Zekâ ve cinsellik

Cinsellik ve zekâ, insanların en duyarlı oldukları iki konudur. Kimse aptal olduğunu veya iktidarsız olduğunu kabul etmek istemez.

Son yıllarda Batı ülkelerinde yaygınlaşan bir eğilim var: Bazıları, ulusların zekâ düzeylerinin ülkelerin gelişmişlik düzeyini de belirlediğini ileri sürüyorlar. 'Yeni ırkçılık' gibi adlarla anılsalar da 'yenisi' fazla olmalı, basbayağı ırkçı bir tavırdır bu.
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerini ve o toplumlarda yaşayan insanların aldığı ortalama zekâ testi puanlarını yan yana koyup bu sonuca ulaşıyorlar.

Kuşkusuz ki öyle bir araştırma yapılabilir.

Fakat araştırmanın geçerli olması için zekâ testlerinin kültürel etkilerden bağımsız olması gerekir. Zekâ testleri Batı ülkelerinde geliştirilmiş olan ve bu ülkelerin kültürel damgasını taşıyan ölçütlerdir. Bütün ülkelerde aynı tutarlılıkla uygulanması beklenemez.

Biz de ulus olarak zekâmızla ve cinsel gücümüzle övünmeye pek meraklıyızdır. Fakat yazık ki son günlerde her iki konuda da üzücü haberler geliyor. Birkaç gün önce Kuzey İrlanda'daki bir üniversitenin yaptığı araştırma sonuçları yayımlandı: Buna göre Türkler zekâ düzeyi bakımından 23 Avrupa ülkesi arasında sondan ikinci durumunda. Bizden daha kötü durumda olan tek ülke Sırbistan!

Zekâ küpü olanlar ise Almanya ve Hollanda.

Araştırmayı görünce, 'Bizi AB'ye almamak için yeni bir komplo mu?' düşüncesi geçti aklımdan. Olmayacak şey yok!

Gerçi ne görelilik kuramını bulduk, ne uzaya gittik, ne de bilgisayarı geliştirdik, ama teorik zekâsıyla olmasa bile pratik zekâsıyla (dolmuşun icadı, jetona ip bağlayıp telefonla bedava konuşmak gibi şeyler) pek övünen bir ulus olduğumuz için bu durum pek ağırımıza gitti. Ama efendilik bizde kalsın diye sesimizi çıkarmadık.

Birkaç ay önce de daha hassas bir konuda bizi yaraladılar. Gene Avrupalıların yaptığı bir araştırmaya göre Türk erkeklerinin cinsel gücüne gölge düşürülüyordu. Ayıptır söylemesi, güya Türk erkekleri az sayıda ve yetersiz düzeyde sevişiyormuş!

Saçmalığı daha ilk bakışta belli olan bu araştırmaya da yöntem açısından itiraz edebiliriz: İnsanların mahrem yaşamlarda ne olup bittiğini bilemeyeceğimize ve cinsel yaşamı tanıklar önünde izleyemeyeceğimize göre, anket uygulanan kişilerin ifadelerinden başka kanıt yok demektir.

Herkesin bol keseden attığı bir yarışmada Türklerin son sıralarda yer almasının ne önemi olabilir ki?

Doğrudan doğruya bizi ilgilendirmese de dolaylı olarak ilgilendiren bir araştırma daha yayımlandı bir süre önce. Buna göre, maymunların beyinleriyle testisleri arasında ters bir orantı bulundu. Beyin büyükse testis küçük oluyor, testis büyükse beyin küçük çıkıyor. Sanki Tanrı aynı anda bütün nimetlerden yararlandırmayı uygun görmemiş gibi.

Aynı araştırma insanlarda yapılsa ne sonuç verir, bilemeyiz tabii. Ama erkek nüfusa sorsak, büyük beyin mi istersin, yoksa büyük testis mi desek, ne yanıt alırdık dersiniz?

Türker Alkan

08/04/2006
radikal