YÜZÜK TAKINMAKTA DİKKATE ALINACAK DİNÎ ÖLÇÜLER

Müslüman veya gayri müslim milletlerin şehirli veya köylü tabakasının giyim ve kuşamları incelendiğinde, bilhassa süs eşyasına karşı olan temayüllerinde, büyük benzerlikler görülmektedir. Kadınlarda müşahede edilen küpe, yüzük, bilezik, gerdanlık, zincir, iğne vs. gibi süs eşyasına mukabil, erkeklerde köstek, kravat maşası, yüzük gibi zînet eşyası göze çarpmaktadır.

Yüce dinimiz, müslüman erkeklere altından imal edilmiş zinet eşyası kullanmayı haram kılmıştır (1). Sağlık yönünden karşılaşılan zaruret hali bu hükmün dışında tutulmuştur. Külab harbi günü burnu kesilen Arfece bin Es'ad (r.a.), gümüşten takma burun yaptırmıştı. Bunun koku yapması üzerine, Tabibü'l-Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz altından burun yaptırmasına emir ve müsaade buyurdu.


Fıkıh ilmi sahasında yetişen kudretli fakihlerin dayanağı olan bu vakıa, birçok meselenin hükme bağlanmasında ve zaruretler karşısında altın kullanılmasında verilen cevazın dayanağı olmaktadır.
Zaruretlerin miktarı tayin ve tesbit edilmek şartı ile, mahzurun ortadan kalktığı bilinen bir gerçektir. Ancak, altın yüzük takmakta herhangi bir zaruret bulunmadığından istisnaî bir müsaade yoktur. Bu itibarla gerek nişan yüzüğü, gerekse diğer şekillerde yapılmış altın yüzükler, erkeklere kesinlikle haramdır (2),

Akılların muallimi ve vicdanların mürebbisi olan Resûl-i Ekrem (s.a.v.), huzuruna gelen bir erkeğin parmağında altın yüzük görünce: "Biriniz ateşten bir kor parçasına (varıp) onu parmağına geçirmek kastediyor (öyle mi?) " buyurdu ve yüzüğü çıkarıp attı.
Resulullah (s.a.v.) oradan ayrıldıktan sonra bu sahabiye: "Yüzüğü al da onunla (meşru olan bir şekilde) faydalan" denildi. O kimse: "Hayır! Allah'a andolsun ki, Allah'ın Resulü onu atmış iken ben onu ebediyyen alamam" cevabını verdi (3).

Erkeklerin altından gayri madenlerden yapılmış yüzükleri takınma-larına gelince:

a) Gümüş yüzük, erkekler için asıl olarak caizdir. Yalnız ağırlığının bir miskal (4,8 gram)ı aşmamasına dikkat gösterilmelidir (4). Peygamberimizin gümüş yüzük kullandığı izahata hacet bırakmayacak derecede açık bir hakikattir.

b) Üzeri gümüş ile nikelaj yapılmış veya gümüş tel dolamak suretiyle kaplanmış bulunan demir yüzüğü kullanmak mübah görülmüştür (5).

c) Bakır, tunç ve demir gibi madenlerden yapılmış bir yüzüğü, erkek veya kadının takınması mekruhtur (6). Ashab-ı kiramdan Büreyde (r.a.)'in rivayet ettiği bir hadis-i şerif, bu hükmün mesnedini teşkil etmektedir. Şöyle ki: Peygamber (s.a.v.) Efendimizin huzuruna, sarı pirinç madeninden yapılmış bir yüzüğü parmağına takmış bulunan bir şahıs gelmişti. Peygamberim (s.a.v.) "Bana ne oluyor ki, sende putların kokusunu bulmaktayım?" buyurdu ve o şahsın parmağındaki yüzüğü çıkarıp attı. Daha sonra başka bir kimse geldi. Onun parmağında da demir yüzük bulunuyordu. İslâmî hükümlerin mübelliği bulunan Hz. Muhammed (s.a.v.), o şahsa hitaben: "Bana ne oluyor ki, senin üzerinde cehennem halkının süsünü görüyorum" buyurdu (7). İbni Hibban bu hadis-i şerifi Sahih'inde rivayet etmiş bulunmaktadır (8).

d) Kemik ve fildişi gibi şeylerden yapılmış bir yüzüğü takınmak,. İslâm fukahasınca caiz görülmektedir (9).

Bir kimsenin ikiden fazla yüzük takınmasının mekruh olduğu Sünen-i Dârimî'de tasrih olunmuştur. Bu ifadeden iki adet yüzük takınmanın caiz olacağı anlaşılmaktadır. Ancak, iki yüzüğün aynı parmağa takılmamasına işaret olunmaktadır (10).

Erkek ve kadınların takındıkları yüzük üstüne yakut, zümrüt, akik, zeberced ve benzeri taş koydurmaları mübah görülmüştür. Fakat erkeklerin takınacakları yüzüğün üzerine birden fazla taş koydurmaları mekruhtur (11).

Yüzük üzerine koydurulan taşın elin üst tarafında bulunması da avuç içine çevrilmesi de caizdir. Ancak, taşın avuç içinde kalması, tevazuya daha elverişli bulunduğu için, efdal görülmektedir (12).

Yüzüğün üzerine isim yazdırılmasında bir mahzur görülmediği İslâmî eserlerde açıklıkla ifade edilmektedir (13). Fakat üzerine insan veya diğer canlılardan birinin resmini koydurmak asla caiz değildir (14).

Yüzüğün sağ veya sol ele takılması caizdir. Şu kadar bir fark var ki, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin, her iki eline yüzük taktığına dair rivayetler arasında, sağ eline takındığına dair olan rivayet ekseriyeti teşkil etmektedir. Bu rivayetler dikkate alındığında, yüzüğün zinet olması bakımından, sağ ele takılması daha muvafık görülmektedir.

Yüzüğün takılacağı parmaklara gelince, orta ve şehadet parmağına yüzük takmayı Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz nehyetmiş bulunmaktadır (15). Küçük parmak ile onun yanındaki parmağa yüzük takılması daha uygun bulunmaktadır.

(1) Bakınız: Buhârî, c. 7, sh. 51; İbni Âbidin, c. 5, sh. 314.
(2) Bakınız: Müslim, c. 6, sh. 149.
(3) Müslim, c.6, sh, 149,
(4) İbni Âbidin, c. 5, sh. 316; Fetâvâ-i Hindiye, c. 5, sh. 335.
(5) Fetâvâ-i Hindiye, c. 5, sh. 335.
(6) Ebû Dâvûd, c. 4, sh. 90.
(7) Ebû Dâvûd, c, 4, sh. 90.
(8) el-Hâvî lil-Fetâvî, c. 1, sh. 115.
(9) Fetâvâ-i Hindiye, c. 5, sh. 335.
(10) el-Hâvî lil- Fetâvî, c. 1, sh. 116.
(11) Fetâvâ-i Hindiye, c. 5, sh. 335.
(12) el-Hâvî, c. 1, sh. 116.
(13) Ebû Dâvûd, c. 4, sh. 88.