Zina

Haricilerin Tevbesi

İmam-ı Azam Ebu Hanife rh.a., hiçbir müslümanı günahından dolayı tekfir etmez, kâfir olduğuna hüküm vermezdi. Onun yaşadığı dönemde etkili bir topluluk olan Haricîler ise büyük günah işleyen herkese 'kâfir' damgasını basıyorlardı.Ebu Hanife'nin durumunu bilen ve onun sesini kesmek isteyen yetmiş kadar gözü dönmüş Haricî, bir gün kılıçlarını kınlarından sıyırmış vaziyette onun huzuruna çıktılar ve dediler ki:

- Ey Ebu Hanife, ey bu ümmetin düşmanı ve şeytanı! Seni öldürmek bizler için yetmiş yıl cihad etmekten daha önemlidir.

İslam’da Zinanın Hükmü

Son zamanlarda zina tartışması gündemde. İslam’a göre zina nedir?

Abdullah GÜLCAN, ANKARA

Zina büyük günahlardan biridir. Zina aralarında meşru bir evlilik olmayan, nikah bağı bulunmayan kimselerin cinsî ilişkide bulunmalarına denir. Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o şüphesiz bir hayasızlıktır, kötü bir yoldur.” (İsra 32)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ise şöyle buyuruyor:

“Zina eden kişi zina ettiği sıra (tam ve olgun) mümin olduğu halde zina etmez.” (Buhari)

Bütün dinler zinanın haram olduğunda ittifak halindedirler. Hiçbir dinde helal kabul edilmemiştir. Zina ırz ve nesepler hakkında irtikab edilmiş bir cinayettir.

Zina ve gözlerin bakışı

SORU: Zinanın hükmü nedir? Toplum üzerindeki olumsuzlukları nelerdir? (Murat Altın/Ankara)

Zina, büyük günahlardan birisidir. Zina, aralarında meşru bir evlilik olmayan, nikah bağı bulunmayan kimselerin cinsi ilişkide bulunmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, şüphesiz bir hayasızlıktır. Kötü bir yoldur.”

Peygamberimiz (sav) de “Müminleri, Allah’tan daha çok fenalıklardan koruyan kimse yoktur. Bunun için Allah Teala açık kapalı fuhşiyatı (zinayı) haram kılmıştır.” buyurmuştur.

Seks ve Zina

Genç bir erkeğin ilişkilerdeki seks konusunda yüreğinin değişimi

Şöyle bir özdeyiş vardır: "En iyi plan, başkalarının akılsızlıklarından faydalanmaya yönelik olan plandır." Bu makalenin temel konusu bu özdeyişle özetlenebilir. Sizlerle kızlar hakkında bildiğim bazı şeyleri paylaşmak istiyorum. Aşağıda, seksi evliliğe saklamamın 10 sebebini sıraladım.


SEBEP 1: Seks çıldırılacak bir şey değildir.

Üniversitedeyken hemen hemen her gece bir başka kız ile yatmaktaydım. Bunu filmlerde söylemeseler de hemen hemen herkesin bildiği bir şey vardır: bir gecelik ilişkinin sabahında içiniz bomboş kalkarsınız. Hatta pişmanlık bile duyarsınız.

Pornografiye Gerçek Bir Bakış

Fahişelik, sübyancılık, tecavüz: ve pornografi hakkındaki yalanlar.

Karanlık soğuk bir gecede, şömine ateşinden daha güzel ne olabilir ki? Ateşe bir odun atarsın ve kısa sürede odunun çıtırdıları kulağınızı, ısısı bedeninizi, parıltısı gözlerinizi kaplar. Ne kadar güvenli ve romantik değil mi? şimdi o odunu şömineden alıp yatağınızın üzerine attığınızı düşünün. Aynı sesler, ışıltılar ve ısı karşınızda olduğu halde, güven ve romantizm yok olmuş geriye yıkım kalmıştır. Bu ateş içerdeki herkesi öldürüp, tüm evi yakabilir. Seks o ateş gibidir Evliliğin, koruyucu adanmışlığı içerisinde yaşandığı sürece romantik, muhteşem ve yapıcıdır. Evlilik dışına çıktığı her alanda ise yıkıcıdır. Buna zina, evlilik dışı cinsel ilişkiyi, tecavüzü veya pornografiyi gösterebiliriz.

Önce bataklıkları kurutalım

Geçen sene, Karadeniz seyahatimde son durağım olan şirin bir ilçemizde, bir arkadaşın babasının dükkanında oturuyoruz. İşlerin nasıl gittiğinden, ekonomik sıkıntılardan, dertlerden bahsederken 80 yaşlarında bir amca girdi içeri.

Onunla da tanışıp sohbetimize devam ederken, konu toplumun bozulmasına, ahlaksızlıklara geldi. Yaşlı amca derin bir ah çektinden sonra, “Efendi efendi, dedi. Sen buraların önceden de böyle olduğunu zannetme sakın! Burada, namus için cinayet işlenirdi, falancanın kızına yan baktı diye kavgalar olurdu. Bunun için yerli yabancı kimse, kimsenin karısına, kızına yan gözle bile bakamazdı. Ya şimdi, içim kan ağlıyor... “ deyip bir müddet sustuktan sonra elindeki bastonu dükkandan görülen binalara uzatıp, “ Ne zaman ki Nataşa’lar geldi, durum değişti... Şimdi şu gördüğün binalar var ya, üst katları hep Rus karılarıyla dolu. Kimsenin sesi çıkmıyor. Nice yuvalar bu sebeple yıkıldı. Çocuklar perişan oldu. Adam yılların birikimi olan emekli ikramiyesini alıyor, bir hafta sonra elinde bir şey kalmıyor. Çoluk çocuk nice sıkıntılarla topladıkları, bir senelik geçimini sağlayacak çay paraları Nataşa’lara gidiyor. Bugünleri de mi görecektim... “ diyerek o yaşında başladı ağlamaya...

Fahişem olur musun?

Şöhret, para, lüks hayat açlığıyla beslediğimiz genç kızları, bu hayallerine kavuşacaklarını iddia ettiğimiz programlara çıkarıyoruz.

Göçlerle şişmiş kenar mahallelerden, gecekondulardan, yarım kalmış lise eğitimleri, dikiş-nakış kursu eğitimleriyle koşa koşa geliyorlar.

Anneler oğullarını futbolcu, kızlarını televizyonda şöhret sahibi yapmak istiyor zaten. "Birileri bizi gözetlerken gelinim olur musun" diye sorup kullanılmış bir kâğıt mendil gibi kenara atıyoruz onları.

Geçici, sabun köpüğü şöhretler peşinde koşturup zaten zedelenmiş ahlak anlayışlarını iyice zedeliyoruz, üç beş reyting uğruna kandırıyoruz.

Günah çeşmesi

Evliya Çelebi, Melek Ahmet Paşa’nın Özi valiliği sırasında (1650) neredeyse bütün Rumeli’ni dolaşarak ünlü seyahatnamesine zengin sahneler ilave etti. İşte Sofya civarında başına gelen bir hadise; kısaltarak anlatalım:


“(Votoş yaylalarından inerken) bir ihtiyar yörük dedi ki:

-Bunda bir kayada bir çeşme vardır ki Talih Çeşmesi derler; varın onda talih tutun.

Dere içine gittik. Refiizade Şefiî Çelebi dedi ki:

-Dinleyin ey vefalı ihvan! Bu çeşme o çeşmedir ki, her kim ömründe katil, zina gibi kebair işlemişse ondan su alıp içemez. Ancak eteği temiz ve tereddütsüz olanlar nûş edip safa kesb edebilirler. Yani ki içemeyenler daha sonra halktan utanıp bednâm olurlar, isterseniz geri dönelim.

Zina kelimesinin telaffuzu

Türk Ceza Kanunu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisinde ele alındığı şu günlerde televizyon kanallarının pek çoğu, zina’nın tanımı ve kapsamını tartışmakta ve arada ağız birliği yapmışçasına Arapça kökenli zina kelimesinin ilk hecesini uzun telâffuz etmektedirler. Örnek olarak CNN televizyonun Editör adlı haber programına naklen katılan muhabir, zina kelimesini birkaç kez kullandı ve her defasında zina kelimesinin ilk hecesini uzatarak söyledi (27.8.2004, saat: 19.15).

TGRT’nin haber programında Jülide Ateş, zina kelimesini doğru söylerken, ekranda görünmeyen, geri plandaki spiker ise aynı kelimenin ilk hecesini birkaç kez uzun telâffuz etti. Zina sözünün ilk hecesinin öteki radyo ve televizyonlarda da sık sık uzun söylendiğine tanık oldum. Oysa bu kelimenin ilk hecesi değil son hecesi uzundur. Son hecede yer alan ve açık hece durumunda bulunan uzun ünlüler Türkçede genel olarak kısalma eğilimi gösteriyor. Zina sözünde de durum böyledir. Son hecelerin uzun ünlüleri giderek kısalıyor. Ancak zina sözünde bu durum tam gerçekleşmemiştir. Zina sözü, -nın tamlayan eki aldığında son hecedeki uzunluk daha açık duyulabiliyor. Bu durumda zina kelimesinin ilk hecesinin kısa olduğunu öncelikle belirtelim. Son hecesindeki uzunluk ise ek aldığında daha net ortaya çıkıyor.

Focus'tan "cinsel bağımlılık dosyası"

Masum bir zevk arayışı, bağımlılık yapan tehlikeli bir davranış modeline dönüşebilir mi? Peki gerçek bir seks bağımlısının özellikleri nelerdir? Cinsel bağımlılık nerede başlıyor, tehlike sınırı nasıl çiziliyor?

Cinsel bağımlılık testi

Ayrıntılı dosyada cinsel bağımlılığın çeşitleri, Türkiye'den uzman görüşleri, dünyada yapılan araştırmalar ve örnek vakaların yanı sıra uzmanların hazırladığı bir de cinsel bağımlılık testi var. Testteki sorulara verilen yanıtlar, bağımlılığa ne kadar yatkın olunup olunmadığını ortaya koyuyor. Ayrıntılar Focus'un Ocak sayısında...

Aldatma yolunda internet birinci sırada!

Kamera bağlantıları, sesli sohbet, tanışma siteleri... En çok 35-45 yaş grubunun tercih ettiği sanal aşk, en yaygın ihanet yolu olmaya aday.

Fransa'da çıkan 'In Bed with the Web: Internet and the New Adultery' (Yatağımda İnternetle: İnternet ve Yeni Zina) adlı kitaba göre, internet yakında en yaygın aldatma şekli haline gelecek. Kitabın yazarlarından Yannick Chatelain teknoloji uzmanı, Loick Roche ise psikolog. Roche'a göre İnternet sayesinde insanların utangaçlığından sıyrılması kolaylaşıyor.

Boşanmayı tetikliyor

Roche, evliliklerinde 'yorulan' 35-45 yaş grubunun İnternet'te ilişki yaşayanlar arasında başı çektiğini söylüyor. Britanya İstatistik Bürosu da boşanmalardaki artışı İnternet'e bağlıyor. Üstelik kamera bağlantıları, İnternet üzerinden sesli yapılan konuşmalar, tartışma forumları yoluyla eş seçme gibi yöntemlerle siber aldatma ve seks yolları da gün geçtikçe çeşitleniyor.

Zina öncelikle bir ahlak sorunudur

Türkiye tam üç haftadır bütün işini gücünü bıraktı zinayı tartışıyor. Herkes bu tartışmaya bir şekilde bulaşmış bulunuyor. Evli çiftlerin zina eylemi suç sayılmalı mı, sayılmamalı mı? Suç sayılması durumunda bunun cezası ne olmalı? Savcılar resen harekete mi geçmeli, yoksa çiftlerden birinin şikayeti üzerine mi harekete geçilmeli? Bu ve buna benzer çeşitli sorular bu tartışmanın merkezinde yönlendirici rol oynuyor.

Ben bu tartışmaya dönmek istemiyorum. Sadece bu tartışmanın ortaya çıkardığı bir zihin farklılaşmasına dikkat çekmek istiyorum. Bütün bu tartışmalardan bağımsız olarak düşünüldüğünde kültürümüzde ve değerler dünyamızda "zina"ya ilişkin belli bir çerçeveye sahip olduğumuz açık. Her ne kadar "zina" eyleminin, kültürümüzdeki tanımı ve biçimi ile hukukumuzdaki tanımı ve biçimi birbirinden farklı olsa da ahlaken tasvip edilmeyen bir eylem olarak kabul edilmektedir.

"Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt"

Lolita ihtilali!

Dünkü Milliyet'in 3. sayfasında bir haber: "12 yaşındaki kız internette tanıştığı adama kaçtı."
Sayfayı çevirin:
Edirne'de sevişirken görüntülenen liseli kızın fotoğrafları... Ve günlerdir Mardin'den Sivas'a kadar Türkiye'nin dört bir yanından 12 - 13 yaşında küçük kızlara tecavüz haberleri...
Madalyonun bir yüzünde ağzı salyalı sübyancılar var.
Peki diğer yüzünde?..
Alttan alta inanılmaz bir "ergen ihtilali" yaşadığımızın farkında mısınız?

* * *

Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç? Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı, cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba?

Zina serbest, nikâh yasak

Türkiye’de garip bir laiklik anlayışı var. Öyle ki laiklik adına dinle uzaktan yakından ilgisi olan herşey vicdanlara hapsedilmek isteniyor.

Laikliğin beşiği olan batılı ülkelerde, herkes kendi dinine göre inandığı kitaba el basarak yemin edebiliyor. Nikâhların kilisede kıyılmasında hiç bir sakınca görülmüyor.

Dini nikâh bu çelişkinin en göze batan örneklerinden biri. Hemen her dinin nikâhla ilgili kuralları var. İnsanlar resmi nikâhtan önce ya da sonra dini nikâh kıydırmayı bir vecibe olarak kabul ediyorlar. Bir çok ülkede nikâh insanların dini inançlarına göre mabetlerde yapılıyor. Diğer ülkelerde din ve vicdan özgürlüğü kapsamında değerlendirilen hatta laikliğin gereği olarak serbest olan dini nikâh ülkemiz kanunlarına göre resmi nikâhtan önce yapılırsa suç. Türk Ceza Kanunu’nun 237’nci maddesinde nikâh hususunda bazı cezalar öngörülüyor. Söz konusu maddenin üçüncü fıkrasında “Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren kâğıdı görmeden bir evlenme için dini merasim yapanlar” hakkında bir aydan üç aya kadar hapis cezası veriliyor. Dördüncü fıkrada ise “Aralarında evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yaptıran erkek veya kadınlar iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” deniyor.