GÜLMEDE ÖLÇÜ

Gülme, insan tabiatı ile alâkalı ârâzdandır. Her ne kadar nefes alıp vermek gibi zaruri bir hal değilse de, gülme hissinin tesirinden kendimizi kurtaramamaktayız. Karşılaştığımız gülünç bir hadise veya dinlediğimiz güldürücü bir hikâye, hislerimizi bu istikamette herekete geçirmektedir.

Benliğimizi gülme hissi kuşattığı zaman, İslâmî ölçülerin dışına taşmamalıyız.
Arap lisanının kelime zenginlikleri sebebiyle, gülmenin yirmiyi aşkın ismine rastlamaktayız. Biz meseleye, dil yönünden değil, dinî ölçüler zâviyesinden yaklaşmak fikrindeyiz. Mevzûun halkımızı ilgilendiren tarafı, lisan yönünden ziyade, ahlâkî cephesidir. Bu noktadan hareket-le, gülmeyi üç esasta arz etmek istiyoruz. Şöyle ki:

I- Övülmüş bulunan gülme şekilleri:
Tebessüm ve Besim: Yavaş bir sesle, diğer bir ifade ile nefesle, gülmektir.
Müslümana yaraşan gülme tarzı budur. Resûlüllah (s.a.v.)'in yü-zünden eksik olmayan gülme şekli "Tebessüm" dür. (1).

II- Yerilmiş bulunan gülme şekilleri:
a) Kahkaha ve Karkara: Başkasının işiteceği kadar yüksek bir ses-le gülmek,
b) İntihâz ve İnzâk: İfrat derecede fazla gülmek,
c) Zehraka: Şiddetli ve fazla gülmek,
d) İntâğ ve İhnâf: Bir şahsi alaya alarak, istihzâ yolu ile gülmek,
e) Hezraka: Pek çirkin bir şekilde gülmek.

Namaz içinde "Kahkaha" yolu ile gülen kimsenin namazı ile birlikte abdesti de bozulur. Allah'ın huzurunda yaptığı ciddiyetsizlik, abdestinin de hükümsüzlüğünü tescil etmektedir. Mücessem bir ahlâkın en müşahhas örneği bulunan Resûl-i Ekrem'den kahkaha ile gülmek sâdır olmazdı.
Bir kimseyi alaya almak, kişiyi eğlence olmaya mahkum eder. Zira insanın göreceği ceza kendi işi cinsindendir. Ördekvâri sesler çıkara-rak gülmek, insanın mürüvvetini örseler.

III- Caiz olan gülme şekilleri:

a) Dıhk: Kendi işiteceği kadar zayıf bir sesle gülmektir. Râğıbı İs-fehânî, bu kelimeyi "Nefsin sürûr duymasından dolayı, sevincin yüzde açığa çıkması ve dişlerin görünmesi halidir" (2) şeklinde tarif etmiştir.

b) Kehr ve Henf: Mânâ yönünden dihk'e yakın gülüş tarzlarıdır.

c) Hanin: Genizden gülmek,

d) İhlâs: Dişler görünecek şekilde gülmek (3),

e) İnkilâl: Yavaşça gülmek.
Dihk ve benzeri olan gülüş tarzları, dinî ölçüleri aşmayacak ve gülenin vakarını sarsmayacak bir çerçeve içinde kalırsa caiz görülmektedir. Bu tarz gülme Allah Resûlünde görülmüş ise de fazla sâdır olmazdı. "Peygamber (s.a.v.)'in sükûtu uzun, gülmesi az olurdu" (4) Tefekkürü azaltacağından dolayı, "Gülmeyi çoğaltmayınız. Çünkü (aşırı) gülme kalbi öldürür" (5) buyururlardı.

"Ağlamak rahmet (-i ilâhîden)dir. Feryad (-ü figan) şeytandandır"
(5) buyurulmaktadır.

III- Meşru olmayan ağlamalar:

a) Ölen bir kimsenin ardından yüksek sesle ağlamak:
Bu kabil ağlama, kişiyi günahkâr eder ve ölüyü de azaba uğratır. Peygamber (s.a.v.) "Meyyit, yakınlarının kendi (ölümü) üzerine ağ-lamasından dolayı azaba uğratılır" (6) buyurmaktadır.

b) Yas tutma şeklinde ağlamak:

Anadoluda bu şekil ağlama yaygındır. Cenazenin yakınlarından biri gelir ve "Hamurum saçta kaldı, çamaşırım taşta kaldı" gibi laflar ederek etrafındaki kimseleri tahrik ederek ağlar ve ağlatır. Bu hususu yasaklayan bir hadisi şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Ölü, kendi üzerine sesli olarak ağlanması sebebiyle, kabrinde azap olunur" (7).

c) Saçlarını yolarak, elbiselerini yırtarak ağlamak:
Bu tarzda ağlamalar, takdiri ilâhîye rıza göstermeme mânâsını taşır. Bu cihetle de yasaklanmış bulunmaktadır.
Meşru olmayan ağlama şekilleri namaz içinde vakî olursa ibadetin bozulmasına sebep olur.

Ağlamanın neticesi, niyyet ve sebebe bağlı olarak değişmekte; meşruiyet ve mes'uliyeti buna göre hükme bağlanmaktadır. Vicdanların mürebbisi ve akılların muallimi bulunan Peygamberimiz, bu inceliğe dikkatimizi çekerek "Şayet benim bildiğim şey(ler)i siz bilmiş olsaydınız az güler, çok ağlardınız"(8) buyurmaktadır. Binaenaleyh, uhrevî hayatı tefekkürden doğan teessür sebebiyle sessizce ağlamak meşru, bunun dışında kalan ağlama şekilleri memnudur.


(1)Feyzü'l-Kadir,c. 5, sh. 183.
(2) Müfredât-ı Râğıb, sh. 292.
(3) Kelime (He ye Sin) harfiyledir,
(4) Müsned-i Ahmed b. Hanbel, c. 5, sh. 86.
(5) İbni Mâce, c. 2, sh. 1403.
(5) Feyzü'l-Kadir, c. 3, sh. 222.
(6) Müslim, c. 3, sh. 41.
(7) Buhârî, c. 2, sh. 82.
(8) Buhârî, c. 2, sh. 25.

2 yorum

gülmenin ölçüsü

Hocam bana gülmenin ölçüsü konusunda verilen fetvalar çok eksik geliyor. Muhakkak bu fetvanın daha anlaşılır ve ikna edici bir hali vardır. aynı konuda hangi sayfaya baksam birbirinden kopya yapılmış. hem kahkaha ile gülmek abdestide bozar deniyor. hemde yanında ki kişinin gülmeni duyması abdesti bozar deniyor. namaz kılınan yerler zaten sessizlik olan yerlerdir. kişi en ufak bir ses çıkarsa kendinin duyduğu sesi yanındakide muhakkak duyar. daha açıklayıcı bir bilgi olursa sevinirim.

20.03.2012 - Muhammed KAYA

CVP:gülmenin ölçüsü

Namaz kılarken;

- kendin duyacağın kadar gülersen: namaz bozulur.
- eğer yanındakiler de duyacak kadar ya da daha fazla gülersen; hem namaz hem de abdest bozulur.

25.03.2012 - namazda