Kadını kurtarmak...

Hep eğlenecek değiliz ya; biraz da bilgilenelim... Hemen özetleyeyim;
“Huzurun Kaynağı Aile” diye bir kitap... Mehmet Oruç’un “Arı Sanat” yayınevinden çıkan eseri... İçinde “Kadın ve Ailenin Önemi”, “Evlilik ve Aile Hayatı” ile “Çocuk Eğitimi” konularında süper bilgiler var...

Köşenin tarzına uysaydı başka konuyu alırdım ama “Kadını ‘kurtarıcı’dan kurtarmak” başlıklı bölümü, 550 sayfa içinde buraya en iyi gidecek yazısı...

...

Her yıl, kadını esaretten (!) kurtarmak için “Dünya Kadın Hakları Günü” tertip edilir... Nutuklar atılır, demeçler verilir... Düşünüyorum; dünyada çok şey istismar ediliyor, fakat kadınlar kadar istismar edilen başka hiçbir varlık yok...

İşin garibi “kurtaralım” denildikçe daha batırılıyor kadın... Onlar da ne yapacaklarını şaşırdılar; sersem tavuğa döndü zavallılar... Gelen vuruyor giden vuruyor... Meşhur düşünür gibi, az da olsa aklı başına gelen kadınlar artık, “Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz” demeye başladılar...

...

Kadın hakları istismarcıları, bir taşla iki kuş değil, bir sürü kuş vurma peşindeler... Kadın hakların öne sürüp, ceplerini dolduranlar, cinsel yönünden faydalananlar, toplumun örfüne, dinine bu vesile ile saldıranlar... Daha neler neler... İşin bir enteresan yönü de, kadına bir şey soran yok... Senin derdin, sıkıntın nedir, sana nasıl yardımcı olabiliriz?... Niye böyle?... Çünkü samimi değildim... Niyetleri başka...

...

Hürriyet’te Serdar Turgut’un köşesinde konumuzla ilgili tipik bir örnek vardı:
Yıllarca cinsi yönden istismar edilen bazı Batılı feminist kadınlar, iyice yıpratıldıklarını, oyuna getirildiklerini ifade ederek bir karar vermişler. Yaşları 25 ile 35 yaş arasında değişen bu kadınların aldıkları karar şöyle:

“-Aile, insanın hayatında çok daha manevi zenginlikle dolu olan, kadına çok daha manevi güç katan bir kavram. Bu nedenle çağdaş kadın, eğer güçlü olmak, toplumda bir yer edinmek istiyorsa aile yaşamına önem vermeli. Ve daha da önemlisi, evleninceya kadar erkeklerden uzak kalmalı. Evet, kadınlar bunu ciddî şekilde, yeni bir teori olarak ortaya koyuyorlar şu anda Batı’da.”

...

Kim ne derse desin, bütün bu olup bitenleri tarafsız bir şekilde inceleyen kimse, tarih boyunca kadını, İslâm dininin istismar etmediğini, bilâkis ona lâyık olduğu değeri verdiğini görecektir. Bugün tarafsız gözlemciler, kadını korumak için İslâmdaki aile yapısını incelemekte olup, bunu kendilerine nasıl adapte edebilecekleri arayışı içindeler.
Bunu sağlayabildikleri takdirde, kadın, gerçek manada istismardan, esaretten kurtulacak, lâyık olduğu yere kavuşacaktır...

26 Nisan 2005 Salı
(Ömer Söztutan)