Gençlik ve Sorunları

biz anne ve babalar

“BİZ BABAMIZDAN BÖYLE GÖRDÜK!”
Ali Çankırılı


İNSANIN hayata bakış açısında ve değer yargılarında geleneklerin, aileden aldığı eğitimin ve terbiyenin derin izleri vardır. Kimi zaman bazı gelenekler dinî inanç gibi algılanır, üzerinde düşünme gereği duymadan doğru kabûl edilir.

Bir baba anlatıyor:

“Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum. Babam beni severken dedem içeri girdiğinde hemen kucağından indirir, kenara iterdi. Bu sefer dedem beni kucağına alır severdi. Neden böyle yaptıklarını bir türlü anlayamazdım.

çocuklarımız ve biz

Bana Babanı Anlat!
Ali Çankırılı


Bana Babanı Anlat!

ALİ ÇANKIRILI


DİNDAR BİR BABANIN OĞLUYDU. Zeki bir çocuktu. Daha beş yaşında iken babası ona namaz surelerini ezberletmeye başlamıştı. Her sure ezberleyişinde babası mutluluktan uçuyor, oğlunu kucağına alıp seviyor, kendisine böyle akıllı bir çocuk verdiği için Allah’a şükrediyordu. Babasının mutlu olduğunu ve kendisini sevdiğini görünce çocuk da gayrete geliyor, yeni bir sure ezberlemek için büyük çaba gösteriyordu. Gerçi bazen şaşırdığı oluyordu, ama babası tekrar yaptırarak ezberini kuvvetlendiriyordu.

Annesi: “Çocuğu fazla sıkıştırıyorsun, bey” deyince kızıyor:

“Sen karışma hanım, ağaç yaşken eğilir” diyordu.

PEYGAMBER (SAV)’DEN GENÇLİĞE BİR DEMET MESAJ

Image Hosted by ImageShack.us

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin, çocukluğu ve gençliği temiz ve iffetli bir şekilde geçmiştir. Gerek O’nun üstün seciyelerle donatılmış olması ve gerekse ilâhî gözetim ve koruma altında bulunması sebebiyle, O’nun bütün hayatı gibi gençliği de bizim için en güzel örnektir. O, peygamberlikten sonra nasıl bir ahlâka sahipse, kırk yaşından önceki hayatı da öyle temiz ve nezih bir ahlaka sahipti.

İSLAM VE GENÇLİK

Özellikle son yıllarda pozitivist anlayış, insanı inançlardan ve ahiret bilincinden uzaklaştırmıştır. Günümüzde birçok değer yargısı değişmiş ve ahlâkî bir erozyon hızla devam etmektedir. Dünyevîleşen insanın elinden tutulup Rabbiyle buluşturulması ve tekrar ona ahiret bilincinin verilmesi gerekmektedir. Her türlü kötülüğün temelinde inançsızlık vardır. Özellikle ahiret bilincinden uzaklaşan insanlar, daha kolay kötülük yapabilmekte ve günah işlemektedirler.

Gençlerimiz nelere dikkat etmelidir?

Gençlerimiz nelere dikkat etmelidir? Günümüzdeki gençler iyi niyetli olmakla beraber haram helal hassasiyetini kaybediyorlar. İslam’a göre genç nasıl olmalıdır?

Erol KENTLİ Kayseri


Nice emanetlerle beraber çocuklarımız bize Allah’ın emanetidir. İlahi ölçüler içerisinde evlatlarımızı teçhiz etmemiz gerekir. Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de babalara örnek olması nedeni ile Lokman aleyhisselamın öğütlerinde şöyle buyuruyor:

“Lokman oğluna öğüt vererek, yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk en büyük bir zulümdür, demişti.” (Lokman 13)

İnternetin Kaygan Zemini

Bilgisayarın başından kalktığında, vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Bu, yine sabah uyuyakalmak ve işe geç kalmak demekti. İşyerindeki bilgisayarda rahat davranamadığından, evindeki bilgisayara da internet bağlatmıştı. Hanımı, hemen her gece devam eden ekran karşısındaki meşguliyetlerini işiyle alâkalı sandığından anlayışla karşılıyor; gecenin ilerleyen saatlerinde, oğluyla beraber yatağa gidiyordu. Eşiyle aralarındaki eski diyaloglardan eser kalmamıştı. Bu saatte eşi ve çocuğu kaçıncı rüyadaydılar kim bilir?

Uçurumun Kenarında

Okul çağı, insanın topluma karıştığı (sosyalleştiği), yeni arkadaş ve çevreler edindiği, toplumun benimsediği gelenek, örf ve âdetleri öğrenip kabullendiği zamandır. Ferdin, toplum içinde yer edinmek için gerekli kabiliyet, özellik ve fırsatları bulduğu bu okul ocağı, aynı zamanda genel kültür ve tecrübenin de aktarıldığı müstesnâ bir merkez rolü görmektedir.

Kâinâtın Gözbebeği Olan İnsanı İsraf Etmek

Bir yaratılış kanunu olarak bütün anne-babalar, evlat sahibi olmak ister. Bu, neslin devâmı için bir zarûret olduğu gibi bir taraftan da âdeta insanın fâniliğe isyanı, bir nevî adının/kanının devam etme arzusudur.
İslâm’a göre ise asıl hedef, “sâlih nesiller yetiştirmek” ve bu sayede çocukların, ebeveynine sadaka-i câriye olmasıdır. Yani anne-babanın, hem hayatları boyunca, hem de vefâtlarından sonra çocuklarının işlemiş olduğu hayırlardan pay almasıdır.

Tabiîdir ki, her evlat, bu hedefe lâyık olarak yetiştirilememektedir. Bu hususa işâret eden âyet-i kerîmelerde de, evlatların hem bir “ziynet” (Kehf, 7) ve hem de “helâk sebebi” (Enfâl, 28) olabileceği beyân buyurmuştur.

engel

merhaba.ben 32 yaşında öğretmenim.yaklaşık onüçyıldır vesvese belası içindeyim.evlenmek istiyorum fakat yaşadıklarım buna mani oluyor.yada ben oyle anlıyorum.eğer mümkünse özel olarak bu konuyu görüşmek istiyorum.allaha emanet olun.

ASKMI? GÜNAHMI?

Herkese Selam,

bir sey sormak istiyorum, ama lütfen bileneler cevap yazsin.

Ben biriyle cikiyorum. abdestli namazli, dinini bilen biri. birbirimiz cok seviyoruz.

cinsellik

size bir sorum olacak.eşler arasında yapılan oral yoldan cinsellik günah sayılırmı?

Gelenek ve Modern’in Girdabında Ruhsuz Psikolojinin Çıkmazlarında İffetli Gençler Nasıl Evlenecek?

HER ÇAĞIN ÖN plana çıkan belli bir insan tipi vardır. Kimi düşünürlerin ‘çağın ruhu’ diye ifade ettiği duygu, düşünce, davranış ve algılayış kalıpları tek tek insanlara hakim olur. Böylece bu kalıplar (paradigmalar) onların iç ve dış yapısını kendine göre kodlar ve bu kodlar temelinde insanın hem varlıklarla, hem yaratıcıyla, hem de insanla olan ilişkilerinin biçimi belirginleşir.

Bugünün insan ilişkilerine, evlilik kurma biçimlerine, kadın ve erkeğe bakışına yön veren temel etken ise popüler psikoloji ve psikiyatrinin kitlelere mal olmuş temel kalıplarıdır. Geçmişte hem Doğu toplumlarında hem de Batı toplumlarının önemli bir kısmında psikolojinin yerine daha çok din ve ahlak belirleyici idi. Her toplum ve topluluk kendi dinamiklerine göre dini ve ahlaki yapısından beslenen bir gelenek meydana getirmişti.

İhtiyar kadınlara ehemmiyetli bir müjde ve bekâr ve mücerret kalmak isteyen genç kızlara bir ihtar.

[Mahremdir. Şimdilik Medresetü'z-Zehra erkânlarına mahsustur.]

İhtiyar kadınlara ehemmiyetli bir müjde ve bekâr ve mücerret kalmak isteyen genç kızlara bir ihtar.

Hadîs-i şerifte
"Âhirzamanda, kadınların samimî dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tâbi olunuz." (İmam-i Gazâli, İhyâu Ulûmi'd-Dîn, 3:75.)

gösteriyor ki âhir zamanda kuvvetli iman, ihtiyar kadınlarda bulunur ki, "Dindar ihtiyar kadınların dinine tâbi olunuz" diye hadis-i şerif ferman etmiş. Hem Risale-i Nur'un dört esasından bir esası şefkattir. Ve kadınlar şefkat kahramanı bulunmasından, hattâ en korkağı da kahramancasına ruhunu yavrusuna feda eder. Ve bu zamanda o kıymettar valideler ve hemşireler, büyük bir hâdise ile karşılaşıyorlar. Mahremce ve ifşâsı münasip olmayan bir hakikat-i fıtriyesini, Nur şakirtlerinden mücerred kalmak isteyen veya mecbur kalan kızlar kısmına beyan etmek lâzım gelir diye ruhuma ihtar edildi. Ben de derim ki:

Ne Boş, Ne Kof Herif

YİRMİBEŞ otuz yaşları arasındaydı, zamane ölçülerine göre şık ve lüks giyimliydi. Kravatını hiç beğenmedim, gökkuşağı gibi bir şey, son aylarda çok kitap okuyormuş, “Neler okuyorsunuz? “Aklını kullan, köşeyi dön... Az zamanda çok başarılı olmanın sırları... Sıfırdan dolar milyonerliğine...

Babasının yardımıyla filan yerde yar-danışman olmuş, kısa zamanda baş-danışman yapacaklarmış...

Hayattan anladığı, idealleri, amaçları:

– Bol para, lüks ve konforlu hayat...

– Manken gibi bir karı...

– Bir çocuktan fazlasını istemiyor. Oğlan olursa Cincinnati Üniveristesi’nde okutmak istiyor, kız olursa hem okuyacak, hem bale öğrenecek, hem de sanatkâr olacakmış...

Rabbimizin Hitapları...!

"Vallahi sizden hiç kimse yoktur ki, birinizin gördüğü dolunayla başbaşa kaldığı gibi Rabbiyle başbaşa kalmasın. Sonra Allah ona şöyle buyurur:

Ey Ademoğlu, benim hakkımda seni ne aldattı?

Ey Ademoğlu benim için ne amel işledin?

Ey Ademoğlu, Benden ne kadar hayâ ettin?

Ey Ademoğlu, peygamberlere ne cevap verdin?

Ey Âdemoğlu, sana helâl olmayana bakarken Ben gözlerinin üzerinde gözcü değil miydim?

Sana helâl olmayan şeyleri dinlerken Ben kulaklarının üzerinde kontrolcü değil miydim?

Ey Âdemoğlu, sana helâl olmayan şeyleri söylerken Ben dilinin üzerinde murakıp değil miydim?