Gençlerimiz nelere dikkat etmelidir?

Gençlerimiz nelere dikkat etmelidir? Günümüzdeki gençler iyi niyetli olmakla beraber haram helal hassasiyetini kaybediyorlar. İslam’a göre genç nasıl olmalıdır?

Erol KENTLİ Kayseri


Nice emanetlerle beraber çocuklarımız bize Allah’ın emanetidir. İlahi ölçüler içerisinde evlatlarımızı teçhiz etmemiz gerekir. Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de babalara örnek olması nedeni ile Lokman aleyhisselamın öğütlerinde şöyle buyuruyor:

“Lokman oğluna öğüt vererek, yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk en büyük bir zulümdür, demişti.” (Lokman 13)

Bu ayetten de anlaşılacağı gibi ebeveyn evlatlarına, önce şirke götüren söz ve fiilleri öğretmelidir. Çünkü şirk büyük günahlardandır. Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de, tevbe etmezlerse, ortak koşanların kesinlikle bağışlanmayacağını şöyle beyan ediyor:

“Allah kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse, büyük günah ile iftirada bulunmuş olur.” (Nisa 48)

1. Allah için yapılması gereken ibadetlerde insan şirke düşebilir. İbadet ancak Allah’a yapılır. Her gün kıldığımız beş vakit namazda okuduğumuz Fatiha Suresinde “Ey Rabbimiz, yalnız sana ibadet eder yalnız senden yardım dileriz” diyoruz.

2. Haddinden fazla sevgi de kişiyi şirke götürür. İnsan ve eşya sevilmeli ve sayılmalıdır. Sevgi ancak Allah için olmalı, aşırı olmamalıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerimde:

“İnsanlardan bazısı Allah’tan başkasını Allah’a eşler ve benzerler edinir de onları, Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise daha çok Allah’ı severler.” (Bakara 165 ) buyrulmuştur.

3. Riya yolu ile de kişi şirke düşebilir. Gösteriş için ibadet etmek ve hayır işlemek de kişiyi şirke götürür. Kişi öylelikle Allah Teala için yapılması gereken bir ibadet ve hayır ile dünyevî bir çıkar sağlamayı amaçlamaktadır. Hâlbuki ibadet sadece Allah için olmalıdır. Ayet-i celilede Allahu Teala:

“Her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi O’na ortak koşmasın.” (Kehf 110)

4. Allah’ın emirlerine, haram ve helal hükümlerine insanların keyfî, dünyevî görüşlerini bile bile tercih de şirktir. Zira Allah celle:

“(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını) (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) Rab edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. Ondan başka ilah yoktur. O bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (Tevbe 31) buyurmaktadır.

5. Bir insanı aşırı derecede övmek ve ona tazim göstermek insanı şirke ve küfre götürür.

6. Haram ve helallerle de insan şirke düşebilir. Peygamberimizi âlemlere rahmet olarak gönderdim demesine binaen Allahu Teala haram ve helal konusunda

“Ey Peygamber Allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun?” (Tahrim 1) buyurmaktadır.

Haram ve helal konusunda Allah Peygamberimize bile haram ve helal belirleme imkânı vermezken gaflete düşen insanların cüretle haram ve helalleri ihlal etmeleri üzücüdür. Her mümin bilir ki: “Allah hâkimlerin hâkimidir.” (Tin 8)



GENÇLERİMİZ BİZE EMANETTİR

Gençlerimiz bizlere Allah’ın emanetleridir. Onların dünyaya gelişleri günahsızdır. Elimizin altında bulunan çocuklarımızın itikat, ibadet, muamelat, Allah, ilahî nizam konusunda eğitim ve öğretimlerini tam yapmalıyız. Onları Muhammedî metotla yetiştirmemiz gerekir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem,

“Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan (elinizin altındakinden) sorumludur.” (Buhari, Müslim) buyurmaktadır.

Allahu Teala ise Kur’an-ı Kerim’de, “Mal, mülk ve çocuklar dünya hayatının süsleridir.” (Kehf 46) buyuruyor.

Gençlerimize, önce bizleri ve kâinatı yoktan var eden Rabbimizi tanıtmamız gerekirken ne gariptir ki Allah Kelamı olan Kur’an’ın okutulup okutulmaması tartışılıyor. Kendi ana dilini ilkokulda yeterince öğrenmeden yabancı dilin okutulmasını lüzumlu görenler, neden imanla müşerref olduğumuz kitabımız Kur’an’ın okullarda öğrenilmesini istememektedirler? Kur’an öğretimi hususunda İmam Hatip ve Kur’an Kursları dahi yeterli olmaz. Bütün okullardaki çocuklar bizim çocuklarımızdır. Hepsi Kur’an okumalı ve zarurat-ı diniyyesini kısaca ilmihalini öğrenmelidir. İşte o zaman ömrümüz bereketlenecek, ekonomimiz ve kısaca her şeyimiz huzur ve güvenle tanışacak, anne ve evlat, aile ve toplumun birbirine güveni artacak, muhabbet oluşacaktır. İşte gerçek hayat budur. İslamsız hayat aslında ölüdür.



HARAMDAN SAKINMAK

Allah Teala, iyi, temiz ve insan sağlığına yararlı olan şeyleri helal, kötü, pis ve zararlı olan şeyleri de haram kılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Kendileri için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar. De ki, bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır.” (Maide 4)

Bir şeyi helal yapan da, haram kılan da Allah’tır. O hiç kimseye haram kılma yetkisi vermemiştir.

Günümüzde gençlerimiz haramlarla iç içedir. Beşerî sistemlerde haramlar teşvik edilirken helaller yasaklanmaktadır. Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

“Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden değil) birbirlerindendir. Onlar kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyar.” (Tevbe 67)

Haramlar gençliğimizi tehdit ediyor. İçki, kumar, zina, esrar, afyon, eroin, kokain ve morfin gibi uyuşturucu maddelerin dinen kullanılması haram olduğu gibi alınıp satılması da caiz değildir.

Haramların yaygınlaşması aile birliğimizi ve toplum sağlığımızı tehdit etmektedir. Toplumumuzun muzdarip olduğu nice sıkıntıların temelinde Kur’an ve sünnetten uzaklaşmamız yatmaktadır.



GENÇLERDE OLMASI GEREKENLER

İmanın meyvesi güzel ahlaktır. Müslümanın değeri ahlakının güzelliği ile ölçülür. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem,

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta) buyuruyor.

Sağlam ve olgun bir imana sahip olan kimsenin ahlakî davranışları da iyi olur. Böyle kimseden kötü davranışlar meydana gelmez. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:

“Müminlerin iman yönünden en olgunu, ahlakı en üstün olanıdır.”

Gençlerimizi güzel ahlakla tezyin etmemiz onlara vereceğimiz en büyük sermayedir.



İYİ ARKADAŞ

Erkek, kadın, genç, ihtiyar herkesin günlük hayatında çevresindeki insanlara dikkat etmesi gerekir. Arkadaşının yanlışları varsa önce onun ıslahı için gayret etmeli, onu İslam’la, güzel ahlakla diriltmeli, aksi halde kendi zarar görecekse araya belli bir mesafe koymalıdır. Zira gafillerle beraberlik kişiye zarar verir. Ayet-i celilede Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Vah bana n’olurdu falancayı kendime dost (arkadaş) edinmeseydim.” (Furkan 29)

“Ey iman edenler Allah’tan ittika edin ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe 119) burada Allah Teala sadık olun demiyor sadıklarla beraber olun buyuruyor.

Lokman aleyhisselam oğluna nasihatinde şöyle der:

“Yavrum âlim kimselerle beraber ol ve onların sohbetlerinden ayrılmamaya çalış! Zira Allahu Teala yağmurlarla toprağı canlandırdığı gibi hikmet nuruyla da kalpleri canlandırır.”

Hayatta iken salihlerle beraberlik ehemmiyetli olduğu gibi kabirde bile mühimdir. Peygamber Efendimiz, “ölülerinizi salih insanlar arasında defnediniz.” (Müsned) buyuruyor.

Şeyh Sadi Şirazi de ne güzel örnek veriyor:

“Ashab-ı Kehf’in köpeği sadıklarla beraber olduğu için büyük bir şeref kazandı, namı Kur’an’da zikrolundu. Lut peygamberin karısı ise sadıklardan uzak olduğu için küfre düçar oldu.

Allah’ım Ümmeti Muhammedi Kur’an’a mahkûm et. AMİN


(CEMİL USTA)