EVLİLİKTE İLİŞKİ..

Evlilik sosyolojik, biyolojik, antropolojik, dinsel perspektiflerden incelenebilecek kompleks bir yapı bir ilişki biçimidir. Yetişkinlerin yaklaşık % 80’i bir kez evlilik ilişkisi yaşamışlardır. İnsanlar evliliği, toplumsal gerçekliğin bir parçası olarak algılayıp yorumlasalar da evlilik ilişkisi içinde bir yanıyla kişilerin fantezileri de yer alır.

Evlilik ne taraftan bakılırsa bakılsın bir kontrattır. Bu kontratın maddeleri iki kategoride incelenebilir;

1- Evlilik kurumundan beklentilerimizin (bir aile kurmak, neslin devamını sağlamak, yalnızlığa karşı güvence vb.) evlilik ilişkisine yansıması,

2- Psikolojik ve biyolojik ihtiyaçlarımızın evlilik ilişkisi içinde karşılık bulmasına yönelik beklentilerimiz

Bazen bireyler ihtiyaçlarının karşılanmasını ötekine öylesine yüklerler ki karşı tarafın ihtiyaçlarını fark edemez hale gelirler. Hatta bu yüklemeler ilişkinin tanımını ilişkideki rolleri (ebeveyn-çocuk, öğretmen-öğrenci, yetişkin-ergen) bile değiştirebilir.

Çoğu zaman evlilikteki problemler yaşam biçimindeki farklılıklar, çocuk yetiştirme tarzlarındaki ayrılıklar, para, cinsellik, değerler ve inançlar sistemindeki farklı kalışlar, ayrı ilgi alanları veya ilk aile ile olan ilişkiler etrafında tanımlanır oysa problemler evliliğin neden, ne amaçla ve hangi ihtiyaçların doyurulması için kurulduğu ile yakından ilgilidir.

Evlilik kontratının değişen hayat koşullarında ve dönemlerinde yenilenmesi, eşlerin kontratın maddelerinin neler olduğunu bilmesi ve kontrat üzerinde anlaşmaya varması gerekir. Zaman zaman maddeleri açık olmayan kontratlar gibi aslında üzerinde konuşulmayan, dile gelmeyen taleplerin ve beklentilerin yer aldığı gizli kontratlar da vardır. Bu gizlilik bu dile gelmeyiş karşı tarafın anlamlandıramayacağı bir öfkenin maruz kalmasına neden olabilir. Örneğin; kendi ailesinde elde edemediği bağımsızlığı elde etmek için evlenme kararı alan bir kadının, kadının bağımsız olmasını kabul etmeyen bir erkekle evlenmesi halinde evlilik ilişkisi içinde çokta mutlu olması beklenmeyecektir.

Evlilik öncesinde devam eden aktivitelerinin (erkek arkadaşlarıyla sık sık yapılan sohbet toplantıları, futbol maçları vb.) evlilikten sonra da devam edeceğini düşünerek evlenen bir erkekte de bunların kabul görmemesi durumunda problemler yaşayacaktır.

Çoğunlukla “bizim evliliğimiz eşimin aile yüzünden bozuluyor” şeklinde ifade bulan tartışmaların ardında aslında eski ailesi ile eşi arasında dengeyi kuramayan, kontratına “her şey eskisi gibi devam edecek” maddesini yerleştirmiş bir eş yer almaktadır.

Bir diğer yandan hazırlandığı dönemde, kontrattaki tüm maddeler açık ve her iki kişi tarafından bilinip kabul edildiği halde eğer günlük yaşamın gereklerine göre yenilemeler yapılamamışsa ya da çiftler “her şey eskisi gibi devam edecek” ısrarında iseler ilişki içinde kopmalar, mesafeler ve tartışmalar ortaya çıkabilecektir.

Örneğin; karı koca olmaktan aynı zamanda anne baba olmaya geçiş yaşayan bir çift çocuk olduktan sonrada evliliklerinin başlangıçtaki ilişki formunu sürdürme beklentisi içine girerlerse “evlilik elden gidiyor” endişesi yaşayacaklardır. Beklenen, bu yeni durumun gerektirdiği yeni tanımlamaları, rol dağılımlarını gözden geçirerek kontrattaki maddeleri karşılıklı olarak yenilemeleridir.

Dünyada bir çok araştırma gösteriyor ki; uzun dönem devam eden ilişki problemleri bireylerde fizyolojik (Kalp, tansiyon v.b) ve psikolojik (Depresyon, anksiyete bozuklukları, somatizasyon v.b.) semptomlara neden olmaktadır. Üstelik çoğu zaman problem eşlerin dışına da taşmakta öncelikli olarak bu durumdan çocuklar etkilenmektedir.

Problem sadece bir ilişki problemi olmaktan çıkıp yanında fizyolojik ve psikolojik semptomlar eşlik ettiğinde çözümü daha uzun süre alacaktır.

Meltem Canver Kozanoğlu - Uzm. Psikolojik Danışman
Seçil Çelik Özbeklik - Psikolojik Danışman

EVLİLİKTE İLİŞKİ.. yorumları

  • Image Description
    ayşe nur
    13.01.2007

    evet zamanımızın en sıkıntılı ilişkilerinden biri olan evllik ilişkisi ben merkezcil olduğundan bu yana acı veriyor. bütün ilişkilerin faydası her iki bileşene olmakla beraber sorumluluk açısından evlilik gerçekten fedakarlık istiyor. aynı zamanda olumlu bakış zamanla ilişkiyi güzelleştiriyor toplumumuzda aynı zamanda iyi niyetli çevre müdahaleleri ve kendi olamamışlık eklenince içinden çıkılamayan karmaşa veya açılamayan ipek düğümü oluveriyor. küçüklüğümde annem iğne oyası derler ince bir oya yapardı tabii ipekle...sonraları naylon iplik çıktı. size annemin evlilikle ilgili cümlesini yazayım mı "evlilik ilişkisi ipekle oya yapmaya benzer. yanlış düğüm atarsan açmak için çok sabır gerek. sabır yoksa ipeği kesmak zorunda kalırsın. şimdiki evlilikler ipekle değil naylon iplikle başlıyor. eşler birbirini düğümlüyor yani kalpler kırılıyor, sonrada bir şey olmamış gibi ilişkiye devam ediyorlar. naylon düğümlenirse ve üstüne oya devam ederse çok çirkin bir görünüm alır işte size zamane evlilikleri..... sonra da bu ilişkiden doyum bekleyemezsiniz"
    gençler lütfen evlenmeden önce sadece güzellik veya tek kriterle evlenmeyin ilişkiden beklentilerinizin farkına varın onları eş adayları ile paylaşın sevginize saygı duyarak mantıklı evlilikler başlatın pişman olmazsınız.....