Serbest Kürsü

BİR GÜN ÖLECEĞİZ

İkimiz aynı günde doğmuşuz
Birimiz kuştüyü bir yatakta
Birimiz acıların kucağında
Birimiz doğar doğmaz üç doktor kesmiş göbeğini
Birimizin kendi anası
Birimize günlerce zevk mutluluk emzirmişler
Birimize yokluk acı ve sefalet

İkimiz aynı gün okula başlamışız
Birimiz şehrin en pahalı kolejinde
Birimiz bir mahalle mektebinde
Birimizin evinde özel günler, özel öğretmenler
Birimizin evinde yaşanmamış gün görmemiş
En acı dersler...

Ve yıllar sonrasında birimizin elinde yaldızlı diplomalar
Birimiz ortaokuldan terk
Ve hayatı boyunca tek!

İkimiz aynı gün gurbete çıkmışız
Birimiz avrupaya tahsile
Birimiz askere
Birimize adam oldu dediler alkış tuttular
Birimizi hep yok saydılar ve de unuttular

Bir yıkımın arkasından..

1962 yılında CHP nin altı OKun bayrktarı ismet paşanın bile yıktırtamadığı kuran kursunu bugün ampüldeki zehirli oklar hukuki durdurma kararına rağmen yıktı...




KASIMPAŞA KUR’AN KURSU’NUN YIKTIRILMA HİKÂYESİ

Kasımpaşa’daki büyük Piyâle Kur’an kursu haksız hukuksuz bir şekilde Salı günü yıktırıldı. Bu Kur’an kursu ile ilgili benim de hatıralarım olduğundan, yıkımın gelişimini iyi biliyorum. Meseleyi baştan anlatayım:

Kur’an kursunun yanıbaşındaki büyük piyâle camiini yaptıran piyâle paşa burayı zaten kur’ an mektebi olarak yaptırmış. Müslümanlar zamanla kullanılmaz hale gelen mektebi 1959 da onarıp Kur’ an kursu olarak hizmete açmışlar. O gün bu gündür 48 seneden beri hizmet veriyordu. Kursun daimi talebelerinin dışında, yaz tatillerinde mahalle çocukları okutulduğundan, o civarda buradan Kur’an dersi almayan yok gibidir.

Nitekim, Sayın Başbakan da bu kur’an kursunda okuyanlar arasında. kendileri İstanbul Belediye Başkanı Seçildikleri ilk sene bayram namazını piyâle Paşa Camii’nde kıldıktan sonra kur’ an kursuna gelmişlerdi. Başbakan’ın o zaman anlattığına göre Bu kur’ an kursu 1962’de İsmet paşa zamanında yeni bir yıkılma tehlikesi atlatmış. Kursu yıktırmamak için mahalle sakinleri geceleri nöbet tutmuşlar. Nöbet tutanların içinde Sayın başbakan’ın babası da varmış. Ne garip tecelli ki, babasının koruduğu kur’an kursu oğlu zamanında yıktırıldı. Gelelim size hayretten küçük dilinizi yutturacak ve inanılması güç şekilde gelişen yıkım hikayesine :

Kıyamet Günü Yaklaşarak Gelmektedir

Ölüm gitgide yaklaşıyor. İster genç olun ister yaşlı, geçen her gün, hatta her dakika ölüme biraz daha yaklaşıyorsunuz. Zamana karşı koyamıyor ve ölümün yaklaşmasına bir türlü engel olamıyorsunuz. Almakta olduğunuz önlemlerin hiçbiri sizi ve çevrenizdekileri "geçici" olmaktan alıkoyamıyor. Dünyadaki herşey gibi siz de yaşamınızı sona erdirecek güne doğru ilerliyorsunuz.

İŞ YERİNDE VE İMALAT YERİNDE KADIN İŞÇİ,MÜSTAHDEM VE SEKRETER ÇALIŞTIRMAK CAİZ MİDİR?

İslam dini çalışmak veya çalıştırmak hususunda erkek ile kadın arasında fark gözetmektedir.Yani bir erkek çalışabildiği gibi bir kadın da çalışabilir.
Bir erkek iş veya imalathane sahibi olabildiği gibi kadın da olabilir.Bunun için bir fabrikaya sahip olan bir kadın ihtiyaç ve maslahatına göre hem erkek hem kadın işçi çalıştırabilir. Bir erkek de sahibi olduğu fabrikasında ve imalathanesinde hem erkek hem de kadın çalıştırabilir.

Beden ve Rûhumuzdaki Berraklık Örtü

Rabbim ürpermeyen bir kalbden Sana sığınırım. Tesettürü rûhumuzla birlikte bedenimize de bürümeyi nasib eyle yâ Rabbi!.. Keşke hepimiz bunun şuûruna varabilsek... Tesettürün, sadece bedenimizin değil, rûhumuzun korunmasına ve sâfiyetini muhâfazasına vesîle olduğunu bir kavrayabilsek!..

Bedenlerdeki ve rûhlardaki berraklığımızın kaynağı tesettür, bize Rabbimiz'den ne büyük bir lutuf!..

* * *

Önce Anne!..

Dinimiz, âilenin çekirdeği mesabesinde bulunan anne ve babaya saygı ve itâata büyük önem verir ve onların hukukuna çok dikkat edilmesini tavsiye eder. Bir taraftan "Cennet, annelerin ayakları altındadır." hadîs-i şerîfiyle annelerin lâyık olduğu yüce mertebe belirlenirken; diğer taraftan da "Hiçbir evlâd babasının hakkını ödeyemez. Ancak babasını köle olarak bulur, satın alır ve âzâd ederse, bu durum müstesnâdır." hadîs-i şerîfi ile de babanın evlâd üzerindeki hakkına dikkat çekilir.

Modern Hayatta Kadın

Özgürlüğün Kadıncası

XIX. yüzyıl, artık kadının kadınla rekabetinin sona erdiği, ermeye başladığı ve kadının rakip olarak kendisine erkeği seçtiği bir yüzyıldır. Bizim coğrafyamızda, hiç değilse o yıllarda, tam karşılığını kolay kolay bulamayacağımız bir duygudur bu. Kadının erkeği rakip olarak görmesi, erkekle/erkeğiyle yarışmaya başlaması, ezildiğini, horlandığını, aşağılandığını düşünmesi ve pek tabii ki, böylesi bir savaşa, her şeyden önce kendisini, yani bir kadın olarak kendisini var edebilmek için ihtiyaç hissetmesi...

KAZF (iffete iftira atmak)

Kuvvetle atmak, sözü ağzından atıvermek, dokundurmak, iffetine iftira etmek. Namuslu bir erkek veya kadına "sen zina ettin..." ey zaniye..." gibi sözlerle zina suçlaması yapmak anlamında bir Islâm hukuku terimi. Kazf büyük günahlardandır. Bu konuda Cenab-ı Hakk "Şüphesiz namuslu, kendi halinde olan mü'min kadınlara (zina iftirası) atanlar, dünyada ve âhirette lanet olunurlar. Onlar için büyük bir azap vardır" (en-Nur, 24/23) buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s) de bir hadis-i şeriflerinde, kazfi, insanı helâka götüren yedi unsurdan biri olarak zikretmiştir (Buhârî, Vesâyâ, 23).

'ZİNA'ile ilgili HADİS'ler

710 - İbnu'z-Zübeyr (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "(Kâbe'ye) Kur'ân-ı Kerim'de, Beytu'l-Atik denmiş olması (Hacc 29, 33) ona hiç bir cebbârın galebe çalmamış olmasındandır."

Tirmizi, Tefsir, Hâcc (3169).

ZİNA 'Nisa 15-16'

15- Zina suçu işleyen kadınlarınızın aleyhinde dört kişinin şahitliklerine başvurunuz. Eğer dört kişi aleyhte şahitlik ederse o kadınları, ölünceye kadar ya da Allah kendileri hakkında başka bir yol gösterinceye kadar evlerinizden dışarı salmayınız.








16- Zina suçu işleyen çiftin her ikisini de eziyetli cezaya çarptırınız. Fakat eğer tevbe eder de uslanırlarsa artık yakalarını bırakınız. Çünkü Allah tevbeleri kabul eder ve merhametlidir.










ZİNA

Kader mi!!!

degerli arkadaslar, ben bu hikayeyi okudum ve buna benzer cok sorunlar var ama ne yazikki cözüm yok, yada ben bulamadim.onun icin sizlerle paylasma geregi duydum.bir cok kadinlarimiz egitimsizlik ve toplumun ve baskisi yüzünden kendi yollarini secemiyorlar. herseyi kabullenmis, kaderim budur diyerek bir hayat sürdürüyorlar...
vereceginiz cevablari merakla bekliyorum.


Ayşenur mutasıp bir ailenin kızı. Aile cok dindar oldugu icin kız çocukların okumasına karşı. Dolayısıyla Ayşenur ilkokuldan sonra okumamış. 15 yasında evlenmiş ve kendi ailseinden daha bağnaz bir ailenin içine düşmüş. Senelerce kaynana ve koca dayağı ve iki çocuk derken, kayınbiraderi evleniyor ve yeni gelin onun yerini alıyor.

İnanmak ve iman getirmek !!!!

İNANIYOR MUSUN ?

(İnanan ve inanmayan arasında geçen küçük bir olayda büyük bir cevap var;)________________________________________
Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete
başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu
açıldı...

Berber: "Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allahın varlığına
inanmıyorum."

Adam: "Peki neden böyle diyorsun?"

Müslümanlar arası Diyalog mustafa islamoğlu röportaj

Dosya konumuz Müslümanlar arası diyalog, son dönemde meydana gelen olayları takip ediyorsunuz, Irak üzerinde Şii- Sünni tartışması alevleniyor, İran yalnızlaşıyor, Müslümanlar arasında bir diyalogun zemini oluşmalıdır.

Öncelikle diyalogun zemini nasıl olmalıdır?