Zina öncelikle bir ahlak sorunudur
Türkiye tam üç haftadır bütün işini gücünü bıraktı zinayı tartışıyor. Herkes bu tartışmaya bir şekilde bulaşmış bulunuyor. Evli çiftlerin zina eylemi suç sayılmalı mı, sayılmamalı mı? Suç sayılması durumunda bunun cezası ne olmalı? Savcılar resen harekete mi geçmeli, yoksa çiftlerden birinin şikayeti üzerine mi harekete geçilmeli? Bu ve buna benzer çeşitli sorular bu tartışmanın merkezinde yönlendirici rol oynuyor.
Ben bu tartışmaya dönmek istemiyorum. Sadece bu tartışmanın ortaya çıkardığı bir zihin farklılaşmasına dikkat çekmek istiyorum. Bütün bu tartışmalardan bağımsız olarak düşünüldüğünde kültürümüzde ve değerler dünyamızda "zina"ya ilişkin belli bir çerçeveye sahip olduğumuz açık. Her ne kadar "zina" eyleminin, kültürümüzdeki tanımı ve biçimi ile hukukumuzdaki tanımı ve biçimi birbirinden farklı olsa da ahlaken tasvip edilmeyen bir eylem olarak kabul edilmektedir.
Kültür ve değer dünyamızda zina temelde bir ahlak sorunu olarak algılanmaktadır. Bu konudaki tercih ve değerleri yönlendiren temel kurum olan İslam'a göre aralarında nikah akdi bulunmayan iki kişi arasındaki ilişki "zina" olarak tanımlanmıştır. Medeni Kanun ise "zina"yı evli çiftlerden birinin başkasıyla girdiği ilişki olarak tanımlamıştır. Burada zinanın tanımı ve bakışında çok temel bir farklılığın olduğu açıktır.
İslam "zina" fiilinin ispatlanması durumunda ağır şekilde cezalandırmıştır. Ancak ispatlanmasını öyle bir çerçeveye oturtmuştur ki nerede ise imkansız hale getirmiştir. Ne var ki bu imkansızlık nedeniyle hukuken cezalandırılmasa bile manevi bakımdan "günah" bir eylem olduğuna inanılmış ve her halükarda zina ayıp, çirkin ve kötü bir davranış olarak değerlendirilmiştir.
Zina bir özgürlük sorunu mudur?...
Sürmekte olan zina tartışmalarına bakıldığında bu davranışın ahlak temelinde değil bir özgürlük, insan hakları ve serbestiyet temelinde tartışıldığını görüyoruz. Bu tartışmada zina eyleminin cezalandırılmamasını savunanlar bunu insanın özgürlük alanının genişletilmesi, kişinin kendisiyle ilgili özel alanına dokunulmaması olarak takdim etmişlerdir. Zina eyleminin bir biçimde cezalandırılma yoluna gidilmesinin bireyin özgürlüğünün daraltılması, özel alanına tecavüz edilmesi, bir insan hakkının gasp edilmesi, mahremine kamu otoritesinin müdahale etmesi şeklinde takdim edilmektedir. Elbette konu bu şekilde de ele alınabilir. Ancak zina eylemi, evli kişilerin başkalarıyla ilişkiye girmeleri bir özgürlük sorunu mu, yoksa evlenirken imzaladıkları nikah akdine karşı sadakat göstermeme midir? Yani zina, Medeni Kanun'daki tanımıyla bile ele alındığında, bir ahlak ve akde sadık kalma meselesi mi, yoksa bir özgürlük ve serbestiyet konusu mudur?
Zina bütün toplumlarda, dinlerde ve kültürlerde öncelikle bir ahlak sorunudur. Sadece evliler değil evli olmayanlar da aralarında nikah akdi olmaksızın ilişkiye giriyorlarsa bu ahlaken tasvip edilmeyen, kötü, çirkin ve günah olarak değerlendirilen bir davranıştır. Öncelikle konunun bu boyutuyla tartışılması gerekmektedir. Zina ile ahlak arasındaki ilişkinin gözden kaçırılması başlı başına bir sorundur.
Sözleşmeye ihanet...
Konunun diğer boyutu ise çiftlerin evlenirken altına imza koydukları nikah akdine karşı gösterdikleri sadakatsızlık olarak ortaya çıkmaktadır. En basit ifadesiyle mesela çek veya senede imza koyan, bir sözleşmenin altını imzalayan kişi girdiği sorumluluğu yerine getirmemesi durumunda hem ahlaken hem de hukuken yanlış bir davranış yapmış, suç işlemiş olmaktadır. Peki nikah akdi de eşler arasında bir "sözleşme" olduğuna ve taraflara belli sorumluluklar ve haklar getirdiğine göre bu sözleşmeye uymayıp ihlal eden kişi, ahlaken de hukuken de suç işlemiş olmuyor mu? Zina tartışmasının bu zeminde yapılması gerekirken özgürlük ve insan hakları zeminine çekilmesi asla anlaşılabilir bir durum değildir.
Bu tartışmada bir türlü anlam veremediğim bir gelişme de kadınların zinanın suç sayılmasına karşı çıkmalarıdır. Erkeklerin karşı çıkmalarını bir biçimde anlamak mümkün, peki kadınlar zinanın suç sayılmasına niçin karşı çıkıyorlar? Bunu anlamak gerçekten çok güç. Diyeceğim şu ki zina öncelikle bir ahlak sorunudur. Asla bir özgürlük ve insan hakkı konusu değildir!
Ben bu tartışmaya dönmek istemiyorum. Sadece bu tartışmanın ortaya çıkardığı bir zihin farklılaşmasına dikkat çekmek istiyorum. Bütün bu tartışmalardan bağımsız olarak düşünüldüğünde kültürümüzde ve değerler dünyamızda "zina"ya ilişkin belli bir çerçeveye sahip olduğumuz açık. Her ne kadar "zina" eyleminin, kültürümüzdeki tanımı ve biçimi ile hukukumuzdaki tanımı ve biçimi birbirinden farklı olsa da ahlaken tasvip edilmeyen bir eylem olarak kabul edilmektedir.
Kültür ve değer dünyamızda zina temelde bir ahlak sorunu olarak algılanmaktadır. Bu konudaki tercih ve değerleri yönlendiren temel kurum olan İslam'a göre aralarında nikah akdi bulunmayan iki kişi arasındaki ilişki "zina" olarak tanımlanmıştır. Medeni Kanun ise "zina"yı evli çiftlerden birinin başkasıyla girdiği ilişki olarak tanımlamıştır. Burada zinanın tanımı ve bakışında çok temel bir farklılığın olduğu açıktır.
İslam "zina" fiilinin ispatlanması durumunda ağır şekilde cezalandırmıştır. Ancak ispatlanmasını öyle bir çerçeveye oturtmuştur ki nerede ise imkansız hale getirmiştir. Ne var ki bu imkansızlık nedeniyle hukuken cezalandırılmasa bile manevi bakımdan "günah" bir eylem olduğuna inanılmış ve her halükarda zina ayıp, çirkin ve kötü bir davranış olarak değerlendirilmiştir.
Zina bir özgürlük sorunu mudur?...
Sürmekte olan zina tartışmalarına bakıldığında bu davranışın ahlak temelinde değil bir özgürlük, insan hakları ve serbestiyet temelinde tartışıldığını görüyoruz. Bu tartışmada zina eyleminin cezalandırılmamasını savunanlar bunu insanın özgürlük alanının genişletilmesi, kişinin kendisiyle ilgili özel alanına dokunulmaması olarak takdim etmişlerdir. Zina eyleminin bir biçimde cezalandırılma yoluna gidilmesinin bireyin özgürlüğünün daraltılması, özel alanına tecavüz edilmesi, bir insan hakkının gasp edilmesi, mahremine kamu otoritesinin müdahale etmesi şeklinde takdim edilmektedir. Elbette konu bu şekilde de ele alınabilir. Ancak zina eylemi, evli kişilerin başkalarıyla ilişkiye girmeleri bir özgürlük sorunu mu, yoksa evlenirken imzaladıkları nikah akdine karşı sadakat göstermeme midir? Yani zina, Medeni Kanun'daki tanımıyla bile ele alındığında, bir ahlak ve akde sadık kalma meselesi mi, yoksa bir özgürlük ve serbestiyet konusu mudur?
Zina bütün toplumlarda, dinlerde ve kültürlerde öncelikle bir ahlak sorunudur. Sadece evliler değil evli olmayanlar da aralarında nikah akdi olmaksızın ilişkiye giriyorlarsa bu ahlaken tasvip edilmeyen, kötü, çirkin ve günah olarak değerlendirilen bir davranıştır. Öncelikle konunun bu boyutuyla tartışılması gerekmektedir. Zina ile ahlak arasındaki ilişkinin gözden kaçırılması başlı başına bir sorundur.
Sözleşmeye ihanet...
Konunun diğer boyutu ise çiftlerin evlenirken altına imza koydukları nikah akdine karşı gösterdikleri sadakatsızlık olarak ortaya çıkmaktadır. En basit ifadesiyle mesela çek veya senede imza koyan, bir sözleşmenin altını imzalayan kişi girdiği sorumluluğu yerine getirmemesi durumunda hem ahlaken hem de hukuken yanlış bir davranış yapmış, suç işlemiş olmaktadır. Peki nikah akdi de eşler arasında bir "sözleşme" olduğuna ve taraflara belli sorumluluklar ve haklar getirdiğine göre bu sözleşmeye uymayıp ihlal eden kişi, ahlaken de hukuken de suç işlemiş olmuyor mu? Zina tartışmasının bu zeminde yapılması gerekirken özgürlük ve insan hakları zeminine çekilmesi asla anlaşılabilir bir durum değildir.
Bu tartışmada bir türlü anlam veremediğim bir gelişme de kadınların zinanın suç sayılmasına karşı çıkmalarıdır. Erkeklerin karşı çıkmalarını bir biçimde anlamak mümkün, peki kadınlar zinanın suç sayılmasına niçin karşı çıkıyorlar? Bunu anlamak gerçekten çok güç. Diyeceğim şu ki zina öncelikle bir ahlak sorunudur. Asla bir özgürlük ve insan hakkı konusu değildir!
Konular
- iinternet aşıkları ve kurbanları
- SAADET İKSİRLERİ-1
- SAADET İKSİRLERİ-2
- SAADET İKSİRLERİ-3
- PASCAL'IN DUASI
- Allah Korkusu Olmadan Olmuyor
- rahmetin müjdecisi
- EY GÜZELLER GÜZELİ GEL....
- din vicdan işi midir?
- "BEN DEĞİŞMEM BEN BUYUM" VE BİR DUA
- "İBADET VE GÜNAH OLURMU?"
- Dünyayı Avuçlarına Almak
- HAMD İLE ŞÜKÜR ARASINDAKİ FARK
- biz,hüsn-ü zanna memuruz...
- Günaha Girmenin Sebebi Bilmemek mi?
- Hayatımızı Kuşatan Batıl Ajanlar (Alkol ve Uyuşturucu) 2
- HATASIZ KUL OLMAZ
- DERDİN KENDİNDENDİR BİLMİYORSUN!
- NAMAZ KULLUĞUN NİŞANESİDİR
- “Hayanın Onda Dokuzu Kadındadır”
- Özgürlük ve Allah’ın Çizdiği Sınırlar
- NAZAR BER KADEM GÖZ AYAKTA GÖNÜL ALLAH'TA (C.C)
- sınırlı bir ömrün sınırsız karşılığı vardır
- insan gururlanmada asla hakkı olmaz(ve duamız)
- BU ŞEREF BİZE YETER( VE BU HAFTAKİ DUAMIZ)
- Tevessül şirk değildir.
- Ciğer Pareleri Gidiyor
- KALBİM UYUMAZ
- Gençliğin İntihar Koşusu
- ÖFKE VE BU HAFTAKİ DUAMIZ