Amel

Ne kadar gizli ben var konuşmalarımızda?

Bilmem siz de düşündünüz mü hiç, konuşmalarınızda ne kadar gizli şirk manasını hatırlatan benlik duygusu bulunduğunu?

Ben yaptım, ben ettim, benim eserim, benim başarım kabilinden benlik iddiaları alıp yürümekte, Allah adına yapma niyeti bazen akla bile gelmemekte midir acaba?.. İsterseniz bu mühim konuda etkisinde kaldığım bir sohbetin yerimizin aldığı kadarını birlikte okuyalım sizinle. Kendimizi bir tartalım Hocaefendinin hassas ihlas terazisiyle. Bakalım kendimize verdiğimiz puan ne olacak?

Kadının Sesi...

Kadının sesi:

Kadının sesinin avret olup olmamasında ihtilaf olundu. Racih kavil üzerine kadının sesi avret değildir. Nehir’de “Avret olmaması görüşüne itimat uygun olur” dedi. Bunun mukabili Neval’de olandır ki o da şudur:

Kadının namesi avrettir. Kadının, Kur’an-ı Kerimi yine kadından öğrenmesi daha güzeldir. Rasülullah “Namaz kılan kadının önünden geçen olursa tespih yapmaz elini vurur, erkek ise sesle tesbih yapar” buyurdu. Kadının sesini erkeğe işittirmesi güzel olmaz. Kafi’de “Kadın sesli olarak telbiye yapmaz çünkü sesi avrettir” dedi. Muhıt’de ezan bahsinde bunu söyledi.

Kimin Ne Olduğunu Allah Bilir Ancak !!!

İnsanlar hep ben bilirim ,en iyi benim,ben çok okumuşum gibi şeylerle kendilerini üstün tutarlar.Ama bu üstünlük taslamasıyla,diğer insanları düşürme ,kırıcı laf etme,günahkar deyip,özür ve af dilemesinde ısrar eden insanlar,yanlış yaptıklarının farkında olmadıkları gibi,bildiklerininde kendilerine ve başkalarınada fayda sağlamıyacağı bilinmelidir. çünkü peşin hükümlü olmak iyi bir şey değildir.ve yanlıştır.
onu örnekleyen bir olayı anlatmak istiyorum ;

Padişahın İşi Ne............

Sultan Murat Han o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam sivayuş paşa sorar:

Yoldan Güzel Geçmek

Bir kral halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi.

Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti. Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu.

Kader, kazâ ve irâde

Kader, kazâ ve irâde, Ehl-i Sünnet’in inanç esasları içerisinde üç temel kavramdır.

Mâlumdur ki, Allah Teâlâ’dan başka bir yaratıcı yoktur. Kâinatte meydana gelen ve gelecek olan her şey, mutlaka O’nun ilmi (bilmesi), irâdesi (dilemesi) ve yaratmasıyla vücûda gelir.

Herhangi bir şeyin muayyen bir şekilde vücûda gelmesini Allah Teâlâ’nın ezelde dilemiş olmasına “kader” adı verilir ve kader’e inanmak da imanın şartlarından altıncısıdır.

Allah Teâlâ’nın dilemiş olduğu herhangi bir şeyi, zamanı gelince meydana getirmesine de “kazâ” denilir.

evlenmeden önce cinsel iliski

öncelikle herkese merhaba..
ögrenmek istedigim bi kac sey var,bunlari kimseye soramadim..
kisaca anlatmak istiorm durumu.
6 senedir erkek arkadasimla cikiyoruz,11 yasinda teklif etmisti:) ve hala beraberiz su an ben 16 o ise 17 yasinda,kisa süre önce benimle beraber olmak istedigini yatmak istedigini söyledi ama ikimizde zina konusuna cok takildik ve henüz bi karar almadik.evlenecegimize eminiz hemde cok herseyden cok seviyoruz birbizimi ailelerde tanisiyor ve yemin ettik.bende ondan baskasiyla evlenmicegim.
sorum su:
evlenecegin kisiyle evlenmeden yatmak günahmidir..?

kisa zamanda cvp alirsam sevinirim.

Gelin hep beraber ağlayalım..

Gelin hep beraber ağlayalım..
Hakkını veremeden eda edilen namazlarımıza ağlayalım..
Hakkını veremeden eğilip kalkmalarımıza ve bunlara namaz deyişimize ağlayalım…
Aşıkla mâşuk misali ALLAH(c.c.) ile kulun buluşma noktası olan secdelerimizin ve seccadelerimizin hakkını veremeyişimize ağlayalım..
Günde en az beş defa sunulan af piyangosunu kaçırdığımıza ağlayalım..
Her bir namazda bütün günahlarımızdan arınma fırsatını kaçırdığımıza ağlayalım..
Uykunun kollarında gaflet içinde geçen zamanımıza ağlayalım..
Gaflet ile geçirilen ve boşa giden günlerimize ağlayalım..
Her gün onca hadise karşısında ürpermeyen kalplerimize ağlayalım..
Dünyaları yutsa da doymayan nefislerimize bende oluşumuza ağlayalım

::Çanakkale Şehitlerinin Aziz Hatırasına: Saka Eri Hüseyin::

SAKA ERİ HÜSEYİN

(Çanakkale şehitlerinin aziz hatırasına, bir Fatiha vesilesi olsun diye...)


TAK! Bir topuk selâmı, cılız.

“HAYRABOLULU HÜSEYİN EMRET KUMANDANIM!”

Hüseyin oğlum, kaç yaşındasın? diye sordu kumandan. Karşısında hazrola geçmiş kibrit çöpünden hallice, çipil gözlü delikanlıya. Delikanlı dediysek de, asker kaputunun içinde ha var ha yok gibiydi. Henüz bıyıkları bile bitmemiş, parlak yüzlü bir oğlancıktı aslında Hüseyin, Hayrabolulu Hüseyin.

“Onüçümden ay aldım kumandanım.”

“Küçüksün!”

Yanlış doğruya götürmez

Son zamanların modası… Çeşitli şekillerde tezahür eden bir tür “ibahacılık” versiyonu adeta… Herhangi bir “İslamî” faaliyet yürütüyorsanız, tepki çekmemek için (erkekseniz) altın yüzük takabilir, (kadınsanız) başörtünüzü açabilirsiniz… Hatta “takmalısınız”, “açmalısınız”… Yaptığınız kocaman işler karşılığında böyle ufak tefek meselelere takılmak ufuksuzluktur!..

Hem, değil mi ki Efendimiz (s.a.v) Hudeybiye’de mü’minlerin aleyhine görünen bir anlaşma metnini onaylamış, hatta müşriklerin, “Allah’ın Resulü Muhammed” (s.a.v) ifadesinin metinden çıkarılarak yerine “Muhammed b. Abdillah” (s.a.v) ifadesinin konması konusundaki ısrarına direnmemiş, söyleneni yapmıştı?!

Kaza Namazları

Soru

Hanefi ve Şafii mezheplerine göre kaza namazlarının hükmü nedir? Kaza namazlarını bitirmeden sünnet veya nafile namaz kılınamaz mı? Bu konu ile ilgili Hanefi ve Şafii mezhep imamları ne söylemişlerdir? Bir de namaza yeni başlamış ve de geç başlamış bir müslümana “önce …. yıllık kaza namazlarını bitirmen lazım” denildiği takdirde o kişi zaten yeni yeni başlayacak olduğu namaz ibadetinden soğumaz mı? Bu ne derece doğru?

Cevap

İlk sorudan başlayalım

1. Kaza namazı bulunan kimsenin 5 vakit namazın önünden ve arkasından kılınan sünnet (ratibe) namazları kılıp kılmayacağı konusunda Hanefî ve Şafiî mezhepleri farklı görüşler benimsemiştir.

Hareket Zamanı!

1 Yemekten önce tuz ile başlayacağım inşaallah! 238
2 Artık yatarken sağıma dönüp yatacağım inşaallah! 246
3 Artık gece üzeri açık yiyecek/içecek bırakmayacağım inşaallah! 224
4 Yediğim yiyecek/içeceklerin nerden geldiğine dikkat edeceğim! 219
5 Daha az televizyon izleyeceğim! 212
7 Evde lüzumsuz yanan ışıklara dikkat edeceğim! 229
8 Abdestsiz uyumamaya çalışacağım! 152
9 Kerehat vaktinde (güneş doğarken ve batarken) yatmacağım! 103

Yiyecek/içecek Mevzuularında..

1 Yemekleri ailemle beraber yiyeceğim! 164

Faizli paranın kullanımı nasıl olur?

Soru : Üniversite öğrencisiyim ve babam bana yardım olarak faizli parasından gönderiyor. Bu parayı kullanabilir miyim? Böyle faizli bir para bana miras kalırsa, ne yapabilirim?

--------------------------------------------------------------------------------
Cevap: Bismillahirrahmanirrahim

Gönderdiği paranın tamamının faiz parası olduğunu biliyorsanız, bunu kullanmanız helal olmaz. Böyle bir parayı biriktirip ileride de kullanamazsınız. Ancak kazancında faiz parasının yanında helal parası da varsa, gönderdiği paranın helal paradan olduğuna inanarak kullanabilirsiniz. Kalan mirasın hükmü de böyledir.

MÜFLİS KİMDİR?

İnsanlar arasında hiç malı bulunmayana veya malı pek az olana veyahut da malı helak olmuş kimseye müflis denilirse de, hakikî müflis hadîs-i şerîfde bildirilen kimsedir. Ebû Hüreyre'nin (r.a.) rivayet ettiği hadîs-i şerîfte: Resûlüllah (s.a.v.): "Müflis kimdir bilir misiniz?" buyurdu. Ashâb: "Bizim aramızda müflis hiç bir parası ve malı olmayan kimsedir", dediler. Bunun üzerine, Resûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki;

"Ümmetimden hakîkaten müflis, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelecek olan kimsedir. Ama şuna sövmüş, buna zina iftirâsında bulunmuş; şunun malını yemiş; bunun kanını dökmüş, diğerini de dövmüş olarak gelecek. Ve buna hasenâtından, şuna hasenâtından verilecektir. Şâyet dâvası görülmeden hasenâtı biterse, onların günahlarından alınarak bunun üzerine yüklenecek, sonra cehenneme atılacaktır."

Aşil’in topuğu ve zayıflıklarımız

İnsanların ve milletlerin zayıf noktalarına “Aşil’in topuğu” adı verilir. Ve her insanın, her milletin mutlaka zayıf bir noktası vardır. Mesela:

Evli insanların zayıf noktaları, çocuklarıdır. Behçet Necatigil, “Biz böyle eğilmezdik, çocuklar olmasaydı” dizesini boşuna yazmamıştır.

Dünya malına düşkün olanların zayıf noktaları, mevki makam ve öne çıkma hırsıdır. Hazreti İsa, “İnsanlara ihtiyaç ve mihnet duymak istemiyorsanız, az yiyiniz ve kenardan yürüyünüz” sözünü boşuna söylememiştir.

Kadınların zayıf noktası altındır. Şair, altın madeninin şiirini yazarken, “kadınlardan kimseye sıra gelmeyen” diye boşuna dememiştir.

Dinde tâviz yasak!

Cenab-ı Hak, dininden zerre kadar tâviz verilmesini yasakladığı gibi, tâviz vermeye ednâ, yani zerre kadar meyli de yasaklamaktadır. Bu hususta birinci muhatap olarak Peygamber Efendimizi (asm) almakta ve tâviz vermesi durumunda onu şiddetle cezalandıracağını beyan buyurmaktadır. Bu konu ile ilgili âyet-i kerimelerin meâline muteber tefsirlerde yer aldığı şekliyle bakalım:

“Habibim! Biz inâyet-i İlâhiyemizle seni hak üzere sabit kılmamış olsaydık onların hud’alarının kuvvetine binâen tekliflerini kabule meyleder ve azıcık yaklaşırdın.” Yani; meyletmedin velâkin hilelerinin kuvveti meyletmeye yaklaştırdı velâkin biz himaye ettik, sen de yaklaşmadın.” (Hülasatü’l Beyan, İsrâ Sûresi / 74)