Bela ve Musibet

Mutluluk Dilencileri !

Hayatın gayesini sadece mutlu yaşamak,lezzet almak ve keyif sürmek olarak görenler nefis ve şeytanın tavsiyesiyle o mutluluğu elde etmek için helal haram demeden her kapıyı zorluyor.Kendisine felaket, bela, keder, getirmesine rağmen mutluluğu parada, içkide kadında, fuhuşta, zinada ve malda aramaya devam ediyor.kimisi şöhret kimisi mal kimisi kariyer kimisi içki kimisi arzuların ve zinanın kimisi gaspın hırsızlığın kapılarını zorluyorlar.

Ey Musibet Düşmüş İnsan Bil ki!

Ey bela ve musibete düşmüş insan bil ki ,o gelen musibet ve belalar öyle kudsi, ulvi, nurani bir makamdan öyle adil şefkatli bir zattan geliyor ki, o şaşmaz yanılmaz,O kusurdan münezzeh hatadan müberra, hakimi mutlak ve rahimi mutlak bir zattır.. Mükâfatı bol, rahmeti bol, inayeti bol olan bu zatın gönderdiklerini edep ve vakarla karşılayıp bela ve musibetlere diyeceğiz ki:

Nefis ve Şeytanın Kör Noktaları.

Yüz kapısı olan bir sarayın bütün kapıları kapalı iken, sadece birisi açılsa o saraya girilebilir ve diğer kapılar da açılabilir. aynı sarayın doksan dokuz kapısı açık, birisi kapalı olsa elbette o saraya girememekten söz edilemez. istikametli inancın ve imanın daimi düşmanı şeytan, genellikle o tek kapalı kapıyı gösterip bu saraya girilmez. İçinde bir şey yok.

Günaha İşlemede Hissiyatın Rolü.

Müminlerin günah vartalarına ve dalalet çukurlarına çok çabuk düşmelerinin sebeplerinden birisi de yaptığı fiil ve hareketlerinde hüküm verirken aklın muhakeme ve mukayesesi ile değil hissiyatların tahakkümü ile hareket etmesidir..

EMRi BiL MARUF & NEHYi ANiL MÜNKERİ TERK EDERSEK NE OLUR?

İslam insanlığın iki dünya saadeti için gelmiştir.iki dünya saadeti bir arada olmadığı zaman dengeler her zaman alt üst olur,dünya saadeti için sadece çalışıldığı zaman adalet hürmet merhamet yerini merhametsizliğe zulme bırakır.çünkü ceza ve müeyyideler sadece dünyevi olduğu için caydırıcılığı olmaz,mükafatlar dünyevi olduğu içinde tatmin etmez,sadece ahiret için de çalışıldığı zamanda dünya hayatı maddi terakkiyat olmaz,toplumlar hep bedevi ve vahşi olarak kalır,halbuki iki dünya için dengelenen hayatlar istikamet içerisinde huzurlu m

psikoz hakkinda bilgi

cogu kisinin bilmedigi milyonlarca insanin farkinda olmadan gecirdigi bi hastalik gecirdim kroniklesme sansi dusuk sukur kisa sureli psikoz biraz bilgil endirmek istedim herkesi..6 ay boyunca denetim altimdayim amac ufakta olsa kroniklesme riskini dusurmek..ellerim kollarim baglanarak hastaneye goturuldum ....cagin hastaligiymis yueni ogrendim..hicbir zihinsel problemim kalmadi fakat belki hayat boyu kalacak normalda heyacanlarimi sevgimi herseyi dorukjta yasarken azalma hissi var suan bunu nasil asacagimi bilmiyorum duygularim olmadi icin namazi dahi biraktim ne sevinebiliyor nede uzulebiliyo

"duhan"maddi bir azapmıdır?

Duhân

Soru: Kıyametin alâmetleri arasında sayılan “duhân” maddî bir azap mıdır, yoksa fikir inhirafı gibi bir manevî hastalık mıdır? Onun, münkirleri öldürecek ve mü’minlere de nezle misillü bir maraz bulaştıracak olması nasıl anlaşılmalıdır?

Güvensizlik

Salam,Men çok uzatmayacağam. Sadece,men insanlarin üz-gözüne baka bilmirem. İlk önce vicdanla başayan bu küçük problem,sonradan güvensizlikle davam ederek bi' kompleks emele getirdi ve bu menim yegane belam ve müsibetimdir....
Kimse ne ise bu sahada bilirse,ya karşılaşıb da sonradan müalice olunubsa mene yazsın,çaresini biliyorsa,zahmet olmazsa :
hezbollah43171127@yahoo.com

Önceden teşekkür ederim !

Tesettür sadece başı örtmekten ibaret değildir

Zamanın şartlarına göre değişim şart. Fakat bu değişimde ölçü kaçırılırsa, ortalık curcunaya döner ve toplumu ayakta tutan değerleri yok olma noktasına getirir. Hele bir de değişmeyecek şeyleri değiştirmeye zorlarsanız kendinizi inkar etmiş, bir nevi “harakiri” yapmış olursunuz.

Her nedense iki asırdır, gelişimi, değişimi hep yanlış uyguluyoruz veya uygulatıyorlar. Batı, değişimde teknolojiye yönelirken biz dine, manevi değerlere yöneldik. Onlar dinlerine hiç dokunmazken biz teknolojiyi bir tarafa bırakıp nasıl yaparız da dini değiştiririz, hep bunun planı, projesi ile uğraştık. Çünkü kasıtlı olarak geri kalmanın müsebbibi olarak din gösterildi.

Feminist enteller şeytana iş bırakmadı

İslamcı feminist aydın bayanlarımız, kafalarında kendilerine göre, bir İslam şablonu çizmişler veya birileri çizdirmiş, bunun dışına çıkamıyorlar. Kim derse desin eğer bir husus bu feminist şablona uymuyorsa tanımıyorlar. Bunu dinde söz sahibi alim de söylese, Peygamber efendimiz de söylese hatta Kur’an-ı kerimde bile geçse fark etmiyor.

SANAL TUZAK: BİR ‘TIK’TA BAĞIMLILIK

Sanal alem; sonu belli olmayan yolculuk





Modern zaman kumarhaneleri












Başarılı bir üniversite öğrencisi olan A.Ö., gelişen teknolojiye ayak uydurabilmek ve internetten faydalanabilmek için kaldıkları bekar evine arkadaşları ile ortak bilgisayar alır. Maddi durumu yerinde sayılacak bir ailenin çocuğu olan A.Ö. ev arkadaşlarıyla internette rastgele buldukları siteleri dolaşmaya başlar. Derken, sanal kumar sitelerini keşfeder. Önceleri zaman geçirmek için kumar sitelerine giren A.Ö., zamanla babasının gönderdiği tüm paraları buraya kaptırmaya ve okulundan uzak kalmaya başlar.

İnkar Edenlerin Ölüm Anındaki Pişmanlıkları

Yaşadıkları süre boyunca insanlara pek çok kez Allah’tan korkup sakınmaları, sonsuz cennet ve cehennem hayatının varlığı, hesap günü için hazırlık yapmaları gerektiği hatırlatılır. Ancak inkarcılar bu çağrılara her defasında olumsuz karşılık verir ve kendilerine hatırlatılan bu kıymetli öğütten faydalanmazlar. İşte bu nedenle de, ölümle karşılaştıklarında yaşadıkları büyük pişmanlığın asıl sebeplerinden biri, “kendi elleriyle” kendilerini böyle bir duruma sokmuş olmalarıdır. Kimse onları zorlamamıştır, ancak onlar bu kötü sonu kendi iradeleriyle hazırlamışlardır.

Titrek Sesli Kız

Telefonun öteki ucundaki genç kız ağlamaklı ses tonuyla konuşuyordu:



“Hocam, moralim çok bozuk, çok kötüyüm, bana yardım eder misiniz?”



“Buyurun nedir probleminiz?”



“Nişanlım beni terketti. Hem de eften püften meseleler için. Bana sadakatsizlik gösterdi. Hayallerim kırıldı. Ben şimdi ne yapacağım?”



“Evlenip, yuva kurduktan sonra sizi terketseydi, daha mı iyi olurdu?”



Titrek sesiyle devam etti:



“Ama gururumu çok kırdı. Dayanamıyorum.”