm. Hatta orduyu geçtim. Hacetimi yerine getirdiğim zaman dönüp yerime geldim. Bir de göğsümü yokladım. Baktım ki Yemen'in gözboncuğundan dizilmiş gerdanlığım kopup düşmüş.

NEFSE HAKİM OLMAK

İsrailoğulları arasında, bir Abid kişi vardı; geceleri hz.Allah''a ibadet eder, gündüzleride malını halka satardı.Hemen her zamanda, nefsine şöyle derdi:
Ey nefsim Allah'tan kork..

Günlerden bir gün, yine malını satmak için evinden çıktı.Valinin kapısı önüne geldi; malının adını söyleyerek seslendi.

Valinin hanımı baktı ki;kapıda duran çok güzel yüzlü, benzeri görülmemiş bir erkek.

Kadına nefsi musallat oldu, onu evine çağırdı ve şöyle dedi:
Ey satıcı, üzerini değiştir, ipekli elbiseler giy ve buradan istediğin kadar mal al.

EVLİLİK VE CİNSELLİK

Hz. Âdem ve Havva dünyaya insan neslinin sorumluluğunu alarak geldiler. Eğer evlilik geleneğini disiplin içerisinde başlatmasalardı, insan nesli kesilip giderdi.

Küreselleşme, Batı toplumlarını saran tehlikeli bir vebayı dünyaya yayıyor. Son yıllarda evliliklerin çoğu boşanmayla bitiyor. Cinselliğin ilköğretim çağına indirilmesi yüzünden zevk rezervleri erken tüketilen gençliğin geleceğinde tatminsizlik dönemi açılıyor.

Estetik bedenler ekranlarda sergilenerek, dikkatler cesetlere odaklanıyor. Cinsellikler ucuzca harcanmasın diye bedenler iğrenç mi yaratılmalıydı? Sorumsuzluğun bedeli, bilinçlerde güzelliğin cesetle sınırlanması; İtalyan araştırmacı Caldarelli’nin deyimiyle “kimsenin aradığını bulamaması ve herkesin mutsuzluğu” oluyor.[1]

MUTLU BİR YUVA KURMAK İSTEYENLERE...

Dr. Yusuf Karaçay

“İçinizden bekâr olanları evlendirin” mealindeki âyeti bizim arkadaşlar “Evlenmeyi düşünenlere yol gösterecek bir yazı yayınlayın” diye de tefsir ettikleri için, hayli zamandır sıkıştırıyorlardı beni. Ve, evlilik hazırlığı yapan gençlerin çeyizinde bulunsun diye tavsiyelerimi kaleme aldım. Yazdıklarım kişisel fikirlerim sayılmaz; çoğu terapistin de katılacağı tavsiyelerdir bunlar.

Şanslı olduğunuzu da bilin. Bizim zamanımızda bu konularda pek konuşulmaz, fikir verilmezdi. Evli-barklı, olgun-oturaklı abilerimiz hep çok daha mühim mevzuları anlatır, bu konuya gelince susarlardı. Dinî dergilerde de yer almazdı bu konular, gençlerin zihni dağılmasın(!) diye. Öyle olunca da biz fısır fısır konuşurduk aramızda: “Evlensek mi acaba? Nasıl biriyle evlensek?” “Hoşlandığım bir kız var ama namaz kılmıyor, problem olur mu dersin?” “Büyüklerimin bulacağı bir kızla evlensem mutlu olur muyum sence?”

Kadın Cinsel Organları

Vajina: Küçük ve büyük ferç dudaklarınca çevrelenen vajina ağzıyla başlar. Bu dudaklar genç kızlarda genellikle birbirine dokunur ve bunun arkasında da vajina ağzı gizlenmiş bulunur. İlerleyen yaşta bu dudaklar büyür ve ağız biraz genişler. Ergenlik çağı ile birlikte onun etrafında kıllar büyümeye başlar; ağzın daha yukarısında ve bunun kenarında ince kızlık zarı yer alır.
Vajinanın kendisi, yaklaşık 8 ile 10 santimetre arası uzunluğunda olan, hortum şeklinde, en arka kısmında 45 derecelik açı yaparak karın bölgesine doğru yönelen, kendisine has bir mukoza zarıyla çepeçevre sarılı bir organdır. Bu mokaza zarı, vajinanın sürekli sağlıklı, ıslak ve asitli (bu sıvı vajinayı, hastalığa neden olan bakterilerden korur) bir ortam olarak kalması için gereklidir. Salgıların büyük bir bölümü doğrudan vajinanın içinde bulunan bu zar tarafından üretilir. Sağlıklı bir vajina, bir çok ince kan damarcıklarıyla bezenmiştir ve açık pempeden orta koyuluktaki bir pempeye varan renk tonlarına sahiptir.

Erken Boşalma

Cinsel birleşme sırasında erkeğin kontrolü dışında henüz doyuma ulaşmadığı halde meni gelmesine erken boşalma diyebiliriz. Cinsel birleşme sırasında boşalma refleksini erkeğin kontrol edememesine de erken boşalma diyebiliriz. Veya birkaç sürtünme sonrası hemen boşalmaya erken boşalma diyebiliriz. Görüldüğü gibi erken boşalmanın çeşitli tanımlarını yapmak mümkündür.


Erken boşalma erkeklerde görülen cinsel bozukluklardan en önemlisidir. Bu sorun erkeğin kendi refleksleri üzerinde denetim uygulayamamasından, cinsel uyarım sonucu hızla orgazm olmasından kaynaklanır.

Çağın Hastalığı Can Sıkıntısı

7’den 70’e herkesten duyarız bu sözü, “bu gün çok canım sıkılıyor” Dünya hayatının tüm zevklerini hızla tüketen ve yalnızlığa mahkum olan, bir gençlik geliyor.

“İNTERNET” “Sanal dünyaya hoş geldiniz.”

İyi ve dozunda kullanıldığında teknoloji harikası diyebiliriz. Fakat iyi kullanılmadığı taktirde, “Teknoloji hastalığı, yani can sıkıntısı” ve beraberinde getirdiği ruhsal tahribatlar yaşayabiliriz.

8. TEVBE

Tevbe her müslüman erkek ve kadına farzdır. Nitekim ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Ey iman edenler! Dönülmez bir tevbe ile Allah'a yöneliniz» (29).

Emir vücup içindir.

Yine ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Allah'ı unuttukları için Allah'ın kendilerini kendilerine unutturdu-ğu kimseler gibi olmayınız. Onlar fasıkların ta kendileridir» (30).



Ayet-i kerimedeki «Allah'ı unuttular» ifadesi, Allah'a daha önce söz vermiş oldukları halde O'nun kitabına, uymaktan cayanlar demektir, «Allah da onlara kendi kendilerini unutturdu» cümlesi de kötülüklerinden vazgeçip kendileri hesabına iyi davranışlara girişmek üzere kendi kendi-lerini değerlendirmelerini hatırlarına getirmedi demektir. Nitekim Pey-gamber'imiz (S.AS.) şöyle buyuruyor:

10. AŞK

«Sevgi» canlı varlığın, haz veren bir nesneye karşı meyil duyması-dır. Söz konusu meylin pekişip güçlenmesi haline «aşk» denir.

Aşk duygusu, aşkın sevgilisine kul olması ve sahip olduğu her şeyi uğrunda feda etmesine yol açacağı bir dereceye varabilir.

Züleyha'nın Hz. Yusuf'a (A.S.) karşı duyduğu aşkın ne dereceye var-dığına bir baksana! Kadının bütün servet ve güzelliği bu uğurda gitmiş. Yetmiş deve yükü mücevher ve gerdanlığının var olduğu söylenir, hepsi-ni Hz. Yusuf'un (A.S.) aşkı uğruna harcamış, «Bu gün Hz. Yusuf'u gör-düm» diyen herkese eline geçeni zengin edecek değerde bir mücevher vere vere elinde hiç bir şey kalmamış.

12. İBLİS VE AZABINI BEYAN

Ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Eğer dönerlerse (Allah'ın emrine uymaktan ve Resul'ünün gös-terdiği yoldan yüz çevirirlerse) bilsinler ki, Allah kâfirleri sevmez (onların ne tevbelerini kabul eder ve ne de günahlarını bağışlar)» (40).

Nitekim ulu Allah kendini büyük görüp Allah'ın ululuğunu kabul et-mediği için iblisin tevbesini kabul etmemiştir. Buna karşılık Hz. Adem'e tevbe etmeyi ilham etmesi ve tevbesini kabul etmesi, kendi dili ile güna-hını itiraf etmesi, pişmanlık duyması ve kendini suçlamasından dolayıdır.

KURBAN KESMEDE DİKKAT EDİLECEK ÖLÇÜLER

Malî bir ibadet olan kurban; müslüman, hür, mukim (yani sefere çıkmış olmayan) ve zengin bulunan her müslümana vacibtir. Gayri müslimde ibadete ehliyet ve liyakat, esir ile fakirde malî kudret bulunmadığı için; müsafirin kurban kesmeye müsait zaman ve zemin bulması meşakkatli olduğundan dolayı bu kimselere kurban vacip değildir.

Kurban, "kudret-i mümekkine ile vacip olduğundan ve zengin bulunan mükellefin zimmetine taalluk ettiğinden dolayı, vacip olduktan sonra mal helâk olsa bile üzerindeki borç sâkıt olmaz. Ömrü içinde kaza etmedikçe asla borçtan kurtulamaz. Bu sebeple ya hayvanın kendini veya kıymetini fakirlere tasadduk etmek gerekir.

Esrarus Salat

Dördüncü Kitab
KİTABU ESRARİS-SALÂT ve MÜHİMMÂTİHİ (Namazın Sırları ve Önemli Meseleleri)
1. Ezan, Namaz, Secde, Cemaat ve Diğerlerinin
Faziletleri
2. Namaza Tekbir ile Başlamanın ve Tekbirden Önce
Yapılması Gereken Zâhirî Amellerin Keyfiyeti
3. Kalbin Amelinden Olan Bâtınî Şartlar
4. İmamlık, İktidâ (İmama Uyma), Namazın Rükünleri,
İmamın Selâm'dan Sonraki ve İmamın Namazdan
Önceki Vazifeleri ve Kıraat
5. Cum'a Namazının Fazileti, Âdâbı, Sünnetleri ve
Şartları
6. Herkesin Bilmesi Gereken Meseleler

Kalbin Acaip Halleri

Rub'ul-Mühikât (Mühlikât Bölümü)
Birinci Kitab

KİTABU ŞERH-İ ACÂİB'İL-KALB (Kalbin Acaib Hallerinin İzahı)

1. Nefis, Ruh, Kalp ve Akıl Kelimelerinin Mânâları ve Bu Kelimelerle Murad Olunan Hakikatler
2. Kalbin Askerleri
3. Kalbin Gizli Orduları ve Misalleri
4. İnsan Kalbinin Özellikleri
5. Kalbin Vasıfları ve Misallerinin Toplamı
6. İlme Nisbetle Kalbin Hâli
7. Kalbin Aklî, Dünyevî ve Uhrevî İlimlerin Kısımlarına Nisbeten Hâli
8. İlham ile Öğrenmek ve Hakkın Keşfedilmesinde Sûfîlerin Yolu ile Ehl-i İstidlâl'in Yolu Arasındaki Fark

YÜZÜK TAKINMAKTA DİKKATE ALINACAK DİNÎ ÖLÇÜLER

Müslüman veya gayri müslim milletlerin şehirli veya köylü tabakasının giyim ve kuşamları incelendiğinde, bilhassa süs eşyasına karşı olan temayüllerinde, büyük benzerlikler görülmektedir. Kadınlarda müşahede edilen küpe, yüzük, bilezik, gerdanlık, zincir, iğne vs. gibi süs eşyasına mukabil, erkeklerde köstek, kravat maşası, yüzük gibi zînet eşyası göze çarpmaktadır.

Yüce dinimiz, müslüman erkeklere altından imal edilmiş zinet eşyası kullanmayı haram kılmıştır (1). Sağlık yönünden karşılaşılan zaruret hali bu hükmün dışında tutulmuştur. Külab harbi günü burnu kesilen Arfece bin Es'ad (r.a.), gümüşten takma burun yaptırmıştı. Bunun koku yapması üzerine, Tabibü'l-Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz altından burun yaptırmasına emir ve müsaade buyurdu.

Livâta (cinsî sapıklık)tan Sakınmak

"Lût'a da (peygamberlik vermiştik). O zaman kavmine (öyle) demişti: "Siz gözünüz göre göre hâlâ kötülüğü yapacak mısınız? Ger­çek siz kadınları bırakip da şehvetle mutlaka erkeklere yanaşacak mısınız? Hayır, sîz be­yinsizlikte (ahmaklıkta) devam edegelen bir kavimsiniz" (Sûre-i Neml 54-55).

Değerli Gençler!
Cinsî sapıklığı yeryüzünde ilk irtikap edenler, Lût (a.s.)ın peygamber olarak gönderildiği Sedum (Sodome) nahiyesi halkı olmuştur. Buranın ahâlisi, küfr-ü inkâr içinde bulunuyor ve cinsî sapıklık rezaletini işliyorlardı.

Hz. İbrahim'in oğlan kardeşi Harran'ın oğlu bulu­nan Hz. Lût, amcasıyle birlikte Bâbil'den ayrılıp Şam'a geldiğinde, Sedum halkına peygamber ola­rak gönderildi. Lût (a.s.); bu ahlâksızları, âyet-i ke­rime mealinden anlaşıldığı üzere, uyarmış ise de onun nasihatlerini dinlemediler ve çirkinin ötesi bayağı işin takipçisi oldukları için lanetlendilerBu alçaklığı irtikap eden kimse, akl-ı selimden soyunmakta ve haya duygusunu terketmektedir. Bu cürüm, halkın nazarında hırsızlık ve zina suçundan daha şeni ve âdi bir davranış olarak kabul edil­mekte ve Resûlullah (s.a.v.)in şu hadisiyle tel'in edilmektedir.

Hayatta maddi-manevi başarısızlığa iten alışkanlık; 31!

AŞAĞIDAKİ İBRETLİ HİKAYEMİN SABIRLA OKUNMASI, BÜTÜN GENÇLERİN FAYDASINA OLACAKTIR.

Bu sayfada yapılan açıklamalar gerçekten doyurucu; konu ile ilgili bütün meseleler toplanmış.
Şunu ifade etmek istiyrum ki; masturbasyonun zararları ile ilgili yapılmış olan bütün açıklamalar doğrudur, yaşayan birisi olarak tasdik ediyorum.

Şu an yaşım 36 ve iki çocuk sahibiyim.

Maalesef, benim bu kötü ilgim bayağı küçük yaşımdan beri vardı. Sebebi ise zannımca, benden 6 yaş büyük abimin çekinmeyerek benimle çok şeyi konuşması ve dediğim gibi, çok küçük -belki 6- yaşımdan beri dikkatimin o tarafa çekilmesi olabilir. Başka da bir sebebe ulaşamıyorum.

13. EMANET

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:



— Biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara crzettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan ürktüler« (43)

Âyet-i kerimedeki «emanet» in mânası, karşılığında sevap yahut ceza tahakkuk eden ibadet ve farzlardır.

Kurtubî'ye göre «emanet» bütün din görevlerini içine alır,âlimlerin çoğunluğunun görüşü ve sahih fetva bu şekildedir. Fakat ayrıntılarda çe-şitli görüşler vardır. îbni Mes'ud'a göre âyet-i,kerime, mal güvenliği ile ilgilidir, emanetler ve benzeri gibi. Yine ona isnad edilen başka bir gö-rüşe göre âyette bütün farzlar kasdedilmekle birlikte özellikle mal gü-venliği sözkonusudur.