Serbest Kürsü

GenÇ Bİr Delİkanlinin 3 Sorusu…ve aldığı Cevap !!!

Gen bir delikanlı senelerce yurt dışında okuduktan sonra vatanina ateist
olarak geri döner. üc sorusuna hic kimse cevap veremediginden dolayı cani
gayet sıkıntılıdır. Ebeveyni ogullarına yardim etmek niyetiyle büyük ilim
sahibi olan koyun hocasına götürürler. Hoca ve delikanlinin arasında gecen
dialog söyle devam eder.

Delikanli: Kimsin sen? Sorularima cevap verebilecek misin?
Hoca: Allah'in bir kuluyum ve Onun izniyle sorularina cevap verebilecegim.

Delikanli: Emin misin? Profersorler bile cevap veremedi bana.
Hoca: Allah'in izniyle cevap vermeye calisirim

Ne Kadar İlginç ve tuhaf !!!

* İnsan eğer ki 10 milyonu sadaka verecek olsa bu miktarı çok bulur.
Ama 10 milyon ile mağazadan birşey almaya gitse alacak birşey bulamaz...

* İnsan 10 dk ibadet edecek olsa, dini bir sohbete katılacak olsa, bu zamanı çok bulur.
Ama bir film veya maç olsa bir buçuk saatlik zaman onun için hemen geçiverir...

* Bir futbol maçının uzaması insanın hoşuna gider
Ama Cuma namazında hutbenin birkaç dk uzaması hiç de hoşuna gitmez...

* İnsan duyduğu dedikoduya hemen inanır ve kabullenir

İki İnsan Modeli !!!

İnsanın değerlisi,İnsanları bozmamak ve iyi yaklaşmaktır .
BUNUN ÜZERİNE BİR HİKAYE ;
Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü inci dişli biriydi, nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri oldukça çirkindi, dişleri çürümüş ağzı kokuyordu.

Merhametin Böylesi ….ama biz ya !!!

Sevgili Peygamberimizin komşusu olan bir ihtiyar kadın vardı. Kızını Resûl aleyhisselâma gönderdi:''Namaz kılmak için örtünecek bir elbisem yok.

Bana, namazda örtünecek bir elbise gönder'' diye yalvardı.Resûlullahın o anda başka elbisesi yoktu.Mübârek arkasındaki entariyi çıkarıp, o kadına gönderdi.

Namaz vakti gelince, elbisesiz mescide gidemedi.Eshâb-ı kirâm, bu hali işitince, Resûlullah o kadar cömertlik yapıyor ki, gömleksiz kalıp, mescide cemâate gelemiyor, biz de her şeyimizi fakirlere dağıtalım, dediler.

Canabı Allah (cc) ,neylerse Güzel Eyler !!!

Kelebek Ve Çiçek misali ;
Bir zamanlar birisi Allah’tan bir çiçek,
Ve bir kelebek diledi..
Fakat Allah bunların yerine ona bir kaktüs..
Ve bir tırtıl verdi..
Adam üzgündü,neden dileği yanlış anlaşılmıştı
Bir anlam veremiyordu..
Sonra söyle düşündü..
Allah’ın ilgilenmesi gereken o kadar çok
İnsan var ki..
Ve sorgulanmamaya karar verdi..

İNSANSAK EĞER

İNSANSAK EĞER
İnsansak eğer, insan gibi yaşamalı ve insanca olmalı davranışlarımız. Güler yüzü zengine çatık kaşı fakire göstermemeliyiz.
İnsansak eğer, kalp taşıyoruz içimizde sevmek ve sevilmek için. Kin ve nefret tohumları ekmek için değil
İnsansak eğer, kan kokmamalı güllerimiz. Açan her gonca muhabbetle selamlamalı güneşi ve insanı.
İnsansak eğer, gülerken kan damlamamalı dişlerimizin ucundan. Vahşette hayvanlarla yarışmamalıyız.
İnsansak eğer, aydınlık yarınlara sevdalanmalı yürekler. Gelecek nesillere güzel bir şeyler bırakmanın telaşı olmalı yüzümüzde.
İnsansak eğer, sızlamalı vicdanlar hataların akabinde. Kararlar ne olursa olsun beraat etmemeli kendi vicdanımızda. Hata yapmada ısrar etmek, şeytanı beslemek demektir unutmayalım.
İnsansak eğer, akan gözyaşlarına duyarsız kalmamalı insan. Elinden bir şey gelmiyorsa ağlayabilmeli onun acısını anlayarak. Bir yanda vahşeti izlerken öbür yanda mideyi doldurmamalı hayvanlar gibi
İnsansak eğer, her canlının değerli olduğunu, bu değerin bizatihi varlığının kendinden kaynaklandığını bilmeliyiz.

soru....

selamünaleykum....ne zamandir soru sormadim, yine aklima takilan birsey var, cevablarsaniz sevinirim:)

okula giderken mezarligin yanindan geciyorum, benim bildigim, fatiha suresi okunur....fakat bu mezarlikda genel olarak Hıristiyanlar bulunuyor. aldigim duyuma göre bu durumda dua okumam günahmis, bunun bir asli var mi?

umarim bu sorumla yine gerginlik yaratmam,
hakkinizi helal edin....saygi ve dua ile ....



"TEMIZ VIJDANDAN DAHA RAHAT BIR YASTIK YOKTUR! "

Haddini Bilmek Güzel Şey

Haddini bilmeyene bildirirler. Ünlü bir ressam, eserlerinin sergilendiği galeride, kim olduğunu belli etmeden dolaşıyor, ziyaretçilerin yorumlarını ilk elden algılamaya çalışıyormuş. İzleyicilerin yüzlerindeki ifadeler oldukça iyiymiş. Arada bir, kendisini tanıyanların beğenilerini güzel sözlerle dile getirmelerinden ise oldukça keyif alıyormuş.


Her yaştan ve her sınıftan insanları sergisinde görmekten dolayı da, çok mutluymuş. Bir ara, en beğendiği tablolardan birinin önündeki yaşlı adama takılmış gözleri. Adamın, önünde durup dudak bükerek bir şeyler mırıldandığını görmüş. Söz konusu resim, bir süvariyi canlandırıyormuş. Merakla yaklaşmış ve sormuş;


-Beyim, sanırım resimde beğenmediniz bir durum var. Hatânın ne olduğunu öğrenebilir miyim? Bu resmi ben yaptım da.. adam bilgiç tavırlarla konuşmaya başlamış:

Zina ve Aids

Zina, meşru olmayan bir yolda, nikah bendi olmaksızın, cinsel münasebette bulunma demektir. Bu da insan onuruna, mantıkçı düşünceye ve ahlaki kurallara ters düşen en çirkin bir iş ve bir davranıştır. Çünkü zina eden haddini aşmış, başkalarının döşeğini basmış veyahut başkalarına yatak olmuştur. Zina eden, tohumunu zulmen başkalarının tarlasına serpmiş ve bir de tohumundan meydana gelen ürüne sahip çıkmamış; zina eden insan, mayası olan nutfeyi bulandırıp, tamamen kirletmiştir. Nesli bozmuş ve insanlığı lekelemiştir. Zinada bu tür çirkinlikler olduğundan, zina bütün dinlerde yasak kılınmıştır.

Yüce Allah (cc) mealen buyurur; “Zinaya yaklaşmayınız,şüphesiz o fahişedir (çirkin bir iştir, kara bir lekedir) ve pek kötü bir yoldur.” Peygamber Efendimiz (sav) buyurur;
“İçinde zina yayılıp, aşikar hale gelen ulusa, Yüce Allah öyle belaları ve hastalıkları musallat eder ki, daha önce geçmiş ümmetlerde ve uluslarda görülmemiştir.”

O belalardan ve hastalıklardan birisi, insanlığı tehdit eden, rüzgar hızıyla dünyaya yayılan, ölümden başka çaresi olmayan, en zengin ve güçlü devletleri bile sarsan AİDS hastalığıdır. AİDS hastalığına yakalanan kişinin bedeninde, mikroplara karşı direniş tamamen yokolur. En zayıf ve önemsiz mikroplar dahi, AİDS’li bedende büyük tahribat yapabilirler. AİDS hastalığının tedavisi tam bir açmaz olmakta ve hiçbir netice vermemekte, milyonlarca dolara malolmaktadır. AİDS’li hastanın tedavisine ne kadar dikkat edilirse edilsin (istisnalar hariç), üç yıldan ziyade yaşayamaz.

İmdat Ben Evliyim ...!

Bu sohbetimde sevişerek evlenen bir çiftin nasıl bir duvara tosladıklarını anlatmak istiyorum. Genelde bütün evli çiftlerin yaptığı şey, mutlu kalma çabasıdır. Ben bekarlığı, yelkenler fora giden bir gemiye benzetiyorum. Evlilikte ise, deniz kızına vurulup balıklama suya atlıyorsun, sonra da imdat kurtarın beni diye ölene kadar bağırıp duruyorsun. Şimdi her iki tarafın da isteği ile yapılmış bir evliliğin pembe panjurlu penceresinden içeriye kafamızı uzatıp bakalım.

HALBUKİ FLÖRT EDERKEN NE RAHATTIK

Sanat Anlayışımız ve Fuhuş Sektörü!


İnsani duygu ve düşüncelerin, estetik biçimde ve ruhu besleyecek tarzda dışa vurulması demek olan sanat, bir diğer ifadeyle hoşa giden bağıntılar yaratma ve çabası ve işi, bugün daha çok insani olmayan duyguların, hayvani çıplaklığın, hayvani yırtınmaların ve hayvani tepinmelerin en adi şekliyle icra edilmesi olarak görülmekte. İlkel cahiliyye çıplaklık ve fuhşunu modernize ederek taklit edebildiği oranda kişi, büyük sanatçı olabilmekte. Herhangi bir özeliğinin, farklılığının, yeteneğinin olmasına gerek yok; eğer 90 – 60 – 90 ölçülerine uyuyorsa bir genç kızın (!) orasını burasını cömertçe göstermesi, cıvıkça, laşkaca kahkahalar atması, dilimizin varmadığı buna benzer bir kaç hareket yapması yetiyor yıldız, güneş, kraliçe, sanatçı vb. olmasına. Medyanın desteğini de aldımı arkasına tüm yolları artık açıktır ve işi de tamamdır madde endeksli dünya da ondan sonra vur patlasın çal oynasın..

Ali ile Fatma Boşanırken Neler Oluyor Bize Feryatları

“Oğlum sen öğrencisin, okuyacaksın.. Daha evlenme çağın gelmedi. Elin kızlarını rahatsız etme.. Hayatlarıyla oynama!” derdi annem, öğrencilik yıllarımda; sık sık elimden tutar, gözlerimin içine bakarak bu uyarıyı yapardı.










Fakat her zaman ebeveynim başımda olamadı; kızlarla başbaşa kaldığım ve yoldan çıka yazdığımız durumlar da oldu; işte böylesi durumlarda Kur’an-ı Kerim’den uzanıp Hz.Yusuf elimden tutardı.. Belli oranda kendimi tuttuğum da bir gerçek..

Bu hikmeti daha önce Biliyor Muydunuz ?

DÜNYA tabiatında pek çok bitki ve meyvenin insana nasıl hizmet ettiğini biliyoruz. Buna çok çarpıçı bir örnek vermek istersek elimize bir ceviz almalı ve onu dikkatle incelemeliyiz.

Henüz ağacından yeni kopartılmış taze bir cevizin en dışında, yeşil ve ince bir kabuk bulunur. Bu yeşil kabuğun hemen altında çok sert bir başka kabuk vardır. Kabuğu kırdığınızda ise meyvenin asıl kısmını çepeçevre kuşatan ince bir zar ile karşılaşırsınız. Onun altında ise tartışmasız bir şekilde insan beynine benzeyen meyvesi vardır.