Zehirli Ok

Büyüğü yirmidört, küçüğü ondokuz yaşında iki genç kız...

Ama, baba bir, anne ayrı bu iki kardeşe 'genç kız' demek o kadar zor ki. Yaşadıkları trajedi adeta çökertmiş onları... Bakışları hüzün dolu.

Birlikte oldukları geceler birbirlerine sarılıp sabaha kadar ağladıklarını anlatıyorlar. Sadece ikisinin bildiği trajediyi kimseye anlatamıyorlar. Çünkü anlatılabilecek gibi değil.
Küçük kızın evli annesi, kendi gibi evli kapı komşusuna gönlünü kaptırmış. Şanlıurfa'nın bir ilçesindenmiş adam ve İstanbul'da taksicilik yapıyormuş.

Kadın, eşini ve iki çocuğunu terk ederek, adamla birlikte Şanlıurfa'ya gitmiş. İlk eşinden boşanan adamla evlenmişler ve bir kız çocukları dünyaya gelmiş. Adamın ilk eşinden olan iki oğlu ve bir kızı da yanında olduğu için, altı kişilik geniş bir aile olmuşlar.
Kızları onbeş yaşına geldiğinde, büyük kız, üvey annesini bir kenara çekmiş ve ona korkunç gerçeği açıklamış:

'Bak anne, babam bana onbeş yaşımdan beri tecavüz ediyor. Birkaç aydan beri kardeşime de tecavüz etmeye başladı. Ben kendimi kurtaramadım, bari sen kızını kurtar!'
Anne, beyninden vurulmuşa dönmüş tabii. Kızları muayene ettirmiş, uzun süredir bakire olmadıkları çıkmış ortaya.

Aşiret düzeninde yapabileceği çok şey olmadığı için, üç üvey çocuğunu ve öz kızını yanına alarak İstanbul'a gelmiş.

İstanbul'da çok sıkıntı çekmişler. Sonunda erkek çocuklar iş bulmuş kendilerine, büyük kız Güneydoğulu bir gençle evlenmiş, fakat mutlu olamamış ve ayrılmış. Şimdi bir emlak komisyoncusunun yanında sekreterlik yapıyor ve Doğulu evli bir erkekle birlikte yaşıyor.
Küçük kız, arkadaşlık yaptığı Doğulu bir gençten hamile kalmış, çocuğunu aldırmış. Halen Doğulu bir erkekle birlikte.

Kendilerine tecavüz eden ve hayatlarını söndüren babalarından nefret eden bu iki genç kızın, adeta ısrarla Doğulu erkeklerle birlikte olmayı tercih etmeleri de çok ilginç...

Tüyler ürpertici hikayeler

Berdel, töre cinayetleri ve ensest ilişkileri irdeleyen yazımızdan sonra, bizi telefonla arayan yüzlerce okurumuzun çoğu Kürt vatandaşımızdı. Hemen hepsi namus cinayetlerinin bir Kürt töresi olduğunu kabul ediyor, ama en çok ensest ilişkilerden dert yanıyorlardı.
Anlattıkları tüyler ürperticiydi.

Şanlıurfalı bir genç, 'Güneydoğu'da çocuklarını askere ya da İstanbul'a çalışmaya gönderen babaların çoğu, evde kalan gelinleriyle ensest ilişki yaşıyor' diyordu.
Mardinli genç, töre ve başlık parası yüzünden ailesini terk edip İstanbul'a kaçtığını anlatıyordu.

Batmanlı genç, Güneydoğu'daki yaygın ensest ilişkilerin, töre cinayetlerinin ve berdelin cehaletten kaynaklandığını öne sürüyordu.
Gerçekten öyle miydi?

Bahçenizdeki elma

Batman'da yaşanan bir olaydan çok etkilendiğini söyleyen İstanbul Devlet Tiyatrosu oyuncusu Almula Merter'in anlattıkları, ensest ilişkinin cehaletten kaynaklandığı iddiasını pek de doğrulamıyor:

'Kızına tecavüz eden bir adam, hakimin karşısına çıkıp, savunmasında şöyle diyor: Binbir emekle bahçenizde elma yetiştiriyorsunuz; elma büyüyor, güzelleşiyor. Önce o elmayı siz mi yersiniz, yoksa başkalarına mı verirsiniz? Bu zihniyetle tecavüzü haklı göstermeye çalışıyor. Ensest ilişki Türkiye'de yüzde 70'lerde. Bu büyük şehirlerde de yaşanıyor, küçük şehirlerde de. Pek çok okumuş, üst düzey ailede de yaşanıyor. Bu eğitim görmüş ailelerde de yüksek oranda yaşanıyor.'

Doğu'dan ve Güneydoğu'dan büyük şehirlere göç edenler kültürlerini de beraberlerinde getiriyor. Ne kadar eğitim görseler de kültürlerinden vazgeçemiyorlar.
Ancak, Doğu ve Güneydoğu ile orada yaşayan vatandaşlarımız da Türkiye'nin bir parçası...
Dolayısıyla, onların her sorunu aynı zamanda Türkiye'nin sorunudur ve çözümlerin birlikte bulunması gerekir.

28.10.2006
SIRRI YÜKSEL CEBECİ