Serbest Kürsü

Bakış açısı

BU VARLIK ÂLEMİNDEKİ EŞYAYI Allah namına, O’nun isimlerine ayna olma yönüyle tefekkür etmek mânâ-i harfî ile, bu kutsî mânâları düşünmeksizin incelemek ise mânâ-i ismî iledir. Yani, “mânâ-i ismi,” bir şeyin bizzat kendisini, özelliklerini bilip tanımak, mânâ-i harfi ise o şeyi “sahibini ve yapıcısını göstermesi” yönüyle tanımak demektir.
‘İsim’ tek başına bir mânâ ifade eder; ‘harf’ ise başkasının mânâsını göstermek için bir alettir. Meselâ, ‘ev’ kelimesi bir isimdir ve başlı başına bir mânâsı vardır. Ama ‘e’ tek başına bize bir şey söylemez. Fakat ‘eve’ kelimesinde ‘e’ harfi ‘ev’ kelimesine yardımcı olarak bir görev yapmıştır.

BUGÜN BİR İYİLİK yapın kendinize...

Image Hosted by ImageShack.us

BUGÜN BİR İYİLİK yapın kendinize...
Bir selam verin sevdiklerinize.
Yağmur damlalarıyla halleşin yahut...
Eski günlerdeki gibi masal diyarında yolculuğa çıkın şöyle bir.
Hatırlayın hayalin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu.
Çünkü hayal, hayatın rengidir, tadıdır, tuzudur.
En fakiri zengin eder hayaller.
Çünkü cebi dolu, hayal dünyası boş insanlar vardır her yerde.
Kâinatta zerreyi göremeyenlerin yanında,
Zerrede kainatı görenlerden olun.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Dostlarınızla güzel bir yemek paylaşın.
Tebessüm edin minik bir çocuğa.

Mavi kurdela

New York'ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıf taki öğrencilerini, "diger insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmis süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti.

Sokaktaki bu şeker kağıtları da kim?

Lolipoplar, bonbonlar, fondanlar, rengarenk şekerlemeler…

Maşallah maşallah deyip, insan nazar etmekten korkuyor. Hele şu şekerlerin güzelliğine bakın hele… Yeni çıkmış galiba bu başörtülü şekerler! Ay Allah (c.c.)’ım renklerin caf cafına bakın; çingene pembesi, fıstık yeşili, portakal turuncusu, pastel mavisi, kızıllar, vişne çürükleri, firfiriler…

Kapı Çalar ……Ve en son çalma !!!

Sabahın erken saatlerinde... Açarsınız. Sütçünüzdür gelen. Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz. Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır. İçinizden " Bugün kahvaltıyı bahçede yapayım" diye geçirirsiniz...

Kapı Çalar... Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket. Uzattığı kağıda imza atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız. Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır. "Artık canım sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz. En çok merak ettiğinizi alıp şezlonga uzanırsınız..

Günahsa Bakma Amca !!!

Komşulardan biri bağkurdan Emekli.heray bankaya gider maaşını alır. Banka ona maaşını çekmek için atm kartı vermiş ama anlamadığı için, onu kullanmamaktadır. Şahsen vezneye gider maaşını elden alır..
Birgün yine sıra ona gelir ve vezneye yanaşır ,veznede duran bayan, her zamanki bayan ve aynı giyim şekliyle oturmaktadır. Artık o bayanın giyiminden tiksinmiştir ve dayanamamıştır.
O veznede duran bayana seslenir ;

Çıkmaz sokakların çıkış yolları

Hayat bir sahnedir. Herkes, yaşadığı hayatı oynayan bir artisttir. Bu sahneyi yaratan, bizi bu sahneye getiren, bize bu rolü vermiş. Rolü beğenip beğenmemek bize düşmez. Verilen rolü en iyi şekilde oynamak, rejiyi memnun etmektir bize düşen.
Çıkmaz sokaklar insanın dünyasında da vardır. İçimizdeki inişler yokuşlar, coğrafyadan daha çoktur. Cevapsız kalan sorular, çıkmaz sokaktır. Dermansız sanılan dertler çıkmaz sokaktır. Halbuki insan, yol mühendisi gibi olmalıdır. Mühendisin karşısına bataklık çıkarsa etrafını dolaşır. Dağ çıkarsa tünel açar, yoluna devam eder. Nehir çıkarsa köprü yapar. Yol bitti diyen, 'kendi ulaşımını durdurur'.

***

Çocukların başarılı olmaları için yüksek IQ yetmez

AMERİKA’DA çalıştığım üniversitede çoğu öğrencilerin çarpım tablosunu ezbere bilmediklerini gördüm. Her öğrencinin cebinde hesap makinesi vardı. Basit bir toplama ve çıkarma işlemini bile makine ile yapıyorlardı. Bütün işlemleri makine ile yaptıkları için ilkokulda ezberledikleri çarpım cetvelini artık hatırlayamıyorlardı. Bir öğrenciye sordum: " En basit işlemleri bile makine ile yapıyorsun, çarpım cetvelini ezbere bilmiyorsun; makine bozulsa ne yaparsın?" Hiç düşünmeden cevap verdi: "Çarşıya gider yenisini alırım."

MÜKEMMEL ÇOCUK YETİŞTİRMENİN 3 ALTIN KURALI-2

Babam beni anlar mı?

Çocuğun seviyesine inin. Unutmayın ki, o erişkin olmadı ama siz çocuk oldunuz. Onun yaşlarında neler yaşadığınızı, hissettiğinizi hatırlayıp ona daha iyi yaklaşabilirsiniz. Yoksa çocuğunuz sizi “anlamadığı bir dilden konuşan yabancı bir rehber” gibi görebilir.

Bunun en sık rastladığım bir örneği, his ve fikirlerini paylaşmayan çocuklardır. Çocuk bir yığın sorun yaşamakta, içini şüphe ve korkular kemirmektedir ama ailesine hiçbir şey anlatmamaktadır. Çünkü anne-babanın tüm yaptığı, “evladım, bir derdin varsa anlat” demekten ibarettir. Oysa çocuk “Onlar büyük ve olgun. Benim korkularımı anlamazlar her halde.” diye düşünebilir ve hislerini paylaşmaz.

NAMUSA SALDIRI

Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:


Hayayı Ortadan Kaldıran Fiiller

1- Bir kadınla zina etmeye veya bir erkekle ilişkide bulunmaya çalışan kimselerin bu türden suçları işlememesi için etkili engellemeler konulur. Zira bu engellemeler olmazsa bu suçlar işlenir. Bu türden suçları işleyenler; üç yıla kadar hapis cezası, sopa ve sürgün cezası ile cezalandırılırlar. Eğer kurban, emri altında bulunan bayan veya erkek bir hizmetçi ise veya erkek yada kadın memur veya benzeri kimselerden ise zorlanmamış olmaları durumunda en üst seviyedeki ceza ile cezalandırılırlar. Bu olaya karışan erkek ve kadına da aynı ceza verilir.

KAZF HADDİ(NAMUSLU KADINA ZİNA İFTİRASINDA BULUNAN KİŞİYE UYGULANACAK CEZA)

Kazf, zina iftirasında bulunmak demektir. Namuslu, iffetli Müslüman kadınlara zina isnadında bulunmak haram kılınmıştır. Ancak kim böyle bir isnatta bulunur ardında da bunu şahitlerle ispatlarsa durum değişir. Kazf, kitap ve sünnetle haram kılınmıştır. Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:



"Namuslu kadınlara iftira atan sonra da bu hususta dört şahit getirmeyen kimselerin her birine seksen değnek vurun. Onların şahitliklerini ebediyen kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridir." *














"Namuslu ve mümin kadınlara iftira eden kimseler dünyada da ahirette de lanetlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap vardır." *

Ebu Hüreyre'den: Rasulullah (sav) şöyle dedi:

ZİNA HADDİ

Bazıları, zina eden erkek ve kadının evli veya bekar olmalarına bakılmaksızın ve aralarında herhangi bir fark olmaksızın her ikisine de yüz sopa vurulacağını söylemektedir ve buna delil olarak da şu ayeti göstermektedirler:










"Zina eden erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun. Allah'ın dini hususunda onlara acımayın." *

sarhoş ve muezzın arasında geçen !!!

sarhos ve muezzın Sarhoş'un biri, şarabın tesiriyle bir camiye girer ve dua etmeye başlar:

- Yarabbi! Beni Cennetine koy, bana köşklerini ver, bana kevseri ver, bana hürülerine ver...
Bu yakarmaları işiten müezzin, sarhoşun yakasından tutarak:

- Ey akıldan, dinden gafil, senin camide işin ne? Sen ne yaptın ki, Allah'tan hem de bu sarhoş halinle diliyorsun? Hiç yakışıyormu?
Sarhoş bu sözleri işitince başlar ağlamaya ve: