Serbest Kürsü

HAZRETİ ALİ’NİN KAFİRİ AFFETMESİ İLE ÖRNEK DAVRANIŞI !!!

Bir harpte Hz. Ali (r.a.) bir kafirle çarpışıyor ve kafir usta bir savaşçı olduğu için bir türlü mağlup edemiyordu. Tam karşı karşıya geldikleri bir sırada Hz. Ali:
“Ya Allah” diyerek kafirin üzerine hücum edip yere yatırdı. Çıkıp göğsü üzerine oturduktan sonra hançerini çıkarıp öldüreceği anda kafir Hz. Ali’nin yüzüne tükürdü. Hz. Ali hemen kafirin üzerinden kalkarak onun da ayağa kalkmasına müsaade etti. Kafir şaşırmışı:

“OKUMUYORUZ”

“Bütün medenî ülkelerde aynı şikâyet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir mani (iptilâ, düşkünlük). Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlenmek, eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne san‘at heyecânı ararlar, ne zekâlarını geliştirme emelindedirler. Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki.

Mağlup Kavimlerin İcadı: Koyunluk Dini *

- Eski zamanlarda bir mer'a da otlayan koyunlar, o kadar beslenmişler, o kadar çoğalmışlar ki düşman korkusundan kurtulmuşlar.









Arslanlar çoğalan koyunları görünce doğaları gereği padişahlık davulunu çalmışlar ve ormandan fırlayıp koyunların otlağına baskın vermişler. O yemyeşil çayırlar kuzuların kanıyla kıpkırmızı olmuş.

Bizzat Varolma Sorunu

DR. MAVİ’NİN BEYAZ’DA çekici bulduğu şey, onun kendisini dinlemesiydi. Beyaz, Dr. Mavi konuşurken tüm dikkatini ona veriyor, dinlerken onun peşinden gidiyor, iz takip eden birisinin en küçük bir ipucunu değerlendirerek peşinde olduğu kişiye ulaşma çabasına benzer şekilde, Dr. Mavi’nin konuşmasının varacağı yere ulaşmaya çalışıyordu. Çoğu zaman Dr. Mavi’nin fikirlerinin gideceği yeri kestiriyor, Dr.

Aynanın Ölümü

EN KRİTİK SEANSTI. Sarı’nın hayata bakış açısının değiştiği, kendisine acımasının azalmaya başladığı andı. Sarı babasının ölümünden sonra hayatının bitmeye yüz tuttuğunu; babasının, ölümüyle birlikte onun hayatının da önemini ve anlamını alıp götürdüğünü söylüyor, seanslarda kendisine acıyor, geriye birşey kalmadığını söylüyordu. Artık yaşamın ne anlamı kalmıştı, ne de gereği. Yaşamak ağır bir yükten başka birşey değildi. Hayat içi boş bir çuvaldı sadece.

VAZİFEN EYYY NEFSİM!

Aziz muhterem kardeşim ...

Mademki islam'ın her derdine razı olduğunu bildiriyorsun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun, O halde iyi dinle :


VAZİFEN, dikenler arasında güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak. BUNA SEViNECEKSİN.

Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Musa'ları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler. Konuştuğun için zindana koyacaklar, SEVİNECEKSİN.

Çöllere sürülsen kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülsen , ısınla sebze yetiştireceksin . Yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar. Sen bunu SABIRLA SEYREDECEKSİN.

Ahireti Hatırlatan Dostlarım

Gelişinizi fark ettiğim ilk gün sizinle tanışacaktım. Fakat hayatın debdebeli akışında bu mümkün olmadı. Aynaya her baktığımda sizinle karşılaşıyordum... Fakat ciddi ve vakur tavırlarınız beni biraz ürkütmüştü. Benim dünyayı idrakim çok farklıydı.

Ben gençlik hevesatının tesiriyle bu âlemde ebedî kalacakmış gibi hayaller kuruyor ve tûl-i emel peşinde koşuyordum. Siz her hâlinizle bu dünyanın fânîliğinden, insanın bu dünyadaki ömrünün bir seyyahın ağaç gölgesinde belli bir süre dinlenmesinden ibaret olduğundan ve bu dünyadaki bütün işlerimizin öbür âlemdeki ebedî hayatı kazanmaya yönelik olması gerektiğinden bahsediyordunuz.

Ne kadar gizli ben var konuşmalarımızda?

Bilmem siz de düşündünüz mü hiç, konuşmalarınızda ne kadar gizli şirk manasını hatırlatan benlik duygusu bulunduğunu?

Ben yaptım, ben ettim, benim eserim, benim başarım kabilinden benlik iddiaları alıp yürümekte, Allah adına yapma niyeti bazen akla bile gelmemekte midir acaba?.. İsterseniz bu mühim konuda etkisinde kaldığım bir sohbetin yerimizin aldığı kadarını birlikte okuyalım sizinle. Kendimizi bir tartalım Hocaefendinin hassas ihlas terazisiyle. Bakalım kendimize verdiğimiz puan ne olacak?

Değişimin neresindeyiz?

Bu nasıl bir değişimdir ki, gece ile günümüz birbirine girmiş; gelişigüzellik almış yürümüş; tek vuruşlu sazların sesi, orkestranın armonisini bastırmış, hayata anlam veren renk cümbüşü solmuş; doğallığın yerini, süslü, renkli ve boş hayatlar almış; dürüstlük, erdem olmaktan çıkmış, kalabalıkta yalnız, gürültüde sessiz, renkli camların arkasında ışıksız kalanlarımız, alimim diyenlerimiz çoğalmış. En acısı da dil, kulak, göz, burun birbirini tamamlayamaz ve güzellikleri hissedemez olmuştur.
Sorular

Alışkanlığın tekerine nasıl çomak sokulur?

Alışkanlıklar hem iyidir hem de kötü. İyidirler; çünkü çatalı doğru kullanmak için ayrıca bir zihnî çaba göstermiyorsanız bu edindiğiniz ‘alışkanlık’ sayesindedir. Kötüdürler; çünkü faydalı olmayan türünden kurtulmak bir hayli zordur. Değişmek isteyenlere, birkaç tavsiye...

Küfre Sebep olan Söz ve Haller

İmanı Zayıflatan veya İmanı Yok Eden Şeyler

1- Allahın varlığı hakkında insanda meydana gelecek en ufak bir şüphe ve tereddüt.
2- Allahın cisim olduğunu düşünmek ve hayalinde canlandırmak.
3- Cenab'ı Hakkın sıfatlarından herhangi birini insanların sıfatlarına benzetmek. (Mesela Cenabı Hakk'a dil ve ağız gibi mahlukatın hassalarından olan azalar hayal etmek)
4- Allah'ı bir şeye hulûl etmiş olarak kabul etmek.
5- Cenab'ı Hakka analık, babalık veya oğulluk isnad etmek. Haşa "Allah Baba" demek veya "Her şeyi yaratan Allah ama Allah'ı yaratan kim" (!) gibi sözler söylemek veya bunları kalbinden geçirmek. (Cenabı Hak Yaratan varlıktır. Yaratılan varlık değildir)
6- Peygamberlere yalancılık isnadında bulunmak

Ey bilgilerin ve sırların sahibi

Ey bilgilerin ve sırların sahibi;
Senden bütün çaresizliğimle ve ihtiyacımla ilim istiyorum. Bilgisizliğimden ve cehaletimden beni kurtarmanı diliyorum. Öğrenebilmek için çırpınıyorum;ama hafızam ancak Senin izin verdiğin kadar bana yardımcı oluyor. Ben evrene serpiştirdiğin sırlarına muhtacım, bana öğreteceklerine muhtacım.Sen,bal yapmakla görevlendirdiğin arıya, balı nasıl toplayacağını daha doğmadan öğrettin.
Sen,bir ördek yavrusuna doğar doğmaz nasıl yüzeceğini öğrettin. Sen, Senden istemesini bilmeyen birçok varlığa müthiş bilgiler ve yetenekler kazandırdın.

ENE PSİKOLOJİSİ

“İşte, ey insan!
Eğer yalnız Ona

abd olsan,

bütün mahlûkat üstünde bir mevki kazanırsın.

Eğer ubudiyetten istinkâf etsen [çekinsen],

âciz mahlûkata

zelil bir abd olursun.”


—Said Nursi


İMAM GAZALÎ, insanın manevî yapısını tarif ederken kalbe en yüksek makam olan padişahlığı, akla ise vezirliği yakıştırır. Ona göre duyguları yöneten gadap ve şehvet kuvveleri daha alt kademede yer alırlar, almalıdırlar.