321 yorum 14. sayfa

selam

allah sonumuzu hayr eylesin...

29.01.2010 - ahestemen

rey kardes

انّ هنّ ناقصات العقل والدّينhadısı serıfı sahıhı buharıdedır uydurma degıl.pekı suna cewap wer mevlamız meryem suresınde وليسالذكر كالانثىbuyurmaktadır.bu ayetı kerımenın sebebı nuzulu meryem valıdemızın annesı mabetın yanı sımdıkının camısı dıyebılırız temızlıgı ıcın erkek cocuk ıstıyo mevlamızda temızlık hususunda kız cocugunun erkek cocuguna gore daha hayırlı oldugunu belırtmek ıcın meryem valıdemızı gondermıstır.وليساolmadı.kım olmadıالذكر erkek.ne gıbı olmadıكالانثى kadın gıbı olmadı.yanı sımdı mevlamız burda erkeklerımı kucuk gormus hayır sadece erkek ve kadının bazı konularda farklı olduklarını belırtmek ıcın.efendımızde oyle hatta bır hadısı serıfındeالرجل خير من المراةraculler yanı erkekler kadınlardan hayırlıdır buyuruyor.yanı kımse kımseyı kucuk dusurmuyor asagılamıyor hele efendımız asla.kadın erkek esıt degıldır bazı hususlar harıc bacılarım kusura bakmasın ozurdılerım ama bunu kabullenın ıste hadıs.sız oyle takdır olunmussunuz oyle oldugunuzu kabullenmek zorundasınız soyledıgım hadısın bılımsel olarakta destegı vardır aklında ve dınıde zayıfsınız tekrar ozurdılerım.su bosama hususuda o durum farklı yanı erkek kadoncaza ıstedıgını yapıyor ezıyet edyorsa onun hukmu baskadır hem mantıken dusun falan boyle bırsey yoktur daha oncede mısal verdım yın everım hz.ALI efendımız ıslm dını mantık dını degıldır olsaydı ben mestın ustunu degıl altını mesh edrdım buyuruyor.kırıcı sozler kullandıysam ozurdılerım vesselam

13.09.2008 - emincan

İslam dini mantığa dayanır mı dayanmaz mı?

Değerli Emincan islam dini mantık dini değildir diye yazmışın hagi kaynak hangi kitap bilmiorum sen hazreti ALİ Efendimiz böyle buyuruyor demişin.Sen şimdi Bana islamda mantıga aykırı olan bir şeyi söyle.İslam dini kesinlikle mantığa dayanır ve mantıksız hiçbir şey islamda bulunmaz.Bazı şeyleri yazarken lütfen o mantığınızı kullanın öyle yazın

11.01.2009 - şamil 46

net belası

kardeşlerim pornografi sitelerindeki kardeşlerimize yardımcı olmalıyız o sitelerede de Allah (cc) emir ve yasaklarını bildiren yazılar yazalım ben deniorum amaküfür yiyorum ve çoğu sitede doğruların konuşulacağı korkusundan yoruma izin bile vermiolar ve ayrıca şunu söyliimm pornografik sitelerde dübürden ilişki daha çok yer alıo özellikle türf yapımlarında adamlar günahında günahını yapıo

25.08.2008 - ölümvar

hepsindende haberdarsın

hepsindende haberdarsın yalnız:)

02.09.2011 - ahmetdursun

domuzun boynuna mücevher asmayın

ölümvar rumuzlu arkadaşım o tip sitelerde Allah'ın yüce adını yazıp tepki çekiyosan ayrı bir vebale giriyorsun. Hz Mevlana diyor ki cahile laf anlatmak domuzun boynuna mücevher takmaya benzer. Yani hiçbişey ifade etmez tuhaf ve gereksiz kaçar. Ancak şunu yapabilirsin o sitelerdeki insanlara birebir mesaj yollayıp düşüncelerini iletebilirsin ama uluorta o tip yerlerde ayet hadis yazmak çokta akıllıca değil. Allah'a emanet olun..

10.11.2008 - vicdaninasor

DADAS

ALLAHIN EMIR VE YASAKLARINI BILEN BIR INSAN KESINLIKLE KOTU VE FENA ISLERDEN IUZAK DURUR KADINA ARKADAS YAKLASMAK YASAKTIR EYER KOTULUKLERDEN ARINMAK ISTEYEN VARSA NAMAZINI KILSIN ALLAH CC DUA ETSIN RAHATLAR DENEMESI BEDAVA ARKADASLAR SELAMU ALEYKUM

07.08.2008 - dadas25

CİNSELLİK

ARKADAŞLAR BEN 16 YAŞINDA Bİ GENCİM ÇOK AZGIN AYIP SÖYLEMESİ NE GÖZ ZİNASINA GİRMEK İSTİYORUM NE DE BAŞKA BİŞİYE NE YAPCAM BEN DURAMIYORUM GÖZ ZİNASI YAPMAK İSTEMİYORUM NE YAPACAM LÜTFEN BANA YARDIMCI OLUN... BİR DE MASTIRBASYON ÇEKEBİLİRMİYİZ BU DURUMDA ŞİMDİDEN ALLAH RAZI OLSUN.YORUMLARINIZI BEKKİYORUM

05.08.2008 - emrah123

masturbasyon hakkında

s.a bende 16 yaşındayım. Masturbasyon kesinlikle vücuda zararlı hafıza zayıflığı-erken boşalma-cinsel ilişkideki hazzı önlemesi gibi birçok tıbbi zararı var. Alimlerimizin görüşü ise haram yalnız ebu hanifeye göre zinaya düşme tehlikesi varsa yapabilir. İmam Ahmed bin Hanbel ise bunu vücuttan atılması gereken birşey olarak görmüş (kan aldırmak gibi) ve zinaya düşme tehlikesi varsa yapabilir demiştir. Ebu Leys'e göre bir kişi yapmadığı takdirde zinaya düşeceğinden eminse yapması vaciptir demiştir. Mezhep imamlarımız bunları söyledikten sonra bu hareketin olgun bir müslümana yakışmayacağını söylemişlerdir. Eğer başlamadıysan hiç başlama kurtulamazsın tahrik edici ortamlardan uzak dur ve bir doktor tarafından tedavi olarak bırakmaya çalış.

17.12.2008 - mücahid yunus

Tehlikelidir

Sağlık açısındanda son derece sakıncalıdır. Yüce rabbimiz bunu yasakladıysa mutlaka geçerli sebebi vardır. Anal ilişki ile çok tehlikeli virüsler bulaşabilir

04.08.2008 - Türk Arslan

kız arkadasım

s.a hocam kız arkadasımla birbirimizi çok seviyoruz ama kız arkadasımın yogun istegi üzerine onu kıramadım ve arkadan bereber olduk ben bunun günah oldugunu biliyordum ve kendisine de söyledim ama o 1 kere yapalım diye ısrar etti şimdi benim sizden ögrenmek istedigim günah oldugunu hatta büyük günahlardan biri oldugunu biliyorum fakat bu bizim nikah ımıza engel midir dinimizce önceden arkadan beraber oldugun insanla nikah kıyabilirmisin şimdiden utancılıgımı belirtmeliyim ama onu da çok seviyorum bu konu aklımı bulandırdı cevabınızı bekliyor ve şimdiden tskr ediyorum

01.08.2008 - korkulu

kadının boşanma yetkisi

(Kadının Evliliğe Son Verme Yetkisi)


“Onlara verdiklerinizden bir şey almanız size helâl olmaz. Eşler, Allah'ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından korkarlarsa, o başka. Allah’ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından siz de korkarsanız, kadının fidye verip kendini kurtarmasında her ikisi için de bir günah yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Onları aşmayın. Kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, işte onlar zalimlerdir.” (Bakara 2/229)

Evliliğin yürümeyeceği endişesine kapılan kadın, durumu yetkililere bildirir. Onlar da aynı endişeyi duyarlarsa kadına iftidâ yetkisi verirler. Kadın, ayrılmaya karar verirse, kocasından aldığını geri verir. Âyette geçen, “Onlara verdiklerinizden...” ifadesi, kadının kocasından aldığı mehir ve hediyelerin tamamı olarak anlaşılabileceği gibi, bir kısmı olarak da anlaşılabilir. Bunlardan ne kadarının geri verileceğine yetkililer karar verirler. Kocanın suçu yoksa tamamını geri vermek gerekir.

Yetkili makam mahkemedir. Mahkemenin olmadığı yerde hakeme başvurulur. Mahkeme de işi hakeme havâle edebilir. Aşağıdaki örneklerde kadın, peygamberimize ve halife Ömer’e başvurmuştur.

Ensar’dan Sehl’in kızı Habibe, Sabit b. Kays ile evliydi. Bir gün Peygamberimiz sabah namazına çıkmıştı. Habibe’yi, alaca karanlıkta kapısının önünde buldu. “Sen kimsin?” dedi. “Sehl’in kızı Habibe’yim” diye cevap verdi. “Neyin var?” dedi. “Sâbit ile birlikte olamayacağım” dedi. Kocası Sâbit gelince Peygamber ona: “İşte Habîbe! Allah ne vermişse söyledi.” dedi. Habîbe dedi ki: “Ey Allah’ın Elçisi, onun bana verdiklerinin hepsi duruyor.” Allah’ın Elçisi Sâbit’e dedi ki; “Al o malı ondan”. O da aldı ve Habîbe ailesinin yanında oturdu[1].

Konu ile ilgili farklı rivâyetler şöyledir:

“Sâbit b. Kays’ın eşi şöyle dedi: Onu ahlak ve din yönünden suçlamıyorum fakat müslüman olduktan sonra nankör olmak istemem. Elimde değil[2]. Ondan nefret etmekten kendini alamıyorum[3]. Allah korkusu olmasa yanıma geldiğinde yüzüne tükürürdüm[4].”

“Habîbe Peygamberin komşusu idi. Sâbit onu dövmüştü[5]. O, sert mizaçlı biri idi[6]. O kocasından olabildiğince nefret ediyor ama kocası onu çok seviyordu[7].”

“Allah’ın Elçisi; “Sana verdiği bahçeyi iade eder misin?” dediğinde Habibe, fazlasını dahi verebileceğini söyledi. Allah’ın Elçisi: “Fazlasına hayır. Fakat bahçesini verirsin” dedi[8].”

Sahabe döneminde de şöyle bir olay oldu: Ömer b. el-Hattab’a kocasını şikâyet eden bir kadın geldi. Kadın, içerisinde saman (çer-çöp) bulunan bir eve hapsedildi ve geceyi orada geçirdi. Sabah olduğunda Ömer gecesinin nasıl olduğunu sordu. Kadın “Böyle parlak bir gece geçirmedim” dedi. Bunun üzerine Ömer kocası hakkındaki düşüncesini öğrenmek istedi. Kadın onu övdü ve ardından “O yok mu o!? Fakat elimden başka bir şey gelmiyor!” dedi. Bunun üzerine Ömer iftidâ hususunda ona izin verdi[9].

Ömer, kadının kocasıyla birlikte yaşayıp yaşayamayacağını anlamak istemişti.

Gerek Peygamberimiz gerekse Ömer, nefretin nedenini sormamıştır.

Şu âyet, iftidâ konusuna açıklık getirmektedir:

“Müminler! Mümin kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları imtihandan geçirin. Onların imanlarını en iyi Allah bilir. Eğer mümin olduklarını öğrenirseniz, onları kâfirlere geri çevirmeyin. Bunlar onlara helal olmazlar. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların bunlara harcadıklarını geri verin. Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenize engel yoktur. Kâfir kadınların ismetlerine yapışmayın; onlara harcadığınızı isteyin. Onlar da kendi harcadıklarını istesinler. Bu Allah'ın size hükmüdür; aranızda o hükmeder. Allah bilir, doğru karar verir.” (Mümtahine 60/10)

Peygamberimizin Mekkeli müşriklerle yaptığı Hudeybiye antlaşmasının maddelerinden biri şöyleydi: “Senin dininden de olsa, bizden hangi adam sana gelirse bize geri göndereceksin” Sonra Hudeybiye’de bir grup Mekkeli Müslüman kadın çıka geldi. Bunun üzerine yukarıdaki âyet indi[10]. Antlaşma şartında “adam” diye tercüme ettiğimiz (رجل = erkek) kelimesi vardı. Kadınlar o kapsama girmediğinden Peygamberimiz, âyetteki şartlara uyan o kadınlarla biat etti ve onları geri çevirmedi[11].

Âyet, evli olduğu halde, inançları sebebiyle kaçıp Müslümanlara sığınan kadınları konu etmektedir. Onların bu tavırları, kocalarından ayrılmaya karar verdiklerini gösterir. Yoksa bu kararı vermediği için Mekke’de kalan müslüman hanımlar da vardı. Hudeybiye ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Eğer onların arasında olan ve henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları ezmeniz ve ondan dolayı size leke sürülmesi ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dileyeni ikramı içine almak için böyle yaptı. Eğer onlar ayrılmış olsalardı ,onların kâfir olanlarını acı bir azaba çarptırırdık.” (Fetih 48/25)

Mümtahine Suresinin 10. âyetini bölümler halinde inceleyelim:

1- "Müminler! Mümin kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları imtihandan geçirin. Onların imanlarını en iyi Allah bilir. Eğer mümin olduklarını öğrenirseniz, onları kâfirlere geri çevirmeyin. Bunlar, onlara helal olmazlar. Onlar da bunlara helal olmazlar."

Kadının hicret etmesi; eşini, ailesini ve yurdunu terk etmesi anlamına gelir. Göç etmesinin sebebini tespit için imtihandan geçirilmesi emredilmiştir. Bu, o kadınların gerçekten inançları sebebiyle göç edip etmediklerini anlamak içindir. Bunun tespiti Müslümanlara maddi külfet yükleyecektir. Çünkü o kadının kocasından, bu şekilde ayrılma kararının onaylanması, bir iftidâ işlemidir. Bu işlemden sonra o artık kocasına helal olmaz. Ama kararla birlikte kocanın kadına yaptığı harcamayı iade etmek gerekir.

2- "Onların bunlara harcadıklarını iade edin."

Bu, Habibe’nin Sabit b. Kays’a yaptığı ödeme gibidir. Hicret eden kadının malı olamayacağından ödemeyi Müslümanların yapması emredilmiştir. Bundan sonra kadın, istediği erkekle evlenebilir. Âyetin üçüncü bölümü onu göstermektedir.

3- "Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenize engel yoktur."

Âyet gösteriyor ki, onların önceki kocalarına yapılan ödeme, Müslümanların bu kadınlara bağışıdır. Yeniden evlenmeleri halinde yeni kocalarından alacakları mehirle o borcu ödemeleri gerekmez.

Burada önemli bir husus daha vardır: Ne bu âyet, ne bakara 229, ne de Habibe hadisi, iftidâda bulunan kadına iddet bekleme görevi yükler. Boşanmada iddet emri, birinci ve ikinci talaktan sonradır. Bu, ailenin yeniden kurulması için alınmış bir tedbirdir, yoksa kadının rahminde çocuk olmadığını tespit değildir. Bu tespit bir tek adet ve temizlik süresi ile yapılabilir. Buna istibra denir. İftidâda gerekli olan da budur.

Bu âyet, devletler hususi hukuku ile ilgili hükümler içermektedir. Âyette müslüman kadınlara tanınan hakların aynısı, Müslümanların nikahı altında bulunan müşrik kadınlara da tanınmıştır. Bunu âyetin diğer bölümlerinden öğreniyoruz.

4- "İnkarcı kadınların ismetlerine yapışmayın." ( و لا تمسكوا بعصم الكوافر )

Âyette geçen (ısam = عصم), (ısmet = عصمة)’in çoğuludur. Ismet Arapça’da engelleme ve koruma anlamlarına gelir[12]. Kadın, kocanın koruması altındadır. Bu sebeple onun, bazı davranışlarına engel olabilir. Burada müslüman kocadan ayrılıp Mekke’ye gitmek isteyen kafir kadın konu edilmektedir. “İnkarcı kadınların ismetlerine yapışmayın” emri, bu kadınlara engel çıkarmayın, anlamına gelir. Konunun devleti ilgilendiren tarafı da vardır. Dolayısıyla âyet, “o kadınların ülkeyi terk etmesine engel olmayın” anlamına da gelebilir. Ömer, bu âyetin indiği gün, iki müşrik karısını serbest bırakmıştı. Onlar Mekke’ye gitti ve biri Ebû Süfyan ile diğeri de Safvân b. Umeyye ile evlendi[13]. Ebû Süfyan Mekke’nin fethi sırasında, Safvân b. Umeyye ise Huneyn savaşından sonra müslüman oldu[14].

Kafir kadının müslüman koca ile yaşamak istememesi bir iftidâ talebidir. Bu talebin sonuçlanması, kocasından aldığını iade etmesine bağlıdır. Âyetin ilgili hükmü şöyledir:

5- "Onlara harcadıklarınızı isteyin."

Bu kadınlar, müslüman kocalarının kendilerine verdikleri mehir ve aldıkları hediyeleri iade edince, Habibe gibi serbest kalırlar.

6- "Onlar da kendi harcadıklarını istesinler."

Nasıl müslümanlar yaptıkları harcamayı istiyorlarsa, müşrikler kendi harcamalarını isteyebilirler. Yani onlara böyle bir talep hakkı tanınır.

Müslümanların müşrik eşleri kaçıp kendi dindaşlarının yaşadığı ülkeye sığınır da kocaları onlara yaptıkları harcamayı alamazlarsa onlar için aşağıdaki hüküm uygulanacaktır:

“Eşlerinizden biri kâfirlere kaçar, sonra onlardan öcünüzü alırsanız ganimetten, eşleri kaçıp gitmiş olanlara, harcadıkları kadar ödeme yapın...” (Mümtahine 60/11)

Sonuç olarak âyetler, kadına evliliği sona erdirme hakkı tanımış, Peygamberimiz uygulamasıyla konuya açıklık getirmiştir.


--------------------------------------------------------------------------------

* Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır, Kur'an-ı Kerim'in Açıklamalı Meali, İstanbul, 2003, s. 207-212


[1]- el-Muvatta’ Talak 11.

[2]- Buhârî, Talâk 13.

[3]- İbn Mâce, Talak 22.

[4]- İbn Mâce, Talâk 22.

[5]- Darimi, Talâk, 7.

[6]- İbn Sa’d, VIII/326 (Ârim b. Fadl Hammad ibn Zeyd’den tahdisen, o Yahya b. Said b. Kays b. Amr b. Sehl’den nakledilmiştir).

[7]- Kurtubî, Tefsir, III/95.

[8]- Şevkânî , VI/277

[9]- Mâlik b. Enes, Müdevvene, II/341.

[10]- Buhârî, Şürut, 15.

[11]- Safiyyurrahman el-Mubarekfûrî, er- Rahîk’ul-mahtûm, Beyrut – Lübnan, 1408/1988, s. 314.

[12]- el-Feyrûzâbâdî, el- Besâir, عصم maddesi.

[13]- Buhârî, Şürut 15. Buhârî, Ömer’in karısını boşadığını yazmaktadır. Biz, o kelimeyi “serbest bıraktı” diye tercüme ettik. Çünkü hadis rivayet eden kişiler, duydukları kelimelerle değil, o kelimelerin kendi zihinlerinde bıraktığı anlam ile naklederler. Buhârî hadis öğrenimine hicrî 205 yılında başlamıştır. Ölümü 256’dır. Yani olay ile kendi arasında en az 220 yıl vardır. Daha önce görüldüğü gibi sahabe döneminden sonra iftidâ unutulmuş, yerini muhâlaa almıştır. Böyle bir ortamda hadis nakleden kişilerin karı-koca arasındaki her ayrılığı boşama diye algılamaları normaldir.

[14]- Muvatta’, Nikah, 20

25.07.2008 - rey2466

yusufcuk

Aklına gelen veya gelmeyen en büyük günahları da işlemiş olsan,samimi bir tevbeyle, Allah sonsuz rahmeti ve sevgisiyle o günahı affeder.Tevbe ile Affedilmeyecek hiç bir günah yoktur,yeterki bir daha aynı şeyi yapma.Biraz rahatla.Herkesin söylediklerine de hemen inanma,biraz araştır.Selamlar sevgiler

23.07.2008 - rey2466

nakşilerden


Alıntıladiğım yazınızda kadının boşanma hakkı yoktur mu demek istiyorsunuz.Eğer öyleyse deliliniz nedir.Selamlar sevgiler

23.07.2008 - rey2466

naksılere cewap REY KARDESIME

ewt yoktur ancak nıkah esnasında kocanın karsına bır weya ıkı talak hakkını wermesıyle olur.DELILIM KADINLAR AKLINDA VE DI NINDE ZAYIFTIR.H.Ş BU HADISTEN YOLA CIKARAK DUSUN BAKIM SEN HASTA BI INSANA HERHANGI BIR KONUDA BANA AKIL WER DIYEBILIRMISN EWT DERSIN AMA SAN SAGLIKLI CEWAP WERECEKMI HAYIR O YUZDEN KADINDA BOYLEDIR AYIN 10 GUNU BELKIDE YARISNI HASTA OLARAK GECIRIYORLAR HASTA BIR INSAN DA IRADESINI MUHAFAZA EDEMEZ WE SENI KUCUK BIR SEBEPTEN DOLAYI BOŞAYABILIR YANI SEBEPSIZ DIYEBILIRZ HALBUKI ERKEK HER ZAMN SAGLIKLIDIR BEDEN SAGLIGINIDA RUH SAGLIGIYLA BIRLESTIRDIGINDE KADIN GIBI HEMEN BOSARMI SENCE

12.09.2008 - emincan

Konular