Sabrın meyvesi
İmtihanlar devam ediyordu. Daha sonra Allah, Hz. Eyyub’a çok ağır bir hastalık verdi. Hz. Eyyub bu hastalığa da sabır gösterdi ve kulluk vazifesine devam etti. Bütün bu imtihan döneminde eşi de kendisini yalnız bırakmamış, hep onun yanında olmuştu.
Cenab-ı Hak, zamanla Hz. Eyyub’un hastalığını daha da artırdı. Neticede yüce peygamber, dil ve kalbiyle yapabildiği kulluk vazifesini dahi yerine getiremez hale gelmişti. Bu durum onu üzmüş ve telaşlandırmıştı. Allah’a kulluk vazifesini yapamadıktan sonra yaşamanın ne manası olurdu ki? Bu yüzden ellerini açtı ve Rabbine şöyle yalvardı:
- Ya Rabbi! Hastalığım artık bana zarar vermeye başladı. Kalben kulluk vazifemi yapmama, dil ile Seni zikretmeme mani oluyor. İbadetsiz yaşayamam. Halimi Senin merhametine havale ediyorum.
O, bu duayı duadaki kelimelerden de anlaşılacağı üzere vücudunun sıhhat ve rahatı için değil, sırf ibadetinden geri kalmamak için yapıyordu. Allah onun bu samimi duasını kabul etti. Ondan ayağını yere vurmasını, oradan çıkacak suyla yıkanmasını ve o suyu içmesini söyledi. Hz. Eyyub denileni yaptı ve eski sağlığına kavuştu. Aynı zamanda Cenab-ı Hak ona eski zenginliğinden daha büyük bir zenginlik ve çok evlat verdi. Hz. Eyyub şimdi eskisinden daha zengin, daha refah, daha sağlıklı ve huzurlu bir hayata kavuşmuştu.
Günler bu şekilde geçip gidiyordu. Bir gün Hz. Eyyub yıkanırken üzerine nereden geldiği belli olmayan altın çekirgeler dökülmeye başladı. Hz. Eyyub hemen bunları toplamaya başladı. Bunun üzerine Allah,
- Ya Eyyub! Ben malını sana iade etmek suretiyle seni eski zenginliğinden daha büyük bir zenginliğe kavuşturmadım mı? Bunları toplamaya ne ihtiyacın var ki, dedi. Hz. Eyyub şöyle cevap verdi:
- Evet, Rabbim! Bana çok büyük bir zenginlik bahşettin. Ancak bu Senin bereket hazinelerinden ilgisiz kalmamı gerektirmez. Senin tarafından ne ihsan edilirse kabulümdür. Çünkü veren Sensin. Senin verdiğin bir şeyi ben nasıl reddederim! (Buhari, 275, 3211, 7055; Nesei, 409; Müsned, 7307, 8025, 8144)
Hikayeden çıkarılacak bazı dersler
1. Hayatımızın her anı değişik imtihanlarla dolu. Bu imtihanlar sabır ve azimle başarıldığı takdirde bizi olgunlaştırır ve niyetimize göre Rabbimize yaklaştırır. Her insanın hayatının değişik karelerinde yaşadığı ve insana sağlığın ne kadar büyük bir nimet olduğunu öğreten bir imtihanımız var: Hastalık. Hastalık asla istenmez, ancak geldiğinde de sabredilir.
2. Bu hayat, ebedî hayatın sadece bir tarlası ve kazanma yeridir. Sonsuz değildir ki, bizatihî gaye olsun. İster bir hastalık, ister bir felâket veya musibet, isterse bir başka sebeple mutlaka bitecektir ve onun bitme zamanı da, insan daha hayata gelirken kararlaştırılmıştır. İnsan için, bu dünya hayatına gelişi gibi, buradan ayrılışı tarihi de önceden takdir edilmiştir ve değişmez. Asıl hayat, ahiret hayatıdır. İşte, bu inançtaki bir insan, dünyada başına gelen musibetleri, “Günahlarıma keffarettir veya derecemi artıracaktır.” diyerek, sabrın ötesinde hatta şükürle karşılamalıdır.
3. Allah’ın verdiği temiz ve helal malı sevmekte ve istemekte hiçbir mahzur yoktur. Dinin yasakladığı husus, mal-mülk sahibi olmak değil, zengin olma hırsı ile Allah’ı unutmaktır. Malın gerçek sahibi olan Allah’ı unutmadan, zekat ve sadaka gibi dini vazifeleri de aksatmadan zengin olmayı istemek ve bu yolda çalışmak, dinimizin uygun gördüğü bir davranıştır.
ALİ DEMİREL
ailem
Sabrın meyvesi yorumları
pişmanım
25.07.2008eğer hayatınızın fırsatını yaptığınız bişeyden söylediğiniz bir söz yüzünden kaçırdıysanız. bu bi müsibetten çok kendi kontrolünüz içinde gelişmiştir. Allah kendi kontrolleri dısında gerceklesenlere sabır göstermelerını soylemıstır.ama durum yüzünden başka bişey düşünemeyip başınız ağrıdan kurtulmuyor ve sürekli kafanızı bi yerlere vurmak hissi içinde nasıl böyle bişey yaptım diosanız ne yapmak gerekir?? Allah insanların karsısına fırsatlar cıkarır bunu kullanıp kullanamamak insanın elındedır. Ama pişmanlık kadar kötü bişeyde yoktur.Bu durumda nasıl sabır edilir yardımlarınızı beklıorum
biraş
11.04.2007biz ebedi hayata ulaşırken sabır denen imtahandan geçmek durumundayız.ALLAH rızasını kazanmak için RABBİM'izin bize göstereceği türlü musibetlere karşı dayanmalı sabır göstermeliyiz ki RABBİM bizi cennetine kabul ettiği kullarından eylesin.amacımız ALLAH rızasını kazanmaktır.bunun içinde TEVHİD esasına uyan TAKVA sahibi kullarından olmalıyız.RABBİMİZ bizi sabreden kullarından eylesin...AMİN
mucahid
22.12.2006s.a
hocam gerçekten çok güzel bir yazı,allah razı olsun.iyiki sizler ve bu site var.
Konular
- münafık ve müslüman üzerine dair bir açıklama
- ELEŞTİRİ ÜZERİNE GÜZEL BİR HİKAYE
- Mavi Ülke
- EMRi BiL MARUF & NEHYi ANiL MÜNKERİ TERK EDERSEK NE OLUR?
- Anne-Baba Olma Arzusu
- hocalarım ve herkesten yorumlarınızı bekliyorum
- tesettür her anlamda gerekli
- Azgın Teke Gibi Saldırıyorlar
- insanın başına gelen olaylar üzerine dair bir açıklama
- Chat, 21 yıllık evliliği yıktı
- "Tarihî Tekerrürler Devr-i Dâimi Aralığına Bağlı Bir Uzun Temenni"
- Chat denilen İblis...
- Çıkmaz yoldayım yardım edin?
- Eleştiri ve açıklama
- Hayatını bir öpmeye,bir hatıraya, bir ışığa, bir kelimeye, bir taneciğe, bir işarete, ; hapsedip boğanlar.!!!
- namaz üzerine dair bir açıklama
- dikkat!
- Sİze bir Panzehir daha!
- Aşkın Ölümü
- Allmanyda Ahlaksızlığın Boyutları
- Defterini Sırtının Arkasından alanlar!...
- merhaba
- Yerli Malı Kullanalım
- Kurban bayramı
- imanı korumak
- TEMİZ EŞ SEÇİMİ
- Flört evlilikleri mutsuzluk ve boşanma getirir.
- Temiz eşler temiz toplumda olur.
- yardım istiyorum ben evli2 çocuk annesiyim
- İnternet