Maneviyat

İsmail'ini KURBAN ET!

"alıntıdır"

Ey Nefsim,

Gel, sen de kurban et beklentilerini, dünyevi taleplerini ve Canan'a götürmeyen, O'nu hatırlatmayan her şeyi.Hazreti İbrahim vazife mesuliyetini babalık şefkatine tercih etti; sen de dava düşünceni bütün beklentilerinin önüne geçir; arzularını mefkurene kurban ver; yoksa fedakarlıktan, O'nun yoluna kurban olmaktan bahis açma lütfen.




İsmail'ini Kurban Et!..

"Gözünün nurunu Allah'a kurban et!..."

TAKVANIN TANIMI

(Takva ve Müttakilerin tanımı konusundaki çeşitli görüşler )

1. Takva:Allah’dan korkmak,Kur’anla amel etmek,aza razı olmak ve Ahiret gününe hazırlanmaktır.(Ali b.Ebî Talip r.a)

2. Müttekiler(Takva Sahipleri):Bilinen günahları terketmekle Allah’dan ve azabından sakınan,Allah’dan gelen Kur’anı tasdik etmekle Allah’ın rahmetini uman kimselerdir.(Abdullah b. Abbas R.anhüma)

Sultanın eşleri

Bir zamanlar büyük ve güçlü bir sultan varmış, muktedir sultanın dört eşi varmış. Sultan en çok dördüncü eşini sever, ona özen gösterir, bir dediğini iki etmezmiş.
Bu en çok sevdiği eşi günün her saatinde yanında, gözünün önündeymiş, sultan ondan ayrılmayı aklının ucundan geçirmezmiş. Yüreği ve merhameti geniş olan sultan, üçüncü eşini de severmiş. Ancak nedense bu eşinin günün birinde kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. Öyle de olsa, ona sahip olduğu için gurur duyar, başkalarına tanıtmaktan özel bir zevk alırmış.

Her sözü ferman olan sultanın ikinci eşine olan sevgisi ve ilgisi de az değilmiş. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, ne zaman bir derdi olsa daima yanında olur, ona destek verirmiş. Birinci ve ikinci eşinin kendilerine özgü özellikleri var; ama sultan en çok kendini üçüncü eşinin yanında huzurlu ve güvende hissedermiş.

Dünya iş ahiret ücret yeridir

Dünya iş ahiret ücret yeridir


Dünya iş yeridir. Ahiret ücret yeridir. Ahirette faydası olamayan şey dünyalıktır. Dünyada Cehenneme götürücü tuzaklar var. Bu tuzaklara yakalanmamalıdır. Kur'an-ı kerimde, bu tuzaklar şöyle bildiriliyor:
(Dünya hayatı, la’b, lehv, ziynet, tefahur ve malı, parayı, evladı çoğaltmaktır.) [Hadid 20]
[La’b oyun, lehv eğlence, ziynet süslenmek, tefahur öğünmek demektir.] Bunların bir tanesine yakalananın gönlü ölür.

B E N değil B İ Z olmalıyız

ONLAR “B E N” DEMEMİŞLER VE “B İ Z”LER İÇİN ACI ÇEKMİŞLER

Ben Diye sızlanmaya başladığımızda; “ben”in dışındaki her şeyi unuturuz.
Kâinat sadece “ben”den ibaret olur.
Ne kadar önemliyizdir o an…
Ve ne kadar vazgeçilmez!
Topu topu bir hayatlık canımız varken…
Bir hayat…
Doğumla ölüm arasında…
Gittikçe daha hızlı geçen…
Her an bitmeye doğru giden…
Bir hayat…
Ve “Ben” duygusu…
İstediğin kadar “ben” diye sızlan…

Secdeye düşen notlar

Şerife Özdemir

bulunan her şey güneş ay yıldızlar dağlar ağaçlar hayvanlar ve insanların bir çoğu Allah'a secde eder.
Görüyor ve izliyorsun belki... Kimi kıyamda, kimi rükuda kimi secdede kainat...Hepsi "Hu(O)" diye haykırıyor kendi lisanıyla. Güneş kuşandığı ihtişamı bırakıyor aya ve yıldızlara...Doğuş ve batışlar, hep düzenli tekrarlar , rekatlar nizamında birbirini takip eder gibi... Dimdik kıyamdarnasü da güzel duruyor dağlar...Kökleriyle secdeye tutunmuş ağaçlar...

Diriliş

Şerife Özdemir


Tükeniyorum Rabbim! Yalnız kaldığımı düşünüp, varlığının her an, her noktada tezahür ettiğini, beni devamlı koruyup gözettiğini, gönlümden geçenlere dahi cevap verdiğini unuttuğum an! "Rabbim" demeyi unuttuğumda tükeniyorum!
Diriliyorum Rabbim! Sana yaslandığım, Sana güvendiğim, Seninle başlayıp, Seninle devam ettiğim, tüm işlerimi Sana havale ettiğim an! "Ne güzel dostsun" dediğimde diriliyorum.

SENİ SEVİYORUM EY NEBİ

Erol Çam


Bana sevgini bahşet ey Fahri Kainat, ey Alemlere Rahmet Nebi!
Sadece benim yüreğim değil, tüm yürekler senin sevgi yağmurlarına muhtaç Efendim! Küçük elleri büyük yürekle-riyle, ebabiller gibi zulmün üstüne taş olup yağan, Filistinli çocuğun kalbine de yağdır sevgi yağmurunu sağnak sağnak..

GÖZYAŞIMDAN TUT KALDIR BENİ

Bünyamin Yılmaz


Onların silahları var. Hesapları ve sistematik düşünme modelleri.
Onlar kavramları mala dönüştürüyor, piyasaya sürüyor ve tüm dünya bunu kullanıyor. Çünkü dünyanın tüm evrensel değerlerinin bir fiyatının olduğunu düşünüyorlar VG gerekeni yapıyorlar. Artlarından kovalayan yok. Engel olabilecek kimseler de yok. Onlar söz verirler ve yapmak zorunda değiller. Onlara söz verenler de söz vermeyenler de yapmak zorunda olduklarının bilincindedirler.
Onların, gelişmiş beyin güçlerine emirler yağdırabilen bir hegomonyaları var,

İsrail’e Bir taş Bağdat’a Bir Dua Gönder!

Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu.

İsrail'e bir taş, Bağdat'a bir dua gönder.

Maskeli baloların gösterişli hayat sahnesinde kalbinden kanlar damlayan insanların ellerinden tut.
Allah'ım ellerimden tut.


Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu.
İsrail'e bir taş, Bağdat'a bir dua gönder.
Gözyaşlarını sev.
Tamda unutmuşken merhameti,
Hatırlamıyorken peygamberlerin bildirgelerini,
Hissedemiyorken aşka, ayrılığa, hüzne, tebessüme, terkedilmişliğe dair paramparça düşünceleri,
Gözyaşlarını sev.

Bir Sevdadır “o”

Kâinatın yaratılışını varlığına borçlu olduğumuz..
Çöle inen nur..
Sevgili…
En sevgili…
Allah'ın sevgilisi..
O…
Hira dağında tek başına titreyen ve tek başına davetin destanını yazan…Taşlanan, yuhalanan, hakarete ve küfre maruz kalan, yalanlanan…Ama hiç yılmayan, hiç yıkılmayan…
O…
Uğruna candan vazgeçilen, anadan, babadan, yardan geçilen… Uğruna çile çekilen, hicret edilen, göz yaşı dökülen..Adil, cömert, merhametli, barışçı, cesaretli ve "el emin"..
O..

MERHABA

Hey Dostum Merhaba
Umutlarını kardeş, yalnızlığını yoldaş, hayallerini azık edenlere..
Çivileri sökülmüş, yıpranmış aşklara metelik vermeyenlere, kırık kalplere, kırık kalplilere.. Kendinden kaçmayanlara, kendinden başka bir şey olmayı kabul etmeyenlere, içlerinden geldiği gibi olanlara, merhaba..
Merhaba..
Fedakâr arkadaşlara, mağaradaki o kutlu dostu saklayan güvercinlere, örümceğe.. Kardeşliğe, kardeşlere, Yusuf emsallerine.. Yitik, buruk dostluklara, cefakâr dostlara, Merhaba..
Merhaba..