KOKU KULLANMADA ÖLÇÜ
Cemiyet halinde yaşayan insanların ihmal etmemesi gereken hususlar vardır. Temiz olmak, güzel giyinmek ve yanına vardığımız kimelerin bizden uzaklaşmasına sebep olacak hareketlerden sakınmak gibi... Bu sebeple sarmısak, soğan ve pırasanın çiğ olarak yenilmesi "mekruh" hükmü ile engellenmiş bulunmaktadır. Bu hikmete müsteniden et ve balık satan esnafımız, üzerine sinen koku ile cemaati tedirgin etmemek için, elini yıkayıp elbisesini değiştirmeli ve daha sonra camiye ve cemaate gitmelidir.
Bahsi geçen tedbirler, halkın bizden uzaklaşmasına ve dinimizi tanımayanların bizim şahsımızda İslâm'ı tenkit etmesine sebep olmamak için tavsiye olunmuştur. İnsanların bize yaklaşmaları için güler yüzlü, güzel huylu olmalı ve hoşlanılan kokular kullanmalıdır. Zira insan tabiatının râyihai tayyibeye meyli vardır. Bu temayülü en iyi tesbit eden peygamberler, güzel koku istimalini âdet ve alışkanlık haline getirmişlerdir. Onların bu yöndeki hasletlerini tescil ve beyan eden bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Dört şey; utanma, güzel koku kullan-ma, misvak (ile dişleri temizleme) ve evlenme enbiyanın sünnetlerindendir"(1).
Peygamberlerin serdarı bulunan "Resuli ekrem de güzel koku-dan hoşlanırdı"
(2) Hatta ıtriyattan bir şeyi yanında devamlı bulundurabilmek için özel bir kap edinmişti (3). Zaman zaman onu çıkarıp saç ve sakalına "misk" sürerdi.
Edep dini olan İslâm, koku istimalini sünnet ölçülerine bağlamış bulunmaktadır. Bu ölçülerin dışına çıkmak istemeyen mü'min bir kadın, sokağa çıkarken ıtriyattan bir şey kullanmamalı ve bu arzusunu evi içinde ve erkeği için istimâl etmelidir. Zira bir kadının evinden çıkarken koku sürünmesi, yabancı erkeklerin şehvanî duygularını tahrik eder ve onların menfi heveslerini kendi üzerinde toplar.
Erkeklerin koku istimalinde böyle bir sınırlama getirilmemiştir. An-cak onu kullanmaktaki usulü, Allah Resûlü'nün sünnetine uygun olma-lıdır. Asalet ve nezaketin en mücessem örneği bulunan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine ikram edilen bir esansı geri çevirmez, yağ içinde eritilmemiş bir kokuyu sağ eliyle alıp saç ve sakalna sürerdi (4). Yağla mezç edilmiş bir koku ise, sol avucunun ortasına damlatır, oradan sağ elini yağlayıp önce kaşlarına, sonra gözün(ün çevresin)e, daha sonra başına sürerdi (5).
Beş vakit namaz için alınan abdestler ile arınmayı ve beden temizliği ile tertemiz bir hale gelmeyi emreden İslâm, vücudumuzun ifraz ettiği ter ve onunla birlikte sızan yağ kokularını bertaraf etmek için, hoş kokulu şeyler kullanmayı sünnet haline getirmiş ve ictimaî muaşeret kaideleri arasında mütalaa etmiştir. Bu hususun belge ve bilgisini ikmal için bir hadisi şerifi naklederek mevzumu tamamlamak isterim: "Dünyadan bana (üç şey); kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün aydınlığı ise namazda kılındı" (6).
(1)et-Tâc,c. 2, sh. 254.
(2) Feyzü'i-Kadir, c. 5, sh.231.
(3) et-Tâc, c. 3, sh. 168.
(4) Feyzü'l-Kadir, c. 5, sh. 193.
(5) Râmûzü'l-Ehâdis, sh. 523.
Bahsi geçen tedbirler, halkın bizden uzaklaşmasına ve dinimizi tanımayanların bizim şahsımızda İslâm'ı tenkit etmesine sebep olmamak için tavsiye olunmuştur. İnsanların bize yaklaşmaları için güler yüzlü, güzel huylu olmalı ve hoşlanılan kokular kullanmalıdır. Zira insan tabiatının râyihai tayyibeye meyli vardır. Bu temayülü en iyi tesbit eden peygamberler, güzel koku istimalini âdet ve alışkanlık haline getirmişlerdir. Onların bu yöndeki hasletlerini tescil ve beyan eden bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Dört şey; utanma, güzel koku kullan-ma, misvak (ile dişleri temizleme) ve evlenme enbiyanın sünnetlerindendir"(1).
Peygamberlerin serdarı bulunan "Resuli ekrem de güzel koku-dan hoşlanırdı"
(2) Hatta ıtriyattan bir şeyi yanında devamlı bulundurabilmek için özel bir kap edinmişti (3). Zaman zaman onu çıkarıp saç ve sakalına "misk" sürerdi.
Edep dini olan İslâm, koku istimalini sünnet ölçülerine bağlamış bulunmaktadır. Bu ölçülerin dışına çıkmak istemeyen mü'min bir kadın, sokağa çıkarken ıtriyattan bir şey kullanmamalı ve bu arzusunu evi içinde ve erkeği için istimâl etmelidir. Zira bir kadının evinden çıkarken koku sürünmesi, yabancı erkeklerin şehvanî duygularını tahrik eder ve onların menfi heveslerini kendi üzerinde toplar.
Erkeklerin koku istimalinde böyle bir sınırlama getirilmemiştir. An-cak onu kullanmaktaki usulü, Allah Resûlü'nün sünnetine uygun olma-lıdır. Asalet ve nezaketin en mücessem örneği bulunan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisine ikram edilen bir esansı geri çevirmez, yağ içinde eritilmemiş bir kokuyu sağ eliyle alıp saç ve sakalna sürerdi (4). Yağla mezç edilmiş bir koku ise, sol avucunun ortasına damlatır, oradan sağ elini yağlayıp önce kaşlarına, sonra gözün(ün çevresin)e, daha sonra başına sürerdi (5).
Beş vakit namaz için alınan abdestler ile arınmayı ve beden temizliği ile tertemiz bir hale gelmeyi emreden İslâm, vücudumuzun ifraz ettiği ter ve onunla birlikte sızan yağ kokularını bertaraf etmek için, hoş kokulu şeyler kullanmayı sünnet haline getirmiş ve ictimaî muaşeret kaideleri arasında mütalaa etmiştir. Bu hususun belge ve bilgisini ikmal için bir hadisi şerifi naklederek mevzumu tamamlamak isterim: "Dünyadan bana (üç şey); kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün aydınlığı ise namazda kılındı" (6).
(1)et-Tâc,c. 2, sh. 254.
(2) Feyzü'i-Kadir, c. 5, sh.231.
(3) et-Tâc, c. 3, sh. 168.
(4) Feyzü'l-Kadir, c. 5, sh. 193.
(5) Râmûzü'l-Ehâdis, sh. 523.
AHLAK VE EDEBLE İLGİLİ MEVZULAR
- MEŞRUBAT İKRAMINDA ÖLÇÜ
- İNSANI YÜCELTEN İSLÂMÎ EDEBLERDE ÖLÇÜ
- HİKMET SAHİBİ OLMADA ÖLÇÜ
- TEVAZUDA ÖLÇÜ
- VAKARLI OLMADA ÖLÇÜ
- TEVEKKÜLDE ÖLÇÜ
- MAKBUL OLAN SABIRDA ÖLÇÜ
- SEVGİDE VE BUĞZDA ÖLÇÜ
- BEŞERÎ MÜNASEBETLERDE ÖLÇÜ
- ARKADAŞLIK MÜNASEBETLERİNDE ÖLÇÜ
- TOPLUM HAYATINDA MUAŞERET ÖLÇÜLERİ
- TOPLANTI MAHALLERİNDE DİKKAT EDECEĞİMİZ İSLÂMÎ VE İNSANÎ ÖLÇÜLER
- BÜYÜKLERE SAYGIDA ÖLÇÜ
- İSTİZÂNDA İSLÂMÎ ÖLÇÜLER
- SOKAKTA ÖLÇÜ
- SELAMLAŞMADA ÖLÇÜ
- ÖVGÜDE ÖLÇÜ
- CEMAATLER ARASI İTTİFAKTA ÖLÇÜ
- KONUŞMADA ÖLÇÜ
- ŞİİRDE ÖLÇÜ
- GÜLMEDE ÖLÇÜ
- GİYİNİP KUŞANMADA İSLÂMÎ ÖLÇÜ
- YÜZÜK TAKINMAKTA DİKKATE ALINACAK DİNÎ ÖLÇÜLER
- KOKU KULLANMADA ÖLÇÜ
- YİYİP İÇMEDE İSLAMİ ÖLÇÜLER
- YATIP UYUMADA ÖLÇÜ