KONUŞMADA ÖLÇÜ

"Hayır söyle veya sus" (1) hadis-i şerifi, konuşmada riayet edilmesi gereken ölçünün esasını teşkil etmektedir. Her ne kadar dil konuşmak için yaratılmışsa da, her şeyi konuşmak için değil, hayr olan şeyi söylemek için verilmiştir. Bilirken susmak ne kadar hatalı ise bil-mezken söylemek de o derece yanlıştır.

"Bildiğiniz halde hakkı gizlemeyin" (2) emr-i ilahisi, bilen kimsenin konuşmasını âmir bir hükümdür. "Dilini tutan kurtuldu" hadis-i şerifi, yanlış veya faydasız konuşmaları önleme gayesini gütmektedir. Gıybet, yalan ve faydasız sözler, konuşmadaki aşırılıkların birkaç örneğidir. Nasihati terk etmek, sorulan dinî bir fetvanın cevabını gizlemek, şahitlikten kaçmak eksiklik yapmak ve tefritte bocalamaktır. Hüner bu iki yanlışın arasından sıyrılıp, günah kirine bulaşmadan meramını ifade etmektir. Şair ne güzel ifade etmiştir:

Ya söyle sözü, güher nisâr et; Ya samt-ü sükûtu ihtiyar et.
Konuşmada ihmal edilmemesi gereken bazı mühim hususlar vardır. Onları şöyle sıralayabiliriz:

a) Maksadımızı muhatabın anlıyacağı sade bir dille ifade etmeliyiz. Zira sözün en güzeli, tefsire muhtaç ve tavziha imkân olmayandır. Bir mevzûu edebî üslûp içerisinde ifade edeyim derken karşımızdaki top-luluğun anlamakta güçlük çekeceği ağdalı dil kullanmak, konuşmadan beklenen faydayı engellemiş olur.

b) Her sözün herkese söylenmiyeceğini hatırdan çıkarmamalıdır. İnsanlar gerek akıl gerekse ilim yönünden birbirinden farklı seviyelerde bulunmaktadırlar. Bu sebeple, "İnsanlara akılları alacak kadar konuş" hadis-i şerifini konuşmalarımızın düstûru yapmalıyız. Ashabtan Ebû Hüreyre (r.a.)'in "Ben, Resûlüllahtan iki kap dolusu ilim aldım. Onlardan birini size sarfettim. Şayet diğerini harcamış olsaydım benim şu boynum kesilirdi" sözü, konuşmanın zaman, mekân ve muhataba göre ayarlanması hikmetine işaret etmektedir. Yunus Emre ne hoş ifade et-mektedir:

Kişi bile söz demini,
Demeye sözün kemini.

Kalbi iman ve düşüncesi ilimle münevver bir mü'minin konuşmalarında şaşmaz bir ölçüyü söze başlamadan önce tesbit etmesi gerekir. Sadece kelâmın günah olanından kaçmakla yetinmek, eksik hareket etmek olur. Aynı zamanda sözün faydalı olmasına da dikkat etmek ge-rekmektedir. "Kıyamet günü insanların günahca en çok (sorumlu) olanı, boş (ve faydasız) laflar konuşanıdır" (3) hadisi şerifi, hatibin ölçülü konuşması gerektiğini ihtar etmektedir.

(1) Feyzü'l-Kadir, c. 6, sh. 210.
(2) Sûre-i Bakara, 42.
(3) Feyzü'l-Kadir, c. 2, sh. 81.