ARKADAŞLIK MÜNASEBETLERİNDE ÖLÇÜ

İnsanlar; bazı kimseleri arkadaş edinmek ve onlarla samimiyet kurup hayatî meseleleri kendileri ile müzakere etmek, keder ve sevincini onlarla paylaşmak ister. Bu istek, tabiî olduğu kadar fıtrî bir arzudur. Tesis edilen arkadaşlığın sarsıntıya uğramadan devam edebilmesi,islâmî ölçülere uygun olarak kurulmasına bağlıdır. Bahsi geçen ölçüleri şöyle sıralayabiliriz:

a) Arkadaş olarak seçtiğimiz kimse, sağlam bir imana sahip olmalıdır. İnancı olmayan veya itikadı zayıf bulunan şahıslar, kişinin imanını sarsıntıya uğratıp yanlış yollara sevk ederler. Bu noktada bir şairimiz şöyle uyarıda bulunmaktadır.
Mizana vur görüştüğün ihvânı iptidâ, Rehber zannettiğin rehzen olmasın!

b) Dostluk yaptığımız kimselere hayırlı davranışlar içinde olmalıyız; kendimiz için sevip arzu ettiğimiz şeyleri arkadaşlarımız için de is-temeliyiz.

c) Arkadaşının başına gelen bir felaketten dolayı sevinç duymamaU lıdır. BU yakışıksız hareket, sahibini gözden düşürür ve dostlarının yanında itibar kaybına sebep olur.

d) Arkadaşların zahmetlerine severek katlanmalıdır. Başarmakta güçlük çektikleri işleri olursa görüvermeli; kederli ise derdini dinleyip açılmasına çalışmalıdır. Zira dostlukta hüner, sayıyı değil saygıyı artırmaktır.

e) Taşrada olan arkadaşlarımızla mektuplaşmalı, bayramlarda tebrik yollamalı ve gelip gidenlerle selam göndermelidir. Bu gibi yazışmalar, az da olsa, insanlara kavuşma hazzı verir ve dostlukları kuvvetlendirir.f) Arkadaşlık yaptığımız kimselere sadık bir dost olmalıdır. Onun kusurunu başkalarının yanında açıp aleyhinde konuşmamalıdır. Çünkü yârdan ağyâra şikayet, dostluğa gölge düşürür.

g) Kişi, dostlarına ağırlık vermemelidir. Her zaman onlara "Yâr" olup, "Bâr" olmamalıdır. Sevginin kuvvetlenmesinin bir şartı da arkadaşlarımıza ağırlık vermeyi terk etmektir.

h) Onlar hakkında hüsnü zan beslemeli, gözümüze ilişen eksik bir hal olursa münasip bir şekilde tevil etmelidir. Zira zan, nefisten kaynaklanan haberlerin en yalan olanıdır.

i) Arkadaşlarımızın maddi varlıklarını asla kıskanmamalı ve onlardaki nimetin devamlı olması için Cenâb-ı Hakk'a dua etmelidir. Çünkü haset, Allah'ın taksimine razı olmama ve o nimeti arkadaşımıza layık görmeyip kendisinin olmasını isteme mânâsına gelir.

j) Onlara karşı güler yüzlü, tatlı sözlü olmalıdır. Zira güler yüzlülük, kalpleri birbirine rabteden bir bağdır.

k) Arkadaşına olan samimi sevgisini bir defaya mahsus olmak üzere, haber vermelidir.
Sözlerimizi bir hadis-i şerif meâli ile noktalayalım: "Bir adam, arkadaşının dini üzerinde (hareket edecek) dir. Biriniz kiminle dost olacağına (iyi) baksın" (1).


(1)et-Tâc, c. 5, sh.74.
(2) İbni Mâce, c. 2, sh. 1374.
(3) Feyzü'î-Kadir, c. 4, sh. 308.