TV Belâsı
(1) İslâm dini insanları azdıran, onları fuhşa, ahlâksızlığa, sefahate götüren, Allah’tan ve dinden uzaklaştıran kötü müziği yasak kılmıştır.
(2) Alkollü içkilerin azının da çoğunun da içilmesini yasak etmiştir.
(3) Kadınların seks aracı olarak teşhirini, evlilik dışı cinsel münasebetleri haram kılmıştır.
(4) İsrafı, lüksü, aşırı tüketimi, gösterişi kötülemiştir. “Allah müsrifleri sevmez” meâlinde ayet bulunmaktadır.
(5) Kumarı, lotaryayı, talih ve şans oyunlarını yasaklamıştır.
(6) Ribayı kesinlikle yasak kılmıştır, Kur’ân “Ribacılar Allah’a ve Resulü’ne savaş ilan etmişlerdir” buyurmaktadır.
(7) Allah insanlığa, İslâm dini ile birtakım hudud/sınırlar koymuştur ve bunları aşanları tehdit etmektedir.
Bu liste daha da uzatılabilir. Ancak burada bu kadarı yeterlidir.
Benim bu yazım dinden uzaklaşmışlara değil, dindar ve sofu geçinen Müslümanlara hitap etmektedir.
Şimdi zamane sofularına soruyorum:
Maslahatı ve hayırlı tarafı bir ise, mefsedeti ve şerli tarafı bin olan TV ile aranız nasıldır?
Televizyonu buzdolabı, çamaşır makinası, otomobil, telefon, mikro dalga fırın gibi her evde bulunması gereken normal ve faydalı bir cihaz gibi mi görüyorsunuz?
Öyle ise vah size, yazık size.
Televizyonun faydalı tarafları olduğunu inkâr etmiyorum. Benim dediğim onun bir faydası varsa, (bugünkü haliyle) bin zararı ve mefsedeti (fesatlı tarafı) olduğudur.
Yıllarca önce, misafir olarak bulunduğum bir evdeki televizyonda bir “Şaban filmi” gösteriliyordu. Şaban ve arkadaşları hazine aramak için tünel kazıyorlar ve bir eve çıkıyorlardı. Meğerse burası bir randevu evi imiş! İçeride müşteri bekleyen dekolte kıyafetli karılar vardı. Hafifmeşreb, edebsiz, rezil karılar. Misafiri olduğum zat dindardı, namaz kılıyordu, hacca gitmişti, karısı da tesettürlüydü. İki kızları, bir oğulları vardı. Ha ha ha, ho ho ho, hi hi hi bu filmi seyrediyorlardı...
Şimdi soruyorum: Bir Müslümanın böyle bir filmi seyretmesi caiz midir?
Televizyonu açıyorsunuz, karşınıza gayr-i meşru, evlilik dışı sevişme sahnesi çıkıyor. Amerikan filminde, evli karı kocasını, kocasının arkadaşı ile aldatıyor.
Çat başka bir kanala geçiyorsunuz, yeni model mayoları teşhir eden mankenler şehvetli bir şekilde podyumda yürüyor, kulakları sağır eden bir müzik veya kakafoni içinde.
Haberleri açıyorsunuz, doğrunun yanında bin türlü yalan, dolan, düzmece, aldatmaca var.
Tam dört saat süren bir açık oturum yapılıyor. Kakavan bir profesör İslâm mukaddesatına saldırıyor, ağız dolusu küfr ediyor.
Bir başka programda birkaç ilâhiyatçı reformculuk yapıyor, dinin kesin ve zarurî hükümlerine aykırı lâflar ediyor, naylon ictihadlar yumurtluyor.
Bir politikacı bozuntusu Şeriatı tahkir ediyor.
Dinsizler için bir problem yok ama bir Müslüman bu gibi programları, yayınları nasıl takip edebilir, nasıl seyr edebilir?
Eskiden Müslüman evlerinin bir dokunulmazlığı vardı. Kapıyı kapıyordun, içeriye fısk, fücur, nifak, şikak, günah, fuhşiyyat sokmuyordun. Şimdi televizyonlarla bütün bunlar Ehl-i İslâm’ın harîm-i ismetlerine girdi.
Eski ilmihal kitaplarında, hamamcı çocuklarının, diğer çocuklardan bir yıl önce bâliğ oldukları yazılırdı. Şimdi televizyonla bir değil, iki yıl önce bâliğ oluyor oğlanlar kızlar.
Televizyonların televole kültürü bu ülkeyi, bu halkı mavh etti bitirdi.
Ünlü bir sunucu bundan birkaç ay önce ne yaptı? Programdaki oyunculardan birinin arka tarafına geçti, ellerini kaldır dedi ve aniden pantolonunu indirdi. Meğerse adam don giymiyormuş, her tarafı göründü. Bir temaşa ki, sormayın.Ey sofular, ey dindar geçinenler siz mâsum çocuklarınıza bu gibi sahneleri seyr ettirmeyi doğru buluyor musunuz?
Yıllarca önce birtakım Müslüman cemaatler ve zümreler, taraftarlarından, Müslüman halktan büyük paralar topladılar ve bunlarla “İslâmî televizyonlar” kuracaklarını söylediler. Sonunda ne oldu? Bir kısım islâmî televizyonlar, Şer’a aykırı günah yayınlarda şer televizyonlarını geride bıraktılar.
Öylelerini gördük ki, bir tarafta “Musiki ile ilâhî okumak küfürdür” diye fetvalar verdi, öbür tarafta aynı kuruluşun televizyonunda hânendeler, sâzendeler, çıplak karılar, vur patlasın çal oynasın...
Beyler, islâmî televizyonlarınız hayırlı olsun!
Bazı Beyaz Türkler benim bu yazıma kızacaklar, “Efendi hangi devirdeyiz, televizyon gibi bir cihazın aleyhinde bulunulur mu? Sen gerici misin, mürteci misin, çağdışı mısın?..” diyeceklerdir.
Kızsınlar. Benim dinim bana, onların dini onlara. Hazret-i Muhammed’in Allah katından getirmiş olduğu hak dinde içki haramdır, kumar haramdır, kadınların çıplaklığı haramdır, fuhşiyyat haramdır, insanı azdıran ve kudurtan eğlenceler, işretler, sefahatler haramdır.
Ben Muhammedî’yim, Kur’ân’a ve Sünnete tâbiyim.Bir başka vatandaş sahte mesih Sabatay Sevi’ye tabi olabilir, onun şeriatını benimseyebilir. Onlar benim dinime karışamaz, bana baskı yapamaz, Anayasada, kanunlarda madde mi var, her vatandaş evine televizyon alacak, onu seyr edecek diye?
Soruyorum:
* İçki içmek mecburî midir?
* Kumar oynamak mecburî midir?
* Cinsel azgınlık ve ölçüsüzlük mecburî midir?
* İslâm’ın günah saydığı şeyleri yapmak uygarlık mıdır? Şayet bunlar uygarlıksa, ben de MehmedÂkif gibi ona “Tek dişi kalmış” sapık ve bozuk uygarlık diyorum.
Bu yazım, dindar ve sofu Müslümanlara bir uyarıdır. Sen kimsin demeyin, yazanı değil, Yazdıranı düşünün. Bendeniz değersiz ve derecesiz bir kişi olabilirim ama şu yazdıklarım doğru mudur, yanlış mıdır siz onlara bakın.
Televizyonlarınızı pencereden atmayın, birinin başına düşebilir. Kapıdan çıkartıp atın.
“Biz onsuz yapamayız...” mı diyorsunuz. Öyleyse ne haliniz varsa görün!
Mehmet Şevket Eygi
TV Belâsı yorumları
keceemre
23.08.2007Çok güzel soylemişin ama maşAllah sende hepsini biliyosun filimlerin hatta amerikan filimlerinin ....
Ya göründüğün gibi ol Yada olduğun gibi görün
Hz MeVLANAhanova
12.04.2007SELAMUN ALEYKÜM . Yazıyı gönderen sayın Sururi bal'a ve yazan sayın Mehmet Şevket Eygi bey'e de teşekkür etmek isterim . Ben (önceleri 10 saat tv izlerken de şimdi de) televizyon düşmanıyım . Çok açık ve net ben televizyon düşmanıyım . Yaklaşık 6 aydır nerede ise hiç izlemiyorum . Ailem ve çevrem bana "niye izlemiyorsun" diye tepki gösteriyorlar bazı . Neden mi izlemiyorum . aslında yukarıda ki her yazılan birer sebep . Fakat ben de arz etmek isterim ;
1 Çıplaklık yoğun bir biçimde kullanıldığı için
2 Dünya sevgisi ve eğlencelerin insanlara sevdirilerek markaların çokça satılması uğruna insanların zombileştirildiği için
3 Tüm haramları sanki helal gibi meşru gösterdiği ve bizi uyuşturdukları için
Yahu aslında çokça maddelendirilebilir ama fazla gevezelik yapmak istemiyorum . Kısacası şeytanın en büyük yardımcı sı işte bu kara kutu . Şimdi her rengi var gerçi :)
"Her canlı bir gün ölümü tadacaktır!"alicavdar
10.04.2007Es Selamu Aleykum ve Rahmetullah
Allahu Azimussan senin gibilerinin sayisini artirsin.Eline saglik kadesimmozbek
22.12.2006NE GÜZEL BİR YAZI,RUHUMU İÇİMİ AYDINLATIYOR.RABBİM,SİZİN GİBİLERİ BİZE IŞIK ETSİN.YOKSA KAYBOLMAYA MAHKUM OLABİLİRİZ.
DUAYLA KALIN.
Konular
- TÜRBANLI REZALET!
- Elçilerin Ortak Özellikleri
- M Ü N A C A Â T... (Yakarış)
- Allah ve Ahiret Gününe İnanan ya hayır Konuşsun yada Sussun....
- Hâl Dili // SemerkanD Dergisinden // Hâl Dili
- AZGINLAŞMIŞ NEFİSLERİN TERBİYESİ NASIL OLUR.....
- İSLÂMDA İLKLER
- Yaşam Kalitesi Artarken Namus Standartları Niye Düşüyor.
- Yaşam Kalitesi Artarken Namus Standartları Düşüyor.
- FANİ AŞKLAR IZDIRAP VE KEDER VERİR...
- kanamam var mezhebimi degisterebilirmiyim?
- AVRUPA ÇIPLAKLIK YASAKLANIRKEN BİZDE TEŞVİK EDİLİYOR.
- Hepimiz Toplanalım, Bir Araya Gelelim
- "Dua hakkında Biraz Bilgi"
- DÜNYEVİ ENDİŞELER AHİRETİN DEHŞETİNİ UNUTTURMASIN...
- HER DERDİN DEVASI KILIÇDAROĞLU !?!
- Şeytanın Özelliği: Tevil
- Yazımı Tekzip Ediyorum!
- BENİM ADIM KEMAL !..
- HAYA YILDIZI VE MİLYARDERİ KADINLAR....
- DÜNYANIN HAMALLARI VE AHİRETİN SULTANLARI.
- İNSANLAR ÖLÜMDEN NEDEN KORKAR...
- VARLIĞI UNUTULAN EN BÜYÜK DÜŞMAN....
- HARAMA NAZAR ŞEYTANIN ZEHİRLİ OKLARINDAN BİR OKTUR.
- TESETTÜRLÜ KADININ KIYAFETİ DEĞİŞİYOR KADINSILIĞI ARTIYOR...
- "PORNOMA DOKUNMA O BENİM HAYVANLIĞIMDIR"DİYENLERE..
- İman Etmeyenlerin Ahiretteki Durumları
- REGAİB Kandili ve Üç Aylar ( Recep-Şaban-Ramazan)
- Makbul Dua Nasıl Olur ?
- Bela ve musibetlerin altında yatan hakikat nedir ?